Cihad Ýslam Yýlmaz/ GÜVENSAM Genel Koordinatörü
Myanmar'ýn batýsýnda yer alan Arakan Eyaleti, yüzyýllardýr farklý etnik ve dini topluluklarýn bir arada yaþadýðý karmaþýk bir bölgedir. Bölgenin iki önemli etnik grubu, Budist Rakhine halký ve Rohingya Müslümanlarýdýr. Bu iki topluluk, siyasi ve kültürel olarak farklý yönlere savrulmuþ, özellikle son yýllarda Myanmar ordusu ve yerel silahlý gruplar arasýndaki çatýþmalarýn merkezine yerleþmiþtir.
Rakhine halký, Myanmar'ýn batýsýndaki Bengal Körfezi'ne kýyýsý olan Arakan Eyaleti'nde yaþayan, köklü bir etnik topluluktur. Çoðunlukla Budist olan bu halk, Myanmar'ýn çoðunluk etnik grubu olan Burmanlardan kültürel ve tarihi olarak ayrýþmaktadýr. Rakhineler, bölgenin uzun geçmiþinde kendi baðýmsýz krallýklarýna sahip olmuþ, ancak zaman içinde Myanmar'ýn merkezi otoritesine tabi olmuþtur.
Budist Rakhine halkýnýn siyasi hedeflerini savunan en önemli silahlý grup, Arakan Ordusudur (Arakan Army). Arakan Ordusu, çoðunluðu Budist olan Rakhineleri temsil eden bir etnik silahlý grup olarak, bölgedeki özerklik veya baðýmsýzlýk taleplerinin askeri gücü olmuþtur. Arakan Ordusu'nun amacý, Rakhine halkýnýn siyasi ve kültürel kimliðini koruyarak daha fazla özerklik ya da tam baðýmsýzlýk kazanmaktýr. Bu mücadelede, etnik kimlik ve Budist inançlarý ön plana çýkar ve bu nedenle ordunun üyeleri ve destekçileri aðýrlýklý olarak Budist Rakhinelerden oluþur.
Arakan Eyaleti'nde yaþayan bir diðer önemli etnik grup ise Rohingya Müslümanlarýdýr. Rohingyalar, bölgedeki Müslüman azýnlýðý temsil eder ve kendilerini bu topraklarýn yerli halký olarak tanýmlarlar. Ancak Myanmar hükümeti, Rohingya halkýný resmen tanýmayý reddetmekte ve onlarý "Bengalli göçmenler" olarak nitelendirmektedir. Bu nedenle Rohingyalar, Myanmar'da vatandaþlýk haklarýndan mahrum býrakýlmýþ, eðitim, saðlýk ve seyahat gibi temel haklardan yararlanamamýþlardýr.
Rohingya halkýnýn Arakan Eyaleti'nde yaþadýðý zulüm, 2017 yýlýnda Myanmar ordusu tarafýndan baþlatýlan geniþ çaplý saldýrýlardan bu yana uluslararasý toplumun gündeminde yer aldý. Bu saldýrýlar, soykýrým ve insan haklarý ihlalleri suçlamalarýna yol açmýþ sonucunda yüzbinlerce Rohingya, komþu Bangladeþ'e kaçmak zorunda kalmýþtýr.
2024 yýlýna gelindiðinde bu soykýrým, daha karmaþýk bir jeopolitik çatýþmanýn parçasý haline gelmiþ ve bölgedeki durum çok daha kýrýlgan bir yapýya bürünmüþtür. Myanmar ordusu ve Arakan Ordusu (AA) arasýnda süregelen çatýþmalar, yalnýzca etnik Rakhine ve Rohingya arasýnda deðil, ayný zamanda bölgesel güç dengelerinde de büyük deðiþikliklere yol açmýþtýr.
Soykýrýmýn kökenleri ve devam eden baský
Rohingya halký, onlarca yýldýr Myanmar'ýn Arakan eyaletinde sistematik olarak baskýya maruz kalmaktadýr. Bu halk, Myanmar hükümeti tarafýndan etnik temizlik politikalarýnýn hedefi haline getirilmiþtir. Rohingya'ya yönelik saldýrýlar, Myanmar ordusunun yaný sýra bölgedeki farklý silahlý gruplar tarafýndan da gerçekleþtirilmektedir.
