Prof. Dr. Mustafa Öztürk / Mardin Artuklu Üniversitesi
Siyonist dehþetin bugünlerde terör estirdiði Lübnan, Gýlgamýþ Destaný'nda sedir ormanlarýyla kaplý bir ülke olarak tasvir edilir. Gýlgamýþ, ölümsüzlüðü aradýðý yolculuðunda, Enkidu'yu yanýna alarak her yaný sedir ormaný olan bu ülkeden geçer. Bayraðýnda motif olarak yer almasý Lübnan'ýn sedir aðacýyla özdeþleþtiðinin baþlýca iþareti. Lübnan denilince, sedir aðacýndan baþka, bir de Feyruz gelir akýllara. Ünlü Arap þair Mahmud Derwiþ'in "gökyüzündeki yýldýzlarýn elçisi" dediði Feyruz, günümüzdeki Lübnan'ýn sembolü olarak kabul ediliyor. Feyruz açýsýndan bunun, elbette ki hak edilmiþ gerekçeleri var.
Aile kökenleri Mardin'den
Turkuaz Sesli Kraliçe Feyruz, Nouhad Haddad ismiyle 21 Kasým 1935'te Jabal Al-Arz'da küçük bir evde dünyaya gelir. Annesi Lisa Al-Boustani Maruni, babasý Wadi Haddad ise Mardinli bir Süryanidir. Ailesinin Mardin'den baþlayýp Beyrut'a uzanan hikâyesi 1920'li yýllara dayanýr. Mardin'deki yerel araþtýrmacýlara göre baba Wadi Haddad, Mardin'in Kýllýt(Dereiçi) köyünden, Mardin'e göç etmiþtir. Haddad isminden de anlaþýlacaðý üzere Wadi'nin ailesi demircilikle uðraþmýþtýr. Wadi Haddad'ýn Lübnan'a göç ettikten sonra Beyrut'taki bir matbaada iþçi olarak çalýþtýðý bilinmektedir.
Çocukluðu Beyrut'un Hristiyan bir mahallesinde geçen Feyruz, doðuþtan gelen bir müzik yeteneðine sahiptir. Dönemin meþhur þarkýcýlarý Ümmü Gülsüm, Leyla Murad ve Asmahan'ýn þarkýlarýný öykünerek söylemekten zevk alýr. Bir radyoya sahip olmanýn büyük bir düþ olduðu yoksul bir ailede yaþadýðý için vaktinin çoðunu komþu evlerin radyolarýna kulak kabartarak geçirir.
Feyruz keþfediliyor
Feyruz daha on yaþýndayken, büyülü sesiyle herkesin ilgisini çeker. Güçlü sesiyle okulun müzik korosunda arkadaþlarýnýn sesini bastýrýr, dikkatleri üzerine toplar. Ünlü müzisyen Muhammed Fleyfel onu dinleyince hüzünlü sesindeki ýþýðý fark eder ve büyük bir müzik dehasýyla karþý karþýya olduðunu anlar. Fleyfel, ne yapýp edip bu sesi tüm dünyaya duyurmak ister. Tutucu bir gelenekten gelen babasý baþta karþý çýksa da öðretmeninin aþýrý ýsrarlarýna karþý koyamaz.
Fleyfel, sesleri daha düzgün çýkarabilmesi için Feyruz'a Kuran-ý Kerim tecvidini öðretir. Sesinin tonu ve yumuþaklýðý öylesine geniþ bir yelpaze taþýr ki öðretilen her þeyi anýnda kapar. Bir süre sonra Fleyfel, Feyruz'u Lübnan Radyosu'na götürür. Provalar sýrasýnda dönemin ünlü yýldýz avcýsý Halim Romi, Feyruz'un sesini duyunca sesinin büyüsüne kapýlýr. Elindeki udu býrakýp sesin sahibini görmek ister. Odaya utangaç, zayýf bir kýz gelir. Romi, þarkýsöylemesini ister. Feyruz'un tipik þarklý, fakat batý tarzýnýandýran esneklikteki sesi Romi'nin ayaklarýný yerden keser.
Romi, ileride büyük bir sanatçý olacaðýný gördüðü Nouhad Haddad'ýn sahne ismi için Þehrazad ve Feyruzisimler
Yolu, Rahbani Kardeþler ile kesiþiyor
Feyruz'un yetiþmesinde ve müzik âlemine ilk adýmýný atmasýnda hayati rolü olan Romi, onu Assi ve Mansur Rahbani Kardeþler ile tanýþtýrýr. Rahbani Kardeþlerin amacý, etnik ve dinî ayýrýmlarý silen yeni tarz bir Lübnan müziði yapmaktýr. Feyruz, tam da aradýklarý özelliklere sahiptir. Onlar þarkýlarýný besteleyecek, Feyruz da huzur veren týnýsýyla bu þarkýlara soluk olacaktýr.
