Southport olayı biriken faşist dalgayı açığa çıkardı
ABONE OL

Dr. Emre Çalışkan/ Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

Britanya İmparatorluğu, kıtalara yayılan, yüzyıllar boyunca farklı dil, din ve kültürlere sahip ülke ve bölgeleri yönetme kabiliyeti geliştirmiş bir imparatorluk olarak dünya tarihine iz bıraktı. Bu sayede de "üzerine güneş batmayan imparatorluk" payesine kavuştu. Bugün onun mirasçısı olarak İngiltere, farklı dil, din, kültürlere sahip birçok toplum kesiminin yaşadığı bir ülke. Her ne kadar imparatorluk 2. Dünya Savaşı'ndan sonra çözülmeye başlasa da Sanayi Devrimi'nden beri İngiliz sömürgeleri başta olmak üzere ülke,göçmenlerin ilk durağı olmuştur. İngiltere, imparatorluk tecrübesinden de kaynaklı olarak, göçmen toplum kesimlerini entegre etmeyi, farklı dil, din ve kültürlerin ülke içerisinde bir arada yaşamasını sağlamayı da uzun süre başarmıştır. Ancak günümüzde artık bu tespiti yapmak oldukça zor. Zira son dönemde, kıta Avrupa'sında uzun yıllardır görülen ırkçı, faşizan, İslamofobik eğilimler İngiltere'de de yükselmeye başladı ve kıta Avrupası'nın faşizan hayaleti Britanya'yı dolaşıyor. Bunun en net dışa vurumu olarak geçtiğimiz günlerde İngiltere'nin Southport kentinde Ruanda göçmeni 17 yaşındaki Axel Muganwa'nın yaz okulundaki çocuklara saldırı düzenlemesi sonucu 3 çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine başlayan olayları gösterebiliriz.

Toplum psikolojisinin geldiği nokta

İngiltere'de yıllar içerisinde içte içe biriken faşist dalga bu olayla birlikte daha görünür hale gelmiş oldu. Southport saldırganının "Müslüman" ve "göçmen" olduğu söylentileri (kendisi İngiltere doğumlu ve Hristiyan) ile harekete geçen aşırı sağcı gruplar, birçok bölgede gösteriler düzenlemeye, polisle çatışmaya, işyerlerini yağmalamaya ve ibadethanelere saldırmaya başladı. Geçmişteki lokal olayların aksine yerelde beyaz İngilizlerin de gösterilere destek vermesi, katılması olayların seyrinin değişmesinde etkili oldu. Bir İngiliz kadının sokak röportajı sırasında "yıllardır bir arada yaşadığım komşularımın bu kadar ırkçı oldukları hiç aklıma gelmezdi" yorumu toplum psikolojisinin geldiği notayı göstermesi açısından önemli. Hala devam eden aşırı sağcı gösterilerin nereye varacağını tahmin etmek ise oldukça zor görünüyor.

Ekonomik belirsizlik ve ırkçı eğilimler

Bugün İngiltere'de yaşanan bu ırkçı, İslamofobik aşırı sağ gösterilerinin ve hareketlerin bir şüphesiz bir arka planı var. İngiltere esasen bir göçmen ülkesi. Başta eski İngiliz sömürgeleri olmak üzere dünyanın birçok bölgesinden göçmenler ülke genelinde önemli bir nüfusa sahip. Sadece Londra nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ının göçmen ve göçmen kökenli olması bunu kanıtlar nitelikte. İngiliz ekonomisine iş gücü başta olma üzere katkı veren, uyum sağlamayı başaran ve farklı kültür ve kimliklerle bir arada yaşama kabiliyeti geliştiren göçmen ve göçmen kökenli toplum kesimlerine yönelik son yıllarda yükselen düşmanlığın temelinde başta ekonomik belirsizlikler, göç yönetiminin bozulması, Avrupa'da yükselen ırkçı eğilimlerin İngiltere'ye etkisi gibi birçok neden bulunmakta. Özellikle Muhafazakâr Parti hükümetleri döneminde artan ekonomik belirsizlikler, yanlış politikalar ve bunlara eklenen Brexit süreci, krizlerin sebebi olarak göçmenleri gösteren bir siyaseti de beraberinde getirdi. Yine tüm dünyada savaşlar, ekonomik belirsizlikler ve farklı sebeplerle tüm dünyada artan göç hareketliliğinin İngiliz hükümeti tarafından yönetilememesi de göçmen karşıtlığının sebeplerinden birisi oldu. Bunlara ek olarak başta Fransa ve Almanya merkezli olmak üzere yükselen ırkçı aşığı sağ hareketlerin İngiltere'de görülmeye başlaması toplumdaki göçmen ve yabancı düşmanlığını körükleyen bir diğer unsur oldu. Tüm bu gelişmeler göçmen ve yabancı karşıtlığının siyasal bir sorun olarak görülmeye başlanmasına, siyasetçilerin kolaycılığı seçerek sorunların nedeni olarak göç ve göçmen kesimlerini göstermesine yol açtı. Siyasallaşan sürecin yansıması olarak İngiliz aşırı sağcı Reform UK Partisi'nin son seçimlerde 4 milyona yakın oy alması sürpriz sayılmaz. Bu sonuçların gösterdiği toplumsal olarak artan aşırı sağcı eğilimler, kıta Avrupa'sından ayrı olarak imparatorluk bakiyesi olması sebebiyle farklı kimlik ve kültürlerin bir arada yaşama kabiliyetine sahip İngiltere için alarm verici bir durumdu. Southport olayı sonrası gelişen sokak hareketleri ise bu sürecin sonucu olarak İngiltere'de pandoranın kutusunu açtı ve aşırı sağın yönlendirdiği toplumsal olayları beraberinde getirdi.

