Müslüman kadını moda devlerinin radarına takıldı
Müslüman kadınlar moda endüstrisinin yakın kadrajında! Son dönemlerin en popüler trendi ‘modest fashion’ lüks devi global markaların birincil tercihi olmuş durumda. Peki, İslamafobi’ye rağmen neden Müslüman kadın stili bu denli ön planda?
Bir taraftan dünyada artış gösteren ırkçılık ve İslamofobi, diğer taraftan yeni sezon moda koleksiyonları ile en gözde trend Müslüman kadın stili! Müslüman olmayan ve İslami ölçülerle alakası olmayan lüks devleri için Müslüman kadın stili nasıl bu kadar ilgi odağı haline geldi? Üstelik gayrimüslim kadınlar tarafından da kabul göreceğinden kuşku duymaksızın...
Yazın bitimine doğru geçtiğimiz bu süreç, moda endüstrisi için yeni sezonun ve hareketliliğin habercisi... 2018 – 2019 sonbahar – kış koleksiyonları mağazalarda yerini almaya başladı bile. Bununla beraber markaların yeni sezon çekimleri de yayınlandı. Kuşkusuz en çok dikkat çeken Zara’nın tümü kapalı kıyafetler ve aksesuar olarak kullanılan eşarpların başı çektiği kış koleksiyonu oldu. Ayrıca Valentino’nun 2019 resort kreasyonunun kampanya çekimlerinde tüm mankenlerin eşarp takması son bir kaç sezondur seyretmekte olan ‘modest fashion’ trendinin zirve yaptığını gösteriyor. Çok değil bundan birkaç sezon öncesinde global markaların dikkatini çeken, Müslüman kadınların stilinden ziyade harcamalarıydı. Ortadoğu’nun bilhassa Körfez ülkelerindeki Müslüman kadınların lüks tutkusu markaların gözünden kaçmadı. Modanın yakından takip edildiği bu bölgede mega ölçekli alışveriş merkezleri çok ünlü. Online alışveriş oranları da ciddi boyutlarda. Dünyanın en ünlü alışveriş sitelerinden Moda Operandi, New York’tan sonra en çok satışı Abu Dhabi’de yapıyor. Reuters’in “Küresel İslami Ekonomi Raporu’’na göre Müslüman tüketici harcamaları 2021 yılına kadar 368 milyar dolara yükselecek ve bu rakam 2015 rakamlarından yüzde 51’lik bir artışa işaret ediyor. Dolayısıyla şu anda modaya yön veren lüks markaların en büyük hedef kitlesi Müslümanlar.
Müslüman tüketicilerin harcamalarıyla başlayan farkındalık, sosyal medyanın potansiyeli sayesinde karakter kazanmaya başladı. Özellikle genç Müslüman bloggerların hesapları tüm dünyaca ilgi ile izleniyor. Örneğin Kuveytli Ascia Al-Farah’ın 2012’de başladığı blog macerası bugün 2,5 milyon kişi tarafından Instagram’dan takip ediliyor. Al Farah gibi başka pek çok Müslüman stilde paylaşım yapan ve markaların kadrajında genç isimler var. Bu genç Müslümanlar güncel trend parçaları dini inançları doğrultusunda yorumlamaları ile moda endüstrisine yeni bir soluk kazandırdı. Bu durum tam da tükenmişlik sendromuna doğru yol alan endüstri için ilaç niteliğinde! Zira moda endüstrisi için icatlar, ilkler geçmişte kaldı ve son yıllarda geçmişle devinim halinde kıvranarak yoluna devam ediyordu. Moda farklı kültürleri, farklı disiplinleri sever. Hep arayış ve keşif içindedir. Aranan kan bulunmuştu! Modanın yeni bir rüzgâra ihtiyacı vardı ve bu biraz tesadüf biraz arayış ile yepyeni bir boyuta girdi. Ticari bakış açısıyla başlayan taze moda serüveni Müslümanların dünyada en büyük dini topluluk olması ve demografik olarak yüzde 50’sinin 25 yaşından genç olması ile yolculuğuna kreatif bakış açısını da ekleyerek ‘modest fasihon’ adıyla bugün en popüler trend olmasını sağlıyor.
MODA, İSLAMOFOBİ’Yİ DE GÖRÜR MÜ?
Nike, 2017 yılının başında Müslüman kadın sporcularla ilgili farkındalığı arttırmakla kalmayıp aynı zamanda Nike’ın pazar genişlemesi için Ortadoğu’ya doğru kaydığını da gösteren eşi görülmemiş bir “Pro-Hijab” pazarlama kampanyası yayınladı. Maxmara ve Alberta Ferretti defilelerinde ilk kez başörtülü manken kullanarak Müslüman kadınlara yönelik ivmeyi keskinleştirdi. DKNY, Tommy Hilfiger, Oscar de la Renta, Monique Lhuillier, Zara ve Mango dahil olmak üzere diğer markalar, Ramazan için özel koleksiyonlar üretti. Ramazan koleksiyonlarının en popüler olanı ise kuşkusuz bunu ilk kez yapan Dolce Gabbana’nın abaya kreasyonuydu. Yüzyıllar boyunca moda, sözel olmayan iletişimin kreatif bir biçimi olarak kullanılıyor. Farklı kültürlerden ve farklı inançlardan insanları birleştiren evrensel bir ifadenin ta kendisi olan ‘moda’ bugün Müslüman kadınları merkezine alırken sosyolojik açıdan da empati kurabilmelerine yardımcı olmasını umuyorum. Moda bugüne kadar karşı çıktığı zorbalıklar ve her seferinde altını çizdiği kadın hakları ile bir özgürlük savaşçısı. Müslümanların da dinini özgürce yaşamalarına ve örtünme biçimlerine saygı duyulması konusunda bir farkındalık getirmeleri işin sadece ekonomik olmadığını aynı zamanda samimiyetlerini de gösterecektir.
