"Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı"

Genel Haberleri

"Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı"

- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Dünyada şu anda Batı'da özellikle sözde Ermeni soykırımı adıyla da bazı propagandalar yapılıyor. Biz de diyoruz ki bu tarihçilerin işidir. Gelin tarihçiler bu işi masaya yatırsınlar, çözsünler. Hayatımız boyunca, tarihimiz boyunca bu millet hiçbir zaman, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır" - "Kapımıza gelen masumları ne kendi vatandaşına devlet terörü uygulayan rejimin ne de DEAŞ ve PKK gibi katil örgütlerin insafına terk ettik. Etnik kimliğine, diline, inancına bakmadan herkesi bağrımıza bastık. Onlara korunaklı bir çatı olduk" - "İnsan kaçakçılığının giderek terörle, uyuşturucuyla, örgütlü suçlarla, bağlantılı bir hal aldığını görüyoruz. Terör örgütleri arka planında kendilerinin olduğu, insanları göçe zorlayan sebeplerden de, sonuçlardan da çıkar sağlıyor. İnsan hayatı ve milli güvenliğimizi tehdit eden bu suç türüyle koordineli ve kararlı bir mücadele ortaya koymamız şarttır" - "Çözüm yolu olarak mülteci botlarını batırmak, ahlaki sıkıntıları bir yana sorunu çözümsüzlüğe mahkum etmek demektir. Batı, giderek yaşlanan nüfusu ve Doğu'dan gelen insan kaynağı ihtiyacı ortadayken bu sorunun sonuçlarından kendini kurtaramayacaktır"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada şu anda Batı'da özellikle sözde Ermeni soykırımı adıyla da bazı propagandalar yapıldığını belirterek, "Biz de diyoruz ki bu tarihçilerin işidir. Gelin tarihçiler bu işi masaya yatırsınlar, çözsünler. Hayatımız boyunca, tarihimiz boyunca bu millet hiçbir zaman, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır." dedi.

Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'na katılan konuk bakan ve heyet başkanları onuruna verdiği akşam yemeğinde konuştu.

Az gelişmiş ülkelere yönelik yapılan donörler toplantısında, "Dünyanın en zenginiyim." diyenlerin bir numara olduğunu söylediğini belirten Erdoğan, "Hayır dünyada bir numara değilsin. Dürüst olacağız. Milli gelire oranla az gelişmiş ülkelere, en az gelişmiş ülkelere destek verme noktasında dünyanın bir numarası, OECD rakamlarını söylüyorum Türkiye'dir. Ama milli gelire oranla söylüyorum. OECD raporlarını incelerseniz orada da bunu göreceksiniz." diye konuştu.

Bütün bu adımları atarken hep bir şeyi hedeflediklerini aktaran Erdoğan, "Eğer biz veren olmazsak yarın aynı duruma biz de düşeriz. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü, mesafelerin anlamını yitirdiği, böylesi bir dönemde artık Avrupa'nın kaderi Afrika'nınkinden, Kuzey Amerika'nın kaderi de Güney Amerika'nınkinden bağımsız değildir. Gelişen teknoloji ve ulaşım imkanları bizi birbirimize yaklaştırırken aynı zamanda problemlerimize ortak çözümler aramaya da icbar ediyor." ifadesini kullandı.

Öte yandan yoksulluk, kıtlık, iç savaşlar, siyasi ve ekonomik sıkıntılar gibi sorunların, insan tacirlerine sömürebilecekleri uygun bir zemin sunduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnsan kaçakçılığının giderek terörle, uyuşturucuyla, örgütlü suçlarla, bağlantılı bir hal aldığını görüyoruz. Terör örgütleri arka planında kendilerinin olduğu, insanları göçe zorlayan sebeplerden de, sonuçlardan da çıkar sağlıyor. İnsan hayatı ve milli güvenliğimizi tehdit eden bu suç türüyle koordineli ve kararlı bir mücadele ortaya koymamız şarttır. Çözüm yolu olarak mülteci botlarını batırmak, ahlaki sıkıntıları bir yana sorunu çözümsüzlüğe mahkum etmek demektir. Batı, giderek yaşlanan nüfusu ve Doğu'dan gelen insan kaynağı ihtiyacı ortadayken bu sorunun sonuçlarından kendini kurtaramayacaktır."

