Sandığı görünce OHAL’e sığındı
ABONE OL

Her fırsatta seçim isteyen, bunun için ‘Hodri meydan’ çağrıları yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti sözcüleri, seçim tarihi olarak 24 Haziran’nın belirlenmesiyle birlikte bahane aramaya başladı. CHP’nin Olağanüstü Hal (OHAL) bahanesini şimdiden sandık yenilgisini kabullenmek olarak yorumlayan siyaset bilimciler, geçmişteki uygulamalara dikkat çekti. CHP’nin iktidar olduğu dönemler dahil Türkiye tarihinin OHAL altında seçimlerle dolu olduğunu belirten Anayasa Hukukçusu Adnan Küçük, “Mevcut OHAL, seçim faaliyetlerine bir sınırlama getirmediği gibi hem vatandaşlar hem de siyasi partiler için çok daha güvenli bir sandık süreci sağlıyor. Herkes, 81 ilde istediği seçim çalışmasını, toplantı, miting ve propaganda çalışmasını çok daha rahat yapacak” dedi. 

YENİLGİYE KILIF HAZIR

Türkiye 24 Haziran seçimleriyle daha hızlı ve etkin bir yönetim şekline kavuşmayı konuşurken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, OHAL altında seçime gitmenin sandık sonuçlarına gölge düşüreceği iddiasında bulundu, TBMM’nin toplanarak derhal OHAL’in kaldırılması gerektiğini savundu. Bu açıklama, kamuoyunda “CHP, 24 Haziran seçimlerinden hezimetle çıkacağını biliyor.  O yüzden şimdiden seçim yenilgisine OHAL, adaylarımızı bile belirleyemeden baskın seçim kılıfı hazırlıyorlar” diye yorumlandı. 

CEHALET GÖSTERGESİ

Türkiye’nin seçim tarihi ve güvenliğiyle ilgili çalışmalarıyla bilinen Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Adnan Küçük, OHAL ve Seçim güvenliği tartışmaları için “Cehaletten kaynaklanıyor” dedi. Yard. Doç. Küçük, “Türkiye’de şu an yürürlükte olan OHAL, vatandaşların veya siyasi partilerin günlük hayatlarını ve çalışmalarını ilgilendiren bir düzenleme değil. Mevcut OHAL, 15 Temmuz darbesinden sonra başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütleri ve mensuplarıyla daha etkin mücadeleye yönelik” diye konuştu. 

SANDIK DAHA GÜVENLİ

Türkiye’de bir dönem özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde PKK terörüyle sandık güvenliği tartışması yaşandığını hatırlatan Küçük, şunları söyledi: “OHAL’den kaynaklanan bir seçim faaliyeti kısıtlaması mı varmış ki OHAL altında sandığa gidilmez deniyor? Seçimlerde, siyasi partilerin ihtiyaç duyduğu şey güvenli şekilde seçmene ulaşabilmesi ve istediği propaganda, toplantı ve yürüyüşü yapabilmesidir. Bu nedenle OHAL, siyasi patilerin daha rahat seçim faaliyeti yürütmesini sağlayacak. Vatandaşlar için de geçerli bu, çok daha rahat sandık başına gidebilecek.” 

SEÇİM ÖNERGESİ KOMİSYONDAN GEÇTİ

AK Parti ve MHP’nin, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçiminin 24 Haziran 2018’de yapılmasına ilişkin ortak seçim önergesi, TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildi. Öte yandan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Uyum Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili, “Cumhurbaşkanının Anayasa’da kendisine verilmiş kararnameyle düzenleme alanıyla ilgili hukuksal sorunlara yol açmadan, rahat çalışmasını sağlayacak alan temizliği yapacağız” ifadesini kullandı. 

OHAL ALTINDA SEÇİMİ AK PARTİ KALDIRDI

Türkiye, OHAL ve Sıkı Yönetimsiz seçimlerle adeta AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren tanıştı. 1982 Anayasa Referandumu ve 1983 Genel Seçimlerine Sıkı Yönetim altında giren Türkiye, 1987-2002 yılları arasında Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinin büyük çoğunluğunda OHAL yönetimi altında seçimlere girdi. Bunlardan biri de, CHP-DYP hükümetinin olduğu 1995 yılıydı. Kasım ve Haziran 2015,  2011,  2007,  2002,  1999,  1995,  1991,  1987,  1983,  1977,  1973,  1969,  1965,  1961,  1957,  1954,  1950,  1946’da çok partili seçimlere giden Türkiye, ilk OHAL ve Sıkıyönetim uygulamalarıyla CHP yönetiminde tanıştı. 1925’de Şeyh Sait ayaklanması nedeniyle 

Doğu illerinde iki yıl, sonra Kubilay Vakası ile 1931’de iki ay, II.Dünya Savaşı nedeniyle 1940-47 arası 7 yıl, 6-7 Eylül olayları nedeniyle 1955’de 9 ay, 27 Mayıs 1960 darbesi ve öğrenci olayları nedeniyle 1960-64 arasında yaklaşık 10 ay, 15-16 Haziran işçi olayları ve 12 Mart hareketi nedeniyle 1970-73 arası yaklaşık 2 yıl, Kıbrıs Harekatı nedeniyle  20.7.1974’ten sonra 14 ay, 12 Eylül sürecinde yaygın şiddet hareketleri nedeniyle büyükşehirlerde 26.12.1978’den 19.7.1987’ye kadar OHAL ve Sıkı Yönetim uygulamaları yapıldı. Türkiye’nin genelinde OHAL kalkarken, ‘Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’ adı altında, 19.7.1987’den 30.11.2002’ye kadar Güneydoğu’da OHAL valiliği uygulandı. 

