Kamala Harris rüzgarı tersine çevirebilir mi?
ABONE OL

Prof. Dr. Ramazan Erdağ/Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi

ABD'nin 5 Kasım 2024'te yapılacak olan 60. başkanlık seçimi ülke tarihi açısından en sıra dışı seçimlerden biri olacağa benziyor. 2017-2021 tarihleri arasında ABD Başkanı olan Donald Trump, 2020 seçimlerinde kaybettiği Joe Biden'a karşı yeniden adaylığını açıkladı. 3 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen 59. başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı Joe Biden'a karşı seçimi kaybeden Trump seçim sonuçlarına karşı yoğun itirazlarda bulunmuş ve Kongre'de seçim sonuçlarının onaylandığı 6 Ocak 2021'de destekçileri seçim sonuçlarını protesto etmek amacıyla başkent Vaşington'da toplanarak eylemlerde bulunmuştu. Tarihe ABD Kongre Binası Baskını olarak geçen olaylar neticesinde çok sayıda kişi tutuklandı ve görülen davalarda yüze yakın kişi suçlu bulundu.

Kongre baskını sonrası hakkında azil süreci başlatılan Donald Trump Senato'da yapılan oylamada aklandı. Aslında 2021 yılındaki Kongre Baskını sonrası başlatılan azil süreci Trump açısından ikinci bir azil süreci idi ve Donald Trump hakkında iki defa azil süreci başlatılan ilk ABD Başkanı oldu. Trump hakkında, 2019 yılında da rakibi Joe Biden hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle Ukrayna'ya soruşturma açılması için baskı yaptığı iddiasıyla azil süreci başlatılmış ve Senato'da aklanmıştı. Bunun yanında 2016 başkanlık seçimlerinden önce bir film yıldızına, aleyhine konuşmaması için, ödeme yaptığına dair iddialar nedeniyle Donald Trump hakkında açılan ve "sus payı" olarak bilinen davada jüri Trump'ı suçlu buldu ancak mahkeme kararını henüz vermedi. Temmuz ayında verilmesi beklenen karar eylül ayına ertelendi. Mahkemenin kararı her ne olursa olsun Trump'ın seçimlere katılmasına ya da seçilmesi halinde başkan olarak görev yapmasına engel bir durum söz konusu değil.

Seçimlere müdahale iddiası

Donald Trump hakkındaki azil süreçlerini ve "sus payı" davasını cadı avı olarak nitelendirdi ve 2024 yılı başkanlık seçimlerine müdahale olarak yorumladı. Cumhuriyetçilerin yeniden başkan adayı gösterilen Donald Trump seçim kampanyası kapsamında 13 Temmuz 2024 tarihinde Pensilvanya'nın Butler bölgesinde gerçekleştirdiği miting sırasında silahlı saldırıya uğradı. Suikast girişimini kulağından aldığı yara ile atlatan Trump, mevcut başkan ve Demokratların aday adayı Joe Biden karşısında desteğini artırmış oldu. Trump'a yönelik suikast girişiminden önce 27 Haziran'da CNN televizyonunda gerçekleşen Trump-Biden münazarasında da Biden'ın performansı eleştirilmiş ve başkanlık yarışında Trump'ın Biden'a karşı şansının daha yüksek olduğu değerlendirilmiş idi. Münazaradaki kötü performansı ve suikast girişiminin ardından yapılan kamuoyu yoklamalarında Trump'ın öne geçmiş olması ile Biden'ın adaylıktan çekilmesine yönelik çağrı ve baskılar artmaya başladı.

Sonraki süreçte Joe Biden, Donald Trump karşısında münazarada yetersizliğini kabul etmesine rağmen adaylıktan çekilmeyeceğini açıkladı. Biden, yaşı ve münazaradaki kötü performansı nedeniyle Demokrat partili ve kendisini destekleyen bazı çevrelerin çekil çağrısına rağmen sağlık durumunun eskisi gibi olmadığını ancak Trump'a karşı hala en güçlü adayın kendisi olduğunu ve hiçbir yere gitmeyeceğini söyledi. Trump'ın popülaritesinin arttığı ve Biden'a çekil baskılarının çoğaldığı bir dönemde Başkan Biden'ın 17 Temmuz'da Kovid-19 testinin pozitif çıktığı ve kendisini izole ederek başkanlık görevini sürdüreceği açıklandı. Bunun hemen ardından ise Biden 21 Temmuz'da sosyal medya hesabından yayımladığı mektubunda "Tekrar seçim için yarışma niyetindeydim ancak partim ve ülkem adına geri çekilmenin en doğrusu olacağına karar verdim. Geri kalan zamanda, sadece başkanlık görevlerime odaklanacağım." ifadesi ile başkan adaylığından çekildiğini duyurdu. Biden ayrıca başkanlık seçiminde Trump'a kaşı yardımcısı Kamala Harris'i destekleyeceğini açıkladı.

Biden neden çekilme kararı aldı?

