"Göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir"

Politika Haberleri

"Göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir"

- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: - "(İdlib) Bizim derdimiz insaniliğimizdir. Bu konudaki iddiamızı da devam ettiriyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Oradan saldırılarla başlayacak bir göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir. Bu da açık ve nettir" - "Gittiğimiz bütün uluslararası toplantılarda tüm sözde büyük ülkelerin temsilcilerinin, Suriye meselesi konuşulduğu zaman başları öne eğiktir. Çünkü, dudaklarından söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük bir tenakuz ve ölçüsüzlük söz konusudur. İşin tiyatrosundalar bunu herkes bilmektedir" - "Şu rakamı Türkiye'ye vermek isterim. 255 bin 300 Suriyeli kardeşimiz son iki yılda geri döndü. Demek ki orada eğer huzur sağlanırsa kendi topraklarının özlemi içerisindeler. Bunun 160 bini Fırat Kalkanı bölgesinde devletimizin ortaya koymuş olduğu o huzur hattı oluştuğu anda geri döndü"

HATAY (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriye'nin İdlib kentindeki durumla ilgili, "Bizim derdimiz insaniliğimizdir. Bu konudaki iddiamızı da devam ettiriyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Oradan saldırılarla başlayacak bir göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir. Bu da açık ve nettir. Biz bu insaniliğimizden vazgeçmeyeceğiz." dedi.

Soylu, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Göç İdaresi Genel Müdür Vekili Abdullah Ayaz, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil ve eşi Hamidiye Soylu ile Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki YİBO konteyner kentinde yaşayan Suriyeli Bayırbucak Türkmenlerini ziyaret etti.

Burada Yayladağı Kaymakamı Ömer Faruk Yüce'den çalışmalar hakkında brifing alan Bakan Soylu, daha sonra konteyner kentin yöneticileriyle basına kapalı görüşme yaptı.

Soylu'nun görüşmesi yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Görüşme sırasında Soylu'nun eşi Hamidiye Soylu da konteyner kentteki kütüphanede bulunan çocuklarla buluştu.

- Suriyelilerin geri dönüşü

Soylu, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'deki yerlerinden ve yurtlarından edilen Bayırbucak Türkmenleri ile bir araya geldiğini hatırlattı.

Yayladağı'ndaki bu kampta 4 bin 500 Bayırbucuk Türkmeni'nin kaldığını belirten Soylu, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 7 yıldır buradalar. Bir taraftan Türkmen Dağı'na ve topraklarına buradan hasretle bakıyorlar. Şu rakamı Türkiye'ye vermek isterim; 255 bin 300 Suriyeli kardeşimiz son iki yılda geri döndü. Demek ki orada eğer huzur sağlanırsa kendi topraklarının özlemi içerisindeler. Bunun 160 bini Fırat Kalkanı bölgesinde devletimizin ortaya koymuş olduğu o huzur hattı oluştuğu anda geri döndü. Demek ki orada eğer huzur sağlanırsa kendi topraklarının özlemi içerisindeler. Bunun 160 bini Fırat Kalkanı bölgesinde devletimizin ortaya koymuş olduğu o huzur hattı içerisine oluştuğu anda geri döndü. 60 bini geçen yılın hem ramazan hem kurban bayramında geri döndü. 53 bini de bu kurban ve ramazan bayramlarında geri döndü. Gönüllü geri döndü ve orada kaldılar. Elbetteki Türkiye'de bugün 3 milyon 550 bin Suriyeli kardeşimiz söz konusu, yaşıyor. Bunun 185 bini bugün kamplarda. Biliyorsunuz 220 bini kamplardaydı ve bunun 35 binini daha kamplardan normal yaşantıya aldık çünkü bu kampların bir bölümü çadır kamplardı ve artık sürelerini, zamanlarını doldurmuşlardı. Gayet insanı koşullarda bütün dünyanın da hayranlıkla takip ettiği koşullarda bunu sağlıyoruz."

