MHP’nin adayı Erdoğan: Bahçeli ne yapıyor?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında siyasetin seyrini etkileyecek önemli açıklamalarda bulundu. Aslında Bahçeli ne zaman konuşsa MHP hacminden büyük bir karşılık buluyor. Sonuç da alıyor.

TBMM’deki en küçük parti grubuna sahip bir parti olarak siyasi ataklarıyla muhalefetteki diğer rakip partileri kıskandıracak bir performans sergiliyor Bahçeli. Dün de Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklayarak aslında beklenen bir hamleyi saygı ve itimat telkin eden bir ahlak içinde sunabildi.

Parti liderlerinin tutum alma-sonuç alma becerisinde ilginç bir durum var, değini gereken.

Şöyle ki; Bahçeli aday olamayacağım deyip başka bir partinin genel başkanını aday gösteriyor, yankı buluyor ama tahterevallinin diğer ucundaki ana muhalefet bırakın rakibi kıpırdatmayı yaprak kıpırdatamıyor.

Nitekim kaç vakittir aday olacaktı olmayacaktı, parti yetkili kurullarıyla görüşecekti görüşmeyecekti şeklinde sündürülen bir mızıldanma sonrasında kendisine yöneltilen bir soruya cevaben “olabilirim” demişti de CHP lideri Kılıçdaroğlu, kimse oralı olmamıştı. Küçük puntolarla altyazıda geçiştirdi televizyonlar. MHP’den ihraç Akşener de parti kurar kurmaz adayım dedi ama o da yaratamadı bu etkiyi.

***

Bahçeli ne yapıyor peki? Hem iktidar partisiyle aynı menzile yürüyüp hem karakterini koruyor hem de her adımıyla haber oluyor?

Çünkü o yürüyüş sayesinde Türkiye hayati meselelerde mesafe kat ediyor. Terörle mücadele konusunda; beka endişesi yaratan her tür kuşatma sıkıştırma operasyonunda; ülkeyi tıkayan sistem sorunlarını aşmak bahsinde ülkeyi yöneten kadroya, daha doğru bir ifadeyle Türkiye’ye destek veriyor Bahçeli liderliğindeki MHP. Amasız, fakatsız, şartsız, şantajsız. Bu önemli.

Öte yandan dedikodu kazanları kaynarken; spekülasyonlara sebep olacak muğlaklıklar sürerken ve müsaitlik halini bile kendi siyasi gücüne yoranlar fırsat kollarken Bahçeli, gazetecileri alıyor karşısına, konuşuyor. “Lütfen siz aklınızda ne varsa açıkça sorun, ben de samimiyetle cevap vereyim” diyerek partisinde kafa karışıklığı yaşanmadığını, her konunun durumun karara bağlandığını ilan ediyor.

Seçim barajıyla ilgili bir kaygı taşımadıklarını ifade ederken ve hem diğer irili ufaklı “beş benzemez” muhalif partilerin bir araya gelişini, hem de MHP ile AK Parti’nin olası seçim ittifakını tarafları bağlayan yazılı bir hukuka bağlamalarını öneriyor. Bu vurgu ve talep, önümüzdeki günlerin temel tartışma konularından biri olacaktır.

***

Bahçeli’nin konuşmasında dikkate değer diğer başlık ise AK Parti’ye yönelik çok yönlü vurgulardı.

Bahçeli, Erdoğan’ı koşulsuz destekleyeceklerini ilan ederken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliğinin TBMM ve referandum süreçlerinde aldıkları rolü de hatırlattı. Böylece olası bir karar değişikliğine karşı AK Parti üzerinde bağlayıcı bir etki yaratmak, ahde vefaya atıf yapmak istiyor. “Beklenen ittifak olmasa da biz MHP olarak seçimlere kendimiz gireriz” diyerek kendisine partisine ve tabanına güvenini ortaya koyuyor. Ama AK Parti’ye de örtülü mesaj veriyor.

Kendi teşkilatı ve tabanı için lüzumlu görülen, muhatabı içinse asgari zemini işaret eden makul ifadeler sayılmalı. 

Zaten dün yazı yazılırken AK Parti’den gelen ilk açıklamalar gösterdi ki buna bile ihtiyaç yok. İttifak sürüyor.

Kaldı ki MHP oy hesabı yapan bir parti değil. Bunun böyle olduğunu defalarca gösterdi. Bölgedeki ve ülkedeki gelişmeler karşısında partiler üstü pozisyonda ve Türkiye’nin yanında olmak gibi bir tercihi var MHP’nin. Ta 15 Temmuz 2015’te PKK ateşkesi bitirince belirginleşen, 15 Temmuz 2016’da FETÖ hamle edince keskinleşen bir tavır bu.

7 Ağustos 2016’da Yenikapı Ruhu olarak bir iradeye ve cesamete kavuşan o birliktelik gevşek dokuların doğal seleksiyonuyla şimdi daha sıkı ve kavi görünüyor.

2018 bu anlamda da safların sıklaştığı bir yıl olacak.