Dr. Higashitotsu Kutluk / Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi
Kitap ruhun gıdasıdır.
Japon Atasözü
Sevgililer Günü dünyanın çeşitli ülkelerinde çeşitli şekillerde kutlanır. Japonlar da 1950'li yıllardan sonra Sevgililer Günü'nü kutlamaya başlamıştır. Ancak Japonlar Sevgililer Günü'nü diğer milletlerden epey farklı bir şekilde kutluyor. Japonlarda Sevgililer Günü'nde yani 14 Şubat'ta normalin tersi olarak kadınlar erkeklere çikolata hediye eder. Yani okullarda, iş yerlerinde ve ailelerde kızlar ve kadınlar hürmeten erkeklere çikolata hediye etmektedir. Erkekler ise 14 Mart'ta kadınlara hediyeler alıyor; yani önce kadınlar erkeklere, bir ay sonrasında ise erkekler kadınlara hediye almış oluyor. Eğer hediye sevgiliye alınmışsa hediyenin üzerine "Seni Seviyorum" gibi kişisel notlar yazılabiliyor.
'Aaahhh! senin yüzünden'
Ben de Türkiye'de olduğumdan dolayı Sevgililer Günü münasebetiyle zaman ve kültür farkının da etkisiyle Japonya'daki Türk Edebiyatı üzerine çalışan ve Türkçe bilen kız öğrencilerime ve kadın hocalarıma çikolata ile Türk Edebiyatı'ndaki şair ve mütefekkir Sayın Sezai Karakoç'un yazdığı, Diriliş Yayıvevinin yayınlamış olduğu ve 25 TL'den 20 TL'ye düşmüş olan, 48 sayfalık Mona Rosa şiir kitabını hediye ettim. Türkiye'den erken gelen sevgililer günü hediyelerine şaşıran herkes bana Whatsapp üzerinden teşekkür mesajları attı. Bazı arkadaşlarımda teşekkür etmek için telefondan aradı. Hepsini uzunca yazamayacağımdan dolayı aralarından gelen iki mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum. Beni ilk arayan Türk Dili ve Araştırmacısı hoca arkadaşım telefondan bana heyecan ile Mona Rosa'dan iki kıta okudu:
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ardından bana dedi ki, "Hocam bu şiir bal gibi bir şiir ya! Hayatımda hiçbir şairin şiirinden bu kadar lezzet almadım. Bu şiir beni şok etti, Türk Edebiyatı'nda bu kadar güzel şiirler olduğunu pek bilmiyordum. Nazım Hikmet, Atilla İlhan ve Yahya Kemal Beyatlı benim en sevdiğim şairlerdi. Bu kez Sezai Karakoç'un Mona Rosa şiirini üç kez tekrar tekrar mahallemdeki parkta seslice okudum. Okudukça duygusallaştım, şiirin içine girdim ve şairin bir aşık olduğunu anladım. Mona Rosa bir gül ismi mi hocam, sanki öyleymiş gibi hissettim. Bu şiiri kesinlikle Japonca'ya çevirmek lazım. Tüm şiirde bir aşığın karşılıksız aşkı anlatılıyor. Yine tüm şiirde insan, sevgi, aşk ve doğa uyum içinde kullanılıyor. Çiçeklerin, ağaçların ve kuşların tasviri insanı çok duygulandırıyor. Çok sağ olun hocam, şu ana kadar Sevgililer Günü'nde almış olduğum beni en mutlu eden hediye bu Mona Rosa şiiri oldu. Dünyaya sakin gelip sakin giden ama volkan gibi fikirlerini bizlere emanet eden Sezai Karakoç'un ruhu şâd olsun, mekanı cennet olsun. Gelecekte zaman bulup Türkiye'ye geldiğimde mutlaka kendisinin mezarını beraber ziyaret edelim hocam. Sizlere teşekkür ederim, tekrardan Sevgililer Günü'nüz kutlu olsun."
'Kanım dalgalandı'
Daha sonrasında bana mesaj gönderen kız öğrencilerimden biri mesajında " Sayın Hocam, Sevgililer Günü'nüz kutlu olsun. Bana göndermiş olduğunuz hediyeler için teşekkür ederim. Şimdiye kadar okuduğum Türk Klasik şairlerinden Mevlana Celali Rumi, Yunus Emre ve Hacı Bayram Veli şairlerinin şiirlerinden çok keyif almıştım. Onların şiirlerinde Anadolu topraklarının kokusu hissediliyor. Ama bu defa bana göndermiş olduğunuz Mona Rosa kitabında Modern Avrupa Edebiyatı şeklinde yazılan, Türk Klasik Edebiyatı'ndaki Leyla ve Mecnun Destanı gibi bir aşık hikayesi olduğunu anladım. Bana en duygu dolu gelen bazı mısraları izninizle şimdi okuyacağım:
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
"Ben bu mısraları okuduğum vakit vücudumdaki kanlar bir deniz misali dalgalandı. Bu mısralar acı çeken bir aşığın sesi gibi hissettim. Sevgililer Günü'nde böyle şairlerin aşk şiirlerini okumak insanı çok mutlu ediyor. Hatta göndermiş olduğunuz şiir çikolatadan daha tatlı geldi diyebilirim hocam. İnsan böyle şeyler okuduğu zaman kendi sevgili hayatını hatırlıyor ve aşık olmanın nasıl bir acı içerdiğini hatırlıyor. Sevgililer Günü'nde Modern Türk Edebiyatı'ndaki Sezai Karakoç gibi şairlerin böyle şiirlerini gönderdiğiniz için size teşekkür ediyorum. Sevgililer Günü'nüz kutlu olsun. Şairimizin ruhu için dua ediyorum."
Geçmişteki uzak tarihimize bir baktığımızda Türklerde birbirimize kitap hediye etmek kültürümüzün bir parçasıdır. Karahanlı zamanında yaşamış büyük mütefekkür Yusuf Has Hacib Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han'a, Kutadgu Bilig adlı eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğini) 18 aylık bir çalışma sonunda 1070 yılında hediye etmiştir.
Acaba Türkiye'de neler oldu bu hafta? Sevgililer Günü'nde bizim aşıklarımız şair mütefekkir Sezai Karakoç gibi şairlerimizin yazmış olduğu, indirim reyonlarında duran Mona Rosa gibi şiir kitaplarını birbirlerine hediye edip okudular mı?