SETA 'Türk Medyasında Kadın Cinayetleri' isimli bir rapor yayınladı: Suçun azalması noktasında medyanın dili hayati öneme sahip
ABONE OL

SETA tarafından hazırlanan “Türk Medyasında Kadın Cinayetleri” raporu kadın cinayetlerinin çözümünde asıl olanın toplumun meseleye olan bakış açısını doğru inşa edebilmek olduğunu ve bu konuda medyaya önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü aktarıyor. Rapora göre hem karar mercilerinin düşüncelerinin hem de kamu algısının şekillenmesinde en önemli etken olan medyanın konuyu doğru şekilde ele alması ve uygun bir haber dili geliştirerek sunması gerekiyor.

Kadınlara yönelik işlenen suçlar modern toplumlarda halen mücadele edilen önemli bir mesele. Özellikle kadınların yaşama hakkını elinden alan kadın cinayetleri Türk toplumunda da büyük tepkilerle karşılanıyor ve bu tür suçların sonlanması için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı gibi kurum ve kuruluşlar ciddi çalışmalarda bulunuyor. Ancak toplumda meseleye dair ciddi bir bilincin oluşması çözümün esasını oluşturuyor. Raporda, bu konuda medyanın görev ve sorumluluklarının ise sanılandan çok daha fazla olduğu vurgulanıyor.

KADIN CİNAYETLERİNDE HATALI DİL

Toplumun yakından takip ettiği bir mesele olan kadın cinayetleri konusunda medya organlarının kimi zaman fazla okunma ve tıklanma sayılarına ulaşmak için bilinçli bir şekilde kimi zaman ise farkında olmadan kadın cinayetlerini aktarırken hatalı bir haber dili kullanıldığına dikkat çekilen raporda şunlar kaydedildi:

“Kullanılan haber dili toplumu korku ve infiale sürüklemek, saldırıya uğrayan kadınların kişisel haklarını çiğnemek ya da cinayet haberini toplumun sıradanlaştırarak algılayacağı şekilde sunmak gibi zafiyetlere neden olabilmektedir. Bu nedenle medyanın kadın cinayetlerini aktarırken özenli olması gerekmektedir.”

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü’nden Kevser Hülya Akdemir’in hazırladığı “Türk Medyasında Kadın Cinayetleri” raporunun Türk medyasında kadın cinayetlerinin ele alınış biçimini uluslararası kriterlere göre değerlendirmek ve daha sağlıklı bir toplumsal algının örülmesi için dikkat edilmesi gereken hususları belirlemek amacıyla hazırlandığı belirtildi. Raporda;

“Medyada şiddet gösterimi hakkında yapılan çalışmalar toplumda kadınlara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında bu konuda yayımlanan haberlerin hatalı aktarımının etkili olduğunu söylemektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda kadın cinayetleri aktarılırken doğru bir dil kullanılmasının ve belirli kriterlere göre hareket edilmesinin gerekliliği daha iyi anlaşılmaktadır. Bu noktada medya organlarının kadın cinayeti haberlerini sunarken dikkat etmesi gereken noktaların belirlenmesi ve bu kriterler çerçevesinde bir haber dilinin kullanılması faydalı olacaktır.” ifadelerine yer verildi.

Raporda, ilk olarak kadın cinayetlerinin medyaya yansıma şekilleri üzerine uyulması gereken uluslararası yayın ilkelerine yer veriliyor. Sonrasında 2018’de gerçekleşen ve süreci 2019’da da devam eden ve aynı yıl içerisinde Türk medyasında yer alan ve çok konuşulan kadın cinayetleri haberleri derlenerek içerik ve sosyal medya analizine tabi tutuluyor. Bu inceleme en çok takipçi ve okuyucuya ulaştığı düşünülen ana akım medya organlarını içine alacak şekilde Sabah, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, Yeni Şafak, Star, BirGün, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri üzerinden gerçekleştirildi.

Raporun amacının incelenen gazetelerin konuyla ilgili eksikliklerini göstermek ya da gazeteler arası bir başarı sıralaması sunmak değil kriterlere göre ortaklık gösteren zafiyet alanlarının giderilmesi için neler yapılabileceğini tartışmak olduğunun altı çiziliyor. Rapor bu bağlamda sonuç bölümünde gazetelere, kamuya ve sektöre çeşitli öneriler sunuyor.