Eş Terapisine gelenler içinde kimler boşanıyor?

Hangi eşlerin boşanacağını hangilerinin boşanmayacağını öngörmek etmek kolay iş değilse bile mümkün. Hatta meşhur evlilik araştırmacısı John Gottman bu işi %90 doğrulukla yapabildiğini ifade ediyor. Gottman bu tahmin işini kavga eden eşleri gözlemleyerek yapıyor. Kendisinin “mahşerin dört atlısı” dediği eleştiri, suçlama, aşağılama ve duvar örme kavga sırasında kol geziyorsa eşlerin büyük olasılıkla boşanacağını söylüyor. 

 

Boşanma istatistiklerinin söyledikleri

Boşanma istatistikleri terapistlerin gördüklerinden farklı şeyleri de gösteriyor. Terapistler en azından aralarındaki sorunu kabullenip çare aramak için gelen ama sonunda boşanan eşleri biliyorlar. Halbuki boşanma istatistikleri ağır şiddete uğrayıp kaçarak boşananları, alkol ve kumar alışkanlığının yıkıcı şekline maruz kalan ve boşanan eşleri, evin geçimi için çalışmayan hatta eşi sömürenlerin boşanmalarını da gösteriyor.

Bu yazının odağı ise terapiye gelenler içinde kimlerin boşanmaya yakın olduğu ile ilgili tecrübenin paylaşılması. Eşler veya yalnızca biri terapi için başvurduğunda boşanma veya evlilikte kalma isteklerini değerlendirmek işimizin bir parçası.

 

Eşi terk etmeye karar vermiş olanlar

Bazı eşler eş terapisine kendi istekleriyle gelmiyorlar. Ya eşleri ya da yakınları tarafından zorla getirilmiş oluyorlar. Bu kişilerin büyük kısmı ayrılma veya eşi terk etme kararını aslında almışlar prosedür gereği terapiye geliyorlar. Bu sebeple de terapiden yardım beklentileri yok. Bunu terapide ya açıkça söylüyorlar ya da terapiye aktif katılmayarak hatta baltalayarak gösteriyorlar. Bu durumlarda terapistin veya terapinin yapabileceği bir şey kalmamış oluyor. Bu çiftler genellikle de boşanıyorlar.

 

Yıkıcı kavga döngüsünden çıkamayacakları kanaatin yerleşmesi

Bazı eşler o kadar uzun süre yıkıcı kavga altında kalıyorlar ki, hallerinin değişmeyeceği kanaatine ulaşıyorlar. Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamanın getirdiği çıkmaz ve umutsuz ruh hali bu kanaati besliyor. Bu hale gelmiş kişiler eşlerinde veya ikisinin arasında kalıcı ve uyuşmaz nitelikler olduğunu düşünmeye başlıyorlar. Artık var olan sorunlar üzerinden değil, sorunlu kişilik niteliklerinden veya uyuşmaz doğalardan söz etmeye başlıyorlar. Bu çiftlerin de boşanma olasılıkları yüksek.

 

Soğuyan kalp ve dokunulmaya tahammül edememe

Boşanmaya yakın olmanın bir göstergesi de eşlerden birinin veya ikisinin kalplerinin soğuduğunu, artık bir yakınlık beklemediklerini hissetmeleri. Hatta bu soğuyan kalbin en uç hali de eşlerinin kendisine dokunmasına tahammül edememe şeklinde. Bu dokunulmamasını istememe hali sadece cinsellik değil, el ele tutuşmayı ve sarılmayı da istememe hatta katlanamaz hale gelmeye sebep oluyor. Bu hale gelmiş eşlerin boşanma olasılıkları yüksek.

 

Onarılmamış aldatma

Boşanacak eşlerin güçlü bir göstergesi de onarılmamış bir aldatmanın olması. Eşlerden biri aldatmış sonrasında da işleri düzeltecek adımları atmamışsa, aldatılan taraf bunu kabullenmiyor ve evliliği bitirebilme imkanları varsa, boşanma olasılığı yüksek oluyor. Bu tür durumlarda vaziyeti düzeltebilecek tek şey aldatan tarafın çok güçlü bir özür dileyip, düzeltmek için ısrarla her şeyi yapmaya çalışmasıdır. Bunu yapabilmek de bayağı bir duygusal zekâ taşımayı ve narsist kişilik özellikleri taşımamayı gerektiriyor.