FETÖ temizliğinde rehavete kapılmamak lazım

Adil Öksüz ismi 15 temmuz Anadolu işgal girişimi için son derece kritik.. İddianameler onun adını; “.. FETÖ/PDY’nin Hava Kuvvetleri imamı..” olarak geçiyor. Ama bence daha fazlası..

O aslında 15 Temmuz ile Pensilvanya arasında kurulan güçlü bağın en önemli kanıtı.. Zaten bu yüzden örgüt tüm gücüyle Adil Öksüz’ü korumaya almış durumda.. Onu burada serbest bırakan hakim ya da kaçmasına göz yuman polis, başına ne geleceğimi bilmiyor muydu?.. Elbette biliyordu. Fakat Adil Öksüz öyle önemli biriydi ki, bunu göze aldılar.. Şimdi ise bir büyük skandalla karşı kaşıyayız.. Adil Öksüz'ün, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yakalanması için oluşturulan özel ekibin başında bulunan Sakarya Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ercan Özoğluöz ile birlikte görev yaptığı komiser Muhittin Fidan, örgütün mahrem yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Yani Adil Öksüz’ün peşine örgütte muhtemelen de emri altına olan bir polis görevlendirilmiş.. Uzun sözün kısası şu..Devlet içine çöreklenmiş olan bu yapının tamamen tasfiyesi ancak kurumların lağvedilmesiyle mümkündü. Bu da rasyonel gerçeklikle bağdaşmıyor. O halde bize düşen rehavete kapılmamak.. 

  

Almanya’daki Türk lokantalarının tabelaları indirilseydi!

 Esenyurt Belediyesi Zabıtası Arapça tabela avındaydı önceki gün.. Meğer Suriyeli esnafa ait işyerlerine, tabelaları bir an evvel ‘Türkçe’ yapın diye süre vermişler. Bu süre dolunca da tabelasını Türkçe yapmayan esnafın camlarındaki yazıları sökmüşler. Ayakta alkışlanacak bir tasarruf.. Yani böylesine ciddi bir meseleyle ilgilendiği ve ‘sökmek’ suretiyle bu problemi de kökünden çözdüğü için Esenyurt Belediyesi ekibine teşekkür ediyorum. (!) Sadece gereksiz bir not.. Acaba Esenyurt Belediyesi, yine kendi sorumluluk bölgesi içinde bulunan tamamı İngilizce yazılı olan tabelalar hakkında ne düşünüyor?.. Hamburgercisi, pizzacısı.. Yoksa bu yasak sadece Arapça için mi?.. Bir soru daha.. Misal Berlin’de bir Türk lokantasının adını değiştirmeye kalksalar ya da camındaki yazıları sökseler, ne hissederdiniz?.. 

 

TRT Çocuk yine fark yaratan bir iş yaptı

Hep söylerim çocuk kanalı yapmak çok zor iştir.. Yani bizim için çok zor iştir.. Düşünsenize hem yayınlarda bir takım öncelikleriniz olacak.. Hem de bu öncelikleri gözeterek yaptığınız yayınlar çocuklar tarafından beğenerek izlenecek.. TRT Çocuk bunu başından beri hakkıyla yapıyor.. Tebrik etmek lazım.. Çocuklarımızı emperyalistlerin kültür ihraç etmek için kullandığı o kanallara mecbur bırakmadıkları için teşekkürler TRT.. Şimdi TRT Çocuk bir büyük iş daha başlatmış.. 0-5 yaş arası işitme engelli çocuklara çizgi film ile işaret dili öğreten bir projeyi hayata geçiriyor. ‘El Feneri’ isimli çizgi film Eylül ayında başlayacak.. Film hem sesli olarak hem de işaret dili ile ekrana gelecek.. Böyle bir işin dünyada başka bir örnek yok.. Bu muhteşem olaya katkısı olan herkesi kutlamak lazım.. 

 

Yumuşak bir ses ve muhteşem bir şarkı

 Bugünlerde döndürüp döndürüp Sırma dinliyorum.. Bu muhteşem sesi neden bu kadar geç fark ettiğim için de kendime kızıyorum.. Ben onu ‘Belki Bir Gün’ şarkısıyla tanıdım.. ‘Aşk’ı tarif ederken diyor ki Sırma; Sen ondan vazgeçmek istesen de, bir nefes kadar yakın, bir deniz kadar derin, bir bulut kadar uzak, yine de hep sıcak… Muhteşem. Bu şarkının akustik ya da başka versiyonları da var mı diye bakarken, Sırma’nın Amerika’da yaptığı diğer şarkıları da keşfettim. Tavsiye ederim..