Prof. Dr. Ali Gür/ Gaziantep Üniversitesi Öðretim Üyesi
Orta Doðu coðrafyasý tarih boyunca bir taraftan kültür, medeniyet ve zenginliðin merkezi olurken diðer taraftan da çatýþmalarýn, savaþlarýn ve yýkýmlarýn sahnesi olmuþtur. Üç Semavi dinin kutsal kabul ettiði Mescid-i Aksa ve kutsal mekanlarýn yer aldýðý Kudüs de bu coðrafyanýn stratejik merkezini oluþturmaktadýr. Orta Doðu farklý dinlerin olduðu kadar farklý mezheplerin de hem çýkýþ hem de yayýlým bölgesidir. Jeopolitik olarak üç kýtanýn merkezinde bulunmasýnýn yaný sýra büyük bir enerji üretim merkezi konumunda olmasý da bu bölgeye olan ilgiyi artýrmaktadýr. Orta Doðu'da hâkimiyeti ele geçirmek zengin yeraltý kaynaklarýna sahip olmanýn yaný sýra dini deðerler üzerinde de hâkimiyet kurmanýn yolunu açmaktadýr.
Ýsrail'in kontrolsüz yayýlmacýlýðý ve masum Filistin halkýný vahþice katletmesi Ýslam dünyasýnýn önünde önemli bir sorun olarak dururken; bir taraftan Þii diðer taraftan Selefi-Harici anlayýþlarýn güçlenmesi ve bölge/bölge dýþý devletlerin bunlarý kullanma stratejileri bu coðrafyayý savaþ alanýna çevirmekte ve sorunu derinleþtirmektedir. Ýsrail, Batý'nýn desteðinin yaný sýra asýl gücünü Ýslam dünyasýnýn parçalanmýþlýðýndan almakta ve her geçen gün daha fazla pervasýzlaþmaktadýr.
Zihniyet deðiþmedi
Emperyalist güçlerin Orta Doðu'da oynadýklarý oyunun mazideki izleri sürüldüðünde Rus Çarý Deli Petro'nun 1725 yýlýnda kaleme aldýðý vasiyeti dikkat çekicidir. Vasiyetin 9. maddesinde, Avrupa ve Asya'nýn tüm hazinelerinin anahtarýnýn Ýstanbul olduðu ve bu kenti ele geçirenin dünyayý ele geçirebileceðini ifade ettiði, bu amaca ulaþmak için de Ýran ve Osmanlý arasýnda nifak ve savaþ çýkarmanýn, bunun için de silah ve ordudan çok daha güçlü mezhep farklýlýklarýný kullanmanýn ve din adamlarýný ele geçirmenin gerektiðini yazmýþtýr. Görüldüðü üzere 18. yüzyýldan bugüne emperyalist zihniyet deðiþmemiþtir.
DEAÞ, El-Kaide gibi örgütlerin faaliyet alanlarý genellikle Orta Doðu coðrafyasýdýr. Bunlarla çatýþýyormuþ gibi görünen ancak aslýnda perde arkasýnda destek verip güçlenmelerini saðlayan CIA ve benzeri istihbarat örgütleri diðer yandan da bunlarla mücadele adý altýnda bazý ýlýmlý Ýslami yapýlarýn kurulmasýný ve güçlenmesini saðlamaktadýr. ABD Baþkaný Reagan'ýn ünlü danýþmanlarýndan Polonya kökenli siyaset bilimci Zbigniew Kazimierz Brzezinski tarafýndan Sovyet yayýlmacýlýðýna karþý oluþturulan yeþil kuþak projesinin devamý niteliðindeki bu faaliyetler zamanla Orta Doðu ülkelerini kaosa sürüklemiþtir.
DEAÞ'ý kim kurdu?
