Almanya Tayvan meselesinde nasýl bir politika izliyor?
ABONE OL

Dr. Hacý Mehmet Boyraz / Dýþ Politika Araþtýrmacýsý

Amerika Birleþik Devletleri (ABD), hemen her alanda küresel rekabet içerisinde olduðu Çin'in gücünü kýrmak ve Çin'i en azýndan Hint-Pasifik coðrafyasýna hapsetmek için bu ülkenin yumuþak karný Tayvan'a son yýllarda yakýn ve tehlikeli bir ilgi gösteriyor. Nükleer silaha sahip iki büyük gücün bu meseleyi savaþla çözme yoluna gitmeleri elbette tüm dünyayý felakete sürükler. Ancak Uluslararasý Ýliþkiler literatüründeki Realist hâkim görüþe göre bir nükleer gücün bir baþka nükleer güce saldýrmasý durumunda iki tarafýn da mahvolacaðý öngörüsünden hareketle bu güçlerin doðrudan savaþa yeltenmeyecekleri düþünülüyor. Bu teze dayanarak ABD ve Çin'in de doðrudan savaþa girme ihtimallerinin çok düþük olduðunu söyleyebiliriz.

Gerçekleþmesi en "makul" senaryoda Çin, kendi açýsýndan her geçen gün derinleþen Tayvan meselesini kökünden çözmek için Adaya askeri müdahalede bulunabilir. Bu durumda ABD, bugüne kadar izlediði politikaya uyumlu olarak týpký geçen yýldan beri Rusya'yla savaþan Ukrayna'ya yaptýðý gibi Tayvan'a da yüklü miktarda askeri yardým yapar. Böylece Çin'i hemen yaný baþýndaki Tayvan meselesi üzerinden yýpratýr. Yani ABD, Çin'le doðrudan savaþmak yerine Tayvan'ý Pekin'e karþý bir piyon gibi kullanýr. Böylesi bir senaryoda Avrupa ülkelerinin nasýl hareket edeceði ise taraflar açýsýndan þekillendirici olur. Bu yazýda Avrupa siyasetine yön veren büyük aktörlerden Almanya'nýn Tayvan meselesinde nasýl bir politika izlediði ve Çin'in Adaya yönelik olasý askeri müdahalesine nasýl tepki verebileceði sorularýna yanýt arayacaðýz.

Müstakil devlet olarak tanýmýyor

Almanya'nýn Tayvan meselesine dair güncel politikasý Çin'in kýrmýzýçizgi olarak belirlediði tek Çin politikasýna dayanýyor. Buna göre Almanya, ABD ve diðer Avrupa ülkeleri gibi Tayvan'ý hukuken müstakil bir devlet olarak tanýmýyor ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin parçasý olarak kabul ediyor. Bu nedenle Almanya, Tayvan yönetimiyle görüntüde diplomatik poz vermiyor ve Taipei ile iliþkilerini gayri resmi düzlemde yürütüyor. Bununla birlikte Aralýk 2021'den beri Almanya'yý yöneten Sosyal Demokratlar (SPD), Yeþiller ve Hür Demokratlardan (FDP) müteþekkil üçlü koalisyon hükümeti; Tayvan'ýn gözlemci statüsüyle uluslararasý örgütlere katýlmasýna destek veriyor.

Kýsacasý mevcut durum itibariyle Almanya; Tayvan'la ilgili olarak Çin'in kýrmýzýçizgilerine riayet ediyor ve Pekin'i provoke edebilecek menfi yaklaþýmdan uzak duruyor. Bunun bir sonucu olarak Almanya Parlamento Savunma Komitesi Baþkaný FDP'li Marie-Agnes Strack-Zimmermann'ýn Ocak 2023'te Taipei'ye yaptýðý ziyarette dile getirdiði gibi Almanya, Tayvan'daki durumun Ukrayna'daki durumdan farklý olduðu gerçeðinden hareketle Tayvan'a askeri yardým yapmýyor.

Güçlü ticari iliþkiler

Almanya, Çin-Tayvan-ABD üçgenindeki gerilimin artmasýndan da rahatsýzlýk duyuyor. Bunun en önemli sebebi Almanya'nýn Çin'le ve Tayvan'la kurduðu güçlü ticari iliþkilerle ilgili. Zira 2022 verilere göre Almanya'nýn Çin'le toplam ticaret hacmi 300 milyar avroya ve Tayvan'la toplam ticaret hacmi 30 milyar avroya ulaþmýþ durumda. Bu açýdan olasý bir askeri operasyon durumunda bu iki ülkeyle ticaretin ve bu ülkelerdeki Alman müteþebbislere ait yatýrýmlarýn zarar görecek olmasý Berlin'i fevkalade endiþelendiriyor. Bu nedenle Almanya, kendi ticari çýkarlarýný düþünerek bölgedeki statükonun korunmasýndan ve taraflar arasýndaki gerilimin sahada deðil masada diyalogla çözülmesinden yana.

