Öykü Çelik: Yılda 10 tane film çekilse biri bana düşer
ABONE OL

BENSİZ filminde ölümcül bir hastalığa yakalanan sporcunun sevgilisi rolündeki Öykü Çelik, filmin yanı sıra çekimlerinde yaşanan zorluklar nedeniyle gerçek hayattaki sevgilisinden ayrıldığı iddiasıyla da gündemde. ‘Bu filmde izleyici bana sinir olabilir. Ama Allah kimseyi bu roldeki durumla sınamasın. Belki bana hak verenler de çıkacaktır’ diyen Çelik, Romantik Komedi 2, İki Kafadar Chinese Connection ve Mahpeyker Kösem Sultan gibi filmler ve dizilerle sürekli izleyicinin önünde olan oyunculardan biri.

- Bu senaryoda olmanızı sağlayan neydi?

                Önce Ahmet Küçükkayalı’nın olması. Çünkü Ahmet ile sekiz yıldır tanışıyorum. Yine bir senaryo sayesinde tanışmıştık. Muhteşem bir senaryoydu ben de kendimce bir eleştiri yapmıştım. Daha çok tecrübeli de değildim ama tecrübesiz insanların yorumları biraz daha farklı olur ya herhalde, Ahmet’in hoşuna gitti. Sonra her senaryosunu bana göndermeye başladı. Zaten muhteşem yazıyor, ben Ahmet’in kalemine çok güveniyorum. Bir tık oynandığında tam gişe filmi olabilecek ya da festival filmi olabilecek yapımlar.

- Karakterinizi biraz anlatır mısınız?

                Buradaki cici bir kız, aslında kendisini kurtarmak adına karşı tarafa biraz kötülük yapıyor. Ama tabii ki başka yerden bakarsan geçerli sebepleri var; çok genç, umudu var hayata dair. Karakteri o yüzden biraz merak ederek oynadım çünkü o duyguları bilmiyorum. Yarı yolda bırakmak... Allah korusun, kimseyi öyle zorlamasın, ben hiç böyle yapmak zorunda kalmadım. O yüzden merak ederek oynadım.

- İzleyicinin böyle bir filme ve rolünüze nasıl tepki vereceğini düşünüyorsunuz? Çünkü aslında negatif kahramanlara çok alışık değiliz.

                Bana kızacaklar ama beni haklı bulacaklar. ‘Ben olsaydım yapmazdım’ diyecekler büyük ihtimalle ama ‘İşte o da, yani kendince yaptı’ diyecekler. İzlemek insanların hoşuna gitmeyecek diye düşünüyorum. İnşallah da gitmez.

ÇOK GÜZEL, GERÇEKÇİ

- İzleyiciyi asıl etkileyecek olan şey, sinemanın içine yedirilmiş bu tür gerçeklerin gösterilmesidir. Bu senaryoyu seçmenizde etkili oldu mu?

                Böyle hastalığı olan insanlar ya da böyle bir travma geçirenlerin hikayesi çok kez ele alınmış olabilir ama ben daha önce gerçekten izlemedim bu açıdan bakılmış bir filmi. Bu çok güzel, çok gerçekçi. Bazen trajikomik bakıyor bazen gerçekten trajik. İkisini aynı filmde yansıtabilmesi muhteşem. Fragmanda olduğu için söylüyorum; çok aşığız, kuşlar, böcekler ama çocuk rahatsızlanıyor bir anda hayatı değişiyor, geçirdiği kazadan ötürü felç oluyor. Ve ben aylar sonra kaybolup bir anda karşısına çıkıp ‘Çok uğraştım yapamadım ama beni de haklı gör ben seni bırakıyorum’ diyorum, ağlıyorum. Sonra hizmetçi geliyor,’Saçının rengini çok beğendim ne bu?’ diyor ben de hemen ‘Bilmem ne bilmem ne’ falan diyorum. Kadınlar böyle çünkü bu bir gerçek yani. Orada izleyen hiçbir kadın ‘Ne alaka’ demez. Çünkü gerçekten de öyledir. Ben onu oynarken gerçek olduğu için çok güldüm. Bu açıdan sempatik ve gerçekçi bulacaklar. Çünkü insanoğluyuz. Hiçbir şey abartı değil bence.

SİNEMASIZ YILIM OLMADI

- Türk sinemasında sinema oyuncusu çok az. Bilinen isimler de sinemadaki performanslarıyla değil ya    tiyatrodaki ya televizyondaki performanslarıyla      tanınıp filmlerde oynuyor. Bu oyunculuk anlamında çok düşünülmesi ve yargılanması gereken bir şey.

                Oyunculuk anlamında çok körelten bir şey. Günümüze baktığımızda belli başlı sinema oyuncuları var ama ortak özelliklerini çok açık ve net söylüyorum, tuzlarının kuru olması. Yani o insanların kira ödeyeyim bunu yapayım onu yapayım gibi bir derdi yok. Dizide biz sanat yapmıyoruz bunun kimse aksini iddia etmesin. İkinci bölüm çekildiği anda sanat olmaktan çıkıyor. Tabii ki sinema filmleri gelsin, sinema filmlerinde oynayayım. Yılda on tane sinema filmi çekeyim, o zaman ben de dizi yapmam. Ama yılda on tane sinema filmi çekilse bana bir tane belki düşer ki çok şükür sinemasız bir yılım olmadı. Sinema yüzü olan insanlar çok şanslılar ama dediğim gibi maddi yönden güçlü olan insanlar ancak bunu yapabilir Türkiye’de. Ama kime sorsan herkes tabii ki sinema ister çünkü sinema çile.

- Sinemaya devam mı edeceksiniz yoksa dizilere mi döneceksiniz.

Dizilerle yola devam etmek daha çok çekildiği için akıllıca.

Kocasını döven kadın rollerinin oyuncusuyum ben

- Aslında dramı izleyiciye verebilmek için bazen onu hafifleştirmek gerekir. Tabii bunu yaparken de gerçeklikten kopmamak lazım. Bu tip rollerde yapımcı ve yönetmenlerin genelde sizi seçmesi dikkat çekici...

Ben suskun ve durgun durduğum zaman gayet kendi halinde naif bir kızım ama konuşmaya başladığım zaman başka bir enerji çıkıyor benden. Bunu gören cast sorumluları da, yapımcılar, yönetmenler böyle rolleri ‘Öykü bunun hakkından  gelir’ diye bana getiriyorlar. Bana bir ev kızı da oynatsanız, ben çok güzel ev kızı oynarım kendimi tutarım ama. bir ev hanımını oynayacaksam dayak yiyen, filmin sonunda kocayı öldürürüm ben. Çünkü ben onu veriyorum. benden de o isteniyor. Aksini yapamaz mıyım, tabii ki yaparım ama en güzeli bana yakışanı yapmak. Bakarsanız Hollywood’da bile öyle, herkes kendi enerjisine göre oynar. Zorlanmamak, özenmemek lazım. Kendini bilmek lazım, geri kalanı biraz hayalperest bir durum.