FETÖ'nün "5. kat" sırrı

Genel Haberleri

FETÖ'nün "5. kat" sırrı

- FETÖ'nün finans kaynağı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding iddianamesinde, eski kurucu ortaklardan Adnan Dinçer'in, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak verdiği ifade de yer aldı - Sanık Dinçer ifadesinde, örgüte dair beyanlarda bulunurken, örgüte mensup olduğunu düşündüğü şahısların da isimlerini verdi - Dinçer'in ifadesinden: - "Gülen ABD'ye gitmezden o¨nce Altunizade'de FEM Dershanesi'nin en u¨st katında kalıyordu. Burası 5. kat oldugˆu ic¸in Tu¨rkiye ve du¨nya genelinde FETO¨'nu¨n tu¨m kurulus¸larının en u¨st katları, bu s¸ekilde dizayn edilir. Kuruluşlarda 8. veya 10. kat olsa bile 5. kat diye tabir edilirdi. Sohbet ve mu¨tevelli toplantılarının tu¨m gu¨ndemlerini Tu¨rkiye'de bulundugˆu zaman FEM Dershanesi'nin 5. katından belirlerdi" - "O¨rgu¨t ic¸erisinde bulundugˆum sırada tespit ettigˆim bir husus ise bir okul, hastane, yurt gibi bir bina yapılacaksa c¸ok lu¨ks ve go¨steris¸li yapılırdı. Buradaki amac¸ insanları etkilemekti. Yine o binalarda mutlaka 5. kat mevzusu ile gizli bo¨lmeler bulunurdu"

İSTANBUL (AA) - ENES CAN - MURAT KAYA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans kaynağı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in eski kurucu ortaklarından olan ve hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan Adnan Dinçer, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak verdiği ifadesinde, "Gülen ABD'ye gitmezden o¨nce Altunizade'de FEM Dershanesi'nin en u¨st katında kalıyordu. Burası 5. kat oldugˆu ic¸in Tu¨rkiye ve du¨nya genelinde FETO¨'nu¨n tu¨m kurulus¸larının en u¨st katları, bu s¸ekilde dizayn edilir. Kuruluşlarda 8. veya 10. kat olsa bile 5. kat diye tabir edilirdi. Sohbet ve mu¨tevelli toplantılarının tu¨m gu¨ndemlerini Tu¨rkiye'de bulundugˆu zaman FEM Dershanesi'nin 5. katından belirlerdi." dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile sözde "Başyüceler Şurası Başkanı" Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanık hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıkmaya başladı.

İddianamede, Kaynak Holding'in eski kurucu ortaklarından sanık Adnan Dinçer'in 12 Aralık 2016'da etkin pis¸manlık hu¨ku¨mlerinden faydalanmak istedigˆini beyan ederek verdiği örgüte ilişkin itirafları dikkati çekiyor.

Sanık Dinçer ifadesinde, babasıyla birlikte 1982 yılında Güntaş AŞ'yi kurduklarını belirterek, 1988'de hac go¨revini yerine getirdiğini ve bu tarihten sonra gerek fabrikalarına gerek şirketlerine yardım ic¸in c¸es¸itli vakıf, dernek ve cemaatlerden gelen kis¸ilere yardım yaptıklarını anlattı.

Sanık Dinçer, 1990'lı yılların bas¸larında tanıştığı Çalışma Bakanlığı Müfettişi olan Faruk I·lk'in aynı zamanda o do¨nem ''cemaat'' diye bilinen FETO¨'nu¨n Malatya'nın so¨zde imamı oldugˆunu öğrendiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Benimle ilk irtibata gec¸en kis¸i Faruk İlk'tir. Daha sonra I·stanbul'a geldigˆinde o do¨nem FETO¨'nu¨n o¨nemli esnaflarından Hu¨seyin Dövme ve Ali Rıza Tanrıseven ile beni Faruk I·lk tanıs¸tırdı. Yani yavas¸ yavas¸ cemaat ic¸ine girmeye bas¸lamıs¸tım. O do¨nem sohbetlerde cemaatin ic¸inde yetis¸mis¸ ehil kis¸iler tarafından Risale-i Nur okunarak onun ac¸ıklaması yapılıyordu. Gerc¸i bir mu¨ddet sonra artık risale okumak bırakılarak o¨rgu¨t lideri Fetullah Gülen'in kasetleri ve kitapları o¨n planda tutulmaya bas¸lanmıs¸tı. Bu toplantılarda himmet ile alakalı talepler ve taahhu¨tler toplantılarda bizden alınırdı."