Çin'in Tayvan'a askeri müdahalede bulunduðu senaryoda Almanya'nýn nasýl davranacaðý sorusuyla ilgiliyse öncelikle belirtmek lazým ki ABD, bu senaryoda transatlantik ittifakýn sonucu olarak diðer Avrupa ülkeleri gibi Almanya'yý da yanýnda görmek isteyecektir. Ancak Almanya, týpký Afganistan ve Irak savaþlarýnda olduðu gibi bu sürecin doðrudan parçasý olmamak için direnecektir. Bunun iki önemli sebebi var. Birincisi Almanya, ABD ile ticari iliþkilerinin zaten garanti altýnda olduðuna inandýðý için Çin'le ve Tayvan'la ticari iliþkilerinin zarar görmesini istemeyecektir. Burada Rusya'nýn geçen yýl Ukrayna'ya baþlattýðý müdahaleden sonra ABD'nin baskýsý nedeniyle baþlayan yaptýrýmlardan en fazla kayba uðrayan Avrupa ülkesinin Almanya olduðunu unutmamak lazým. Bu nedenle Çin Tayvan'a askeri müdahalede bulunsa bile Almanya, en büyük ticaret ortaðý Çin'e karþý kolay kolay yaptýrým uygulayamaz. Ýkincisi Almanya, Avrupa siyasetinin diðer iki büyük aktörü Ýngiltere ve Fransa'nýn aksine etkili bir askeri kapasiteye ve nükleer silaha sahip deðil. Dolayýsýyla ekonomik açýdan dev fakat askeri açýdan solucan olarak görülen Almanya'nýn, Tayvan'da sýcak bir çatýþmaya müdahil olmasý pek mümkün deðil.

Maksimum fayda ilkesi

Olasý bir askeri müdahale durumunda Almanya, Tayvan meselesiyle ilgili kendi açýsýndan maksimum fayda ilkesine uygun olarak belirleyeceði politikayý kurumsal olarak Avrupa Birliði'ne (AB) de dikte edecektir. Bu noktada Fransa'da Emmanuel Macron'un Mart ayýnda Çin'e yaptýðý ziyaretten sonra Avrupa'nýn stratejik özerklik hedefine uygun olarak Tayvan meselesinde Washington'un peþinden gitmek zorunda olmadýðýna dair yaptýðý açýklamayý hatýrlamak gerekiyor. Macron'un bu tartýþmalý açýklamalarýnýn hemen ardýndan Çin'e giden Almanya Dýþiþleri Bakaný Annalena Baerbock ise Tayvan meselesiyle AB'nin bölgedeki gerilime göz yummamasý gerektiði söyledi.

Macron ve Baerbock'un açýklamalarý, bazý uluslararasý medya kuruluþlarýnca Almanya ve Fransa'nýn Tayvan meselesinde farklý tutum sergiledikleri þeklinde yorumlandý. Ancak ben durumun tam tersi olduðunu düþünüyorum. Zira gerek Almanya gerekse Fransa, sýrf ABD istiyor diye kendilerini hiçbir þekilde ilgilendirmeyen ve dahasý ticari açýdan kayba uðrayacaklarý Tayvan meselesinin parçasý olmak istemiyor. Aradaki tek fark Fransa'nýn bu durumu açýk açýk, Almanya'nýn ise üstü kapalý þekilde dile getirmesiyle ilgili. Dolayýsýyla mevcut görüntü itibariyle Almanya ve Fransa'nýn Tayvan meselesinde ayný çizgide olduklarý kanaatindeyim. Bundan ötürü Adaya yönelik müdahalenin gerçekleþtiði senaryoda Almanya-Fransa-AB üçlüsünün; ABD'nin Çin'e karþý baþlatacaðý muhtemel yaptýrýmlara karþý ortak direnç göstereceðini düþünüyorum. Ancak ABD'nin yapacaðý baskýya göre bir aþamadan sonra bu dirençleri kýrýlabilir.

Netice itibariyle Almanya, gayet rasyonel bir yaklaþýmla ticaret devleti kimliðine uygun olarak Çin'le ve Tayvan'la ekonomik iliþkilerine zarar vermemek için Tayvan meselesine angaje olmak istemiyor. Bu nedenle Almanya'nýn Tayvan meselesine yönelik mevcut politikasýnýn tarafsýzlýk üzerine kurulu olduðunu söyleyebiliriz. Çin'in Tayvan'a yönelik olasý bir saldýrýsý halinde ise Berlin, öncelikle Ukrayna savaþý nedeniyle AB üyesi diðer ülkelerle birlikte Rusya'ya karþý uygulamak zorunda kaldýðý yaptýrýmlarýn kendi ekonomisi üzerinde yarattýðý olumsuz etkileri dikkate alacaktýr. Bunun ardýndan dünyanýn bir ucunda kendisini doðrudan ilgilendirmeyen Tayvan krizinin parçasý olmamak için "üç maymunu" oynamaya çalýþacaktýr.

[email protected]