Hesaplaşma, paylaşım ve Suriye

Bir kaç gün önce CIA Başkanı Senato’da, yeni Dışişleri Bakanı olarak aday gösterilen Pompeo’ya, üzerinde Erdoğan, Putin ve Ruhani olan fotoğrafı göstererek bir soru sordu. “Bu fotoğrafta yanlış olan nedir?” Soruyu soran kendisi, cevabını da verdi. “ABD nerde” dedi. “Suriye’deki yeni masada, ABD neden yok” diye sordu. Bu sorunun Pompeo’ya, Trump’ın saldırı kararından kısa zaman önce sorulması manidardır. 

Evet, Esad bir katildir. Ve yıllardır oradaki insanları katlediyor. Ve günlerdir Duma’da insanlık dramı yaşatılmakta. Burada hemfikiriz. 

Lakin soru üzerine soru yükleyen, başka bir boyutu da var bu tablonun! 

Amerika yeniden Suriye’de konumlanmak istiyor. Trump bir taraftan kendi geleceğini kurtarmaya gayret ediyor, diğer yandan ABD’nin yeni durumunu düzeltme peşinde. Doğu Akdeniz’deki enerji rezervleri, Golan tepeleri etrafında bulunan yeni rezervler, “bu bölgede, ABD nerede olacak” sorusu, şu anda Amerika’nın esas gayesi. 

Konvansiyonel silahlarla öldürülen yüzbinlerin ölümüne seyirci kalan ABD’nin, bugün fırlattığı roketler bir şeyi düzeltmez! Sadece yeni tiyatro oyunu perdesini oluşturur. 

Afganistan’da mezuniyet töreninde okulu bombalayıp, o masum küçücük hafız çocukları öldüren, ABD uçaklarından atılan bombalar değil miydi? 

Rusya ve İran, Suriye konusunda pek aynı düşünmüyor. Lakin süreci beraber yürütmek zorunda! Rejim üzerinde etkileri olmalarına rağmen, Duma ve benzeri zalimliklere engel olamadılar. Veya olmak istemediler. Çünkü ABD ve Rusya arasında, esasında kapanmayan bir dava var. Ve bu nedenle, cephesini genişletme peşinde Rusya. İran’ın bazı adımlarından rahatsız olsa da, şimdilik bunu pek fazla açığa çıkartmak istemiyor. 

İran yeni dünya düzenine ayak uydurmanın ve kendine yeni pay çıkarmanın peşinde. Esad’ı ölümüne desteklemesinin altındaki niyet, zaten ileriye dönük planlarıdır. Rusya soğuk savaş döneminden kalma dayatmalardan, ABD’nin küresel sisteminin çökmesini arzu ediyor ve bu restleşme aralarındaki paylaşma bitmeyene kadar durmayacak. İşte ABD’nin Suriye’ye fırlattığı roketler, bu paylaşım kavgasının bir parçasıdır. Trump “bekle Putin, füzeler geliyor” dedi ama Rusya üstlerine bir şey yapmadı. 

 

Peki neden?

Söylemdeki sertleşmenin, eyleme geçmemesi gerekir de ondan! Bunu yaparsa, Putin’in sessiz kalmayacağını bildiğinden, bu durumda, açık ve net savaşmanın lazım olacağını bildiğinden, bunu da istemediğinden böyle davranmak zorundaydı! 3. dünya savaşını, hatta bu savaşta Türkiye’nin hangi tarafı tutacağını, ciddi yazarlar yazdı. Ortada bir 3. dünya savaşı imitasyonu söz konusudur. Türkiye’ye gelince; stratejik ve tarihi geçmişi, dengeyi benimsemesi gerektiğini dikte etmekte! Ve bunu çok akıllıca götürmekte, Türkiye... 

Bu coğrafyadaki rezervlerin sahibi kim olacak” ve “bu yeni düzende kontrol kimde olacak” sorusudur, ABD’nin dengesiz adımlarını pekiştiren! “Dünyadaki yeni enerji ve ekonomik merkezler, kimin eline geçecek” sorusudur, atılan roketin içeriği! Duma’daki masum insanları ve Suriye genelindeki mazlumların ölümüne seyirci kalan herkes, bu tiyatronun bir oyuncusudur. Lakin bu tiyatro, büyük hedef içindir. Dünyayı paylaşma hedefi için...