Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Orakoğlu: Mesele kedicik değil milli güvenlik sorunu
ABONE OL

Adnan Oktar örgütüne dair 20 yıl önce ilk istihbarat soruşturmasını yürüten eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Adnan Oktar örgütünün, terör örgütü FETÖ ile birlikte İsrail istihbaratı tarafından kullanıldığını söyledi. 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu’nun fark ederek darbe hazırlıklarını istihbarat raporlarıyla deşifre eden Orakoğlu, Adnan Oktar grubunu da takibe almış ancak darbecilerin baskısıyla istihbarattan uzaklaştırılarak eğitim amacıyla ABD’ye gönderildi. 

GENERALLERE ŞANTAJ

1997 yılında ellerinde 28 Şubatçı generallere dair şantaj kasetleri olduğuna dair duyum üzerine Oktar grubunu izlemeye aldıklarını kaydeden Orakoğlu, bugün yürütülen soruşturmadaysa karşımızda bir dini grup değil yabancı ülkelerin istihbarat servislerinin taşeronu örgüt olduğunu söyledi. 1997’de Oktar’ın elindeki şantaj kasetlerini ele geçirmek için grubun takibe başlandığını kaydeden Orakoğlu, “Kendilerini milli bir grup olduklarını söylüyorlardı ama o kadar yerliydilerse ellerindeki kasetleri niye devletin kurumlarına vermemişler. Harıl harıl darbeyi deşifre etmeye çalışıyordu ki Allah karşımıza Batı Çalışma Grubu’nu çıkardı” dedi.

Telefon dinlemeleri sırasında, Oktar’ın şantaj yöntemlerini de gördüklerini kaydeden Orakoğlu, “1997’de bir holding kızını ağlarına düşürdüler. Oktar, ‘Bu kızı elden geçirdikten sonra, bana getirin’ diyordu telefonda. Telefon tapelerinde okudum o dönemde. Ama ilginçtir, tam olarak dinleyemiyorduk çünkü dinleme kesici kullanıyordu” diye konuştu. Orakoğlu, örgütün elindeki binlerce kasete de dikkat çekerek, “Bu kasetler arşivi nerede, İsrail’de mi? Bu örgütün para kaynaklarından biri bu şantaj kasetleri ama mesele şantaj ve kediciklerden çok daha büyük, milli güvenlik, devlet güvenliği söz konusu” dedi. 

20 YILDIR KAN TOPLUYOR?

Oktar grubunun 20 yıldır gizli şekilde kan örnekleri topladığına ve Türkiye’nin gen haritasının çıkarılarak Türkiye’ye karşı biyolojik silah yapımında kullanılabileceği yönündeki şüphelere de dikkat çeken Orakoğlu, şunları söyledi: “Örgüt yöneticisi Oktar Babuna için kan toplama kampanyası düzenlenmiş, bu kampanya sırasında toplanan kanların hangi amaçla kullanılacağı tartışma konusu olmuştu. Kanların yurtdışına götürülmesi, gen yapılarının çıkarılıp biyolojik silah olarak kullanılması iddia edildi.”

İKİNCİ DALGADA EMNiYET VE YARGI DA OLABİLİR

Orakoğlu, Adnan Oktar örgütünün kamuoyunda 20 yıldır tartışılmasına rağmen bugüne faaliyetlerinin önlenememesinin arkasındaki sis perdesine de dikkat çekti: “Örgüt üyeleri arasında, emniyet mensupları da vardı. 1999’dan beri niçin bu örgüte ciddi bir operasyon yapılmamış olması, yargı ve emniyeti ele geçiren FETÖ’yle Oktar örgütünün işbirliğini de gösteriyor. Oktar örgütüne ilişkin ikinci, üçüncü dalga operasyonlar olacağı söyleniyor ki varsa yargı ve emniyet kurumlarındaki ayakları da ortaya çıkar.”

İSRAiL BAĞLANTISI DOSYADA

Yabancı istihbarat servislerinin operasyonlarının deşifre edilmesinin zorluğuna dikkat çeken Orakoğlu, “Adnan Oktar örgütünün, İsrail ve diğer istihbarat servisleriyle olan bağlantısının da delillendirilmesi lazım. Ancak duyumlarıma göre, şu andaki soruşturma kapsamında daha önce askeri istihbaratta görevli emekli askerler tarafından Adnan Oktar ve grubunun İsrail istihbaratıyla bağlantılarına yönelik bilgi verilmiş. Dosyada, İsrail ile Adnan Oktar arasındaki bağlantıyı sağlayan isimlerin de olduğu yönünde duyumlar var” diye konuştu.

PENTAGON KURDU MOSSAD’A BAĞLADI

Peki ama Türk emniyetinin elinde olmayan cihazları Oktar örgütü nereden bulmuştu? Bülent Orakoğlu, ABD ve İsrail gizli istihbarat servisleri CIA ve MOSSAD’ı işaret ediyor: “1997 yılından bahsediyoruz. Bu cihazların temini şimdi bile yasak. Kullandıkları teknik cihazlar ve uyguladıkları yöntemler, CIA ve MOSSAD’ı işaret ediyordu. Görüştükleri din adamları ve sivil toplum örgütü temsilcilerine dikkat ederseniz, Oktar örgütünün İsrail tarafından kullanıldığını görürsünüz. FETÖ ve Adnan Oktar, Pentagon tarafından İsrail’e bağlandı.”