DEAÞ gibi radikal örgütlerin hýzla kurumsal yapýlar oluþturmasý, yayýlmasý, silah/makine/teçhizat açýsýndan son teknolojik imkanlarý kullanmasý, büyük finans kaynaklarýna ulaþmasý, Batý ülkelerinden çok sayýda örgüte eleman akýþýnýn gerçekleþmesi, uluslararasý alanda güçlü destekçilerinin olduðunu düþündürmektedir. Trump'ýn, Florida Eyaletinde yaptýðý bir seçim konuþmasýnda "DEAÞ'ý Obama kurdu, yardýmcýlýðýný da Clinton yaptý" ifadelerini kullanmasý dikkat çekicidir. ABD'li general Wesley Clark'ýn ve Michel Chossudovsky isimli bir yazarýn DEAÞ'ý ABD'nin kurduðu yönündeki itiraflarý da bu algýyý güçlendirmektedir. Bu yüzden etkinsizleþtiði varsayýlan DEAÞ'ýn her an yeniden aktiflenerek sahaya sürülebileceði unutulmamalýdýr. ABD, Türkiye'de FETÖ, Pakistan'da Tahir-ül Kadri, Irak'ta Kesnizani de olduðu üzere ýlýmlý görünümlü gruplara da destek saðlamýþ ve Kesnizani tarikatý Irak'ýn iþgalinde önemli rol üstlenmiþtir.
11 Eylül saldýrýlarý bahane edilerek ABD'nin 2001'de Afganistan'ý, 2003'te Irak'ý iþgal etmesi, bölgeyi istikrarsýzlaþtýrmýþ ve radikal gruplarýn güçlenmesine ortam hazýrlamýþtýr. Ortadoðu ülkelerinde uygulanan yönetimsel strateji hatalarý, zamanla hem radikal hem de ýlýmlý yapýlarýn etkisi ve toplumsal beklentilerin yükselmesiyle Arap Baharý ayaklanmalarý tetiklenmiþtir. Ancak sonuçta bahar yerine kýþ yaþanmýþ, çatýþmalar ülkeleri istikrarsýzlaþtýrdýðý gibi Orta Doðu'daki mezhepsel fay hatlarýný da harekete geçirmiþ ve iç savaþ baþ göstermiþtir. Bölgenin Sünni-Þii dengesi deðiþime uðramýþ ve bu deðiþimden Ýran karlý çýkan taraf olmuþtur.
Irak'ýn istikrarlaþtýrýlmasý süreci
Ýran'ýn yayýlmacýlýðýna ve diðer Þii topluluklara ulaþýmýna karþý bir bariyer oluþturan Saddam Hüseyin, Arap milliyetçiliði üzerine bir strateji yürütmekteydi. Güçlü bir Þii-Sünni mezhep çatýþmasý oluþmasý ve Orta Doðu'nun karýþmasý için Irak'ýn istikrarsýzlaþmasý gerekmekteydi ve ABD'nin Irak'ý iþgali, Ortadoðu'da Pandora'nýn kutusunun açýlmasýna yol açtý. Irak'ýn iþgaliyle birlikte bir taraftan baþa getirilen Þii Baþbakan Maliki tarafýndan Sünnilerin ötekileþtirilmesi, Saddam zamanýnda görev alan asker ve bürokratlarýn iþsiz býrakýlmasý ve Þiiler eliyle zulümlerin yapýlmasý Sünni görünümlü DEAÞ'ýn ortaya çýkmasý için ortam oluþturmuþ ve Irak, Suriye kan gölüne dönmüþtür.
Burada asýl sorulmasý gereken temel soru, Orta Doðu'da Pandora'nýn kutusunun açýlmasýný saðlayan Irak Ýþgalinin nasýl böylesine kolay ve kýsa sürede gerçekleþtiðidir. Türkiye'de pek ismi duyulmamýþ olan Kesnizani tarikatý, özellikle 15 Temmuz sonrasý FETÖ ile birlikte gündeme gelmiþ ve Irak'ýn direnilmeden iþgal güçlerine teslim edilmesinde önemli rol oynadýðý iddialarý üzerine dünya kamuoyunun da ilgisini çekmeye baþlamýþtýr. Bu yüzden Kesnizani tarikatý ve Irak iþgalindeki rolünü detaylý incelemek, Orta Doðu'daki diðer ülkeler içinde desteklenen bu tür yapýlara karþý teyakkuzda olmak açýsýndan önem arz etmektedir.
