27 Mayıs milletin iradesine vurulan ilk darbe
ABONE OL

Mayıs 1960’da milletin ezici bir desteğiyle iktidara getirdiği Demokrat Parti’yi (DP) “ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla deviren güçler, Türkiye’yi darbelerle dolu karanlık günlere mahkum etti. Darbenin ardından Türkiye, uzun yıllar sürecek cuntacıların DP’yi suçladığı “kardeş kavgası”na mahkum edildi. 27 Mayıs, cumhuriyetin yaşayacağı darbelerin başlangıcı oldu. 

VESAYET KURULDU

Türkiye’de uzun yıllar etkili olan vesayet organlarını kuran 27 Mayıs cuntası, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz darbelerine kadar giden süreci, milletin yüzde 53 oy vererek desteklediği Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri 

Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı idam ederek başlattı. 

Milletin oylarıyla göreve getirdiği 3 Demokrasi Kahramanı, 27 Mayıs cuntacılarının sahnelediği Yassıada Duruşmaları tiyatrosundan sonra asılarak katledildi. Türkiye, üstüne üstlük uzun yıllar 27 Mayıs’ı Demokrasi Bayramı olarak kutlamaya zorlandı. 

PROVOKASYONLAR SÜRDÜ 

DP’nin iktidara geldiği ilk günden itibaren sivil ve askeri kanadın şiddetli muhalefeti ile karşı karşıya kaldı. Bu odaklar tarafından sahnelenen provokasyonlarla darbeye giden yolun taşları dizildi... Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. Provokasyonrlarla büyütülen olaylarının şiddetlenmesi  nedeniyle İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi. Ankara’da 5 Mayıs 1960’da bir öğrenci grubu, ‘’555K’’ yani “5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da” koduyla gösteri düzenledi. Adnan Menderes, kendisine karşı eylem yapılan yere giderek eylemcilerin arasına girdi. O sırada bir genç Menderes’in boğazını sıktı. “Ne istiyorsun” diye sorduğu gençten “Hürriyet istiyorum” cevabını alan Menderes, “Bir başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?” ifadelerini kullandı. 21 Mayıs’ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı’na kadar ‘’sessiz” yürüyüş yaptı.

Olaylardan rahatsızlık duyulduğu iddiasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM’yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı.

15 İDAM KARARI VERİLDİ

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta başlayıp 15 Eylül 1961’de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, “anayasayı ihlal” davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288’i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam kararları oybirliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı’nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. 

MİLLETİN ADAMLARI ASILDI

Sanıklardan 92 kişiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kişiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Diğer sanıkların bazılarına kısa süreli hapis cezaları verildi, bazıları da beraat etti. Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar’ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar girişiminde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası’nda 17 Eylül 1961’de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra saat 13.21’de idam edildi.

DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ

TBMM tarafından 11 Nisan 1990’da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. 

Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, 

Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun naaşları, 17 Eylül 1990’da İmralı’dan alınarak devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi’nde yaptırılan anıt mezara taşındı. Menderes, Zorlu ve Polatkan bu milletin verdiği Demokrasi Şehitleri olarak tarihe yazıldı.