Bu sorun ‘kadýn' sorunu deðil ‘insan' sorunu!
ABONE OL

Prof. Dr. Bengül Güngörmez/ Bursa Uludað Üniversitesi

KADEM'in 2 Kasým 2023 tarihinde Ýstanbul Üniversitesi'nde dokuzuncusunu düzenlediði ve benim de baþkanlýðýný yaptýðým "Sivil Toplum ve Kadýn" baþlýklý kongre, kongreye katýlan kadýnlarýn öyküleri ve panelistlerin akademik muhtevasý dolu sunumlarýyla büyük bir heyecan içinde gerçekleþti. Bildirilerini sunan panelistlerin bir yandan kadýn meselesine çok yönlü eðilen teorik deðerlendirmeleri ilgiyle dinlenirken diðer yandan da kadýnlarýn hikayeleri salonu dolduranlarý kimi zaman gülümsetti kimi zaman da hüzne boðdu. Okumayý çok isterken okumasý engellenen kadýnlar, yoksulluktan ve baþka sebeplerden dolayý kendini hem hane içinde hem de kamusal alanda var edemeyen dezavantajlý kadýnlar, Kuran-ý Kerim'i bile okuyamayacak kadar bilgisiz býrakýlan ama onu okumak için azmeden kadýnlar, kamusal alanda var olmalarý yasaklanan kadýnlar, siyasi nedenlerle, baþörtüsü nedeniyle haklarý ellerinden alýnan koca yürekli kadýnlar ve onlarýn hiç bitmek bilmeyen mücadeleleri...

Kadýnlara bir ses ya da nefes olmak, doðu toplumlarýnýn en çileli iþlerinden birisidir. KADEM'in saygýdeðer yöneticileri ve ekibi bu çileli iþe talip olmuþlar o güzel yürekleriyle..

Kader birliði

KADEM diðer kongrelerden olduðu gibi bu kongreden de alnýnýn akýyla çýkmayý bildi. Gerçekten kadýnlarýn sesi oldu. Kadem Baþkaný Saliha Okur Gümrükçüoðlu ve ekibine organizasyonel kabiliyetlerinin yaný sýra kadýnlarýn bildiðimiz titizliði, mükemmelliyetçiliði ve iþ bitiriciliðini de ekleyin. Neticede becerikli hanýmlarýn ellerinden nasýl leziz bir yemek yenirse o tatta bir konferansý yaþadýk. Arka arkaya gerçekleþtirilen güzel oturumlar, oturum aralarýnda çay kahve eþliðinde gerçekleþtirilen harika sohbetler, yeni yeni kurulan dostluklar, yoldaþlýklar ve kadýnlar olarak kader birlikleri ortaya çýktý.

Kadýnlarla ilgili fikirler muhteliftir. Ýzin verirseniz pek haddim olmayarak ben de birkaç kelam edeyim. Montesquieu "iki þey" der, Cumhuriyet'i öldürür: eþitliðin olmayýþý ve aþýrý eþitlik." Gerçekten de ülkemiz kadýnlarýnýn çektiði çilelerin temel sebeplerinden birisi Montesquieu'nün bu sözünde gizlidir. Kadýnýn kamusal alanda haklarý için mücadele etmesine imkan vermeksizin en baþta doðrudan verilen kamusal alanda erkeklerle eþitlik hakký ve aslýnda gerçekte eþitliðin söylenildiði gibi olmayýþý. Çünkü erkeklerle ayný konumlarda mücadele edebilmek için onlar gibi demir leydi olmanýz beklenirken yönetici olduðunuzda ancak ejderhaya dönüþürseniz sözünüz dinlenir. Birilerinin dediði gibi evrensel ölçü birimi her zaman erkektir.

Geleneksel hoþgörü

Elbette hak aramak öç almaya dönüþmemeli. Femi-Nazi çok da istenir bir þey olmasa gerek. Kadýnlarýn çektiði çilelerin faturasýnýn tamamýný erkeklere ya da ataerkil sisteme keserek intikam duygularýyla hareket eden bir feminizmi hiçbir zaman ne benimsedim ne de onayladým. Bu feministlerin aralarýna hiçbir zaman katýlmayý istemedim. Temelde soruna kadýn sorunundan çok "insan" sorunu olarak baktýðým için de bu biraz böyle oldu. Ama bugün pek çok kadýnýn fiziksel zayýflýðý nedeniyle erkekler tarafýndan þiddete, tecavüze uðradýðý, baský ve zorlamaya maruz kaldýðý, öldürüldüðü, sakat býrakýldýðý ve iþkence gördüðü de apaçýk bir gerçektir. Kadýnlar ayrýldýklarý eþlerinden bile þiddet görmektedirler. Çocuklarýyla sokaða atýlmakta beþ parasýz býrakýlmaktadýr. (Eðer öyle deðilse bu kadar kadýn sýðýnma evi niye var?) Bugün kadýnlarýn eþlerinin, babalarýnýn ya da abilerinin kendilerine uyguladýklarý þiddete, acýya, yalnýz býrakýlmaya olan geleneksel hoþgörüleri artýk deðiþmektedir.

