Madde baðýmlýsý Batý düzeni karþýsýnda son kale: Ýslam medeniyeti
ABONE OL

Aydýn Nurhan / Emekli Büyükelçi

Lafý çýplak oturtalým. Türk Batý’nýn ötekisidir. Bu tarihi gerçek deðiþmeyecektir. Bununla yaþamak zorundayýz. Yani? Batýcýlarýmýz 200 yýllýk rüyadan uyanmalýdýr. Türk’ün Batý ailesi içinde yeri yoktur. Türk ülkesine yabancýlaþýp Batý’ya yerleþir, Hýristiyan olursa, asimile olursa o ayrý bir konudur.

Küresel köyde Türkiye’nin yeri nedir?

Küresel düzen Batýlý ülke yöneticilerini, iþ adamlarýný ve medyasýný korkuttu, maymuna çevirdi, emri altýna aldý. Baþta ABD eliti, sonra Avrupa yöneticileri boyun eðdi II. Dünya Savaþý sonrasý yeni düzene. Japonya ve Kore yöneticileri onlarý takip etti. Hindistan yöneticileri yola girmek üzere. Sýrada Çin ve Rusya eliti var. Ne kadar direnebilirler, zaman gösterecek.

Bu öyle bir düzen ki, robot kullanan sermaye giderek daha az sayýda elde toplanýyor. Devlet yöneticileri insanlýk tarihinin hiçbir devrinde bu kadar korkak olmamýþlardý. Sermaye karþýsýnda bu kadar çaresiz ve ürkek olmamýþlar, halklarýný satýp baþka mihraklarýn hizmetine girmemiþlerdi. Ýnsanlýk için tek kurtuluþ olarak gösterilen “demokrasi” ve “medya” bu kadar yozlaþýp emir altýna girmemiþti.

Bu sistem nasýl iþliyor?

Yerel sermaye belirli bir hacme ulaþýnca metropole taþýnýyor. Daha da palazlanýnca dýþa açýlýyor, küresel sermaye oluyor. O ortamda iþ yapabilmek için, ekmek yiyebilmek için de küresel mafyanýn emrine giriyor. Ýþte bu nokta hayati karar noktasý.

Büyük, küresel ticarete açýlmýþ sermaye “milli” kalabilir mi? Milli kalýrsa ona ekmek yedirirler mi? Onu rahat býrakýrlar mý? Þöyle bir örnekleme yapalým: Bir adam evli kadýna sata-þýyor. Kadýn iffetli, eþine sadýk, ama adam býrakmýyor peþini. Kadýn kocasýndan yardým istiyor. Bu örnekte sataþan küresel mafya. Koca ise devlet. Eðer koca karýsýný koruyabilirse sorun yok. Koruyamazsa “fahiþe sermaye”den bahsedebiliriz. Bu oyunda vatanýna sadýk sermayenin (medya da örnek olabilir) istemeyerek zorlanarak fahiþeleþmesi veya zaten bu iþe teþne sermayenin (medyanýn) bilerek, isteyerek, seve seve vatanýndan kopmasý söz konusu olabilir. Öyle bir devirdeyiz ki, dünyanýn en güçlü devletleri bile çaresiz bu düzende.

Köle düzenine karþý umut

Þimdi de gelelim Türkiyemize… Yani Batý’nýn “öteki”sine… Batý Reform ve Rönesans’la dini, yani insanýn “mana” boyutunu dýþladý materyalist oldu, Doðu dinleri de materya-list saldýrý karþýsýnda direnme gücü gösteremedi, teslim olmak üzere. Ýnsanlýðý “madde baðýmlýsý” köle yapan düzen karþýsýnda son kale ve umut, Ýslam medeniyeti.

Bu ortamda Türkiyemizin önündeki seçeneklere bakalým.

Roma’nýn barbarlarý ehlileþtirmesi gibi gayrýmüslim dünya nasýl korkutulup ehlileþtirildi ve o sayede ekmek yiyorsa, Türkiye de kendi isteðiyle ehlileþip emir altýna girer. ABD, AB, Kore, Japon markalarý nasýl cici çocuklarsa, eþit muamele görüyorlarsa, Türk mamulleri de yaþama þansý bulur. Tek þart düzenin emri altýna girmek, cici çocuk olmak. Zinhar baþ kaldýrmamak.

Vaktiyle Amerikan mandasýný samimi olarak isteyenler vardý, bugün de teslimiyetçi ruhla samimi olarak küresel mafyanýn emrine girmekten baþka çare olmadýðýný düþünenler var. Alman, Japon, Koreli gibi sisteme teslim olup “Manayý boþver, dünya malý yiyelim” diyenler var. Aksi takdirde ekonomimizin çökertileceðini, Türkiye içine hapsedileceðini düþünen, buna samimi olarak inananlar var. Bu inanýþ samimi de olsa, gayr-ý samimi de olsa sonu “fahiþe sermaye”, “fahiþe basýn - Amerika’da Prestitute diyorlar”, “fahiþe, korkak, satýlýk politika-cý”dýr.

