Paşinyan'a dört soru
ABONE OL

Prof. Dr. Aygün Attar / Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Day. Vakfı Başkanı

Can Azerbaycan’ın Ermenistan’a yönelik başarıyla yürüttüğü vatan savaşı Türkiye gündeminde birinci yeri işgal etmektedir.

Bugün yaşanan bu sıcak çatışmayı daha iyi anlayabilmek için düne bakmak zaruridir. Azerbaycan ile Ermenistan arasında bugüne kadar neler yaşanmıştı?

1990’ların başında Ermenistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını fırsat bilerek Rus askeri birlikleri ile işbirliği içinde Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermeni nüfusu üzerinden bölgede kanlı bir süreci başlattı.

Dağlık Karabağ ve civarındaki yedi ili işgal eden Ermenistan, Hocalı Soykırımı’nı gerçekleştirdi ve Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini de ele geçirdi.

Azerbaycan, 1992 senesinden itibaren güya Karabağ sorununun çözülmesi için kurulmuş AGİT Minsk Grubunun problemi barışçıl yollarla çözmesi için gerekli prosedürleri yerine getirse de Ermenistan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yürüten Rusya Fransa ve Amerika’dan aldığı destekle konuyu olabildiğine sürüncemede bırakma eğlemini günümüze değin sürdürdü.

Barışçıl mücadele çabası

Azerbaycan, uluslarası arenada hukuki mücadelesini barışçıl yollarla sürdürmeye devam etti. Azerbaycan’ın başvurusu sonucunda BM Güvenlik Konseyi tam dört kere konu ile ilgili toplandı ve Ermenistan tarafından işgal edilmiş toprakların Azerbaycan’a ait olduğuna dair (822, 853, 874, 884 sayılı) kararlar alındı. Ayrıca, AGİT’in 27 Şubat 1993 tarihli kararında Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu ve Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiği belirtildi.

Fakat ister BM Güvenlik Konseyi isterse de AGİT’in almış olduğu kararların hukuki yaptırımı konusunda söz konusu teşkilatlar tarafından gerekli irade ortaya konulmadı.

Otuz yıla yakındır zorbaca, tarihi Azerbaycan ‘topraklarını işgal ederek binlerce masum insanın ölümüne, bir milyon insanın kendi topraklarından kaçkın düşmesine neden olan Ermenistan utanmadan pişkince Azerbaycan’a yönelik taaruzunu devam ettiriyordu.

Geçtiğimiz Temmuz ayında Azerbaycan- Gürcistan -Türkiye güzergahında stratejik konum arz eden Tovuz bölgesine yönelik Ermenistan taaruzu 76 yaşlı Azerbaycanlı

Aziz Azizov’un öldürülmesi ile başladı. Azerbaycan’da ve Türkiye’de ciddi şekilde itirazlara neden oldu.

Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev Ermenistan’a çok sert şekilde uyarıda bulunarak böylesi provakatif eylemlere karşı gerekli cevabın verileceğini açıkladı.

Türkiye, Azerbaycan ile birlikte Ağustos ayında hava kara kuvvetlerinin katılımıyla ortak TurAz askeri tatbikatını gerçekleştirdi ve bölgede barışı bozan Ermenistan’a gerekli mesajlar verildi.

51. maddeden doğan hak

27 Eylül tarihinde Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında, Ermeni güçlerinin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine bölgede tansiyon yükseldi. Azerbaycan, hali hazırda kendi ulusal sınırları çerçevesinde düşmana karşı savaşıyor ve eylemlerini Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın 51. maddesine dayandırıyor. 51. madde, BM üyesi ülkelere, silahlı saldırı halinde meşru müdafaa hakkı tanıyor.