Feyruz'un kýr hayatý ve onun sadeliðine duyulan özlemi anlattýðý þarkýlarý Beyrut'un göçmen mahallelerinde geniþ bir dinleyici kitlesine ulaþýr. Rahbani Kardeþlerin yaptýðý bu ilkdönem þarkýlarý, Batý müziði ile yerel ritimlerin özgün birleþimidir. 1950'li ve 1960'lý yýllarda Arap ve Batý dünyasýnýn önde gelen söz yazarlarý ve bestekarlarý ile çalýþýrlar. 1971'de Batý'daki müzisyenler için bir statü belirtisi olan sahnelerde verdiði konserlere yüz binlerce insan gelir. Feyruz'un Doðu'da olduðu kadar Batý'da da geniþ bir hayran kitlesine ulaþmasý Rahbani Kardeþler ile iþbirliðinin semeresidir.
Rahbani Kardeþler ile müzik yolculuðu bir süre sonra hayat arkadaþlýðýna evrilir. Henüz 19'undaki Feyruz, Assi ile 1955'te evlenir. Assi'ye öyle derin bir aþkla baðlanýr ki, þarkýlarýnda ona duyduðu saf aþký terennüm eder. Assi'den dört çocuðu olur. Ne var ki, baþka müzisyenlerle çalýþmasýna izin vermeyen, konserlerini ve röportajlarýný kýsýtlayan Assi'den 70'lerin baþýnda boþanýr. Rahbaniler ile çýktýðý müzik yolculuðu sona eren Feyruz, bu sefer baþka bir Rahbani olan oðlu Ziyad ile yola devam eder.
Gün geçtikçe bir efsaneye dönüþen Feyruz, Arap müziðinin divasý Ümmü Gülsüm'e rakip gösterilmeye baþlanýr. Bunun en ciddi göstergesi, Baalbek festivallerinin aranan ismi olmasýdýr. 1958'de iktidara gelen ve Arap ulus þuurunu canlandýrmak için bir yol arayan Fuad Þehab, geçmiþte yapýlan Baalbek festivallerini yeniden düzenler. Bu festival, önceleri yabancý sanatçýlarýn sahne aldýðý bir etkinlikiken 1959 yýlý itibariyle festivalin açýlýþý Feyruz ile yapýlýr. O güne dek yalnýzca radyolardan sesini duyuran Feyruz,Baalbek festivalinde ilk defa bir halk konserine çýkar ve Roma'dan kalma Jüpiter Tapýnaðý'nýn altý sütunu arasýnda sahne alýr. Bu konserden sonra ona Jüpiter'in Yedinci Sütunu unvaný verilir. Baalbek konserlerine 1975'e kadar aralýksýz çýkar.
Ýç savaþta halkýný sessizliðiyle cezalandýrýr
1967'de patlak veren Arap-Ýsrail savaþýnýn sarstýðý Lübnan, 1975'te derin bir iç savaþýn içine sürüklenir. 1990'a kadar devam eden iç savaþta gruplara ayrýlan halk, 16 yýl boyunca birbirini boðazlayýp durur. Bundan dolayý Feyruz için 1970'ler, bir yandan uluslararasý arenada tanýnmaya baþlandýðý, öte yandan sevgili ülkesi Lübnan'ýn iç savaþla geçen sancýlý bir dönemdir.
Ýç savaþ yýllarýnda Beyrut'ta yaþamaya devam eder. Evine bomba düþmesine raðmen ülkesini terk etmez. Beyrut'un harabeye dönüþünü çaresizlik içinde izler. Ülke dýþýna çýkmasý yönündeki ýsrarlý baskýlarý reddeder. Halký acýlar içinde kývranýrken vatanýný terk etmemesi, onu insanlarýn gözünde daha da yüceltir. Halkýn bir travmanýn içinde cinnete saplandýðý ve ülkeyi bir arada tutan her þeyin yok olduðu bu dönemde Feyruz, Petra konseri dýþýnda hiçbir müzik etkinliðine çýkmaz. Yurtdýþýnda verdiði konserlerde ülkesinde yaþanan insanlýk dramýna dikkat çeker. Konserlerin final þarkýsý hep Lübnan Seni Seviyorum'dur. Kardeþlerin birbirini katletmesine dayanamayan kalbi, halkýna çok kýrgýndýr. 16 yýl sürecek bir sessizliðe bürünür. Halkýný, sesinden mahrum býrakarak cezalandýrýr.