Sorunu fırsat gören iki aktör

İngiltere'de yaşanan son olaylarda tabiri caizse fırsat bu fırsat diyerek rol alan iki önemli aktör karşımıza çıkıyor. Bunlardan birisi aşırı sağcı Reform UK Partisi iken, diğeri yine aşırı sağcı olan ve kendilerini İngiliz Savunma Ligi (EDL) olarak isimlendiren grup. Nigel Farage'ın liderliğini yaptığı Reform UK Partisi, Avrupa Birliği karşıtlığı ve Brexit destekçiliği üzerine kurulmuş, özellikle ülkedeki göçmen gruplara karşı radikal söylemleri ile bilinen aşırı sağcı popülist bir parti olarak son dönemde hızla yükseldi. Bu yükselişi son seçimlerde de karşılık buldu, yaklaşık 4 milyon oy almayı başardı. İngiltere'de ortaya çıkan son gelişmelerde bu partinin söylemlerinin ve halkı yönlendirme çabasının oldukça etkisi bulunmakta. Southport'ta gerçekleşen olay sonrası "gerçeklerin kamuoyundan saklandığı" söylemi üzerinden sosyal medyadan paylaşımlar yapan Nigel Farage, olayların tırmanmasında etkili figür olarak görüldü ve bu noktada İngiliz kamuoyunda oldukça fazla eleştiri de almaya devam ediyor.

İngiltere'de olayların tırmanmasında eleştirilerin odağında olan bir diğer grup ise kendilerini İngiliz Savunma Ligi (English Defence League) olarak isimlendiren, 2009 yılında Afganistan'dan dönen İngiliz askerlerinin Müslüman kesimler tarafından Luton bölgesinde protesto edilmesi sonrası ortaya çıkan aşırı sağcı grup. Bu grup; İslam karşıtlığı,göçmen ve yabancı karşıtlığı temelinde kendisi konumlandırıyor. İngiliz milliyetçiliğini kendisine ideoloji olarak belirleyen grup İngiliz kültür ve kimliğini korumayı kendisine amaç edinen bir hareket. Bugünkü olaylarda protestolara bakıldığında tam da grubun düşünceleri ile paralel şekilde gösterilerin ve olayların büyüdüğü dikkat çekicidir. Özellikle Southport'ta yaşanan olaydan sonra İngiliz Savunma Ligi (EDL)'nin kentte göçmenleri ve Müslümanları protesto edeceklerine yönelik çağrılar yapması olayların tırmanmasında etkili oldu. Tommy Robinson'ın liderliğini yaptığı grup, özellikle sosyal medya üzerinden olayların büyümesine katkı sunduğu için eleştirilerin odağı olmuş durumda. Öyle ki change.org'da grubun devlet tarafından "terörist organizasyon" olarak tanınması için imza kampanyası bile başlatıldı. En son 300 bine yakın bir imza bulunmaktaydı.

Daha önceki gösterilerden çok farklı

İngiltere'de daha önce de lokal olarak göçmen karşıtı, islamofobik gösteriler görülmüştü. Ancak bugün yaşananları lokal olaylardan ayırmak gerekiyor. Son olaylarda beyaz İngilizlerin de aşırı sağcı gruplara destek vermesi, göçmenlerin iş yerlerinin yağmalanması, camilere yapılan saldırılar dikkat çekiyor. Olaylar göstericilerin polisle çatışmasına varacak kadar şiddet içeren eylemlere dönüştü. Üstelik lokal başlayan olaylar bu kez aynı anda farklı şehirlere yayılarak, geniş protestolara dönüştü. Bunun yanında göçmen toplum kesimlerinin de kendilerini korumak adına sokağa çıktığını da belirtmek gerekir. Hatta bazı bölgelerde göçmenler ile aşırı sağcı gruplar arasında çatışmalar yaşandı. Bu gelişmeler İngiltere'de bugüne kadar görülmesi zor olan sahnelerdi. Ancak yaşanan olaylarla birlikte İngiltere artık bu göçmen karşıtı aşırı sağcı gruplar ile göçmenlerin her an karşı karşıya gelebileceği bir ortamı hazırladı. Ülke genelinde göçmenlere destek veren, aşırı sağcı siyaseti ve şiddeti protesto eden gösterilerin düzenlenmesi ve hükümetin sağduyulu yaklaşımları bu olayları ne kadar sükûnete kavuşturur soru işareti. Aşırı sağcı hareketlerin yönlendirdiği olaylar bir şekilde durulacaktır. Ancak yükselen aşırı sağın yıllardır İngiltere'de topluma serpmeye çalıştığı tohumların kök saldığını da görmek gerek. İngiltere artık daha kırılgan ve manipülasyonlara daha açık toplum kesimlerine sahip. Bu da İngiltere açısından tedirgin edici bir geleceğin habercisi olabilir.

  • ingiltere faşizm
  • içe içe faşist dalga
  • islamofobi karşıtı