Dikkat... Her “7 Haziran”ın, “1 Kasım”ı olmayabilir...

Kısaca hatırlatalım, AK Parti’yi demokratik yöntemlerle yıkamayan Türkiye düşmanları, ince hesaplardan sonra keşfettikleri, “HDP Meclis’e girerse AKP düşer” formülünü 2015’teki 7 Haziran Genel Seçimlerinde uyguladı. 

Yıllardır istismar siyaseti yapan HDP; FETÖ, Doğan medyası, bazı Gezi’ci iş adamları ve CHP tarafından yoğun biçimde desteklendi. 

Çözüm süreci umutlarının söndüğü bir ortamda, Selahattin Demirtaş ve HDP, “terörden kurtulmanın tek yolu” olarak sunuldu. 

“HDP Meclis’e girerse terör bitecekti!”

“PKK’ya silah bıraktıracak tek kişi Selahattin Demirtaş idi!”

Medyanın algı operasyonlarıyla ortaya bir “Türkiye kahramanı” çıkarıldı! 

Ev ev dolaşan FETÖ ablaları, “Oyunuzu HDP’ye vermezseniz imanınız gider” diyerek, HDP’ye “hizmet” için yırtındı. 

CHP, birçok ilde HDP’ye çalıştı, hatta CHP adayları bile HDP’ye oy verdi.

 

Hormonlu oylar

Ve “Birlikte iyi sallamışlardı!”

Hiçbir versiyonunda yüzde 7’yi geçememiş olan HDP yüzde 13’e ulaşmıştı. 

Bu sonuç, büyük şehirlerdeki operasyonel oyların eseriydi. 

Sonrası malum… 

Sadece “yıkım” üzerine kodlanmış operasyon hedefine ulaştı ama oylar hormonlu olduğu için yüzde 60’a rağmen yerine bir şey konamadı. 

İstikrar abidesi Türkiye bir günde “koalisyon çukuru”nda debelenmeye başlamıştı. 

Öte yandan, son bulacak olan (!) terör hendeklerle şehre dalmıştı. 

Demirtaş ve partisi ise “fabrika ayarları”na dönerek, Kandil’in uşağı olmuştu. 

Bu operasyonun boyutlarını tam anlamak için, bugün bulundukları nokta ile 7 Haziran öncesini karşılaştırmak yeterli.

 

Önce Akşener’i denediler

Bunları neden ayrıntılı hatırlattık? 

Çünkü aynı ihanet şimdi de tekrarlanıyor. 

16 Nisan’da vesayetin çöpe atılmasına engel olamayanlar, yeni sistemi parlamentoda engellemek için kolları sıvadı. 

Ancak, görevini tamamladığı için takıyyeye son veren HDP ve Demirtaş tekrar kullanılamayacak kadar defolu olduğu için daha “kullanışlı” olarak görülen Akşener’e İP uzatıldı. 

Hatırlarsanız, 2015’te Demirtaş’ın yelkenlerini şişiren kim varsa o dönemde Akşener’i havalandırmaya çalışıyorlardı. 

Ne var ki, tahrik, istismar, manipülasyon, fotomontaj gibi bütün FETÖ yöntemlerini kullanmasına rağmen İP bir taban oluşturamamıştı. 

“Bahçeli iyi yönetemiyor” gerekçesiyle ayrılan ekibin kurduğu parti, her ideolojiden bir ölçek, ortaya karışık bir şey olmuştu. 

Her ne kadar CHP İP’i Meclis’e uzatsa da, “yıkım ekibi”nin hükümran olması şansa bırakılamazdı; HDP de Meclis’e girmeliydi.

 

Oyun maşası yine HDP

Şimdi “mağduriyet” üzerinden defo tadilatı yapılıyor. 

Eski partnerler, aynen 7 Haziran’da olduğu gibi HDP’ye yoğun destek veriyor. 

Hâlâ Erdoğan düşmanları için bir işaret fişeği olan FETÖ yine “HDP” diyor. 

CHP, aday belirleme sürecinde başlattığı desteği bütün hızıyla sürdürüyor.

***

CHP’nin geçmişi ırkçı sabıkalarla doludur, Dersim felaketi CHP’nin eseridir. 

Zulümlerin doğurduğu “Kürt meselesi” CHP’nin mirasıdır. 

Kürtleri; devletin kendileriyle bir derdinin olmadığına, “PKK sorunu”nun ise Kürtleri de mağdur eden ortak problemimiz olduğuna inandırmak kolay olmamıştır. 

CHP’nin bu desteği de Kürtlere hizmet değil, bir operasyondur. 

Amaç vesayeti geri getirmektir. 

Bu operasyon, sonuçları itibarıyla 7 Haziran’dan çok daha derindir. 

Amaç Erdoğan’ı değil, Türkiye’yi durdurmaktır. 

Ama unutmayın ki, her “7 Haziran”ın “1 Kasım”ı olmayabilir...