Mesele taciz, tecavüz değil, hâlâ anlamadınız mı?

Üzeri gazetelerle örtülmüş bir fosseptik çukurdan yine pis kokular geliyor. 

“Şortlu kadına tekme, açık kıyafete saldırı...” komedileriyle, “Erdoğan yaşam tarzımıza müdahale ediyor” masalına milleti inandırmaya çalışıyorlar. 

Peşinden eskiden çok işlerine yarayan “taciz” iddiaları... 

“Ensar Vakfı’nda Kuran Kursu hocasından cinsel taciz...”                       

Akıllara Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı gibi “verimli malzeme”leri getiren “cazip madenler...”

Aylarca üzerinde tepindiler... 

Ve, “vur-kaç” taktiğiyle, peş peşe servis edilen “çocuğa taciz” haberleri. 

Ensar Vakfı’na operasyon için kullanılan olayda hâlâ hüküm kesinleşmedi. 

Ayrıca kesinleşse ne olacak? Hani “Suçun bireyselliği hukukta temel kaide” idi? 

Kim olursa olsun; suç işleyen en ağır cezayı görsün. 

Ama CHP otobüsündeki tacizi “Bir otobüste taciz yapan bir kişi tutuklandı” şeklinde yayınlayan gazetelerin, başka bir bireysel olayı, bütün dindarları dövmek için sopa yapması da, çirkin bir “toplu taciz” değil mi? 

 

28 Şubat hastalığı...

“28 Şubat” sabıkalı medya dinozorları, bütün ekibe, “Anadolu’yu tarayın, en küçük taciz vakasını gönderin” talimatı verdi. 

Sadece taciz mi? 

Arşivlerde onlarca yıl gerilere gidip, “tahrik için kullanışlı” ne bulurlarsa tekrar piyasaya sürüyorlar. 

Nasıl olsa yargıda, bunların yumurtladığı her “yalan”dan civciv çıkarmak için bekleyen işbirlikçiler hâlâ mevcut. 

“Efendim taciz hakkında farkındalık oluşturmanın neresi kötü?” diyorlar. 

Ne farkındalığı? 

Bunların tek derdi, “taciz ve istismar” üzerine bina edecekleri algı operasyonları ile kendi çirkin emellerine ulaşmak. 

 

“Farkındalık” değil “teşvik”

Ayrıca “farkındalık oluşturarak” neyi çözdünüz ki? 

Yıllardır dikkat çektiğimiz “Kadına Şiddet”, Kadınlar Günü’nde bile kesilmeyen bir hıza ulaştı. 

Eskiden toplumdan ciddi tepki gören bu çirkin eylemleri olağanlaştırdınız. 

Yönettiğim gazetelerde, “Kırık karne ölüm getirdi” türü haberlere ambargo uyguluyorum. Zira, şuur altına yerleştirdiğiniz bu ibare, kırık karne alan öğrenciler için adeta “mecburi istikamet” etkisi yapıyor. 

Bu nasıl “farkındalık” ise, kırsal kesimlerde bazı eğitimsizlerin işlediği cinayetler, metropollere taşındı. Eğitim seviyesi ise üniversiteyi de aşıp “prof” seviyesine yükseldi. 

Siz “farkındalık” oluşturdukça, çirkinlikler sıradanlaştı; farkında mısınız?

Magandalar sokak ortasında kadına onursuzca şiddet uyguluyor, kimse dönüp bakmıyor. 

Bu mu farkındalık? 

Eskiden; bir evden cenaze çıksa, o mahallede bir hafta radyo açılmazdı. 

 

Boşuna çabalamayın...

Artık sizi iyi tanıyoruz. 

Asıl tacizci sizsiniz. 

Ne zaman devlet-millet kaynaşsa, hemen bu “enfeksiyonları” şırınga ediyor, müdahale için, “ateşin “yükselmesini” bekliyorsunuz. 

Ama farkında mısınız, artık bu kokuşmuş yöntemleriniz işe yaramıyor. 

Çünkü bu millet, artık sadece size mahkum değil. Yalanlarınızı suratınıza çarpıyor, milleti zehirlemenize izin vermiyoruz.

 

Din sizin bostan tarlanız mı?

Bunların ağzına sakız veren bazı “din adamları”na (!) da birkaç sözüm var. 

İslamiyet sizin bostan tarlanız mı ki, canınız istediğinde girip tarumar ediyorsunuz? 

Din hakkında kimse kafasından konuşamaz, sadece Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin tefsiri mahiyetindeki muteber kaynaklardan aktarabilir. 

Zamanımızda din adamlarının en büyük problemi, çok konuşup az uygulamaktır. Onun için vaazlar camide ağlatır, çıkınca unutulur. 

*** 

Son sözüm de bu medya operasyonlarına, balıklama atlayan kompleksli meslektaşlarıma. 

Yalan katarına vagon olmak, sadece bu darbecilerin değirmenine su taşımaktır. 

Hâlâ anlayamadınız mı, mesele taciz ve istismar değil...