Sudan'daki çatýþmalarýn geleceði
ABONE OL

Abu Kazým Bozbaþ/Yazar

Sudan'da Cumhurbaþkaný General Abdülfettah el-Burhan komutasýndaki Sudan ordusu ile (Hemedti) lakaplý Cumhurbaþkaný Yardýmcýsý General Muhammed Hamdan Dagalo liderliðindeki Hýzlý Destek Kuvvetleri arasýnda 15 Nisan 2023 tarihinde çýkan çatýþmalar aradan geçen beþ ayý aþkýn bir süredir henüz herhangi bir grup lehine sonuçlandýrýlamamýþtýr. Özellikle her iki taraf tarafýndan yayýnlanan beyan ve açýklamalardaki ciddi çeliþkiler ülke sathýnda neyin kimin tarafýndan kontrol edildiðini anlama konusunda da ciddi þüpheler doðurmaktadýr. Aradan geçen beþ aya karþýn ortada var olan en büyük gerçek Sudan ordusunun isyancý olarak nitelendirdiði Hýzlý Destek Kuvvetlerinin isyanýný bastýramamýþ olmasýdýr. Bununla beraber artýk kimin neyi yaptýðý veya kimin daha çok haklý olduðu meselesinden daha çok kamuoyu gelecekte Sudan'ý nelerin beklediði ile yakýndan ilgilenmektedir.

Sudan'daki durum deðerlendirilirken aslýnda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, ülkenin ordusu ile ordunun yanýnda meþru ve en büyük silahlý yapýsýnýn çatýþmaya girdiðidir. Bu durum gelecek senaryolarýný þekillendirirken aslýnda çatýþmalarýn çok uzun süreceði varsayýmý üzerine oturtma zaruriyetini doðurmaktadýr. Zira aradan geçen beþ aylýk süre içerisinde yaþananlar ve çatýþmalarýn seyri herhangi bir tarafýn diðer tarafý topyekün bertaraf etme potansiyelinin olmadýðýný göstermektedir.

Sudan'ýn geleceði ve gelecek senaryolarý tartýþýlýrken dikkate alýnmasý gereken bir diðer husus savaþýn yoðunlukla Hartum merkezli yürütülüyor olmasýdýr. Sudan'da daha önceki yýllarda yaþanan çatýþmalar daha kýrsal bölgelerde ve nüfus yoðunluðunun görece düþük olduðu bölgelerdeydi. Buna karþýlýk bu çatýþmalar ülkenin nüfusunun doðrudan yarýsýný etkilemektedir. Bununla beraber ülkede bulunan yabancý misyonlarýn tamamý ve nüfusun önemli bir kýsmý baþkentten çekilmiþ ve çatýþan taraflarý þehir merkezinde býrakmýþlardýr. Baþkentin altyapýsý neredeyse tamamen tahrip edilmiþ ve neredeyse tüm kamu binalarý yakýlmýþtýr. Bunlar da ülkeyi ve Hartum'u dünyanýn geri kalanýndan izole ettiði gibi çatýþan taraflar üzerinde baský kuracak bir unsur da kalmamýþtýr.

Aþiret temelli yapýlanma

Bu iki vakýayý temel alarak yaþanan çatýþmalarýn nasýl þekilleneceði sorusunun ilk akla gelen senaryosu savaþýn bir taraf lehine sonuçlanmasýdýr. Fakat bugüne kadar yaþanan ve çatýþmalarýn seyri bunu yakýn gelecekte namümkün kýlmaktadýr. Ordunun sahip olduðu hava gücüne ve aðýr silahlara sahip olmasýna karþýn Hýzlý Destek Kuvvetleri daha hafif silahlara sahip gözükmektedir. Bu durum kaðýt üzerinde dezavantaj gibi gözükse de Hýzlý Destek Kuvvetlerine vur kaç taktiði imkaný sunmaktadýr. Ayrýca Hýzlý Destekçilerin herhangi bir noktada mevzilenmemesi iki grup arasýndaki mücadeleyi çetrefilli bir hale getirmektedir. Bununla beraber savaþýn baþlamasýndan bu yana en büyük beklenti Hýzlý Destek Kuvvetlerinin bölünmesiydi ama grubun aþiret temelli yapýsý bunu da imkansýz kýlmaktadýr. Savaþý bir grup lehine bitirmeyecek önemli hususlardan birisi de savaþýn üzerinde yürütüldüðü coðrafi alanýn çok büyük olmasýdýr. Hartum'dan Darfur'a uzanan geniþ bir coðrafyaya yayýlan çatýþmalar herhangi bir noktada sonuçlanacak olsa bile çatýþma bir diðer tarafta devam edecektir.