Sadece özel alanda deðil, kamusal alanda da kadýnlarýn büyük sorunlarý vardýr. Kamusal alandaki kadýna psikolojik þiddet vakalarý hiç de azýmsanabilir oranlarda deðildir. Türkiye'de kadýnlar erkeklerle aralarýndaki yasal eþitliðe raðmen kamusal alanda elde ettikleri konumlar ya da statüleri, ücretler ve haklar açýsýndan cinsiyet ayrýmcýlýðýna uðrayabilmektedir. Sözgelimi Türkiye'de uzmanlýk gerektiren mesleklerde kadýn sayýsý oldukça yüksekken, bürokrasinin yönetim kadrolarýnda, karar mekanizmalarýnda üst düzey yönetici kadýn sayýsý çok düþük, neredeyse yok denecek seviyededir. Kadýnlar bu konumlarý hak etseler de bu konumlara layýk görülmemektedir. Bu konumlara gelebilen kadýnlar ciddiye alýnmak için erkek gibi davranmak ya da erkeksileþmek, yani demir leydi olmak zorundadýrlar. Kadýnlarýn kamusal alandaki temsillerinde, eþit ve ücretsiz eðitime ulaþmalarýnda, yurt dýþýnda Türkiye'yi temsil oranýnda, siyasi ve STK düzeyindeki aktif katýlýmlarýnda ciddi sorunlar hala söz konusudur. Ancak son zamanlardaki siyasi atamalara baktýðýmda ben Türkiye'nin yeni yüzyýlýnýn ayný zamanda kadýn yüzyýlý olabileceðini de görüyorum. Kadýna Aile ve Kadýn Bakanlýðý dýþýnda sorumluluklar da verileceðine, eðitimli ve baþarýlý kadýnlarýn liyakatlerine güvenileceðine inanýyorum. Ki Cumhurbaþkanýmýz tarafýndan yapýlan Merkez Bankasý'na yapýlan atama ve Kýzýlay'ýn baþýna kadýn baþkanýn geçmesi, kadýn milletvekili sayýsýnýn arttýrýlmasý bize bunu göstermiþtir.

Türkiye'de kadýn hareketi varlýðýný doðasý gereði Kemalist geleneðe borçludur. Bu borçtan ötürü mevcut kadýn hareketleri Kemalist gelenekle ters düþemez. Bu yüzden eleþtiri alaný oldukça sýnýrlý ve genellikle de toplumun geleneksel deðerlerine yönelmektedir. Baðýmsýz kadýn hareketlerinin tarihi ise ülkemizde oldukça yenidir. Baðýmsýz kadýn hareketleri daha çok yurt dýþýna giderek okuyan ve oralarda Batýlý feminist hareketlerle karþýlaþan akademik kadýnlarýn giriþimleriyle gerçekleþtirildi. Bu hareketlerde yurt dýþý kaynaklý fonlarýn ve desteklerin önemli olduðunu söyleyebiliriz. Ancak yerli olup geleneksel olan kadýnlarýn böyle fonlara ve desteklere ulaþmasý geçmiþte ne yazýk ki pek mümkün olmamýþtýr. Kadem kadýnlara sunduðu eðitimden muhtelif kurslara kadar maddi manevi çeþitli türden desteklerle bu konuda kadýnlara ayrý bir alan açmaktadýr. Geleneksel statüde kadýnlarýn da modern kadýnlar gibi aktif olabileceðini, dernekleþip hayýrlý iþler yapabileceðini, sivil toplum ve siyaset alanýnda önemli roller üstlenebileceðini fiiliyatta da görmemize bu oluþum imkan veriyor, sessiz kalmýþ kadýnlarýn adeta sesi oluyor. Kadýnlar tarafýndan oluþturulan her harekete kadýn hareketi diyemeyiz. Gerçekten kadýn hareketi olabilmesi için kadýn hareketlerinin kadýnlarý içeren geniþ kapsamlý projeler geliþtirmesi gerekir. Kadem kongresinde karþý cins ötekileþtirilip þeytanlaþtýrýlmadan (zira bu kongrede erkekler tarafýndan da bildiri ve katký sunulmasý kabul edildi hatta kongrenin mutfaðýnda onlar da çok önemli katkýlarýný sundular) bu türden pek çok proje sunuldu ve üzerine konuþuldu.

Kongre baþlýðý açýsýndan deðerlendirdiðimizde ise Kadem kongresinde sivil toplum ve kadýn iliþkisi ekseninde çok sayýda nitelikli bildirinin sunulmasýyla sadece ülkemizdeki kadýn meselesine deðil, sivil toplum faaliyetlerine de önemli bir katkýnýn yapýldýðýný gördük. Bildirilerin sunulduðu oturumlarýn genel baþlýklarýndan söz etmek gerekirse þunlarý söyleyebilirim: "Vakýf Kadýnlar", "Tarihte Kadýn Örgütlenmelerinin Sivil Toplum Faaliyetleri", "Sivil Toplum ve Psikoloji", "Dünyada Kadýn Odaklý Sivil Toplum Yapýlanmalarý", "Sivil Toplum Yapýlanmalarý", "Ýnanç Ekseninde Kadýn Hareketleri", "Sivil Toplum ve Ýletiþim". Bu oturumlarda burada ele alamayacaðýmýz kadar ayrýntýlý meseleler, kadýnlarýn sivil toplumda oynadýklarý önemli roller tek tek masaya yatýrýlýrken son oturumun bitiþiyle tarafýmdan okunan Kongre Sonuç Bildirgesi Türkiye'deki kadýn hareketine bir katký niteliðindedir. Söz konusu bildiriye Kadem'in sayfalarýndan ulaþýlabilir. Bu güzel etkinliðe katýlmama vesile olduklarý, beni kongre baþkanlýðýyla onurlandýrdýklarý ve nazik davetleri için baþta Sümeyye Erdoðan'a ve Kadem Baþkaný Saliha Okur Gümrükçüoðlu'na, arayýp nazikçe teklifi sunan ve Hüsamettin hocamýn emaneti kitaplarýna iyi bakan kardeþim Zeynep Kevser Þerefoðlu'na, ardýndan da Kadem'in koca yürekli tüm ekibine teþekkürlerimi sunar ve baþarýlarýnýn devamýný dilerim.

  • Bengül Güngörmez
  • KADEM
  • açýk görüþ