68 baþkaldýrýsý ve küresel elit

68 köylü gençliðinin karþý çýktýðý küresel düzen bu kadar teslim olmamýþtý sermayeye. Ama o gençler bugünün yarý-burjuva kapitalistleri, konformistleri oldular. 68 baþkaldýrýsý ma-sum deðilmiþ. Ezik taþralýlýktan kaçýp küresel elite katýlma özentisiymiþ. Heyhat…

Emperyalizme karþý ezilen halklarýn umudu Atatürk idi, bugünün Batýcý sahte Kemalistleri ise küresel sermayeye karþý korkudan ses çýkaramaz hale geldiler. Atatürk olsaydý ne ya-pardý bugün? “Batýlý olmak istiyorsanýz küresel mafyanýn emri altýna girin” der miydi? Yoksa “Küresel haksýzlýða baþkaldýrýn” mý derdi? Küresel düzenin fahiþesi olma seçeneðinin karþýsýnda iki alternatif olabilir: Ýlki kolay, Marksizm. 20. yüzyýl ideolojilerin ölüm çaðý idi, sanayileþme döneminin bu antika ideolojisini bugün tartýþmaya bile deðmez.

Gelelim ikinci alternatife. Ýslam Medeniyeti. Osmanlý’nýn çöküþünden bu yana tartýþýlan husus: Osmanlý öldü, geri getirmeye çalýþmayýn, insanlýðýn modern sorunlarýna çare olamaz. Asr-ý Saadet. Onu uygulamak da gerçekçi olmaz deniyor günümüzde.

Eveet… Gelelim tartýþmamýzýn kilit noktasýna. Her medeniyet gibi Batý Medeniyeti de zirveyi aþtý, iki dünya harbi ile intihar etti ve iniþe geçti. Devletler de insanlar gibi kendilerini güçlü ve güzel hissettikçe güzel, iyi iþler yaparlar. Güçten düþtükçe çirkinleþir, komplekse girer çirkin iþler yaparlar. O nedenle nükleer silahlar yükselen güçlerin elinde insanlýk için az tehlike, çöküþteki güçlerin elinde çok büyük tehlike olurlar. “Ben bittiysem Dünya da bitsin” derler. Nükleer ýrkçýlýk yapýp “Ehil olmayan” edinemez derler çöküþteki güçler.

Batý çöküþe girdiyse…

Doðu medeniyetleri Batý kapitalizmine teslim olmuþ, yorulan Batý’nýn maddeci bayrak yarýþýnda nöbeti hevesle devralmaya  soyunmuþsa… Ýnsanlýða adalet ve barýþ sunacak alter-natifleri yoksa... Giderek karanlýk tünele sürüklenen insanlýk için çýkýþ yolu sunamýyor ise… Öldüðü zannedilen, insanlýk tarihinin en parýltýlý medeniyeti Osmanlýnýn torunlarý ýþýk olabilir mi? “Bu halimizle mi?” diyenleri duyuyorum.

Batýlý dünya düzeni hasta. Osmanlý hasta adamdý çöktü. 21. yüzyýlýn hasta adamý Batý. 1750 yýlýndan beri dünya ekonomik aðýrlýðý ilk kez Doðu’ya geçti. Teknolojik yarýþ ilk kez ani fýrlamalara, rakiplerin ýþýk hýzýyla yer deðiþtirmesine yol açýyor. Silah üstünlüðü umulmadýk icatlarla yer deðiþtirebilir, dünya dengeleri altüst olabilir. ABD’nin uykularýný kaçýrýyor bu ihtimal.

Bu göreve hazýr mýyýz?

Batý ekonomilerinin zayýflamasý ve iþsizliðin o ülkelerde demokrasinin belkemiði orta sýnýflarý çökertmesi keza umulmadýk sosyal patlamalara, etnik ayrýþmalara, “implosion”lara yol açabilir. Türkiye iþte o günlere hazýrlanmalýdýr.

Ýnsanýn “mana” fýtratýný yok etmeye yemin etmiþ, onu “madde baðýmlýsý” yaparak köle eden çöküþteki Batý medeniyetine karþýn Osmanlý torununun arkasýnda baþka hiçbir Ýslam ülkesinin hayal edemeyeceði “meþruiyet”i, veraseti var. Orta Asya, Ýslam alemi, Afrika, Balkanlar ve dünyanýn ezilen, mazlum halklarýna umut olabilecek derinlik var.

Görevimiz Batý medeniyetini toptan kötülemek deðil. Batý medeniyetinin her ne kadar baþka medeniyetlerle bir arada yaþama kabiliyeti yoksa da, Ýslam medeniyeti geçmiþte nasýl komplekse girmeden Yunan felsefesinden yararlanmýþsa bizler de günümüz Batý medeniyetinin iyi yanlarýný alma büyüklüðünü gösterebilmeliyiz.

Asýl yapmamýz gereken, Batý’da da birçok beyni meþgul eden bazý sorulara cevap aramak olmalýdýr. Mesela diðer medeniyetler niçin geri kaldý? Batý nasýl geçti onlarý? Batý’nýn güncel hastalýklarý neler? Neden çöküþte? Çöküþ durdurulabilir mi? Batý’dan hangi deðerleri, hangi deðerlerimizle yoðurup yeni, evrensel bir medeniyet yaratabiliriz?

Biz bu aðýr göreve hazýr mýyýz? Evet. Hazýrýz.

Gerekli kodlar genlerimizde mevcut. Onlarý uyandýracak önder kadrolar yeterlidir. Kemalistlerin anlamýný idrak etmeden, ilkokul ezberiyle boþ hamaset olarak kullandýklarý bir hazi-nemize gerçek anlamýný yükleyerek bitirelim sohbetimizi. “Muhtaç olduðun kudret damarlarýndaki asil kanda mevcuttur.”

[email protected]