Kamuoyunda konuþulan ikinci senaryo ise iki tarafýn da kalýcý ateþkes ilan ederek müzakereler ile bir sonuca varmasýdýr. Bu konuda özellikle her iki tarafýn söylemlerine bakýldýðýnda iki tarafýn kesin ve nihai bir zafere olan inanca vurgu yaptýðý görülmektedir. Bununla beraber savaþ her geçen gün gittikçe derinleþmekte ve aðýrlaþmaktadýr. Bu ise onlarý herhangi bir müzakere masasýna oturtmak zorunda býrakýlmalarý durumunda ellerini güçlü tutma çabasýnda olduklarý anlamýna gelmektedir. Özellikle þimdiye kadar yürütülen en önemli müzakere süreci olan Cidde görüþmeleri bunun en büyük ispatýdýr. Cidde görüþmeleri ve buradan çýkan kararlar atýlan imzalarýn her iki taraf açýsýndan da hiçbir karþýlýðý olmadýðý görülmüþtür. Bu savaþan iki tarafýn da müzakerelerden ziyade meydana konsantre olduðunu göstermektedir.

Sudan'ýn geleceði tartýþýlýrken ortaya çýkan üçüncü senaryo ise çatýþmalarýn yoðunluðunun deðiþkenlik göstererek kýsa vadeli devam etmesidir. Özellikle sürekli olarak yapýlan doðrudan ve dolaylý müzakerelerin baþarýsýzlýðý ve iki tarafýn da ateþkesi kabul etmemesi bu olasýlýðý güçlü kýlmaktadýr. Hatta aslýnda fiiliyatta yaþanmaktadýr. Þayet dýþarýdan herhangi bir tarafa doðrudan bir destek gelmediði takdirde her iki tarafýn da kaynaklarý, kapasitesi ve yeteneði azalacaktýr. Bu durum da savaþýn þiddetini azaltacaðý gibi olasý nihayeti hýzlandýracaktýr. Bununla beraber süre uzamasý durumunda ülke daha büyük bir felakete sürüklenebilecektir.

Dikey bölünme tehlikesi

Ordu ile Hýzlý Destek Kuvvetleri arasýndaki silahlý çatýþmalar nispeten uzun bir süre devam ederse, özellikle Sudan toplumundaki dikey bölünmelerin derinliði ve bir yandan Sudan'ýn siyasal mirasý göz önüne alýndýðýnda, kapsamlý bir iç savaþa dönüþebilir. Özellikle son günlerde farklý aþiret ve tarikatlarýn ordu veya Hýzlý Destek Kuvvetleri lehine açýklamalar yaparak taraf almaya baþlamalarý bu olasýlýðý güçlendirmektedir. Sudan'da farklý aþiretlerin kendilerine has silahlý yapýlarý olduðu bilinmekte ve bu yapýlar her an bir taraf lehine ellerindeki kuvvetler ile savaþa müdahil olabilirler.

Dýþ müdahale olasýlýðý

Savaþýn uzama ve iç savaþa dönüþme ihtimalini arttýran bir diðer ihtimal ise süre uzadýkça dýþ müdahale olasýlýðýnýn artmasýdýr. Burada özellikle coðrafyada bulunan Somali, Libya ve Yemen örnekleri bu olasýlýðý daha güçlü kýlmaktadýr. Zira bu örneklerde olduðu gibi merkezi otoritenin kaybolduðu veya otoritesini kullanamadýðý ortamlarda bölünme veya kaos ortamý doðmaktadýr. Bu senaryo ayný zamanda altyapýdaki yýkým ve tahribatýn boyutu nedeniyle insani durumun daha da kötüleþmesine yol açacak, bu da kitlesel yer deðiþtirmelerin ve zorla yerinden edilmelerin artmasýna ve belki de etnik temelli katliamlara yol açacaktýr.

Sudan'da yaþanan çatýþmalar içerisinde olasý görünen bu dört senaryonun yanýnda çatýþan taraflarýn bölgesel giriþimler konusunda isteksiz göründüðünü ve barýþçýl bir çözüme yönelik gerçek bir siyasi arzunun bulunmadýðý aþikardýr. Ýki taraf da sahada askeri kazanýmlar elde ederek müzakere pozisyonlarýný güçlendirmeye çalýþýyor, bu da müzakerelerin süresini uzatýyor. Ayný zamanda bugüne kadar müzakerelerde arabulucu olan devletler de her iki taraf üzerinde yönlendirici bir güce sahip olamadý. Bu anlamda halkýn Türkiye'den ve Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan'dan beklentisinin çok büyük olduðu sürekli dillendirilmektedir. Bununla beraber sahada çatýþan taraflarýn henüz müzakereye hazýr olmamalarý yapýlacak olan hamleyi boþa çýkaracaktýr. Sudan'da yaþanan çatýþmalarýn devlet inþasýndan kaynaklanan sýkýntýlarýn en son dýþa vurumu olduðu da unutulmamalýdýr. Son yýllarda gerek Ukrayna'da gerekse Karabað'da diplomasi zaferi kazanan Türkiye'nin bu tecrübelerini Sudan meselesinde de kullanacaðý/kullanabileceði aþikardýr. Buna karþýlýk Sudan'daki taraflarýn da buna niyetli olmalarý ve bu yönde asgari tutum sergilemeleri önem arz etmektedir. Bu çerçeveden taraflarýn bugüne kadar takýndýklarý tavýr ve tutum Türkiye'nin mevcut konumunun neden böyle olduðunu da izah etmektedir.

  • açýk görüþ
  • sudan
  • Ali Aksoy