Türk turizminde yeni otel yatırımları ve projeler…

2018 turizm için, morali, motivasyonu, verimliliği, potansiyeli yüksek bir yıl olacak. Turizmcileri yüzlerini güldürecek bir grafik, yoğun bir sezon bekliyor.

Çok güçlü turizm ve otel yatırımlarını duyacağız. Çok ses getirecek, çok konuşulacak bir turizm otel yatırımının tüyosunu sizlerle paylaşarak bu haftaki yazımıza başlayalım.

Dünya haritasının tam ortasında kan kırmızısı Türkiye sevdasıyla Karayipler’den Meksika’ya Mısır Tunus’tan Kanarya Adalarına Bulgaristan, Almanya, Amerika’dan dünyanın bir çok yerinde ve ülkemizin önemli otellerinde Genel Müdürlük yapmış Türk otelciliğinin ‘Senyor’ü olarak bilinen Cüneyt Kuru, Türkiye’nin istisna kupon bir lokasyonunda resort otelcilik anlayışında, gerçek luxury segment otelcilik anlayışıyla içerisinde futbol ve golf akademisini barındıran spor turizmi, gastronomi turizmi, sağlık turizmi, kongre turizmi, eğlence turizmi, free time otelcilik faaliyetleriyle turizmde çok konuşulacak, dikkatleri üzerine çekecek küresel konsept otelcik anlayışıyla turizmde yepyeni bir soluk olacak markanın sinyallerini verdi. İlerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım.

Ülkemiz turizmi ve ekonomisine katkıda bulunacak turizmin geleceği için üreten, çalışan, proje ve fikirlerini birleştiren,  cesaretle ortaya koyan isimleri ve hedeflerini fırsat buldukça sizlerle paylaşıyorum.

TURDER Derneği Başkanı Faruk Elmacı sorularımı yanıtladı ve projelerini anlattı;

 

Turizm sektörünün sizce neye ihtiyacı var?

Turizm’in en çok Gençlere ihtiyacı var. Dinamik, karakterli, üretken, düşünen ve ürettiklerini Dünya’ya pazarlayacak güce ihtiyacı var. Türkiye artık Dünya’nın en önemli Turizm pazarlarından birisi haline gelmişken bu fırsatı kullanıp zirveye taşımalıyız. Bunu ancak gençlik ruhuyla yapabiliriz. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi gelecek gençlerle birlikte gelecektir. Yeni Dünya’da büyük oluşumların yöneticilerine baktığınızda 25-35 yaş aralığı çok dikkat çekiyor. Fakat bizim ülkemizde bu yaşlar daha yolun başı gibi algılanıyor. Turizm sektörünün interaktif olması bizlerin daha hızlı düşünmesini ve adım atmasını gerektiriyor. Kriz ortamlarında herkesin yaptığını değil, yeniliğe ve değişime hızlı adapte olup bir adım sonrasını planlayarak çalışmalarımızı yürütmemiz ülkemizin daha dikkat çekici hale gelmesine ve turizm pazarındaki payını arttırmasına sebep olacaktır. Bu sebeple kurduğumuz Turizmciler Derneği’nde genç ve dinamik bir yönetim ekibimiz var. Sorunları tespit etmede ve çözüm oluşturmada katkı sağlayan, şuan yıllardır faaliyet gösteren birçok Üst kuruluşa yol göstermiş arkadaşlarımız ile birlikte yol almaktayız. Biz bu ekibi daha etkin hale getirip hem kendi adımıza hem de diğer STK’lar ile güçlü bir şekilde adım atmak istiyoruz. STK yada Kurumların asıl ihtiyaçlarından birisi de etkileşim halinde olan tüm sektörü bir araya getirmektir. Çünkü sorunlarımız ortak olduğu gibi çözümlerimizde ancak ortak olabilir.

 

Ülkemiz turizminin pazarlama ve tanıtımı için proje ve planlarınız nelerdir ?

Turizm dediğimizde akla deniz, kum, güneş değil Türkiye geliyor. Çünkü ülkemizin dört bir köşesi turizmin farklı alanlarında gelişmiş ve hizmet veriyor. Dünya’nın en büyük etkinlikleri artık Türkiye’de yapılıyor. Dünya liderleri Türkiye’ye yılda 3-4 kez geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın ve Hükümetimiz’in destekleriyle birçok organizasyon Türkiye’ye getiriliyor. G20 Liderler Zirvesi ve Dünya İnsani Zirvesi bunların en güzel örneğidir. Ancak pazarlama ve reklam noktasında yanlış adımlar atıldığını düşünüyorum. Bakanlık önderliğinde sektörün tüm aktörlerinin bir arada olacağı bir platform oluşturup ortak bütçe ortak dil fakat farklı bölgelerin kendi özellikleri ile ön plana çıkacağı her bölgenin kendi pazarlarını yaratacağı alanları belirlemek gerekiyor. TURDER olarak bölgesel tanıtımın kendine has özellikleri ile tanıtılması ve pazarlanmasının daha verimli sonuçlar doğuracağına inanıyor ve bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Bölgenizde tüm meyvalar var derseniz dikkat çekici olmayabilir. Ancak bizim bölgemizde Dünyanın en iyi Elma’sı var dersek herkes bizi tanır. Bu düşünceden çıkarak paydaşlarımız Sinan Dündar ve Önder İnce ile birlikte ürettiğimiz Ben Akdenizim (I’m Mediterranean) projesi tam da bu konu üzerine planlanmıştır. Akdeniz dediğimizde Akdenizlilik bilincinin oluştuğu ve Türkiye’nin global bir tanıtım ayağı olmasını planlıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın yürüttüğü Home Turkey projemiz’in alt başlığı olarak yada tamamen ayrı pazarlanan bir Küresel Akdeniz markası yaratmayı istiyoruz. Bunu seri halinde takip eden diğer bölgeler ile ilgili de tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini uygulamaya koymak istiyoruz. Bu faaliyetler neticesinde doğru bölgeye doğru pazarlama ile daha fazla turist potansiyeline ulaşacağız.