Kesnizani Tarikatý
Kesnizani tarikatý 1800'lü yýllardan beri tarih sahnesinde yer almaktadýr. Irak'ýn Süleymaniye vilayetine baðlý Çamçamal Bölgesinde yerleþik Kürt aþiretlerindendir. Kesnizani kelimesi Kürtçe kökenli bir kelimedir ve "kimse bilmiyor" veya "bir þey bilmiyorum" anlamýna gelmektedir. Türkmenler dahil Irak'ýn bütün Ýslami renklerinden kendisine taraftar bulduðu ve Irak genelinde üç milyon kadar olduklarý düþünülmektedir. Günümüzde tarikatýn çok sayýda tekke ve medreselerinin yaný sýra Baðdat'ta Dünya Tasavvuf ve Maneviyat Araþtýrmalarý Merkezi ve Þeyh Muhammed el-Kesnizani Üniversitesi bulunmaktadýr.
Özellikle 1800'lü yýllarýn baþýndan itibaren iþgal ve sömürülere karþý direnen, Ruslara, Ýngilizlere ve Vehhabi Suudilere karþý çetin savaþlar vererek Ýslam'a hizmet eden Kesnizani ailesi ve müritleri Osmanlý kuvvetlerinin Birinci Dünya Savaþý'nda yanýnda yer alarak Irak'taki Ýngiliz iþgaline karþý büyük bir direniþ göstermiþ, 1968 yýlýnda Irak yönetimini ele geçiren Baas rejimine karþý da silahlý mücadele vermiþtir. Ancak tarikatýn 1978 yýlýndan Þeyh Muhammed Kesnizani'nin baþa geçmesiyle birlikte MOSSAD ve CIA baþta olmak üzere uluslararasý güçlerin kontrolüne girdiði ileri sürülmüþtür.
Tarikatýn 1980'li yýllardan itibaren devlet kademelerinde de mensuplarý çoðalmýþ, hatta Saddam Hüseyin'in aile bireyleri ve en yakýnýndakileri bile bu tarikatýn müridi olmuþlardýr. Þeyh Muhammed Kesnizani Saddam'ýn Vatban ve Barzan isimli iki kardeþini, eþi Sacide Hayrullah'ý ve oðlu Uday'ý da kendisine baðlamýþtýr. Bunlardan daha önemlisi de Saddam'ýn en güvendiði yardýmcýsý ve Saddam'dan sonra devletin ikinci adamý konumundaki Ýbrahim Ýzzet el-Duri'nin de Þeyh Kesnizani'nin müntesibi olmasýdýr. Kýzýný Saddam'ýn büyük oðlu Uday ile evlendiren Ýzzet el-Duri ülke yönetimindeki etkinliðini aile baðlarýyla da güçlendirmiþtir.
Þeyh Muhammed Kesnizani'nin, 4 Temmuz 2020'de ABD'de tedavi gördüðü hastanede vefat etmesinin ardýndan yerine oðlu Þeyh Nehru geçmiþ, babasýnýn baþlattýðý dönüþümü kendisi de devam ettirmiþ ve tarikata uluslararasý nitelik kazandýrmýþtýr. ABD'de yaþayan Þeyh Nehru, geçmiþi ile de sýk sýk tartýþmalara konu olmuþ ve 2007 yýlýnda Suriyeli ünlü sinema oyuncusu Nurman Esad ile evlenmiþtir.
Ýlkesel olarak Kadiriyye Tarikatý'nýn esaslarý üzere olduklarýný beyan etseler de zamanla 1990'lý yýllarýn baþýndan itibaren tarikatýn Kadiriyye ekolünden uzaklaþmasý, MOSSAD-CIA iliþkilerinin belirginleþmesi, müritlere hahamlarýn ders vermesi, Þeyh Muhammed Kesnizani'nin yazdýðý kitapta mistik Yahudi kaynaklarýndan Kabala alýntýlarýnýn yer almasý gibi keskin dönüþümler yaþanmaya baþlanmýþtýr. Askerler arasýnda Kesnizanilik öylesine yaygýnlaþmýþtýr ki genelkurmay ve istihbarat baþkanlarý baþta olmak üzere üst düzey komutanlar Þeyh Muhammed Kesnizani'nin ayaðýný öpüp mürit olduklarýný bildirmiþtir. Þeyh Muhammed Kesnizani, Saddam devrildikten sonra siyasete geçiþ yapmýþ, parti kurmuþ ve tarikatýn merkezini de Baðdat'a taþýmýþtýr. Amerikalýlar Kesnizani tarikatýna maddi destekte bulunduklarýný ve ihalelerde pozitif ayrýmcýlýk yaptýklarýný gizleme gereði bile duymamýþlardýr.
