Çikolata tutkumun serencamı hakkındadır
ABONE OL

Kendimi bildim bileli çikolatayı pek severim. Evvelden Türkiyemizde çikolata işi pek zayıf idi. Benim gibi tutkulu olanlara yerli çikolatalar yetmezdi ve Almancı akrabalarımızın gelmesi beklerdik.

Bir seferinde teyzem Almanya’dan gelmiş. Hoşgeldine gidilecek. Herkesin aklında bir şeyler vardır benim aklımdaki de çikolataydı. Ne getirmişlerdi acaba diye merak içindeyken birader ağlamaya başladı. Haydi artık versinler çikolataları diyordu. Ayıp oluyor oğlum yapma diyen annemin itirazlarına rağmen birader varlığının bütün kuvvetiyle ağladı. Öyle çok ve ısrarla ağladı ki sonunda teyzem henüz açmadıkları valizleri açtı ve bizi çikolata ile buluşturdu. Annem rahmetli ne çok mahcup olmuştu.

Ama biraderim çikolata tutkumuzda beni yarı yolda bıraktı. Sağlam bir iradeyle çikolata tutkunluğunu yendi diyeceğim ama o kadar bir azim göstermedi hiç. Ama nasıl olduysa oldu ve biraderim benim kadar çikolata düşkünü olmadı artık.

HER YAŞIN ÇİKOLATASI AYRI

Ben her yaşın ayrı çikolatası vardır diye düşünerek, her yaşımda çikolata arzuladım. Biliyor musunuz bir oğlan çocuğu için çikolatayı sevmek hiç tercih edilecek bir şey değil. Arkadaşlarım da Almancıların yolunu gözlerdi ama değişik ve ne bileyim güya erkeklere daha yaraşır şeyler isterlerdi. Spor ayakkabısı, top, eşofman takımı falan. Çikolata istemek biraz hanım evladı, biraz muhallebi çocuğu olmak demekti. Ama ben tercihlerimin sonuçlarına katlanacak kadar bilinçli bir çocuk oldum hep. Çikolata sevdiğim için adım çikolata bebesi olacaksa olsundu ve zaten de öyle oldu.

Almanya’dan çikolata getirenleri iki sınıfa ayırabilirdim. Bir tanesi, laf olsun diye özensiz bir şekilde tercih yapanlar. Onlar hangi çikolata iyidir, ya da yeğenimiz memlekette en çok hangi çikolatanın yolunu gözler diye düşünmeden alırlar. Onlar çikolatayı seçmeden ne gelirse ellerine atarlar valize. Ve yolda çikolatalar erir. Eriyen çikolata artık düzen tutmaz. Şekli, rengi bozulduğu gibi tadı da bir zaman sonra bozulur. Böylesi rastgele çikolata getiren akrabalarımdan umudum pek yoktu ama teyzem öyle değildi. O bizim sevdiklerimizi bilir. Sevdiğimiz markadan bolca getirirdi. “Bolca” diyorum çünkü benim gibi sistematik ve bilinçli tüketici senenin yarısını geçirebilirdi o çikolata ile.

Almanya’dan gelenler bitince. Yerli çikolata ile nefsimi körlerdim. Biliyor musunuz o zamanki bir markayı hala severim. O zamandan bu güne geçen yıllarım içinde bence hala yerli çikolatada vazgeçilmez olan odur. Yazımı yazarken marka ismi verebiliyor muyum bilmiyorum. Ama mesela marka ismi zikredebilseydim o markayı burada anmak ve hakkını teslim etmek isterdim.

Ulusal bir yarış

Yıllar geçti. Artık Almancıların çikolatasına olan ihtiyacım azaldı. Ya da iktisat terimiyle söylersem Almancı çikolatasının marjinal faydası azaldı benim için. Çünkü yerli markalar çikolataya gerekli önemi verdiler. Çikolataya önem vermek nasıl oluyormuş derseniz. Bence bakkal ürünleri dediğimiz bisküvi, sakız, gofret çikolata ile kıyaslanamaz. İyi bir çikolatadan ettiğiniz karı diğer ürünlerden edemezsiniz ve en önemlisi çikolata bir çeşit bağımlılık yapar. Her zaman istersiniz. Bu durumu keşfeden yerli firmalar anladılar ki çikolataya verilen emek zayi olmaz. Muhakkak müşterisi olur ve de iyi çikolatadan anlayan müşteri kessen yolundan dönmez.