- "Türkiye, göç meselesiyle ilk defa yüzleşen bir ülke değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göç meselesinin sağlıklı bir zemine oturtulmasının en çok Batı ülkelerine yarayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Türkiye gerek coğrafi konumu, gerekse bölgesinde yaşanan hadiseler itibarıyla göç meselesiyle ilk defa yüzleşen bir ülke değildir. Biz asırlarca Doğu-Batı, Kuzey-Güney yönünde göçlere maruz kalmış bir coğrafyanın kavşak noktasında bulunuyoruz. En güçlü döneminde sınırları ve nüfuz alanı 22 milyon kilometrekareye ulaşmış bir cihan devletinin bakiyesiyiz. Son iki asırda yaşadığımız olaylar, kardeş ve dost topluluklar için ülkemizi son sığınak yapmıştır. 81 vilayetimizin her birinde Kırım'dan, Kafkasya'dan, Balkanlar'dan, Rumeli'den hatta orta ve Uzak Doğu'dan, Güney Asya'dan göç etmiş milyonlarca vatandaşımız bulunuyor. Şehirlerimizde farklı etnik kökenlere, diller, inançlara, kültürlere sahip insanlar barış içinde bir arada yaşıyor. Sadece soydaşlarımız değil, zulüm ve baskı gören herkes aradıkları emniyeti, özgürlüğü, dinlerini yaşama hürriyetini bu topraklarda bulmuştur. 15. yüzyılda İspanya'daki katliamdan kaçan Museviler, engizisyondan kaçan Hristiyanlar, Nazi zulmünden kaçan Musevi veya Hristiyan Almanya ve Avusturya vatandaşları bizim ülkemize sığınmışlardır."

Türkiye'nin bugün de 3,6 milyon Suriyeli olmak üzere dünyanın farkı ülkelerinden 4 milyonun üzerinde göçmene ev sahipliği yaptığını aktaran Erdoğan, "2011'den bu yana çatışmaların devam ettiği Suriye'den ülkemize sığınan sığınan hiç kimseyi zorla geri göndermedik. Biz Aramileri geri göndermedik, Hristiyanları geri göndermedik. Biz öbür taraftan Ermenileri geri göndermedik. Şu anda bizim ülkemizde 100 bine yakın Ermeni var. Bunların içinde 40 bin civarında vatandaşımız var. Diğerleri ise vatandaşımız değil ama biz bunları geri göndermiyoruz. Çünkü bunlar bizim ülkemize niye geldi? Ülkelerindeki yaşadıkları sıkıntı nedeniyle geldi." dedi.

- "Bu millet, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyada şu anda Batı'da özellikle sözde Ermeni soykırımı adıyla da bazı propagandalar yapılıyor. Biz de diyoruz ki bu tarihçilerin işidir. Gelin tarihçiler bu işi masaya yatırsınlar, çözsünler. Hayatımız boyunca, tarihimiz boyunca bu millet hiçbir zaman, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır. Kapımıza gelen masumları ne kendi vatandaşına devlet terörü uygulayan rejimin ne de DEAŞ ve PKK gibi katil örgütlerin insafına terk ettik. Etnik kimliğine, diline, inancına bakmadan erkesi bağrımıza bastık. Onlara korunaklı bir çatı olduk."

Her şeylerini geride bırakan bu insanlara eğitimden sağlığa, istihdamdan sosyal psikolojik desteğe kadar çok geniş bir yelpazede hizmet sunduklarını belirten Erdoğan, halihazırda Türkiye'de eğitim çağında 1 milyona yakın Suriyeli bulunduğunu, şartları zorlayarak bunların ancak 328 bini için eğitim imkanı sağlayabildiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 7 yılda Türkiye'de dünyaya gözlerini açan Suriyelilerin sayısının 380 bini geçtiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Sığınmacılar için kendi milli imkanlarımızla harcadığımız rakam Birleşmiş Milletler kriterlerine göre şu an itibarıyla 37 milyar doları aştı. Fakat Avrupa Birliği'nin bize verdiği söz, 3 3 milyar avro Türkiye'ye uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla ödeyeceğiz dediler. Şu ana kadar bu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla gelen bir milyar 750 milyon avro. Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliği vasıtasıyla gelen 750 milyon dolar. Bizim harcadığımız ise 37 milyar dolar. Hesap bu. Dünya hala bu işe sessiz, Batı sessiz. Birçok sözler de verdiler ama tutmadılar. Ayrıca ülkemiz Küresel İnsani Yardım Raporuna göre 2017 yılında 8,1 milyar doların üzerindeki yardımla dünya ilk sıralara yükseldi. Aynı dönemde dışarıdan ülkemize gelen yardım miktarı ise son derece kısıtlıdır. Avrupa Birliği'nin taahhüt ettiği 6 milyar avronun henüz ilk dilimi dahi Suriyelilere ulaşabilmiş değil."

(Sürecek)