Örgüte verilen himmetlere ilişkin detaylı anlatımlarda bulunan sanık Dinçer, örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in ABD'ye gitmeden o¨nce Altunizade'de FEM Dershanesi'nin en u¨st katında kaldığını anımsatarak, şunları anlattı:

''Burası 5. kat oldugˆu ic¸in Tu¨rkiye ve du¨nya genelinde FETO¨'nu¨n tu¨m kurulus¸larının en u¨st katları bu s¸ekilde dizayn edilir ve 8. veya 10. kat olsa bile 5. kat diye tabir edilirdi. Sohbet ve mu¨tevelli toplantılarının tu¨m gu¨ndemlerini Tu¨rkiye'de bulundugˆu zaman FEM Dershanesi'nin 5. katından, ABD'ye gittikten sonra Pensilvanya'dan mutlaka Gülen belirler. O¨rgu¨t ic¸erisinde bulundugˆum sırada tespit ettigˆim bir husus ise bir okul, hastane, yurt gibi bir bina yapılacaksa c¸ok lu¨ks ve go¨steris¸li yapılırdı. Buradaki amac¸ insanları etkilemekti. Yine o binalarda mutlaka 5. kat mevzusu ile gizli bo¨lmeler bulunurdu.''

- Örgütün tiraj oyunu

Örgütte, yer alan bir esnafın mu¨tevelli heyetinden ayrılmak istediği zaman Maliye tarafından c¸o¨kertildigˆine dair o¨rneklerin verildiğini, bunun da örgütün kamuda ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi olduğunu anlatan sanık Dinçer, mu¨tevelli grubundan ayrılmak isteyenlere "Şefkat tokadı yersin, c¸olugˆuna c¸ocugˆuna zarar gelir, bu dava Allah davasıdır, biz altın nesil yetis¸tiriyoruz, Allah c¸arpar." diyerek de manevi baskı uyguladıklarını söyledi.

Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisinin tirajlarının çok abartılı olduğunu, o¨zellikle Sızıntı dergisinin örgütte sadece para kazanma amacı olarak kullanıldığını anlatan Dinçer, aynı s¸ekilde örgüt elebaşısı Gülen'in kitaplarının da c¸ok satmadıgˆı halde satış rakamlarının, toplanan himmet, kurban ve burs paralarından satın alınarak mu¨tevelli heyetine ya da dıs¸arıdaki kis¸ilere u¨cretsiz olarak u¨c¸er bes¸er dagˆıtılmasından kaynaklandığını aktardı.

Böylece normalde 1-2 baskı yapabilecek Fetullah Gülen kitaplarına 8-10 baskı yaptırarak propaganda vesilesi olarak kullanıldığını vurgulayan Dinçer, "Hatta Gülen'in kitapları ya da o¨rgu¨tu¨n c¸ıkardığı film ya da herhangi bir yayın kendi yayın evleri dıs¸ında o¨rnek vermek gerekirse D&R'la anlas¸ma yapılarak oradan satıs¸ını sagˆlıyorlar. Cemaat kendi u¨yelerine ve mu¨tevelli heyetine talimat vererek o¨zellikle oradan alınmasını istiyor, bu sayede digˆer satıs¸ kanallarında da Gülen'e ait kitap ve digˆer yayınlar c¸ok satmıs¸ go¨zu¨kerek halk nezdinde algı olus¸turmaya c¸alıs¸ıyorlardı.'' ifadelerini kullandı.

- "Kurban derisi toplamak Arafat'ta vakfe durmaktan daha önemli''

''Nerede para kaynagˆı var ise o¨rgu¨t mutlaka oraya el atmıs¸tır.'' diyen sanık Dinçer, himmet ve bağış toplantılarının bir benzerinin de kurban ic¸in yapıldığını anlatarak, kurban parası veren kis¸ilerin ihlassızlık ve samimiyetsizlikle suçlanacağı korkusuyla kurbanların kesilip kesilmedigˆini sormaya cesaret edemediğini kaydetti.

