Gemi kaptanı değilse de felsefenin kaptanı
Teoman Duralı: Kafamda iki meslek vardı; Ya felsefe ya da kaptanlık... Kaptan olsaydım Norveç’e, felsefeci olsaydım Hindistan’a gidecektim. Felsefeyi seçtim ancak memleketimde kaldım.’’
Felsefenin gelişimine önemli katkılar sunan Teoman Duralı okurlarıyla buluştu.
Bu sözler, Necip Fazıl Saygı Ödülü’nün bu yılki sahibi felsefeci, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Teoman Duralı’ya ait. Bağcılar Belediyesi’nce düzenlenen bir söyleşi programına katılan Duralı meslek hayatından kesitler aktardı. Duralı, 12 Mart 1970 darbesinde asistanlık kadrosunun iptal edildiğini ve 9 ay işsiz kaldığını, bir müddet Kapalıçarşı’da komisyonculuk yaptığını anlattı.
NECİP FAZIL HAYRANI
Türkiye’de felsefe bilimi deyince akla ilk gelen isimlerden biri olan Duralı, Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden şair ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek’in hayranı olduğunu vurguladı. Kısakürek’i birkaç kez gördüğünü, lisede okurken onu dinlemeye gittiğini söyleyen Duralı ‘Kendisine hayran kaldım. Felsefe ağırlıklı konuşmuştu. Müthiş bir bilgisi ve olağanüstü bir Türkçesi vardı. Bunu kitaplarında da gösterdi. İki adamın belagatına hayran kalmışımdır. Onlardan biri Necip Fazıl, diğeri siyasetçi Osman Bölükbaşı” diye konuştu.
