Halk desteği dibe vurdu! Biden'a sonbahar erken geldi
ABONE OL

20 Ocak 2021'de göreve başladığında Donald Trump'ın ardından ülkeyi her anlamda toparlaması ümit edilen Joe Biden için tehlike çanları erken çalmaya başladı. Gerek Afganistan'dan çekilme sürecinin kötü yönetimi, gerek ekonomik toparlanmadaki zayıf seyir, gerek geçici bütçe tartışmalarındaki etkisiz liderlik ve gerekse Kovid-19'la mücadelede beklentilerin altında kalan mücadelesi Biden'ı kamuoyunda eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. Yüzde 55'in üzerinde başladığı kamuoyu halk desteği oranlarında son olarak yüzde 44'lere düşen Biden'ın liderlik vasıfları birçok alanda tartışılıyor. Özellikle dış politikadaki desteği yüzde 38'e gerileyen Biden, dünya meselelerini iyi yönetememekle eleştiriliyor. 2022 Kongre ara seçimleri öncesinde Demokratlar içindeki liberal-radikal sol ayrışmasını kontrol edememesi de hanesine eksi puan olarak işlenen Biden, siyaseten oldukça zor bir dönemece girmiş durumda.

Büyük umutlarla koltuğa oturdu

ABD Başkanı Biden, oldukça tartışmalı geçen bir seçim sürecinin ardından sandıkta Trump'ı yenmiş ve 20 Ocak'ta ana akım liberal medyanın da büyük desteğiyle koltuğa oturmuştu. Ülkeyi her anlamda toparlamak ve "normalleştirmek" mottosuyla beklentilerin üzerinde odaklandığı Biden, ilk aylarında sakin duruşu, güven veren açıklamaları ve sistemin çarklarını yeniden yerine oturtacağı sinyallerini veren politikalarıyla kamuoyunda yüksek halk desteğine ulaşıyordu. Şubat ayında yapılan kamuoyu anketlerinde halk desteği ortalama yüzde 55'ler civarında seyreden Biden, tüm başkanlar arasında en yüksek desteğe ulaşan isimlerden biri olmuştu. İnişli çıkışlı bir seyrin ardından 7 Nisan'da yeniden yüzde 55'lere ulaşan Biden, o tarihten sonra bir daha asla bu oranları yakalayamadı. Biden'ın hem ekonomi yönetimi hem iç politik konuları ele alma biçimi hem de Afganistan'dan çekilme süreci kamuoyu nezdindeki desteğinin kayda değer ölçüde düşmesine neden olan ana başlıklar oldu.

Afganistan ve ekonomi sorunu

Temmuz ayının ortalarına kadar anketlerdeki desteği halen yüzde 50'nin üzerinde olan Biden, Afganistan'dan çekilme sürecinin somut olarak başlamasıyla oranlarda geriye gitmeye başladı. Temmuz ortasında tahliye sürecine başlayan ancak Ağustos ayının ortasına doğru Taliban'ın Afganistan'ın önemli kentlerini hızla kontrol altına almaya başlamasıyla birlikte Biden, 12 Ağustos'ta tahliye sürecinin hızlandırdı ve güvenliği için ülkeye 3 bin ilave asker göndereceğini açıkladı.

Bu sayı birkaç gün sonra 5 bine çıkarıldı. Taliban'ın hızlı ilerleyişi karşısında hazırlıksız olduğu net bir şekilde ortaya çıkan Biden yönetimi, tahliyeleri hızlandırabilmek için yoğun bir çabaya girdi. 15 Ağustos'ta Kabil düşerken, 16 Ağustos'ta Kabil Havalimanında ortaya çıkan kaos görüntüleri ve ardından 26 Ağustos'ta DEAŞ-K militanlarınca düzenlenen saldırıda 13 Amerikan askerinin ölmesi, Biden için kabusa dönüştü.