2024'te, Myanmar ordusunun bölgede kontrolü kaybetmesiyle birlikte, Arakan Ordusu'nun Rakhine'deki etkisi artmýþtýr. Ancak bu yeni geliþme, bölgedeki þiddeti durdurmamýþ, aksine yeni saldýrýlar ve zorla yerinden etme vakalarý yaþanmýþtýr. Arakan Ordusu'nun Buthidaung ve Maungdaw gibi bölgelerde yaptýðý saldýrýlar, binlerce Rohingya'yý yerinden etmiþtir. Bu bölgelerde sivillere yönelik kitlesel saldýrýlar ve yerinden etme vakalarý, özellikle Mayýs 2024'te büyük çaplý þiddet olaylarýna sahne olmuþtur.
Bununla birlikte, Myanmar cuntasýnýn Rohingya gençlerini zorla askere almasý, durumu daha da karmaþýk hale getiriyor. Müslümanlarý orduya zorla katma politikasý yeni bir zulüm dalgasýný iþaret ediyor. Bu zorunlu askerlik, Myanmar'ýn farklý etnik gruplar üzerindeki kontrolünü saðlamlaþtýrma çabasýnýn bir parçasý olsa da, özellikle Rohingya Müslümanlarý açýsýndan durum çok daha acýmasýz boyutta. Vatandaþlýk haklarý tanýnmayan, temel insani gereksinimlerinden yoksun býrakýlan bu insanlar, ayný zamanda iç çatýþmalarda zorla cepheye sürülerek hayatlarýný tehlikeye atýyor.
Yeni otonomi arayýþý
2024 yýlýnda Arakan Ordusu'nun bölgedeki askeri baþarýlarý ve kontrolü, Arakan Eyaleti'ni Myanmar'dan daha fazla baðýmsýz kýlma çabalarýný hýzlandýrmýþtýr. AA, sadece askeri bir güç olarak deðil, ayný zamanda bölgenin siyasi ve ekonomik kontrolünü ele geçirmeye çalýþan bir aktör olarak hareket etmektedir.
Ancak, AA'nýn baþarýsý Rohingya halkýnýn refahýna yansýmamýþtýr. Tam tersine, bu baðýmsýzlýk arayýþý, Arakan Ordusu'nun Rohingya halkýný kendi kontrolünde bir tehdit olarak görmesine yol açmýþ ve saldýrýlar daha da yoðunlaþmýþtýr.
Arakan Ordusu'nun lideri Twan Mrat Naing'in "Rohingya'nýn geri dönüþünü prensipte destekliyoruz" açýklamalarý umut verici görünse de, sahadaki gerçeklikler bu söylemi doðrulamamaktadýr.
Özellikle AA'nýn kontrol ettiði bölgelerde, Rohingya'nýn temel haklarýnýn ihlal edildiði, yerinden edilenlerin geri dönmesine izin verilmediði ve bölgede etnik temizlik giriþimlerinin devam ettiði rapor edilmektedir. AA, bölgede kontrolü ele geçirdikçe, Rohingya'nýn mülkiyet haklarýna, ibadet yerlerine ve sosyal yapýsýna yönelik saldýrýlarýn arttýðý gözlemlenmektedir. Bu durum, Rohingya halkýnýn Rakhine'de kalýcý bir barýþ sürecine dahil edilmesinin ne kadar zor olduðunu göstermektedir.
Müslüman aktivistler, Arakan Ordusu'nun bu eylemlerinin uluslararasý düzeyde soruþturulmasýný talep etmiþlerdir. AA'nýn saldýrýlarý, bölgedeki etnik temizlik politikalarýnýn yeni bir aþamasý olarak deðerlendirilmektedir. Arakan'daki bu güç mücadelesi, sadece bir baðýmsýzlýk arayýþý olmaktan çýkmýþ, Müslüman halký yok etme giriþimine dönüþmüþtür.
