Doç. Dr. Hüseyin Þeyhanlýoðlu / Gaziantep Üniversitesi
Avrupa; Asya'yý, Müslümanlarý ama özellikle Müslüman Türkleri asla sev(e)mez. Ýskender, Roma, Haçlýlar ve son yüzyýlda Batý dünyasý, bunlara karþý saldýrýya geçmiþse de kalýcý bir zafer elde edememiþtir. Çünkü Asya'nýn küçük bir çýkýntýsý olan Avrupa, ekonomik, askeri, sosyal ve siyasal açýdan kendi kendine yeterli bir kýta deðildir ve Hýristiyan da olsa bugün olduðu gibi Ruslara bile düþmandýr. Bu nedenle buralarda, "Birbirine düþürme ve içerden çökertme" gibi bilinen basit ama son derece etkili, 2300 yýllýk Aristo-Ýskender taktiðini uygulamaktadýr. Rusya (1917), Osmanlý (1908), Çin ihtilalleri (1966), 1876 yýlýndan 2016 yýlýna kadar en az 9 cunta darbesiyle Türkiye bu siyasetine devam etmektedir.
Siyasi yasaklar
Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Vural Savaþ'ýn, Refah Partisi'nin kapatýlmasý ve dünyanýn sayýlý dâhilerinden, Türkiye'de aðýr sanayinin babasý ve Baþbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ýn siyasi hayatýnýn bitirilmesi metnini, küçücük gözlükleriyle gayet mutlu bir þekilde okumasýný þimdi gibi hatýrlýyorum. Hele daha biri bitmeden özellikle her ayýn 15'inden sonra medyada gündem olan MGK toplantýsýna 10 gün kaldý diyen meydan okumalarý...
Üzerinden 26 yýl geçen, 28 Þubat 1997 darbesinden önce 2011 yýlýnda ölen, dönemin ABD Dýþiþleri Bakaný Warren Cristopher ve onun Ankara'ya elçi olarak atanan eski danýþmaný Marc Grossman'ýn, Ýstanbul ve Ankara Büyükþehir Belediyelerinin Refah Partisi'ne geçmesi üzerine hazýrladýðý "1994 yýlýndan itibaren yükselen Refah Partisi'nin Ýslami ve Batý karþýtý olduðu" raporu ve CIA'ye "mutlaka devrilmelidir" tavsiyesi, 28 Þubat sürecinin fitilidir.
28 Þubat bu hedef doðrultusunda hazýrlanmýþtýr. Amaç Türkiye'nin, ABD ve Ýsrail kontrolünde olmasýdýr. Grossman'a göre, Türkiye stratejik ortaklarý olmak zorundadýr.
Bütün bu süreç ise Soðuk Savaþ sonrasý yeni Ortadoðu için hazýrlanan bir stratejidir. 1989 yýlýnda Teoman Kuman, Baþbakanlýktaki önemli bir toplantýda "bizi siyasi cinayetler bekliyor" dedikten sonra 1993 yýlýnda zirveye çýkan cinayetlerle devam etmiþ ve esasen DYP-RP koalisyonu da bu yüzden yýkýlmýþtýr. Bu süreci yönetmek için de Batý Çalýþma Grubu (BÇG) kurulmuþ ve baþýna Çetin Doðan getirilmiþtir.
28 Þubat'ýn sonucunda ekonomi ve siyaset hayatý kýrýlmýþtýr. 20 banka TMSF'ye devredilmiþ, partiler çözülmüþ, 34 milyar kredi faizi ödenmiþ ve 160 milyar dolara mal olan 2001 krizi doðmuþtur. 28 Þubat'ýn toplam maliyet 250 milyar dolardan fazla olmuþtur.
28 Þubat'ýn maliyeti 250 milyar dolar iken, 10 milyar dolar için IMF, Türkiye'ye kayyum atadý. 2001 krizinin maliyeti de buna eklenmeli.
