Dolandırıcılığın sosyolojisi
ABONE OL

Bir üniversitenin Sosyoloji Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Nilüfer Narlı, ortaokul mezunu bir dolandırıcıya yüklü miktarda para ve mücevher kaptırdı. Sözde polis, tüm kimlik bilgileri ve akrabalarının isimlerini saydığı Nilüfer Narlı'ya banka hesap bilgilerini de söyledi. Profesörü inandırmak için sahte bir polis kimliğini de WhatsApp'tan gönderdi. İddiasına göre, Nilüfer Narlı'nın banka hesapları başkaları tarafından ele geçirilmiş ve suç içeren çeşitli para hareketlerinde kullanılmıştı. Dolandırıcı, Mustafa Saka, Asayiş Şube Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği'nde görevli gerçek polisler tarafından suçüstü yakalandı. Mustafa Saka'nın üzerinde ve evinde yapılan aramalarda Nilüfer Narlı'dan ilk alınan para ve altınlar bulunamadı. Dolandırıcı Saka, sevk edildiği nöbetçi mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir sosyoloji profesörünün dolandırıcının ağına düşmesi tirajı komik bir durumu ortaya koydu. Dolandırıcılık, çok genel bir tanımla hileli davranışlarla karşısındakini kandırarak menfaat temin etme anlamına gelmektedir. Birey günlük yaşam içerisinde evde, sokakta, iş yerinde, dinlenirken, çalışırken, alışveriş yaparken çeşitli mekân ve zamanlarda bazen bir kişi, bazen birkaç kişilik bir şebeke bazen de yasal görünümlü kurumsal yapılar tarafından dolandırılabilmektedir. Birini aldatarak mal veya parasını alan kimse, tokatçı olarak isimlendirilmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157-159. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık suçunda; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişi cezalandırılmaktadır. Dolandırıcılık suçunun en önemli özelliği; suçun hileli davranışlarla işlenmesi ve failin bu hileli davranışlar neticesinde bir menfaat elde etmesidir. Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hallerdendir.

İkna yoluyla dolandırıcılık!

İkna yoluyla dolandırıcılık suçu, sahte çağrı merkezleri tarafından mağdurların mobil telefonları aranarak gerçekleştirilmektedir. Hukuksal mevzuatımızda örgütlü nitelikli dolandırıcılık suçu bağlamında değerlendirilen bu eylemler, iletişime geçilen mağdurların kurgulanmış senaryolarla ikna edilerek, haksız kazanç sağlanmasıyla meydana gelmektedir. Karmaşık bir suç olarak ikna yoluyla dolandırıcılık; sahte çağrı merkezleri örgüt üyelerince mobil telefonlarından çağrı alan bireylerin, etkili iletişim becerileriyle psikolojik zafiyetlerinin belirlenmesi, kişisel bilgilerine ulaşılması, öngörülen tepkilerin alınarak çıkar amaçlı kullanılması süreçlerinden oluşmaktadır.

Toplumsal sapmaların nedenleri

Normlara uyum kadar sapma da evrensel bir olgudur. Toplum, üyelerinin normlara uyumunu bekler ve bunu sağlamak için baskı uygular. Bu baskı insanların normlara uyumu konusunda genellikle etkili olmakla birlikte grup üyelerinin normlara her zaman tümüyle uyması söz konusu değildir.

Toplumsal sapmaların nedenleri başında sapmalara karşı geliştirilen yaptırımların, cezaların yetersiz olması gelmektedir. Normların bireyler tarafından anlaşılamaması, bireyin kültürünü içselleştirememiş olması, göç durumunda yeni kültüre adapte olamamak, sapmış olan grupların bağlılıklarının çok güçlü olması diğer nedenlerdendir. Sapmaların nedenleri ekonomi kaynaklı da olabilir. Adaletsiz gelir dağıtımı, yüksek enflasyon oranları, işsizlikten de kaynaklanabilirler. Bireylerin kişilik bozukluğu vb. psikolojik rahatsızlara sahip olmaları dumurlarında da sapmalar görülebilir. Toplumsal sapma kuramının temellerini Fransız sosyolog Emile Durkheim (1958-1917) atmışıtr. Durkheim'a göre bir toplumda belirsizlik, bunalım, değişimler söz konusu olduğunda normların yıkılması olarak adlandırdığı anomi durumu ortaya çıkar. Durkheim, anomiyi bir grup içindeki göreli normsuzluk olarak tanımlarken, Amerikalı sosyolog K. Robert Merton (1910-2003) anomiyi kültürel anlamda bir çöküş olarak görür. Durkheim, toplum düzeninin insanların sapkınlaşmasını engellediğine inanırken, Merton ise normların bireyler üzerinde baskı yarattığını bunun sonucunda insanların sapkın davranışlara yöneldiğini öne sürer. Merton'a göre sapma, kültürel değerler arasındaki boşluk veya uyumsuzluktur. Sosyal ve ekonomik düzen sapkın davranışlara neden olmaktadır.