Biden çekilme kararı sonrası 24 Temmuz'da yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında ise "Başkan olarak yaptıklarıma, dünyadaki liderliğime, Amerika'nın geleceğiyle ilgili vizyonuma ve bunların ikinci döneme yeterli olacağına inanıyorum. Ancak hiçbir şey demokrasimizin kurtarılmasının önüne çıkamaz, kişisel arzularımız bile. Bu sebeple, ilerlemek için en iyi yolun, bayrağı yeni bir jenerasyona devretmek olduğuna karar verdim. Ulusumuzu birleştirmenin en iyi yolu bu." diyerek Trump'a karşı seçimin kazanılması için Harris'in desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Adaylıktan çekilmesine yönelik baskıların arttığı ve performansına dair eleştirilen bir kısmını kabul ettiği halde asla adaylıktan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını söyleyen Biden'ı bu kararından vazgeçiren nedenlerin olduğu aşikardır.

Birincisi, Biden her ne kadar sağlığının başkanlık için elverişli ve ikinci döneme hazır olduğunu söylese de ekranlardaki çoğu zaman sendeleyen, yürürken düşen, boşluğa doğru konuşan, isimleri, kişileri ve olayları karıştıran imajı ikinci dönemi için oldukça olumsuz bir görüntü sergiledi. Trump ile gerçekleşen münazara bu durumu teyit eder nitelikte idi. İkincisi, sürecin başında en yakın çevresinden ve parti kanadından adaylık için aldığı desteğin giderek azalması oldu. Üçüncüsü, kamuoyu yoklamalarında Demokrat Parti'nin her daim seçimleri önde götürdüğü eyaletlerde dahi Biden'a olan desteğin giderek azalması ve açıkça Trump'a karşı seçilme şansının kalmadığının ortaya çıkması kararın verilmesinde etkili oldu. Adaylıkta ısrar etmesi ve seçimlerde Trump'a yenilmesi halinde ABD'de ikinci bir Trump dönemini (Trump 2.0) istemeyen yerleşik düzenin temsilcileri ve toplum kesimi faturayı Biden'a kesecekti. Bu durumda Biden, gerek Demokratlar içerisinde gerekse kamuoyunda Trump 2.0 döneminin müessibi olarak anılacaktı. Biden böylesi bir riski üstlenmek istemedi.

Düşük profilli bir aktör: Kamala Harris

Biden'ın adaylıktan çekilme kararının ardından yerine adaylığı desteklediği yardımcısı Kamala Harris'e sürpriz bir şekilde mali destek sağlanmaya başlandı. Başkan Yardımcılığı döneminde düşük profilli bir aktör izlenimi sergileyen Harris'in, Biden'a karşı tepkilerin arttığı ve kamuoyu yoklamalarında Trump'ın zaferinin işaret edildiği bir atmosferde Biden'ın sürpriz çekilme kararı sonrası Demokratların adaylığına en yakın isim olarak öne çıkması ABD başkanlık seçim sürecinde yeni bir hava oluşturdu. Cumhuriyetçilerin başkan adayı olarak Donald Trump'ın isminin kesinleşmesine rağmen Demokratların başkan adayı partinin 19-22 Ağustos tarihlerinde Şikago'da yapılacak olan ulusal kongresinde kesinleşecek. Her ne kadar birkaç valinin ismi Harris'e karşı adaylar arasında konuşuluyor olsa da Kamala Harris Demokrat Parti içerisinde adaylık için gerekli desteği almış gibi görünüyor.

Donald Trump kanadında Biden'ın çekilmesine karşı verilen tepki ise "2020 seçimlerinde de aday ve hatta başkan olmaması gereken biri" şeklinde oldu. Trump, Biden'ın başkan adaylığından çekilmesi sonrası Social Truth adlı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Biden'ın sağlık durumunun elverişli olmadığının bilindiğini ve Biden'ın başkanlığı döneminde ülkede oluşan hasarı tamir edeceğini söyledi. Trump ayrıca Biden'a kıyasla Kamala Harris'in kendisi için yenmesi daha kolay bir aday olduğunu iddia etti.

ABD tarihinde çalkantılı bir başkanlık seçim süreci yaşanmaktadır ve bu nedenle 5 Kasım 2024'te gerçekleştirilecek seçimler belki de ülke tarihindeki en sıra dışı seçimi olacaktır. Birinci başkanlık döneminde ABD siyasetinin eşine az rastlanır söylem ve eylemlerine şahit olduğu Donald Trump, 2020 seçimlerine hile karıştırılarak Biden'ın kazandığını ve 2024 seçimlerinde rövanşı alacağını söylerken Biden'ın sağlık durumuna ilişkin tartışmalar ve suikast girişimi sonrası daha da artan Trump'ın popülaritesi seçimlere çok az bir süre kala yeni hamleleri beraberinde getirdi. Olası bir seçim kaybının maliyetini üstlenmek istemeyen ve yeni aday fikrini benimsemek durumunda kalan Biden, adaylıktan resmen çekildiğini açıklayarak yerine yardımcısı Kamala Harris'i önerdi. Sonuç olarak, Harris'in, Biden'ın yerine adaylığı her ne kadar Demokrat Parti çevresinde Trump'ın önde götürdüğü seçim atmosferini bir nebze olsun lehine çevirme fırsatı sunmuş olsa da, onun güçlü bir başkan adayı ve Trump'a karşı şansı olduğunu şimdilik söylemek güç gözükmektedir. Bununla birlikte ABD başkanlık seçimleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın seçim öncesi dönemde yaşanan sıra dışı olaylar bu dönemin en hatırda kalan gelişmeleri olacaktır.

[email protected]

  • Ramazan Erdağ
  • açık görüş