Ýrtica birinci, PKK ikinci tehdit
Kamu Güvenliði (PVSK; Emasya ve TSK) için olan Emasya kanunu gizlice deðiþtirilmiþ-çarpýtýlmýþtýr. Ýlginçtir Erbakan'ýn kurduðu D-8 ülkelerinin hepsinde darbe olmuþtur. MASK ve MGK toplantýsýndan sonra irtica birinci tehdit olurken, PKK ikinci tehdit olmuþtur. Cuntacýlar, kendilerini destekleyen ABD-Ýsrail'e vefa borcu olarak askeri ihaleler vermiþtir.
Vitrin diye DYP'ye getirilen ancak siyasette çetin ceviz çýkan DYP lideri Tansu Çiller bu durumu sonradan þöyle anlatmýþtýr: DYP milletvekilleri Yassýada'ya götürülmekle tehdit edilmiþtir. Sayýn Erbakan'a 50 milletvekilim tehdit ediliyor, bu milletvekilleri, Meclis içerisinde adeta bir ikna odasý oluþturuldu, bu ikna odasýna çaðýrýlarak tek tek konuþturuluyor ve kendilerine, 'Yassýada'daki odanýz hazýr' diyen kiþi de Çevik Bir'dir.
Dönemin Baþbakaný rahmetli Erbakan 28 Þubat'ta Refah-Yol hükümetini düþürmek için DYP'li milletvekillerine baský yapýldýðýna, hatta bazýlarýna para teklif edildiðine, tehdit dahil her yolun denendiðine inandýðýný belirtmiþti. Erbakan; milletvekillerinin 'Ya istifa edin ya da Yassýada'ya gidersiniz' þeklinde tehdit edildiklerini açýklamýþtý. Rahmetli Hasan Celal Güzel ve eski Baþbakan Çiller de bazý DYP milletvekillerinin 250 bin dolar karþýlýðýnda DYP'den istifa ettirildiklerini açýklamýþlardý. Böylece Güneþ Motel olayýnýn yeni versiyonu 47 vekille uygulanmýþtýr.
Bu satýrlarý yazarken Yargýtay onursal baþkaný 367 çarpýtmanýn ünlü düþünürü (!) Sabih Kanadoðlu'nun da ölüm haberi geldi. Selefi Vural Savaþ de iki gün önce ölmüþtü. Kaderin üstünde bir kader var... Bu hayatta tesadüf yoktur. Rabbim herkese ameliyle muamele eder. 28 Þubat mazlumunun ruhu ve düþüncesi þu an iktidarda ve o da Erbakan ise 12 yýl önce tam da bugün yüzbinlerin katýlýmýyla Hakka gitmiþti.
Halktaki karþýlýklarý
28 Þubat sürecinde adý fiþlemeler ile anýlan Batý Çalýþma Grubu'nun 1995-97 yýllarý arasýnda Genelkurmay Harekât Baþkanlýðý ve 28 Þubat sürecinde Batý Çalýþma Grubu Baþkanlýðýný yapan Çetin Doðan vardý. Kendisinin imzasý olan 16 Nisan 1997 tarihli ve bütün askerî birimlere gönderilen bir BÇG belgesinde, laiklik aleyhtarý faaliyetlerin arttýðý vurgulanarak camilerin gözetim altýna alýnmasý emrediliyordu. Çetin Doðan, 2011 Türkiye genel seçimlerinde, aðýrlýðýný Ýþçi Partisi'nin oluþturduðu Cumhuriyet Güçbirliði baðýmsýz adaylar bloðu çerçevesinde Ýstanbul 2. Bölge'den baðýmsýz milletvekili adayý oldu. Seçim sonuçlarýna göre 9 bin 378 geçerli oy aldý ancak Ýstanbul 2. Bölge'den milletvekili seçilebilmek için gerekli olan 110,000 oyun altýnda kalarak milletvekili seçilemedi. 9 bin oy. Karþýlýðý bu kadar.
Bütün bunlar bize bu ülkede yaþamak ve milli olmak hakkýnda önemli þeyler söylemektedir. Keza Baþkanlýk sistemin ne kadar önemli olduðu ortadadýr. "Bu darbe tarihin akýþýnda bir andýr" diyen Erbakan'ýn vefatýnýn üzerinden 12 yýl geçti. Nur içinde yat boncuk boncuk terleyen dava adamý.