BM’nin 51. maddesinde kullanılan ifade şöyle:

“Hiçbir şey, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliği sağlayacak tüm önlemleri alana dek, askeri saldırıya uğramış Birleşmiş Milletler üyesi ülkenin bireysel yada kollektif meşru müdafaa hakkına zarar veremez. Savunma hakkını kullanmak üzere üyeler tarafından alınan önlemler anında Güvenlik Konseyi’ne bildirilir ve hiçbir şekilde Güvenlik Konseyi’nin, mevcut şart çerçevesinde, uluslararası barış ve düzeni sağlama yönünde hareket etme yetkisi ve sorumluluğunu etkileyemez.” Azerbaycan, tam da bu maddeden doğan haklarını kullanıyor.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşananları doğru tanımlamalıyız ; yaşananlar kesinlikle Azerbaycan-Ermenistan münakaşası değidir! Münakaşa tartışma demektir, oysa Azerbaycan, Ermenistan tarafından tam 28 senedir işgal edilmiş olan ve uluslararası teşkilatlar tarafından da beynelhalk hukuk normlarına göre tartışmasız biçimde Azerbaycan’a ait olduğuna dair kararlarla teyit edilmiş olan kendi vatan topraklarında savaşıyor.

İnanç ve zafer azmi

Azerbaycan ordusu büyük bir inançla ve zafer azmi ile savaşıyor, Ermenistan tarafından ciddi zayiatlar ve işgal ettikleri topraklardan kaçışlar var.

Azerbaycan’ın toprakları için kahramanlıkla mücadelesinde, Azerbaycan’ın haklı davasında Türkiye başından Azerbaycan’ın yanında.

Devlet yetkilileri açıklama yaparak Azerbaycan’a yönelik her türlü desteğe hazır olduklarını defalarca ifade ettiler. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki HDP dışındaki tüm siyasi partiler Azerbaycan’ı destekleyen ve Ermenistan’dan derhal işgal edilmiş Azerbaycan topraklarını terk etmesini talep eden bildiri yayınladılar.

Türk milleti Azerbaycan’da ön cehbede savaşmak için gönüllü seferberlik ilan etti.

Türkiye’de yazılı ve görsel basının gündeminde Azerbaycan bir numarada...

Tüm bunlar yaşanırken Ermenistan ve Ermenistan’ın iki sene önce Soros tarafından devrim yoluyla iktidara getirilen başbakanı Paşinyan, işgalcı siyasetinin faturasını Azerbaycan’la birlikte Türkiye’ye de kesmek için utanmadan “çaba“ gösteriyor.

Açıklama üstünden açıklama yaparak güya Türk uçaklarının Karabağ savaşına müdahil olduğunu, Türkiye’nin savaşın içinde yer aldığı hezeyanlarını anlatıyor.

Fransa başta olmakla başından itibaren Azerbaycan’ın haklı davasında Ermenistan’ı tutan, koruyan kollayan hami devletler de bu deli saçmalıklarını dillerine pelesenk ediyorlar.

Kime güvendiniz?

Soros’un çocuğu Paşinyan’a soruyoruz;

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de dediği gibi senin askerlerinin Azerbaycan topraklarında işi ne? PKK teröristlerinin, Libya ve Suriye’den Ermeni lobisinin siparişi ile gelen ailelerin Karabağ’da işi ne?

Cenevre sözleşmesine aykırı olarak sivil insanları, ki bunlardan dokuzu çocuktur, katlettiğinizde Azerbaycan’ın bunun hesabını soracağını bilmiyor muydunuz? Kime güvenerek Azerbaycan topraklarını işgal ettiniz ve şimdi neden ağlayarak hamilerinizden yardım istiyorsunuz? Bakın, Azerbaycan ağlamadan sızlamadan yiğitler gibi savaşıyor ve şükürler olsun ki

Azerbaycan Ordusu kendi toprakları için savaşmaya da zafer kazanmaya da muktedirdir. Türkiye, haklı davasında ölümüne Can Azerbaycan’la birliktedir.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sevgi bağını bir millet iki devlet hikayesini idrak edemeyenlere aldırmayız.

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

Gazan mübarek, Can Azerbaycan!

[email protected]