Çocuğum için #EvdeHayatVar
ABONE OL

Yeni korona virüsün tüm dünyaya hızla yayılması, hayatımızda büyük değişikliklere sebep oldu. Dezenfektasyon ve sosyal izolasyon kavramları en çok konuştuğumuz kavramlar haline geldi. Sosyal izolasyonun sağlanarak virüsün yayılmasının engellenmesi için iş hayatındakilerin büyük bir çoğunluğuna evde çalışma imkânı tanındı, mağazalar kepenk indirirdi, okullar geçici bir süre kapatıldı…

Yapılan araştırmalarda 0-9 yaş aralığındaki sağlıklı çocukların hastalıktan fiziksel anlamda çok etkilenmediği gözlemlense de psikolojileri için aynı durum söz konusu değil. Çocuklar haberlerde sürekli korona virüsün sebep olduğu bir hastalıktan bahsedildiğini duydular. Her gün işe giden anne babaları işe gitmeyip evde çalışmaya başladı, komşu ziyaretlerine ara verildi, tüm aile bireyleri sürekli ellerini yıkamaya başladı, hatta çocukla-rın daha önce alışkın olmadığı miktar datuvalet kâğıdı, makarna alışverişi yapılarak bu ürünler evde stoklandı.

Kaygıları azaltalım

Öncelikle ebeveynler ve büyükler olarak bizim kaygılarımızı azaltmamız gerekiyor. Çünkü çocuklar bizim kaygılarımızı hissederek durumu ken-di hayal dünyalarında çok daha endişe verici boyutlarda yaşayabilirler. Televizyon ve sosyal medya günlük hayatımızın vazgeçilmezleri arasında ancak çocuğumuzun televizyon, sosyal medya ve arkadaş çevresinden virüsle ilgili yanlış bilgiler edinebileceğinin farkında olmalıyız. Bu nedenle, çocuğumuzun virüs ile ilgili sorularını geçiştirmeden cevaplamalı ve bu konuda çocuğumuzun yanlış bilgi edinmesinin önüne geçmek için ona ne bildiğini sorabiliriz. Hatta televizyon, cep telefonu gibi çocukların yanlış bilgiler edinebileceği kaynakların kullanımını sınırlandırabilir, mümkünse bazı programlara çocuk kilidi koyarak çocuğumuzu sakıncalı içeriklerden koruyabiliriz. Çocuklara virüsten bahsederken yaşlarını göz önünde bulun-durmalıyız. Küçük yaştaki çocuklarımızla ölüm gibi onun kaygılarını artıracak ve psikolojik sorunlara yol açacak mevzulardan bahsetmek yerine daha çok mikrop, virüs gibi bizi hasta eden unsurlardan nasıl korunabileceğimizi konuşabiliriz.

Amerika’nın Florida eyaletinde okul öncesi öğretmeni olan Amanda Lorenzi’nin sosyal medyada, mikropların elimize nasıl bulaştığını açıkladığı karabiber örneği gibi biz de çocuklarımıza şarkı, drama ve deneylerle mikrop kavramını eğlenceli ve somut bir hale getirerek açıklayabiliriz. Çocuğu-muza daha önce üstesinden geldiğimiz zorlukları hatırlatarak ellerini en az 20 saniye yıkaması, yüzüne dokunmamaya dikkat etmesi gibi önlemler aldığında bu sürecin de üstesinden gelebileceğimizi söyleyerek onun salgınla ilgili endişelerini azaltabiliriz. Onlarla konuşurken mutlaka resmî kaynak-lardan aldığımız bilgilerden yararlanmalıyız. Sosyal medyadaki her bilginin doğru olmadığını örneklerle açıklayabiliriz. Ergenlik çağındaki çocuğu-muzla bu kaynakları birlikte araştırabilir ve bunlardan öğrendiklerimiz üzerine konuşabiliriz.