NE YAPACAKLARINI ŞAŞIRMIŞ DURUMDALAR

AK Parti ile MHP’nin 24 Haziran’da erken seçim yapma kararının CHP’de oluşturduğu şaşkınlık, seçime bahane bulma noktasına doğru gitmeye başladı. CHP’nin bir yandan erken seçimi dillendirirken, diğer yandan da seçime bahane bulma arayışı anında Meclis’te kendini ortaya koydu. AK Parti, Meclis’ten seçim kararı alınmasına yönelik teklifin 48 saat beklenmeden Meclis Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi için Danışma Kurulu kararı çıkartmak için tüm parti gruplarıyla görüştü. 

İMZA ATMADILAR

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Bunu, Danışma Kurulu önerisi haline getirelim” teklifini iletti. CHP grup başkanvekilleri, önce “Genel Başkan’a soralım” diye cevap verdi. Ancak sonrasında karar değiştirerek, “Biz böyle bir öneriyi kabul etmiyoruz, altına imza atmayız” diyerek öneriye karşı çıktılar. Bunun üzerine, teklifin, komisyonda 48 saat beklemeksizin görüşülmesi konusu, AK Parti grup önerisi olarak getirildi. Ancak CHP’liler, AK Parti Grup önerisinin Genel Kurul’daki görüşmeleri sırasında da muhalefet ettiler.

BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR

Erken seçimi daha önce birkaç kez dillendirmelerine rağmen özellikle CHP cephesinde erken seçimin nasıl başarılabileceğine ilişkin oldukça zorlu bir sürecin yaşanacağı kulislerde dile getiriliyor. Yeni kongreden çıkan ve henüz tam bir yol haritası belirleyemeyen CHP yönetimi, hem milletvekili adaylarının tespiti, hem de Cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceğiyle ilgili iki karmaşık süreci yürütmek zorunda kalacak.

ÖN SEÇİM KAVGALARI

CHP’nin, tüzüğü gereği milletvekili adaylarını belirlemek için ön seçim yapması gerekiyor. Geçmiş dönemlerde oldukça tartışmalı geçen ön seçim sürecini çok hızlı şekilde tamamlaması gereken CHP’de hem ittifaka gidilirse nasıl olacağı, hem de Cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceğine yönelik de henüz bir netlik bulunmuyor. Parti yönetiminde bu yönde bir hazırlık yapılmadan oldukça hızlı bir tempoda seçime gidiliyor olmasının kargaşaya yol açacağı ifade ediliyor.l STAR ANKARA

‘İCAZETLİ ADAY’ ARAYIŞI

Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunda henüz net bir ifadede bulunmayan CHP yönetiminin, kendi adayını belirlemek için önümüzdeki haftaya kadar diğer partileri dolaşarak, “icazet almaya çalışacağı” belirtiliyor.  CHP Sözcüleri, ‘Kılıçdaroğlu’nun adı öne çıkıyor’ derken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Cumhurbaşkanı adaylarını ben değil parti meclisimiz, yetkili organlarımız belirler. Dolayısıyla biz önümüzdeki günlerde parti meclisimizi toplayacağız, adayımızı böylece belirlemiş olacağız” dedi. “Hepinize iyi haziranlar diliyorum” diyen Kılıçdaroğlu, soru üzerine diğer parti liderleriyle de görüşeceklerini ve bu çerçevede bir karar alacaklarını söyledi.      

İttifak oyları nasıl hesaplanacak?

Seçim ittifakı çalışması tamamlanarak geçtiğimiz aylarda Meclis’te kabul edilmişti. AK Parti ve MHP’nin teklifinde ittifak yapan partilerin oy pusulasında bir kutucukta yer alacağı belirtildi. Buna göre ittifak kutucuğunda yer alacak olan partilere verilecek oyların da nasıl geçerli sayılacağı tek tek belirlendi. İttifakta yer alan partilere verilen oylar tek tek sayılacak ancak ittifak kutusu içinde yer alacak her hangi bir ‘EVET’mührü de ittifaka ortak oy olarak yazılacak ve çoğunluğa göre dağıtılacak İki parti tarafından hazırlanan kanunun 18. maddesinde göre; Cumhur İttifakı’nda yer alan partilere verilen oylar kendi hanelerine yazılacak. AK Parti ve MHP’ye aynı anda oy verilmesi durumunda, oy geçersiz sayılmayacak ve tek bir oy olarak sayılacak. Yani bir kişinin iki oy vermesi mümkün değil. Örneğin AK Parti’ye 200 bin oy verildi, MHP’ye ise 50 bin oy verildi. İki partiye aynı anda verilen oyların toplamı da 50 bin. Bu durumda; 50 bin ittifak oyu, partilerin oylarına oranla dağıtılacak. Bu formüle göre; 200 bin oy alan AK Parti’ye, ortak oylardan 40 bin oy düşecek, 50 bin oy alan MHP’ye ise 10 bin oy düşecek. Bu durumda AK Parti’nin oyu 240 bin olacak, MHP’nin ise 60 bin oyu olacak.