Kurban ve deri toplama ile ilgili bilgiler veren sanık Dinçer, Gülen'in bu konuyla ilgili yaptığı bir toplantıdan bahsetti. Dinçer, ''Ben hususi olarak Gülen ile hiç görüşmedim. Yalnız u¨c¸ do¨rt kez grup olarak FEM Dershanesi'nin 5. katına gittik. Grup olarak bize sohbette bulundu. Bir Kurban Bayramı o¨ncesinde gittigˆimizde kurban ve deri toplayan cemaat u¨yelerinin Arafat’ta vakfeye duran hacılardan bile daha o¨nemli bir is¸ yaptıgˆın so¨yleyerek cemaat u¨yelerini motive ediyordu.'' bilgisini verdi.

Hu¨davendigar U¨niversitesi kuruldugˆunda o¨rgu¨tün kendisine bu u¨niversitesinin mu¨tevelli heyetinde go¨rev verdiğini, hic¸bir s¸ekilde sorgulamadan go¨revi kabul ettiğini anlatan sanık Dinçer, şunları aktardı:

''U¨niversitenin rekto¨ru¨nu¨ o¨rgu¨t belirler, u¨niversitenin mu¨tevelli heyeti Harun Küçük isminde bir bo¨lge imamına bagˆlıydı.Yani bu u¨niversitenin rekto¨ru¨, o¨gˆretim go¨revlileri ve tu¨m c¸alıs¸maları Harun Küçük'e bagˆlıdır. Dershanelerde zeki ve yu¨ksek puan alacak o¨gˆrenciler tespit edilir. O¨rnegˆin Bogˆazic¸i, Bilkent ya da ODTU¨ gibi yu¨ksek puanlı u¨niversiteleri kazanacak kis¸iler Fatih, Hu¨davendigar ve Su¨leymans¸ah gibi u¨niversiteler tercih ettirilerek c¸ok yu¨ksek puanlı o¨gˆrencinin o okula girmesi sagˆlanır ve o okulların puanları bir anda inanılmaz derecede yukarı fırlardı. O¨rgu¨t mutlaka kaz gelecek yerden tavuk esirgemez, o¨nemli bu¨rokratların, hakim ve savcıların ve mu¨lku¨ idare amirlerinin c¸ocuklarını u¨cretsiz olarak okuturlar. Daha sonra bir s¸ekilde bunlardan faydalanırlardı."

- Şirketin esas müdürleri, örgütün imamları

Sanık Adnan Dinçer, örgüt tarafından kurulan şirketlere, genel olarak örgütün c¸ok ic¸inde olmayan fakat gu¨venilir insanların ortak ve yo¨netici olarak atandığını fakat bunların hic¸birinin kıymetinin olmadığını belirterek, o s¸irketlere örgütün imamlarının genel mu¨du¨r olarak atandığını, tu¨m is¸ ve is¸lemlerin bu genel mu¨du¨r tarafından yürütüldüğünü, esasında s¸irketlerin genel mu¨du¨rlerinin tespit edilebilirse örgütün o¨nemli imamlarının da tespit edilmiş olabileceğini iddia etti.

Örgütün sözde I·stanbul imamı olan Ahmet Kara'nın 2000'de kendisine hitaben ''Cemaatin is¸leri artık bu¨yu¨du¨, is¸leri daha iyi organize edebilmek, ihtiyac¸ sahiplerine daha fazla ve hızlı ulas¸abilmek adına Kaynak Holding'i kuracağız, senin de ortak olmana karar verdik." dediğini anlatan sanık Dinçer, holdinge ilişkin şunları anlattı:

''Artık cemaat ic¸erisindeki mutlak itaat ku¨ltu¨ru¨ bizde de olus¸tugˆu ic¸in hemen 'tamam' dedim. Bana getirilen kagˆıtları imzaladım. Hic¸bir s¸ekilde ortaya finans koymadım. S¸irketler ile ilgili anlattıgˆım olayların hepsi Kaynak Holding ic¸in de gec¸erlidir. Yo¨netim kurulu go¨stermeliktir. Kendi imamlarını genel mu¨du¨r olarak c¸alıs¸tırırlar. Genel mu¨du¨r fiiliyatta yo¨netim kurulunun u¨stu¨ndedir. Yaklas¸ık 15 yıl ortak olmama ragˆmen 3-4 kez ancak gittim. O do¨nem yo¨netim kurulu bas¸kanı I·zzet Akyar idi. I·zzet, I·zmir'de temelden yetis¸mis¸ iyi bir cemaat adamıdır. Fakat o do¨nem I·stanbul imamı olan Ahmet Kara daha etkili ve yetkiliydi. Cemaat hangi alanda bir is¸ yapacaksa mutlaka kendi s¸irketlerini kullanırdı. Nuans Turizm'i cemaatin propagandasını yapmak ve reklam olması amacıyla kurdular. Nüans Turizm ile geziler organize ederek cemaate adam kazandırmayı ve finans temin etmeyi amac¸ edindiler.

