İsrailli yerleşimci sorunu ve Batı Şeria'nın geleceği
ABONE OL

Cihad İslam Yılmaz/ Yazar

İsrailli yerleşimciler, özellikle Batı Şeria'daki faaliyetleriyle uluslararası hukuk ve barış süreçleri açısından büyük tartışmalar yaratmaktadır. Bu yerleşimciler, İsrail hükümetinin dolaylı veya doğrudan desteğiyle, Filistin topraklarında yasadışı yerleşimler kurarak bölgede demografik ve siyasi dengeleri değiştirmektedir. Çoğu zaman da şiddet içeren eylemlerle gündeme gelmektedirler. Filistinli köylere saldırılar düzenlemekte, zeytinlikleri ve tarım alanlarını ateşe vermekte ve bölgedeki Filistinlilere fiziksel saldırılarda bulunmaktadırlar. Bu eylemler, Filistinlilerin günlük yaşamını zorlaştırmakta ve onları yerlerinden etmeye yönelik bir stratejinin parçası olarak görülmektedir. Yerleşimcilerin bu tür eylemleri, sadece Filistinli sivilleri değil, aynı zamanda bölgedeki uluslararası gözlemcileri ve yabancı gönüllüleri de hedef alabilmektedir. Son zamanlarda yabancı gönüllülerin yerleşimciler tarafından darp edilmesi ve Filistinli çiftçilere yardım edenlerin tehdit edilmesi bu duruma örnek teşkil etmektedir.

İsrailli yerleşimcilerin gelecekteki durumu, bölgedeki siyasi ve güvenlik dinamiklerine bağlı olarak şekillenecektir. Uluslararası toplumun baskıları ve yaptırımlarının devam etmesi halinde, yerleşimcilerin eylemlerinin azalması ve İsrail hükümetinin yerleşim politikalarında değişikliğe gitmesi olasıdır. Ancak, yerleşimcilerin terör eylemleri ve İsrail iç siyasetindeki dengeler, bu sürecin zorlu geçeceğini göstermektedir.

Batı'nın yerleşimciler hakkındaki politikaları

Batılı ülkeler, genellikle İsrailli yerleşimcilerin eylemlerine karşı eleştirel bir tutum sergilemektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları ve uluslararası hukukun temel prensipleri, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşimlerini yasa dışı olarak nitelendirmektedir. Bu bağlamda, İngiltere, Fransa, ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkeler, İsrailli yerleşimcilerin faaliyetlerine karşı çeşitli diplomatik ve ekonomik önlemler almaktadır.

* Birleşmiş Milletler (BM): Birleşmiş Milletler, İsrailli yerleşimlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu defalarca vurgulamıştır. BM Güvenlik Konseyi'nin 2334 sayılı kararı, İsrail'in yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmektedir. BM İnsan Hakları Konseyi, yerleşimcilerin şiddet eylemlerini kınayan raporlar yayımlamış ve İsrail hükümetine bu tür eylemleri engelleme çağrısında bulunmuştur. BM ayrıca, İsrailli yerleşimcilerin yerleştikleri topraklardaki Filistinlilerin haklarını korumak için çeşitli insan hakları izleme misyonları yürütmektedir.

* İngiltere: İngiltere, İsrailli yerleşimlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve iki devletli çözüm perspektifine zarar verdiğini sürekli olarak vurgulamaktadır. 2023 yılında, İngiltere hükümeti, yerleşimcilere finansal destek sağlayan kuruluşlara yönelik mali yaptırımlar uygulamıştır. Ayrıca, İngiltere, İsrail ile yapılan ticaret anlaşmalarında yerleşimlerin genişletilmesini kınayan maddeler eklemiştir.