Sürekli kan kaybediyor

20 Ağustos'ta halk desteği yüzde 47.8'e gerileyen Biden'ın işini iyi yapmadığını düşünenlerin oranı ilk kez olumlu düşünenlerin oranını geçerek yüzde 48.6'ya yükseldi. O tarihten sonra yapılan kamuoyu anketlerinde sürekli kan kaybeden Biden, 6 Ekim tarihli güncel anketlerin ortalamasına göre yüzde 44 civarında halk desteğine sahipken, Biden'ı onaylamayanların oranı ise yüzde 49'lara ulaşmış durumda. Biden'ın dış politikayı iyi yönettiğini düşünenlerin oranı güncel anketlere göre yüzde 38'lere düşerken, kötü yönettiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 53'ler seviyesinde seyrediyor. Biden'a yönelen eleştirilerin ilk dalgasında Afganistan'dan çekilme sürecinde kötü yönetimi yer alırken, ikinci dalgada ise ekonomik gidişatın istenen seviyede olmaması öne çıktı. Güncel anketlere göre Biden'ın ekonomiyi iyi yönettiğini düşünenlerin oranı yüzde 44'lerde iken, kötü yönettiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 50'nin üzerinde seyrediyor. Ekonomi yönetimine ilişkin bu karamsar tablonun ortaya çıkmasında ise ABD hükümetini fonlayacak 2022 mali yılı bütçesinin borç limitine takılması ve Kongrede son güne kadar Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin anlaşamaması etkili oldu. Biden bu süreçteki tüm çabasına rağmen sorun çözücü ve etkili bir liderlik ortaya koyamadı ve Kongre, 3 Aralık'a kadarki geçici bütçeyi borç limiti şerhiyle kabul etti. Ardından Cumhuriyetçilerin borç limitinin artırılmasına şartlı evet demesiyle şimdilik bu kriz kenara alınırken, Biden'ın Kongre üzerindeki etkinliğinin oldukça sınırlı olduğu somut olarak ortaya çıktı.

Biden'a yönelen son eleştiri dalgası da Demokrat Parti içindeki liberal-progresif (radikal sol) kanatlar arasındaki ayrışmaya dair herhangi bir yaratıcı/yapıcı etkinlik ortaya koyamaması oldu. Progresif Demokratlar Biden'ı seçim sürecindeki vaatlerini göz ardı etmekle suçlarken, merkezdeki ılımlı Demokratlar ise belli konularda Beyaz Saray'ın daha fazla elini taşın altına koyması gerektiğini savunuyor. Partisi içindeki bu ayrışmayı iyi yönetememesinin de Biden'ın gerileyen halk desteği oranları üzerinde etkili olduğu belirtiliyor.

2024'e giderken...

Tüm bu anket çöküşünün Biden yönetimine ve Demokratlara nasıl yansıyacağını Amerikan kamuoyu tartışmaya devam ederken, 2 Kasım'da Virginia'da yapılacak valilik seçimleri Biden için adeta ön test olacak. Demokrat aday Terry McAuliffe ile Cumhuriyetçi aday Glenn Youngkin arasındaki kıyasıya yarış başa baş bir rekabeti gözler önüne seriyor. Pek çok uzmana göre eğer Demokratlar Virginia'daki valilik seçimlerini kaybederse 2022'de yapılacak Kongre ara seçimlerinde de önemli kayıplar yaşayabilir. Bu durumda Kongrenin iki kanadından birinde Cumhuriyetçilerin çoğunluğu ele geçirmesi, Biden yönetiminin 2024'e kadar kalan iki yılının oldukça zor geçmesi anlamına gelecektir. Tabii bu durumda tüm gözler 2024'te yapılacak başkanlık seçimlerine ve Trump'ın yeniden aday olup olmayacağına çevrilecektir. Henüz Trump adaylığını açıklamadığı için elimizde bir anket sonucu bulunmuyor; ancak Trump'ın Cumhuriyetçiler nezdinde yüzde 85'ler civarında seyreden halk desteği ve Biden'ın Demokratlar arasındaki azalan desteği yan yana koyulduğunda 2024 için kıyasıya bir yarışın olacağını öngörmek zor değil.

"Trump'tan kurtulma" psikolojisinin ve pandemi döneminde yapılan seçimin bir sonucu olarak başkanlık koltuğuna oturan Biden'ın artık gerçek bir lider olup olmadığını hem Amerikan halkına hem de dünyadaki ABD müttefiklerine daha net bir şekilde göstermesi gerekiyor. ABD'deki kamuoyu anketleri, Amerikan halkının Biden'ın gösterdiği performanstan pek de memnun olmadığını açıkta ortaya koyuyor. Bunun siyasi arenaya yansımalarını ise önce 2022 Kongre ara seçimlerinde, ardından 2024 başkanlık seçimlerinde hep beraber göreceğiz. Yüzde 38'lere kadar gerileyen oranlarını yeniden toparlayacak formüller bulamaması durumunda ABD'nin en yaşlı başkanı olan 78 yaşındaki Biden'ı zor günler bekliyor...

[email protected]