Toplumsal sapma, toplumsal kınama eylemine yol açmaktadır. İnsanlar sapmış olan bireye veya bireylere karşı yaptırım uygulamak isterler. Kınamayla birlikte sapmanın türüne göre yasal cezalar verilmesi de söz konusu olabilir. Toplumsal kınama beraberinde damgalanmayı da getirir. Damgalanan birey bu damgadan kolay kolay kurtulamaz. Bazen bireyler kurtulmak için çaba sarf ederken bazense damgalanmadan etkilenerek kötü davranışlar sergilemeye başlayabilirler. Sosyolojide olumlu sapma, toplumun gelişmişlik düzeyini yükseltme, toplumda olan yanlış uygulamaları ortadan kaldırma, ideal olanı yaygınlaştırma adına ortaya çıkmış sapmalardır. Toplumdaki mevcut normlara karşı çıkan toplumun önünde olan bilgili kişiler olumlu sapmaların öncüleridir.

Yüz kızartıcı suç

Dolandırıcılık suçu, Anayasa'da dahi yüz kızartıcı bir suç olarak belirtilmiştir. Yüz kızartıcı suçlar genel olarak kişiyi toplum karşısında küçük düşüren ve toplum tarafından dışlanmaya yol açacak suçlardandır. Dolandırıcılık suçunun işlenmesi ile sadece fail ve mağdur arasındaki güven ilişkisi değil, toplumda yaşayan bireylerin de birbirlerine karşı güven duygusu zarar görmektedir. Bu bakış açısıyla da suç bireylerden ziyade topluma zarar vermektedir. Bu durum toplum içinde bireyler arası güveni zedelediği gibi ticaret hayatı içinde var olan yasalara olan güveni de sarsmaktadır.

Teknoloji ile birlikte, alışverişin artan bir şekilde internete, akıllı telefonlara ve kredi kartına kayması yeni dolandırıcılık alanlarının oluşmasına da imkân tanımaktador. Bir ABD mahkemesi karar metninde belirttiği gibi "Dolandırıcılık sınır tanımayan bir çeşitliliğe sahiptir. İnsanın yeni dolandırıcılık yöntemleri icat etme konusundaki üretkenliği o kadar muazzam ki kanunlar her zaman bunu tanımlamada yetersiz kalmaktadır." (Walsh, 1998:16).

Gri alanlar kapatılmalı

Dolandırıcılıkla mücadele için yasalarda oluşan gri alanların kapatılması kadar yeni dolandırıcılıkların proaktif anlayışla önlenebilmesi de önem taşımaktadır. Bu anlamda, Adalet, Maliye, İçişleri ile Sanayi ve Ticaret Bakanlıkları'nın yanı sıra Sermaye Piyasası Kurulu ve MASAK gibi kuruluşların ortak ve hızlı hareket edebileceği bir mekanizmanın geliştirilmesinin, dolandırıcılık suçlarının geniş kitleleri ve ülke ekonomisini etkilemesinin önlenmesinde önemli bir rol oynayacağı aşikardır.

Toplumu dolandırıcı mı tanıyor?

İkna yoluyla dolandırıcılığa maruz kalmamak için, internet odaklı ortamlarda bireysel korunma yöntemleri geliştirilmelidir. Korunma, dijital mecralardan ve sosyal medya platformlarından uzak kalma değildir. Hiç şüphesiz yarın, bugünden daha fazla bilişim teknolojileri kullanılacaktır. Dijital mecraların dikkatli kullanılması, ikna yoluyla dolandırıcılık suçlarına karşı tutum geliştirilmelidir. Korunma tedbirlerine rağmen iletişim sağlanması halinde zarar görmemek için, bilinmeyen numara ve tanınmayan kaynaktan gelen çağrılara temkinli yaklaşılmalı, şüphe halinde iletişime derhal son verilmelidir.

Bir dolandırıcı (sahtekar) toplumu, bir sosyoloji profesöründen daha iyi biliyor, tahlil ediyor ve onu kandırıyorsa akademik yapıda bir hata, bir noksanlık ve bir eksik var demektir!? Toplumu ve toplumsal yapıyı dolandırıcılardan mı öğreneceğiz? Sorusunu da gündeme getirmektedir. Sosyoloji toplum bilimidir. Sosyoloji profesörü toplumu tanımıyor ve dolandırıcıların ağına düşüyorsa vay o toplumun haline demekten insan kendini alamıyor.

[email protected]