Soylu, istatistiki bilgileri paylaşarak, "2015 yılında Türkiye'den, batı sınırlarımızdan Yunanistan'a geçen, kaçan düzensiz göçmen sayısı ortalama günde 6 bin 800'dü. Bugün ise 79 civarında. Aslen dünyaya ait görevlerimizi de komşularımıza ait görevlerimizi de ve aynı milletten olan insanlara ait görevlerimizi de aynı ölçüde yerine getiriyoruz." dedi.

- İdlib konusunda değerlendirmelerde bulundu

Soylu, Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'nin dünya tarihinin en önemli göç olaylarından birisiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı.

Bakan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu millet büyük bir başarının altına, tarihi başarının altına imza atmıştır. Bugün de yine aynı mesele, İdlib ve çevresinde oluşturulmaya çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve devletimiz bu konudaki tavrını hem toplantılarda hem dünyaya seslenmelerinde hem de değerlendirmelerinde açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bizim derdimiz insaniliğimizdir. Bu konudaki iddiamızı da devam ettiriyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Oradan saldırılarla başlayacak bir göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir. Bu da açık ve nettir. Biz bu insaniliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Gerekli tedbirlerimizi de aldığımızı burada söylemek isteriz ve inanıyoruz ki artık bu dünyayı da Türkiye'yi de orada yaşayan insanları da zora sokan bu davranış modellerinden vazgeçilsin isteriz ve umudumuz odur ki son dakikaya kadar değerlendirmemiz odur ki vazgeçilecektir inşallah."

Dünyada güç göstermek isteyen ülkelerin arenasının mazlum insanların memleketleri olmaması gerektiğine değinen Soylu, bunun bu kadar açık ve net olduğuna dikkati çekti.

Burada gücün sadece silah ve parayla sağlanabilecek bir hadise olmadığını aktaran Soylu, şunları ifade etti:

"Gücü, mazluma da veren milletlere de veren Allah'tır, biz buna inanlardanız. Onun için biz sabırla insani olarak üzerimize düşeni gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çok başarılı bir göç yönetimi ortaya koyduk, okulundan sağlığına kadar, işinden barınmasına kadar. Bunu da devam ettiriyoruz, Bunu istismar etmeye çalışanlar oldu. Türkiye içerisinde istismar etmek isteyenler oldu. Biz kurtuluş mücadelesinde, İstiklal Harbi'nde bize hangi milletlerin kollarındaki bilezikleri satarak gönderdiklerini, bugün hürriyetimizin bir bölümünü de onlara borçlu olduğumuzu biliyoruz. Biz dününü unutan bir millet değiliz, nesepsiz, soysuz bir millet de değiliz. Biz soylu ve asil milletiz, ne dünümüzü unuturuz ne bize yardım edenleri unuturuz ne aynı cephede birlikte mücadele ettiklerimizin torunlarını unuturuz ne de para, mal, mülk bize dinimizi, inancımızı, kimliğimizi unutturur. Tarihimizi de unutturmaz."

- "İşin tiyatrosundalar bunu herkes bilmektedir"

Bakan Soylu, diğer ülkelerin Suriye konusundaki politikalarını eleştirerek, "Gittiğimiz bütün uluslararası toplantılarda tüm sözde büyük ülkelerin temsilcilerinin, Suriye meselesi konuşulduğu zaman başları öne eğiktir. Çünkü, dudaklarından söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük bir tenakuz ve ölçüsüzlük söz konusudur. İşin tiyatrosundalar bunu herkes bilmektedir." dedi.

Türkiye'nin sadece kendi topraklarında değil sınırın öteki tarafında ortaya koyduğu iradenin de açık olduğunu belirten Soylu, şunları kaydetti:

"İnşallah bu süreç, elbetteki arzu ettiğimiz ölçüde neticelenecektir ve orada huzur ortamı olduğu andan itibaren de nasıl Fırat Kalkanı bölgesinde bir geri dönüş söz konusu olmuşsa aynı şekilde oradaki yani şu anda verdiğim rakam 253 bin, aynı şekilde oradaki her huzura kavuşan bölgeler gibi geri dönüş söz konusu olacaktır, Allah yardımcımız olacaktır İnşallah." dedi.

Soylu, konuşmasının ardından çocuklara hediye dağıttı, Türkmen ailelerin konteynerlerine misafir olarak bir süre onlarla sohbet etti.