Evdeki eğitim süreci

Korona virüs hakkında çocuklarımızı doğru şekilde bilgilendirmemiz, onun bu süreci daha kolay atlatmasını sağlayacak önemli bir adım. Hepi-mizin bildiği üzere, okullar korona virüsün yayılmasını önlemek amacıyla geçici bir süreliğine kapatıldı. Bu nedenle evde eğitim ortamının sağlanması da üstesinden gelmemiz gereken başka bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklarımıza evde nasıl bir eğitim vermeliyiz, sorusu birçok ebeveyni kaygılandıran bir durum. Özellikle anaokulu ve ilkokul çağındaki çocuklar sosyal izolasyon ve evde eğitim süreçlerinden daha çok etkilenebilir. Çocuklar günlük alışkanlıklarının değiştirilmesinden pek hoşlanmazlar. Çocuğumuzun okulda belirli bir düzeni vardı. Örneğin, her sabah belli bir saatte ders başlıyordu... Birçok uzman, okuldakine benzer rutinleri evdeki eğitim sistemine uyarlamanızın faydalı olacağı kanaatinde. Bu rutinleri oluşturmak için öncelikle çocuğumuzun ders çalışacağı alanı belirleyebiliriz. Onunla birlikte haftalık bir çalışma takvimi yaparak, kendini bu süreçte söz sahibi hissetmesine imkân sağlayabiliriz. Ayrıca bu, onun ilerlemesini takip etmemize de katkı sağlayacaktır. Onun derse başlamadan pijamala-rını çıkarmasını ve günlük kıyafetlerini giymesini önerebiliriz. Böylece okula hazırlanırken devam ettirdiği alışkanlıklarını uygulayabileceği bir alan yaratmış oluruz. Her gün aynı saatte TRT EBA TV’de yayımlanan dersleri takip edebilirsiniz. Eğer çocuğunuz ilkokul çağındaysa, televizyonun karşısında onu tek başına bırakmanız doğru olmayabilir. Yaşı gereği böyle bir eğitim yöntemine henüz alışkın olmadığı için çok çabuk sıkılabilir. Onun yanında kalarak dersi birlikte izlemek ve derste öğrendikleri üzerine sohbet etmek, derse daha çok motive olmasını sağlayacaktır. Online eğitim sisteminde çocuklarınızın bir saatten fazla ekran başında çalışamayacağını, uzun süre ekrana maruz kalma çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını da olumsuz yönde etkileyebileceğini göz ardı etmemek gerekir.

Bir deney alanı olarak ev

Evdeki eğitim sürecinde dikkat edilmesi gereken en temel hususlardan biri de uzaktan eğitim dışındaki eğitsel çalışmaların çocuğumuzla birlikte daha keyifli hale gelmesini sağlayacak etkinliklerle zenginleştirmemizdir. Bu kapsamda Harvard Eğitim Enstitüsü Profesörü Jal Mehta, üniversitenin araştırmalarının yayımlandığı Usable Knowledgeweb sitesinde yeni öğrenme modelleri üzerine Emily Boudreau ile yaptığı söyleşisinde; evdeki eğitim sürecini çocuğunuza çarpma ve bölme işlemlerini öğretirken sudoku ve kakurogibi oyunlardan yararlanmak, coğrafya dersini elinize bir harita ve pusula alarak onunla birlikte yürüyüş yaparak işlemek gibi farklı aktivitelerle daha eğlenceli hale getirmenin mümkün olduğunu söylüyor. Profesör Jal Mehta gibi evde eğitim üzerine çalışma yapmış birçok uzman, okuldaki eğitim sürecindeki çalışmanın aynısının evde sürdürülmesinin çok doğru bir yaklaşım olmadığını dile getiriyor. Çocuğumuzun evdeki eğitim sürecini bir nevi deney alanına dönüştürebilir, yaparak yaşayarak öğrenmesine katkı sağlayabiliriz. Uzmanlar onlarla, küçük projeler üretebileceği tarzda ödevlerle öğrendiklerini pekiştirmesini tavsiye ediyor. Bu tavsiyeler doğrultusunda çocuğumuzdan derste öğrendiklerini oyun hamuru, kâğıt gibi malzemelerle proje haline getirebileceği çalışmalar yapmasını isteyebiliriz.