Türkiyem her konuda olduğu gibi çikolata konusunda da çok uluslu şirketlerin ve tekellerin arasından kendine yol buldu ve yerli çikolata artık ulusal manada yarışa katılacak kadar iyi oldu. Bular bizim gibi iyi çikolata için türkü yakan aşıklar için çok olumlu gelişmelerdir.

Aradan geçen zamanda şöyle bir gelişme daha oldu ki ben çok mutluydum bu işten. Çalışmaya başladığım devlet kurumunda özel kalem bürosuna bağlı çalışıyordum. Özel kaleme gelen çikolataları yakından takip etmekle kalmayıp her birine gereken özeni verdim ve yedim. Yıllarca çikolata konusunda ne kadar az şey bildiğimi özel kalemdeyken öğrendim. Memleket ve milletimin çikolata konusunda aldığı yol gözümü yaşarttı. Ben artık kendi markasıyla doyan bir ülkenin evladı olarak dudağımda çikolata lekesiyle pozlar verebiliyordum.

Gün geldi, devran döndü, internetten alışveriş yapmak imkanımız ortaya çıktı. Bülbülün üç türküsü varmış üçü de gül üstüneymiş derler ya. Benim türküm de çikolata üstüne olduğundan ve özel kalemde yediğim çikolataların gül hatrına aklımda epeyce marka vardı.

O markaların sitelerine baktırdım. Kendim incelersem eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek gibi oluyor ve hiç yoktan iştahımı kabartıyorum. O sebepten hizmet alımı yapan devlet dairesi gibi ben de çikolata satan sitlerin dolaşılması işini hanıma havale ettim. O benim neleri sevdiğimi bilir. Mesela bitter çikolataya fazla ehemmiyet vermediği bilerek hareket eder. Bitter çikolata gösterişli ama performansı zayıf arabalar gibidir. Ben süt ne kadar artarsa o kadar çok severim çikolatayı. Hanım da sütü bol olan bir firmayı tavsiye etti. Benim sevdiğim çikolatayı üreten firmanın maalesef internet satışı yokmuş. Hanım firmayı aramış. Çok hürmet etmişler. Ve bizi misafir etmek istediklerini söylemişler. Şu asalete bakar mısınız? Demek ki çikolata ile uğraşmak adamların görüşünü inceltmiş, nezaketleri artmış.

Benim istediğim firma internet satışı yapmama sebeplerini şöyle izah etmiş; Efendim kargoya verilirse çikolataya zarar gelebileceğinden endişe ediyoruz. Şu inceliğe bakar mısınız? Kendilerini hassasiyetlerinden ötürü tebrik ettim ve haklısınız dedim vahşi kargolama ile çalışan firmalar neler ederler o çikolatalara, ben de kıyamam doğrusu dedim.

EL YAPIMI ÇİKOLATA

İnternette yaptığı keşif gezileri sırasında hanım bir firmayla daha bağlantıya geçmiş. El yapımıyla ve Belçika çikolatası yaptıklarını iddia eden firmanın sitesini ben de gezdim. Farklı yönleri nelermiş diye baktım. Fiyatları hakikaten piyasadan oldukça farklıydı. Bir deneyelim bakalım dedim. Çikolataları sipariş verdik. Ve beklemeye başladık. Nasıl ürünler gelecekti? Benim damak tadımda kalıcı bir yerleri olacak mıydı? Kargolama süreci çikolataya zarar verecek miydi? Ve daha türlü çeşit sorular içinde yolunu gözledik. Sonunda çikolatalar geldi.

Sorularımıza cevap bulabildik mi? Çikolatanın rayihası, ambalajı, süt oranı, fındık fıstık kalitesi nasıldı? Bütün bu soruların cevaplarını, detaylıca yazmak isterim. Ama başka bir yazıda ancak yapabileceğim. Bu haftalık bu kadar olsun, kalın sağlıcakla.

[email protected]