Yerelden uluslararası bir bakış: Boğaziçi Film Festivali
ABONE OL

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali bu yıl 26 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında altıncı kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Beş yıldır ulusal ve uluslararası farklı biçimsel formatlarda birçok önemli filmi ve ekibini ülkemize getiren Festival, bu yıl da etkinlikler, önemli konuklar ve yerli sinemayı destekledikleri Bosphorus Film Lab (BFL) ile önceki yıllardan geri kalmamayı hedefliyor. Biz de tarih yaklaşırken yoğun bir hazırlık aşamasında olan Festivali, başkanı Ogün Şanlıer ile konuştuk. “Yıl boyunca çalışan, uluslararası film endüstrisi ile ilişkilerini kuvvetlendiren, sinema sektörünü yakından takip eden, yenilikçi ve özgün bir kadroya sahibiz. Bütün bunlar bir araya gelince enerjik ve yenilikçi bir festival haline geliyoruz. Diğer festivallere göre en büyük farklarımızdan bir tanesi; sürekli yerli sinemacılarımızı, ulusal yarışmalar ve endüstri bölümümüz Bosphorus Film Lab ile desteklemeye çalışıyoruz.” şeklinde konuşan Şanlıer, genç bir festival olmalarına rağmen çok yol kat etmelerindeki noktalara işaret ediyor.

FESTİVAL AYRICA BİR SİNEMA OKULU

Sektör profesyonelleri, önemli yerli-yabancı yönetmenlerle özellikle genç sinemacıları bir araya getirerek etkileşimde bulunmalarını sağladıklarını belirten Şanlıer, festival boyunca düzenledikleri birçok söyleşi, workshop ve masterclass’lar ile sinema yapmak isteyenler için hızlandırılmış bir sinema okulu işlevi gördüklerini vurguluyor. “Özellikle uluslararası alanda tanınırlığı ve prestiji çok yüksek, önemli filmlerin, yönetmenlerin, yapımcıların sürekli gelip gittiği, ortak yapımların, projelerin geliştirildiği ve Türkiye’de film festivali denilince akla ilk Boğaziçi Film Festivali’nin geleceği bir seviyeye ulaşmalıyız.” diyen Şanlıer, festivalin geleceğine dikkat çekiyor. Şanlıer ayrıca, konuşmamız sırasında daha önce Ivana Chubbcuk, Susan Batson, Lorenzo Soria, Robert McKee, Aida Begic, Laszlo Rajk, Zrinko Ogresta, Majid Majidi ve Bela Tarr gibi birçok önemli ismi ağırlayan Festival’in bu yıl da önemli bir ismi ağırlayacağının sinyalini veriyor. 

ÖZGÜN FİLMLERİ ÖNEMSİYORUZ

Bu festival sinemayla ilgilenenlere ve seyirciye nasıl bir perspektif kazandırıyor?

Sinemayla ilgilenenlere; filmlerin izlendiği, yeni projelerin konuşulduğu ve bu projelere desteklerin olduğubir buluşma noktası, öğrenme ve paylaşma adına kamusal bir alan sunuyoruz. Seyirciye ise yılın en iyi, en özgün, önemli festivallerinde gösterilmiş ama bunun yanında festivaller tarafından görmezden gelinmiş ancak farklı perspektiflere sahip çeşitli türlerden filmler sunuyoruz. Arkasında bir yönetmenin varlığını hissettiren, yenilikçi, özgün, estetik dertleri olan ve sinema dilini buna göre kuran filmlere daha çok yer vermeye çalışıyoruz. Seyirciye ‘ben de film yapmalıyım’ hissi uyandırabilecek yani ilham verecek filmlerin olması da bizim için önemli bir unsur. 

Festivalle ilgili kitle ya da popülarite kaygınız var mı?

Öncelikle filmlerin izlenmesi ve daha çok kişiye ulaşması her festivalin olduğu gibi bizim de en önem verdiğimiz konulardan bir tanesi. Festival izleyicisinin talep ve alışkanlıklarına tabii ki öncelik vermeye çalışıyoruz ancak öte yandan film festivallerine gitmeyen ya da bir şekilde uzak duran toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan kitleyi de festival izleyicisi ve özelde Boğaziçi Film Festivali’nin izleyicisi yapmak da bizim için çok önemli.

YERLİ SİNEMAYI DESTEKLİYORUZ

Bosphorus Film Lab ile yerli sinemayı destekliyorsunuz. Bu uygulamanızı Türk Sineması’na katkınız bağlamında değerlendirir misiniz?

Bosphorus Film Lab, Boğaziçi Film Festivali’nin endüstri bölümü; bu bölümde yerli sinemamıza destek oluşturmak önceliğimiz. BFL, iki bölümden oluşuyor, birincisi senaryo aşamasındaki projelerin katıldığı ve projeler üzerine çalışmaların yapılıp, geliştirilmesine yönelik Pitching bölümü, diğeri ise çekim aşamasında olan ya da çekimleri tamamlanmış ancak son kurgusu yapılmamış filmlerin yer aldığı Work in Progress bölümü. Her kategorinin farklı destek ödülleri ve atölye programları var. Bildiğiniz gibi ülkemizde çok fazla film fonu bulunmuyor, bu yüzden bu gibi platformlar sinemamız ve özellikle de genç sinemacılar için çok önemli. BFL, TRT ile kurumsal iş ortaklığımızın en önemli noktalarından biri. Pitching bölümündeki en büyük ödül TRT’nin Ortak Yapım Ödülü. Bunun dışında post-prodüksiyon ödülleri de var. Work in Progress bölümünde ise T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın nakdi bir ödülü bulunuyor. Önceki yıllarda katılımcımız olarak bu ödülleri alan filmler artık üretilmeye başlandı. Bizim de bu filmlerde katkımızın olması bizi çok mutlu ediyor. Örneğin, TRT Ortak Yapım Ödülü alan yönetmen Murat Pay’ın ‘Dilsiz’ isimli projesinin çekimleri tamamlandı, geçen sene Work in Progress bölümünde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ödülünü alan Banu Sıvacı’nın ‘Güvercin’ filmi ülkemizi Berlin Film Festivali’nde temsil etti.