Okuldaki teneffüsler misali, arada küçük molalar vermek oldukça önemli. Öğrenmeye açık ve hızlı öğrenen bireyler üzerine yapılan araştırma-larda, bu kişilerin sık sık kısa molalar vererek çalıştığı gözlemlenmiş. Çocuğumuzun yaşını da göz önünde bulundurarak mola sürelerini ayarlamalı-yız. Molalarda onunlakutu oyunları oynayabilir, yemek yapabilir ya da resim gibi hoşlandığı sanatsal aktiviteleribirlikte gerçekleştirebiliriz.

Çocuğunuzun bu süreçte fiziksel aktiviteye de ihtiyacı olacağını unutmayalım. Onunla evde dans edebilir, egzersiz yapabilir, kalabalık olmayan ortamlarda doğa yürüyüşüne çıkabilirsiniz. Eğer dışarı çıkamıyorsanız en azından evin balkonunda bir süre oturup çocuğunuzun gün ışığından fayda-lanmasını sağlayabilirsiniz. İmkânınız varsa balkonunuzda salatalık, domates gibi evde bulduğunuz meyve ve sebzelerin çekirdeklerini çıkarıp bir saksıya ekerek bitkinin büyüme sürecini birlikte gözlemleyebilirsiniz.

Bu süreçte küçük yaştaki çocuklar arkadaşlarını ve öğretmenini özleyebilir. Onun sosyal iletişiminin bu izolasyon sürecinden olumsuz yönde et-kilenmesini, sizin gözetiminizde ve belli bir süre içerisinde olması şartıyla arkadaşları ile online iletişim kurmasına izin vererek önleyebilirsiniz.

Ortaokul ve ergenlik çağındaki çocuklarınızın ders programlarına uymasına çalıştıkları saatlerde evde sessiz bir ortam sağlayarak destek olabilir, ilgi alanlarını keşfederek birlikte yapabileceğiniz aktiviteleri planlayabilirsiniz. Hatta korona virüs ile ilgili resmî kaynaklardan araştırma yapmasını isteyebilir, salgının ekonomik, politik gibi farklı boyutlarının günlük hayata yansıması üzerine onunla sohbet edebilirsiniz.

Sürecin güzel tarafları

Korana virüs; çocukların evde eğitimini destekleme ve farklı etkinliklerle onların bu süreçten ruhen etkilenmemelerini sağlama, bunlarla uğraşır-ken bir de evden iş hayatınızın yükümlülüklerini yerine getirme… Evet, aniden böyle yeni gündemler oluştu yaşamımızda. Önümüzde zorlu bir süreç var ancak bu zorlu sürecin bize sağladığı bazı güzellikler de var. Birçok aile yoğun çalışma saatleri, günlük hayatın koşuşturması sebebiyle belki de bu kadar uzun süre evde bir arada olmamıştı. Birbirimizin ruhuna dokunmak ve yıllar sonra hatırlayacağımız anılar biriktirebilmemiz için aslında değerli bir fırsat. Bu fırsatı iyi değerlendirmek bizim elimizde. Goethe “Zorlukları aşmanın tek yolu, yeni girişimlerde bulunmaktır.” demiş. Sürekli endişeli haberlere ve cep telefonlarımızın ekranlarında kaybolmak yerine ailemize odaklanalım. Birlikte film izleyebilir, okuduğunuz kitaplar üzerine konuşabilir, müzik dinleyebilir, kutu oyunları oynayabilir, mutfakta harikalar yaratabiliriz… Siz istedikten sonra evde birlikte yapabileceğinizo kadar çok aktivite var ki… Çalışırken evde bolca vakit geçirmeyi hayal etmiyor muyduk? Hayallerimizi gerçekleştirelim, #EvdeHayatVar.

[email protected]