CHP'nin üçüncü dünya solculuðu
ABONE OL

Murat Güzel / Yazar

31 Mart 2019’da gerçekleþen mahalli seçimlerden bu yana Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin ve o seçimlerle birlikte mahalli idarelerde baþkanlýk görevine gelen isimlerin önemlice bir bölümünün ilginç bir virtüel (sanal) söylem tutturduðunu görüyoruz. Herhangi bir reel-aktüel gerçekliðe ve geçerliliðe sahip olmayan bu söylemin hakikat-sonrasý (post-truth) olarak nitelenen tarihsel bir evrede tercih edilmesinin bilinçli olduðu düþünülebilir pekâlâ; bununla birlikte bu söylem içerisinde üretildiði varsayýlan bazý öðelerin önceden baþka aktörlerce ifade edilmiþ bazý unsurlarýn söylem içerisinde özümlenmesiyle oluþturulduðu da ortada. Söylem, birbiriyle baðdaþmaz gözüken birçok unsuru taþýdýðý virtüellik sayesinde rahatça birbirine dikiþleyebiliyor. Birbirine dikiþlenen unsurlar arasýnda “Mustafa Kemal’in askerliði” ile “üçüncü dünyacý solculuk” ise at baþý gidiyor.

Hâle söylemi

Bunu yaparken en önemli dayanak noktasýnýn ise Erdoðan nefreti ve AK Parti karþýtlýðý olduðunu da vurgulamalý. Bu nefret ve karþýtlýk, bütün diðer nefret ve sevgileri de belirleyecek kadar þedit. Çoðu kez hiçbir akli-ahlaki öze ve meþrulaþtýrýma sahip olmaksýzýn sadece sevgi ve nefret gibi arzularýn yüzer gezerliðine yaslanarak ifade bulan bu virtüellik CHP’nin 2019’daki mahalli seçimler sonrasýndaki bütün söylemini kuþattý.Bunda belki de en önemli pay, CHP’nin seçimler dolayýsýyla kurmak zorunda kaldýðý ittifaklar ve elbette bu söylemin en önemli virtüözü addedebileceðimiz Ekrem Ýmamoðlu’na ait. Ýmamoðlu’nun seçim sürecinde kullandýðý sloganlarýn birçoðunun, seçim sonrasý yaptýðý açýklamalarýn kýsm-ý azamisinin içerik çözümlemesi yapýlýrsa birbiriyle epey çeliþkili görülebilecek, akla mugayir addedilebilecek unsurun rahatça yan yana zikredildiði görülür. Virtüel söylem içerisinde yadýrganmayacak bu durum onun bir yandan da bir tür “hâle söylemi” olduðunu da düþündürmelidir elbette. En fazla, Ýmamoðlu, “iktidar arzusu”nun kabarttýðý söylem yüzeyini cilalamaktan baþka bir þey yapmamaktadýr.

Mahalli idareler seçiminde kendi adaylarýna kapalý kapýlar ardýndaki bazý pazarlýklar neticesinde desteðini saðladýðý bazý partilerin, bilhassa HDP’nin söyleminden gelen unsurlara CHP ister istemez söyleminde bir yer ayýrmak zorunda kaldý. HDP’nin söyleminden CHP’nin söylemine transfer edilen, bu transfer esnasýnda bazý sözel deðiþikliklere uðrayan en önemli unsur ise düzayak bir üçüncü dünyacýlýk belirtisi, yani sözümona bir “özyönetim” savunusu. (Özellikle HDP’nin 6 Haziran genel seçimleri sonrasý benimsediði ‘çukur siyaseti’ne yön veren temel motifin bu tür bir “özyönetim” talebi olduðu hatýrlanýrsa “yerel hükümet” tabirinin kullanýmýndaki esbab-ý mucibe kendiliðinden belli olur.) O mahalli seçimlerde Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný seçilen Ekrem Ýmamoðlu’nun Covid-19 dolayýsýyla ülke genelinde baþlatýlan yardým kampanyasýnda belediyenin izinsiz yardým toplamasýnýn engellenmesi üzerine kullandýðý “merkezi hükümet-yerel hükümet” deyiþini (her ne kadar kendisi bu deyiþi idari yönetim biçimi eyaletler sistemine dayalý ABD menþeli bir televizyonun ana haber sunucusundan almýþ görünse de) bir “dil sürçmesi” olmaktan çýkaran þey de tam olarak buydu.

Mahalli ‘egemenlik’

Günümüz deyiþiyle “yerel idare”, eski deyiþle “mahalli idare” olarak telaffuz edilebilecek ibare Ekrem Ýmamoðlu’nun dilinde, ‘idare’den çok ‘egemenlik’ vurgusunu öne çýkaran bir sürçmeye maruz kalýp “hükümet”e evrilmiþti. Herhangi bir reel (yani yasal-formel) ve aktüel (siyasal-edimsel) bir karþýlýðý bulunmayan bu deyiþle neyi kasdettiði tam anlaþýlamasa da CHP’nin yazýmýzýn giriþinde bahsettiðimiz virtüel söyleminin oluþumunda ve parti genelindeki yaygýnlaþmasýnda en önemli aktör olan Ýmamoðlu’nun derdini kendisini doðrudan ya da dolaylý olarak destekleyen çevrelere anlatabildiðini varsayabilirdik. Gerçekten de Ýmamoðlu, gerek seçim sürecinde gerekse sonrasýnda verdiði sürekli birbiriyle çeliþen demeçler, gerçeði gizleyen açýklamalar ve elbette ünlü “temel atmama” töreniyle hakikat-sonrasý tarihsel vetirenin getirdiklerini iyi bir þekilde okumuþ bir siyasetçi olarak görülebilirdi.

