Stefan Zweig olmak
ABONE OL

Alman edebiyatçı Volker Weidermann’ın 2. Dünya Savaşı’nın öncesinde 1936 yılında Avrupalı yazarların hayatından bir kesiti anlattığı Karanlıktan Önceki Yaz adlı anlatı, son dönemin en önemli eseri. Savaşın çanları Almanya’da Hitler yönetimi ile çalarken, başta Yahudi kökenli olmak üzere tüm yazarlar rahatça yaşayabilecekleri bir yer aramaya başlar. Bu isimler arasında Avusturyalı biyografi ve öykü yazarı Stefan Zweig de vardır. Dostoyevski’den Tolstoy’a, Montaigne’den Balzac’a, Kristof Kolomb’dan Macellan’a, İstanbul’un Fethi’nden Amerika’nın keşfine kadar dünya edebiyatının zirveleri, dünyaya yön veren kişiler ve olaylar onun çalışma alanıdır. Almanca yazan Zweig, 1930’lu yılların en çok satan ve kazanan yazarıdır. Ve Almanya’da kitapları yasaklanır. Zweig de savaştan uzak kalacağını sandığı Belçika’ya yerleşmek ister.

KORUYUCU BİR AĞABEY

Zweig ne kadar zengin, naif ve insan canlısı ise, Avusturyalı bir diğer yazar Joseph Roth ise bir o kadar yoksul ve içten pazarlıklıdır. On yaş küçük olduğu Zweig’e başta bir ağabeye yaklaşır gibi yaklaşan Roth da soluğu uzun vize bekleyişleri sonucu Belçika’da alır. Zweig bir yandan Belçika’da kendi kitaplarını yazarken öte yandan dünyanın diğer tüm önemli yazarları ile mektuplaşır ve eserlerini değerlendirir. Bu arada kitapları Amerika’da da basılır ve ciddi telifler kazanır.  Zweig, tarihi değiştirmiş ama kayıt tutulmadığından karanlıkta kalmış kişi ve olayları kaydetsin diye Tanrı tarafından görevlendirilmiş baş memur titizliğiyle çalışırken, Roth ise Almanya’da yasaklanmış bir yazar olmaktan başka kendini pazarladığı bir niteliği olmadan, telif kazanıp Amerika pazarından pay almak için birbirinin aynı şeyleri yazar. Zweig’den de nitelikli edebiyat için tenkit alır ama kulak asmaz.

KİBİR ABİDESİ JOSEPH ROTH’UN ÇÖKÜŞÜ

Savaşın Belçika’ya da sıçrayacağı anlaşılınca, Zweig, Brezilya’ya gidişin yollarını arar. Bu arada yoksul dostu Roth’u doyurur, yedirir. Ama Roth, Zweig’in bu dostluğuna onun arkasından konuşarak cevap verir. Hatta Zweig’in ona diktirdiği pantolona içki döküldüğünü gören bir başka yazara ‘Ceket almayan cimri Zweig’den öç alıyorum der ama bundan habersiz Zweig ona ceket siparişini çoktan vermiştir bile. Nihayetinde Zweig yaptığı ağabeyliklere yenisini ekleyip, kendisi Belçika’dan ayrıldığında geride kalan Roth’a küçük bir servet bırakır. Ve Brezilyaya gider. Bu arada Amerika’daki yayıncılar da Roth’u kitaplarını basmak istemediğini bildirir. İkinci darbe sekreterinin Roth’u dolandırmasıyla gelir ve Zweig’in bıraktıkları dahil her şeyi kaybeder. Roth 1939’da kendi kötülüğüyle ölürken, Zweig ise 1942’de zengin ve ünlü bir yazar olmasına karşın dünyanın acılarına dayanamayarak intihar eder. Zehra Kurttekin çevirisiyle Weiddermann’ın Karanlıktan Önceki Yaz’ı, tüm özellikleriyle büyük bir roman ne anlatıyorsa onu anlatıyor. Ve okunmayı çokça hak ediyor.