Irak iþgalindeki rolleri
Irak'ýn iþgal süreci gizemli Kesnizani Tarikatý'nýn, Saddam'ýn devletini ve bütün çevresini kuþatmasýyla baþlamýþtýr. Saddam, þüpheci yapýsýyla CIA ve MOSSAD ajanlarýna ve silahlarýna karþý tedbir alarak uzun yýllar iktidarda kalmayý baþarmýþ ancak ailesine ve üst düzey yöneticilerine kadar sýzmýþ Kesnizani tehlikesini erkenden fark edememiþtir.
ABD'li yazar Bob Woodward'ýn 2014'te yayýnlanan "Saldýrý Planý" adlý kitabýnda, Kürdistan Bölgesi'nde dini bir grubun ABD'nin Irak'a müdahale için plan yaptýðý bir süreçte CIA yetkilileri ile sýk sýk görüþtüðü belirtilmiþtir. Kitapta, Þeyh ailesinin kendi taraftarlarý içerisinde bir istihbarat aðý oluþturduðu, çok önemli istihbarat bilgilerini CIA ile paylaþtýklarýný, Þeyh'in "Rockstar" rumuzunu kullandýðý ve her ay CIA'dan 1 milyon dolar aldýklarý ifade edilmiþtir.
ABD iþgal birlikleri Baðdat'a yöneldiði gece Þeyh Muhammed Kesnizani'nin tüm ordu birliklerine ve mürit komutanlara "orduya silah býrakma emri verin, ve askerleri terhis edin, siz de sivillerinizi giyin ve evlerinize gidin" þeklinde kesin bir emir verdiði ve bu emrin mürit komutanlar tarafýndan anýnda uygulandýðý yönünde iddialar sürekli dile getirilmiþtir. Dönemin en geliþmiþ MIG savaþ uçaklarýný ABD ordusuna karþý kullanmak yerine çölün engin kumlarýna gömülmesinin emrini veren de Kesnizani üyesi generallerdir. Özel donanýmlý 70 bin kiþilik muhafýz birliði olan Saddam'ýn çoðu yerde savaþýlmadan 20 gün gibi kýsa bir sürede iþgale boyun eðmesi de bu iddialarý doðrular niteliktedir.
FETÖ ile benzerlikleri
Saddam Hüseyin'in CIA'nýn güdümündeki Kesnizani yapýlanmasý kullanýlarak iktidardan indirilmesiyle, yine CIA'nin güdümündeki FETÖ'nün 15 Temmuz akþamý darbe giriþiminde bulunmasý arasýnda benzerlikler bulunmaktadýr. Kesnizani, CIA ve MOSSAD'ýn yeniden þekillendirdiði, FETÖ ise CIA'nýn baþtan kontrol altýna aldýðý örgütlerdir. Her ikisinde de büyü ve efsanelerle baðlýlarý etkilemede esastýr, mutlak itaat sunulan lider/þeyh kutsal ve eriþilmezdir, dinler arasý diyalog çalýþmalarý vazgeçilmezdir. Devlet kadrolarýna sýzarak devleti içeriden ele geçirme yöntemi uygulanýr ve kutsal dava uðruna takiye meþru kabul edilir, gizliliðe önem verilir, ezoterik yapýdadýrlar, toplumsal bir taban oluþturmak için sivil toplum kuruluþu görünümlü organizasyonlar oluþtururlar, ordu/emniyet/istihbarata sýzmak özel bir öneme sahiptir, elemanlarý ayný zamanda istihbarat amaçlý kullanýlýr ve liderleri ABD'de yerleþerek dünyanýn farklý coðrafyalarýnda faaliyetlerini sürdürür. Sonuçta her ikisi de dini kullanarak toplumsal taban elde etmiþtir. ABD, Ýsrail adýna istihbarat toplamýþ vekalet savaþçýlarýdýrlar.