* ABD: ABD'nin yerleşimcilerle ilgili politikaları, dönem dönem farklılık göstermiştir. Trump yönetimi döneminde yerleşimcilere karşı daha esnek bir politika izlenirken, Biden yönetimi bu konuda daha katı yaptırımlar uygulamaktadır. 2024 yılında, ABD Hazine Bakanlığı, yerleşimci gruplara ve bu grupları finanse eden kuruluşlara yönelik yaptırımlar getirmiştir. Bu yaptırımlar kapsamında, yerleşimci liderlerin ABD'deki mal varlıkları dondurulmuş ve bu kişilere seyahat yasakları getirilmiştir.

* Kanada: Kanada da ABD'ye benzer şekilde yerleşimcilere yönelik yaptırımlar uygulamakta ve bu grupların şiddet eylemlerine karşı uluslararası toplumla işbirliği içinde hareket etmektedir. 2024 yılında, Kanada hükümeti, yerleşimci gruplara maddi destek sağlayan yedi İsrailli ve beş kuruluşa karşı yaptırımlar açıklamıştır. Bu yaptırımlar, söz konusu kişilerin ve kuruluşların Kanada'daki mal varlıklarının dondurulmasını ve Kanada ile ticaret yapmalarının yasaklanmasını içermektedir.

* Fransa: Fransa, İsrailli yerleşimcilerin şiddet eylemlerini ve İsrail hükümetinin bu yerleşimcilere verdiği desteği sert bir şekilde eleştirmektedir. 2023 yılında, Fransa hükümeti, yerleşimci şiddetini "terörizm" olarak nitelendirmiş ve yerleşimci gruplara karşı uluslararası bir koalisyon oluşturma çağrısında bulunmuştur. Ayrıca, Fransa, Batı Şeria'daki yerleşimci şiddetine karışan kişilere seyahat yasakları uygulamış ve bu kişilerin Avrupa Birliği ülkelerine girişini yasaklamıştır.

* Japonya: Japonya, ilk kez Batı Şeria'daki İsrailli yerleşimcilere yönelik yaptırımlar uygulamış ve bu grupların faaliyetlerini kınamıştır. 2024 yılında, Japonya hükümeti, yerleşimci liderlerin Japonya'daki mal varlıklarını dondurmuş ve bu kişilere Japonya'ya seyahat yasağı getirmiştir. Japonya'nın bu kararı, Asya'daki diğer ülkeler için de örnek teşkil edebilir ve yerleşimcilere karşı uluslararası bir dayanışmanın işareti olarak görülebilir.

İİT yerleşimcileri terörist kabul etti

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrailli yerleşimcileri terörist grup olarak tanıma kararı almıştır. Bu karar, yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik eylemlerinin terörizm kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. İİT'nin bu kararı, İslam dünyasında yerleşimcilerin eylemlerine karşı daha sert bir duruş sergilenmesi gerektiği mesajını vermektedir. Yerleşimcilerin uluslararası toplum tarafından nasıl algılandığını ve bu algının bölgesel politikaları nasıl şekillendirdiğini göstermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda yerleşimcilerin uluslararası hukuk çerçevesinde cezalandırılması gerektiğini savunan ülkeler için de bir destek niteliği taşımaktadır.

İsrailli yerleşimciler, bazen devlet dışı silahlı aktörler olarak değerlendirilmekte ve bu bağlamda ele alınmaktadır. Yerleşimcilerin bazıları, kendi güvenliklerini sağlamak ve yerleşimlerini korumak amacıyla silahlanmakta ve organize olmaktadır. Bu durum, bölgedeki şiddet olaylarının artmasına ve yerel halkla sürekli çatışmalara yol açmaktadır. Brookings Enstitüsü gibi düşünce kuruluşları, yerleşimcileri bu bağlamda inceleyerek, onların bölgedeki istikrarsızlık üzerindeki etkilerini vurgulamaktadır. Yerleşimcilerin silahlı örgütlenmesi, onları sadece yasa dışı yerleşimciler değil, aynı zamanda güvenlik tehdidi oluşturan paramiliter gruplar olarak da tanımlamaktadır.

[email protected]