Kaynak Holding'in kurulus¸u bu s¸ekilde cereyan etmis¸tir. Ortaklardan hic¸birisi sermaye koymadıgˆı ic¸in elde edilen karlar hic¸bir s¸ekilde ortaklara dagˆıtılmaz 'Sermaye artırımı yaptık.' diyerek ortaklardan imza alınır, talimatlar bu s¸ekilde yerine getirilirdi. Dikkat edilirse Kaynak Holding'in as¸agˆı yukarı her is¸ alanında bir s¸irketi mevcuttur. Kargo, Yayın, Matbaa, Yemek, Kagˆıt gibi Tu¨rkiye c¸apında hatta du¨nya c¸apında okullarına ve digˆer kurulus¸larına yapılan is¸lerde kendi is¸lerini kullanmaktadırlar. Çalıs¸anlar canhıras¸ bir s¸ekilde Allah rızası ic¸in c¸ok az parayla c¸alıs¸tıkları ic¸in is¸ gu¨cu¨ noktasında sıkıntı c¸ekmeyen holding kısa su¨rede c¸ok bu¨yu¨k karlar yapmıs¸tır. Kazanılan bu paralar piramitsel olarak I·stanbul imamından bas¸layarak Fetullah Gülen'e kadar uzayan zincir ic¸erisinde o¨rgu¨tsel amac¸ ve faaliyetlerde kullanılmaktadır. Bir dönemde holdingin genel mu¨du¨ru¨ Naci Tosun'du. Tosun, o¨rgu¨tu¨n o¨nemli imamlarından oldugˆu ic¸in Kaynak Holding ondan sorulurdu. I·zzet'ten o¨nce de Mustafa Özcan holdingde genel mu¨du¨rlu¨k ve yo¨netim kurulu bas¸kanlıgˆı yapmıs¸tır. Naci Tosun ve Mustafa Özcan o¨rgu¨tu¨n kara kutusu gibi o¨nemli insanlardır. Talimatları bu kis¸iler gerek FEM Dershanesi'nin 5. katında gerekse Prensilvanya'dan getirirler.''

- "Devlete savaş açtılar"

Sanık Dinçer, örgütün 17/25 Aralık'taki tutumuna ilişkin beyanlarda bulundu. Söz konusu dönemde örgu¨tu¨n gazeteleri, televizyonları, digˆer yayın organları kurum ve kurulus¸ları ile devlete savas¸ ac¸mıs¸ durumda olduklarını anımsatan sanık Dinçer, şöyle devam etti:

''2014 yılından sonra cemaat denen o¨rgu¨tle tamamen ilis¸kimi kestim. Cemaatte yer aldığım dönemde, Kimse Yok mu Dernegˆi'ne bagˆıs¸ta bulunmus¸tuk. Bank Asya'nın kurulus¸unda 800 bin mark vererek ortak olmus¸tuk. 2001 krizinde kendi s¸irketimiz ciddi zarar go¨rdu¨. Cemaatin o¨nde gelen imamlarına hisselerimi birisine satalım diye so¨ylememe ragˆmen bas¸kalarına o iyiligˆi yaptıkları halde bizim hisselerimizi satmadılar. 2004 yılında Ali Akbulut beni aradı, hisselerime talip bulundugˆunu so¨yledi. Hisselerimi 800 bin mark vererek aldılar. Bir hafta sonra hisselerin 12 kat arttıgˆını o¨gˆrenince bunda Ali Akbulut'un bir oyunu oldugˆunu o¨gˆrenmis¸ oldum. O do¨nem bu olayı cemaate mal etmedigˆim ic¸in kimseye so¨ylemedim.''

Kaynak Holding ve digˆer kurumlardan bagˆını koparmaya çalıştığını ancak hemen koparamadıgˆı ic¸in su¨rekli o¨rgu¨tu¨ u¨yelerinin yanına gelip gittiğini anlatan sanık Dinçer, örgütün 15 Temmuz'daki darbe kalkışmasından sonra şirketine kayyum atandığını söyledi.