Lübnanlýlar arasýnda meþhur bir söz vardýr; Feyruz çalýnýnca silahlar susar. Ýç savaþ sona erdikten sonra 1994'te Þehitler Meydaný'nda verdiði konser, savaþýn kesin bitiþinin muþtusudur. Televizyonlardan canlý yayýnlanan bu konser, 125 milyon kiþi tarafýndan izlenir. Konser boyunca ne selamlama yapar, ne de tek kelime söz söyler. Her zamanki o ciddi vevakur duruþuyla þarkýlarýný söyler. Yanmýþ yakýlmýþ, harabeye dönmüþ Beyrut için yazdýðý Le Beyrut þarkýsýný seslendirdiðinde yüz binler gözyaþlarýna boðulur.
Filistin davasýnda hassasiyet sahibi
Feyruz, Ýsrail'in Filistin halkýna yaþattýðý acýlarý her fýrsatta dile getirmekten çekinmez. Filistin'i konu alan üç ayrý plak yapar. Bu hassasiyeti Feyruz'u Arap dünyasýnda daha da saygýn kýlar. 1964 yýlýnda Kudüs'ün altýn anahtarý ona verilir.Filistin'de yaþanan zulme hassas kalbi dayanamayan Feyruz, Ýsrail'in bu derece pervasýz olmasýndan Arap âlemini sorumlu tutar. Zira onca insan zulüm altýnda kývranýrken Araplar ortak bir tavýr geliþtirememiþtir. Yaygýn kanaate göre, Feyruz'un konserlerinde hiç gülmemesi ve þarkýlarý dýþýnda asla bir þey söylememesi bu tepkinin dýþavurumudur.
Filistin davasýný açýktan destekleyen Feyruz, bir seferinde Filistinlilere 750 bin dolar baðýþlar. Paris'te verdiði konserde"Her þeye raðmen Filistin halkýnýn günün birinde özgürleþtiðini ve çocuklarýn doyasýya güldüðünü göreceðim!"diye haykýrýr. Oðlunun Filistin hareketine katýldýðý ve ilk aþký Assi ile aralarýnýn Filistin davasýna verdiði destek nedeniyle açýldýðý söylenir. 1967'de Arap-Ýsrail savaþýndaki aðýr yenilgiden sonra söylediði Þehirlerin Çiçeði, Kudüs için söylediði bir aðýttýr.
Halkýn sanatçýsý Feyruz
Feyruz, sanatýný zenginlerin veya devlet büyüklerininihsanlarýna malzeme yapmayý reddeder. Halkýn sanatçýsý olma vasfýný ona kazandýran olaylardan en önemlisi darbe ile iþ baþýna gelmiþ Cezayir cumhurbaþkaný Houari Boumedienne'inözel konser teklifini geri çevirmesidir. Bu, þarkýlarýnýn Lübnan radyolarýnda altý ay boyunca yasaklanmasýna yol açar. Sadece halkýn sesi olmaya çalýþan Feyruz'u çok üzen þeylerden birisi savaþ taraftarlarýnýn radyoda verdikleri zafer haberlerinde fon müziði olarak bestelerini kullanmalarýdýr. Ýçsavaþ sýrasýnda bile bütün dinî ve etnik gruplarýn saygý gösterdiði bir semboldür. Çarpýþmalarda radyoyu ele geçirenlerin yaptýðý ilk þey, Feyruz þarkýlarýný çalmaktýr. Çarpýþmalara ara verildiði tek an, 1986'da Feyruz'un eski eþi Assi'nin cenazesinin kaldýrýldýðý andýr. Üç gün ateþkes ilan edilir. Þu söz o günden beri bir darb-ý mesel gibi Lübnanlýlarýn dilindedir: Lübnanlýlar, Feyruz dýþýnda hiçbir konuda fikir birliðine varmazlar.
Feyruz, hayatý boyunca 25 niþanla ödüllendirilir. 2020 yýlýnda evini ziyaret eden Macron tarafýndan kendisine Fransa'nýn en yüksek niþaný olan Þeref Lejyonu Niþaný verilir. Feyruz'un evi 2015 yýlýndan beri müze olarak ziyaret edilmektedir. Adýna hatýra pullarý bile basýlan Feyruz, 2011'den itibaren bir daha sahneye çýkmaz.
Ünlü þair Mahmud Derviþ'e "Þiirlerinizin ve güftelerinizi okumasýndan en çok hoþlandýðýnýz yýldýz þarkýcýlar kimlerdir?" diye sorulduðunda Derwiþ, Feyruz'un adýný anmadan, pek çok sanatçýnýn ismini sýralar. Feyruz'un ismini neden söylemediniz? sorusuna ise "Pardon, ben yeryüzündeki yýldýzlarý sorduðunuzu zannetmiþtim. Oysa Feyruz, gökyüzünde ulaþýlmasý imkânsýz bir yýldýzdýr. Onu bu yüzden anmadým." cevabýný verir.