Uluslararasý tepkiler
Rohingya soykýrýmý 2017 yýlýnda uluslararasý alanda büyük tepki toplasa da, 2024 yýlýnda durumun bu denli kötüleþmesine raðmen uluslararasý toplumun etkili müdahalede bulunamadýðý görülmektedir. Uluslararasý Ceza Mahkemesi (ICC) tarafýndan yürütülen soruþturmalar hala devam etmekte, ancak Myanmar'ýn ICC'nin yetkisini tanýmamasý nedeniyle adaletin saðlanmasý zorlaþmaktadýr. Birleþmiþ Milletler ve uluslararasý insan haklarý kuruluþlarý, Myanmar'daki þiddetin durdurulmasý ve Rohingya halkýnýn korunmasý için çaðrýda bulunsa da, bu çaðrýlar genellikle sonuçsuz kalmaktadýr. Myanmar'daki askeri cunta ve Arakan Ordusu üzerindeki baský sýnýrlý kalmýþtýr. ASEAN gibi bölgesel örgütlerin de bu konuda etkisiz kaldýðý görülmektedir.
Bangladeþ'teki mülteci kamplarýnda yaþam koþullarý 2024 yýlýnda daha da kötüleþmiþtir. Kamplarda temel yaþam gereksinimlerinin karþýlanmasýnda ciddi sorunlar yaþanmakta, yiyecek kýtlýðý ve saðlýk hizmetlerine eriþim eksikliði nedeniyle binlerce mülteci zor koþullarda hayatta kalmaya çalýþmaktadýr. Ekonomik zorluklarýn ve iç siyasi sorunlarýn da etkisiyle Bangladeþ hükümeti, mültecilere yeterli koruma saðlayamamakta ve bu durum mültecilerin geri dönme umutlarýný daha da azaltmaktadýr. Ayrýca, Arakan Ordusu'nun bölgedeki varlýðý, mültecilerin güvenli bir þekilde geri dönüþünü imkansýz hale getirmiþtir.
Barýþ mümkün mü?
Arakan'daki çatýþmalarýn sona erdirilmesi ve Rohingya halkýnýn güvenli bir þekilde geri dönmesi için öncelikle bölgedeki silahlý gruplarýn ve Myanmar ordusunun çatýþmalarý durdurmasý gerekmektedir. Ancak bu, yalnýzca askeri bir çözümle mümkün deðildir. Bölgedeki farklý etnik gruplar arasýnda güvenin yeniden tesis edilmesi, Myanmar hükümetinin Rohingya'ya yönelik ayrýmcý politikalarýna son vermesi ve uluslararasý toplumun daha aktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir. Arakan Ordusu'nun bölgedeki kontrolü artýrmasý, bir otonomi arayýþý olarak görünse de, bu süreç Rohingya halký için yeni bir baský dönemini beraberinde getirmektedir.
Uluslararasý toplum, Myanmar'da yaþanan bu etnik temizliðe karþý daha kararlý adýmlar atmalý ve Rohingya halkýnýn insan haklarýný korumak için daha etkili politikalar geliþtirmelidir. Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi, Myanmar'daki durumu Uluslararasý Ceza Mahkemesi'ne taþýma konusunda daha kararlý olmalý ve Myanmar'daki insan haklarý ihlallerini durdurmak için uluslararasý baskýyý artýrmalýdýr.
Sonuç olarak, Arakan'da 2024 yýlýnda yaþanan soykýrým, geçmiþteki zulümlerin devamý niteliðindedir. Rohingya halký, hem Myanmar ordusu hem de Arakan Ordusu tarafýndan zulme uðramaya devam etmekte, uluslararasý toplum ise bu krize yeterince müdahale edememektedir. Arakan'daki barýþýn saðlanmasý için etnik gruplar arasýndaki gerilimin sona erdirilmesi, Rohingya halkýnýn haklarýnýn tanýnmasý ve uluslararasý toplumun daha etkin bir þekilde harekete geçmesi gerekmektedir.