Obskürantizmin tezahürü

Yeri gelmiþken söyleyelim: CHP’nin yeni dönemde Ýmamoðlu’nun diliyle benimsediði sanal söylemin simgesel bakýmdan en açýklayýcý göstergesiydi bu tören. Yaptýklarýyla deðil, yapmadýklarýyla; söyledikleriyle deðil, söylemedikleriyle; açýða vurduklarýyla deðil, açýklamaktan imtina ettikleriyle dikkat çeken bu söylemin en nihayetinde bir obskürantizmin (karanlýkçýlýðýn) tezahürü olduðunu vurgulamak bile lüzumsuz. Ýmamoðlu’nun CHP’nin yeni virtüel söyleminin kâmil anlamda bir virtüözü olmasýný partinin diðer sözcülerinin konuþma ve demeçlerine bakarak da teyit edebiliriz.

Ekrem Ýmamoðlu’nun “yerel hükümet” tabirini takiben bu hafta da Ýzmir’in CHP’li Büyükþehir Belediye Baþkaný Tunç Soyer’den “Ýzmir bayraðý, Ýzmir parasý” ifadelerini duyunca þaþýrmadým doðrusu. Gerçi Soyer, bu ifadelerin yer aldýðý video kaydý ortaya çýkýnca ikinci bir açýklama yaparak bir “montaj” ve “çarpýtma”yla karþý karþýya olduðumuz savunmasýný yaptý. Böylelikle baþtan beri bahsettiðimiz “virtüel söylem”i kullanmada bu söylemin mucidi, üstadý, virtüözü Ýmamoðlu’na nazaran daha acemi olduðunu dolaylý olarak göstermiþ oldu. Kullandýðý sözleri inkâr edemezken onlarýn baðlamý, ortamý ve anlamlandýrýlma süreçlerine iliþkin yorumlarda bulunarak yanlýþ anlaþýldýðýna iliþkin bir savunma hattý kuran Soyer’in bu tavrý ilk bakýþta “saðlam” görünürken yine de o sözlerin sarf edilmesinin doðurduðu infiali izale etmeye yetmedi. Ýlk bakýþta saðlam görünen söylediklerini savunma ve onlarýn yanlýþ yorumlandýðýný iddia etme biçiminin çekinik karakteri ne klasik söylemin ne de virtüel söylemin sýnýrlarý içinde anlamlýydý. Çünkü, Soyer, klasik anlamda egemenlik ve baðýmsýzlýk simgesi olarak görülen bayrak ve para mefhumlarýný, Türk bayraðýna nazaran bir “Ýzmir bayraðý”, Türk parasýna karþý da bir “Ýzmir parasý” ifadelerini kullanarak kendini bir nevi egemenliðin yegâne kaynaðýnýn Ýzmirlilik olarak addedilebileceðini iddia ederken buldu. Ýzmir’in genel anlamda Türkiye Cumhuriyeti devletinin sýnýrlarý içinde yer almasýna raðmen muhtariyete sahip bir bölge olarak kavranmasýna yol açacak þekilde, kendine özgü bayrak ve paraya sahip olduðu ya da olmasýnýn düþünüldüðünü söyleyen Soyer’in sözlerini savunma þekli de doðrusu CHP’nin yeni virtüel söyleminin patlayan dikiþlerini ortaya çýkardý.

Özyönetim hülyasý

Soyer’in kabul edilmesine imkân olmayan sözlerinin açýða vurduðu en önemli yan, CHP’nin virtüel söyleminde HDP’lilerden ödünç aldýðý unsurlarýn aslýnda neleri içerdiðini göstermesiydi. Soyer’in “Benim aklýmda bir ‘Ýzmir parasý’ çýkarmak vardý, hatta buna ÝZCOIN diye bir isim de koymuþtum. Sonra bu bayrak da çýkýnca arkadaþlar beni uyardýlar. Dediler ki, ‘Senin bir eyalet kurma çaban olduðu anlaþýlýr, sonuçta Ýzmir’i memleketten koparacak bir çalýþma olarak algýlanýr. Duralým, bunun ismini deðiþtirelim’ dediler” þeklinde savunma metninde yer alan ifadeler bile yanlýþýn nerede ve nasýl olduðunu göstermeye yetmektedir. Soyer, “Ýzmir bayraðý, Ýzmir parasý” derken ‘Ýzmir’i memleketten koparma’, ‘eyalet kurma’ niyeti taþýmasa bile arkadaþlarýnýn yaptýðý uyarýya uymamak ve virtüel söylemin dýþýna çýkýp çýkmama arasýnda mütereddit kaldý ve HDP’lilerden ödünç alýnan üçüncü dünya solculuðuna has “özyönetim” hülyasýnýn asla savunulamaz, bölücü ve ayrýlýkçý taraflarýna da bütün dikkatleri çekti.

Buraya kadar gayet ciddi bir þekilde sürdürdüðümüz analizi sosyal medyada yaygýnlaþan latifeyle baðlamanýn zamaný geldi: Acaba Tunç Soyer hangi Ýzmir camisinde adýna hutbe okutmayý düþünüyordu?

[email protected]