Etnometodoloji: Failin düşündüğü gibi düşünebilmek
ABONE OL

Murat Güzel

Yirminci yüzyılda ortaya çıkan ve genelde metodoloji bakımından pozitivist sayılabilecek yaklaşımları eleştirerek gelişen sosyoloji anlayışları arasında başlıcası saymalıyız etnometodolojik yaklaşımı ve onun mucidi Harold Garfinkel'i. Etnometodolojiye göre sosyolojik bakmak uygulamalı eylemin sürecine tepeden bakmak değil, eyleyenlerin metodlarının çetrefilli konumlarından bakabilmektir. Etnometodoloji eyleyenlerin anlamlı niyetlerinin yorumlanması değil, insanların eylem süreçlerinde kullandıkları metotların incelenmesine dayanır. Buna göre sosyoloji ne analitik ne de yorumlamacıdır; temellendirilmiş teorinin ampirik açıdan test edilmiş ya da öznel açıdan yeterli görülen bir şeyden çok daha fazlası olduğu gerçeğini göz ardı edemeyecek bir bilimdir o.

Başlangıcından bu yana etnometodolojik yöntemin failin düşündüğü gibi düşünmeye çabaladığını söyleyebiliriz. Daima faillerin eylemlerinin nedenlerini yansıtmak için düzensizliğiyle meşhur pratik hayatın bu düzensizliğiyle işe başlayan bir mantıklar bilimi olarak da niteleniyor bu yüzden. Failin eylemlerinin onun yapmak zorunda olduğu şeyleri neden yaptığı sorularına vermesi gereken cevapları yansıttığını biliriz. Peki bu bilgimizin kaynağı nedir? Bağlama gönderimlilik yordamıyla bunu bildiğimizi söyler etnometodoloji.Bu yordam Garfinkel'in 1968'de ünlü etnometodoloji tanımında da yer alır: "Etnometodoloji terimini, bağlama gönderimli ifadelerin rasyonel özelliklerini ve diğer uygulamalı eylemleri, günlük yaşantının organize edilmiş ustalıklı uygulamalarının süregelen tesadüfi başarıları olarak araştırmaya işaret etmek için kullanmaktayım."

Bir boşluğu doldurdu

Garfinkel'in İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Amerikan sosyolojisin de fark ettiği boşluğu gidermeye dönük kaleme aldığı Sosyolojik Görmek eseri etnometodolojinin kavram olarak ilk göründüğü metindir. Bu boşluk, dönemin hâkim paradigmasını oluşturan kavramsal indirgeme yoluyla sosyolojik tasvirine odaklanan Parsoncu yaklaşım ile doğrudan somut toplumsal fenomenler arasındadır. Garfinkel, fenomenolojist Alfred Shütz ve Aaron Gurwitch'in çalışmalarında dile getirilen ve sosyal fenomenin anlamı, düzeni, tutarlılığı ve algısıyla ilgili fikirlerini başlangıç seçerek detaylı uygulamanın kavramsal indirgeme karşısındaki önemini toplumsal eylemin yeterli bir bilimsel tanımını yapma sorunu bakımından vurgular. Bu açıdan 1948'de yazılan Sosyolojik Görmek: Toplumsal Eylemin Genel Sebepleri adlı kitabının Garfinkel'in gelişen fikirlerinin çerçevesini çizdiği kuşkusuzdur.

Türkçeye Barış Arpaç'ın çevirdiği metninde Garfinkel sosyolojik görmenin failin inanç ve güdülerine değil, eylemlerinin tutarlılığını oluşturan genel detaylara odaklanmayı gerektirdiğini vurgular. Garfinkel'in temel iddiası şudur: Toplumsal hayatın ayrıntılarını kavramlara, tiplere veya modellere indirgemek uğraşılan fenomenin tamamen kaybedilmesine yol açar. Garfinkel için sosyolojik açıdan farklı görebilmeyi öğrenmek, toplumsal düzenleri detaylarıyla görmeyi öğrenmek demektir. Esasen bu düzenlere mezkûr detayların kavramsal yaldızlarla süslenmesiyle değil, o detayların gerçek kişiler tarafından gerçek zamanlı bir şekilde icrasıyla ulaşılmaktadır.

Eser aynı zamanda Etnometodoloji ile Pragmatizm ve Fenomenoloji arasındaki ilişki ve çelişkileri de ortaya çıkarmaya imkân tanıyor. Editörlüğünü Anne Warfield Rawls'ın yaptığı kitapta ayrıca editörün kapsamlı bir yazısı bulunuyor. Yazısında Rawls, "okuyucunun aşikâr tuzaklara düşmesini engellemek için bir açıklama sağlama"ya çalışıyor.

Sosyolojik Görmek: Toplumsal Eylemin Genel Sebepleri

Harold Garfinkel

çev. Barış Arpaç

Vakıfbank Kültür, 2024

Maturidi kelamının önde gelen isimleri

Brodersen, kapsamlı çalışmasında İslami gelenek perspektifinden Mâturîdî anlayışının önde gelen kelamcılarını ve onların eserlerini inceliyor. Böylelikle "bilinmeyen" olarak nitelendirdiği Mâturîdîliğin daha yakından tanınmasını ve bilinmesini amaçlayan Brodersen, önce Mâturîdî yazarların biyografileri ve metinleri hakkında tafsilatlı bilgiler veriyor, ardından bu bilgilerden çeşitli çıkarımlar yaparak Mâturîdî inanç ilkelerinin dayandığı esasları ortaya koyuyor. Mâturîdîliğin bağımsız bir kelam ekolü olmasında etkin olan nedenleri de inceleyen Brodersen, kelam ekolleri arasında erken dönemde gerçekleşen zât-sıfat ile ilgili tartışmalar hakkında da ayrıntılı bilgilere kitabında yer veriyor.

Bilinmeyen Kelam: Erken Dönem Mâturîdîliğinde Kelami Yaklaşımlar

Angelika Brodersen

çev. Özcan Taşçı

AlBaraka, 2022

Gazze soykırımının an be an günlüğü

7 Ekim'den beri birçoğu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında şehit edilen çok sayıda Filistinli yazar, gazeteci ve fotoğrafçı var. 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin Yönetimi Kültür Bakanı olarak Gazze'de olan Atıf Ebu Seyf bir yerde ölenlerin sözcüsü. 7 Ekim'de başlayan İsrail saldırısının İsrail'le geçmişte yapılan savaşlara benzemediğini çok geçmeden fark eden Ebu Seyf, kitabında bizi İsrail'in Gazze saldırısında hayatta kalmaya çalışan Gazzelilerin yaşadıklarına götürüyor; ayrıntılı ve dokunaklı anlatımıyla soykırımın günlük şahitliğini yapıyor. Ebu Seyf, kitabında Filistin ve Gazze halkının kitlesel yıkımın kaosu ve travması ortasında hayatta kalma ve insanlığını koruma mücadelesinin etkili bir tasvirini sunuyor.

Biliyorum Bir Gün Ülkemiz Olacak

Atıf Ebu Seyf

çev. Yakup Çetinkaya

Pınar, 2024