Emin Ýleri/Gazeteci, Siyasal Ýletiþimci
Osmanlý bakiyesi üzerine bir Ýslam devleti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaþlarý için "dindarlýk" kavramý her zaman ilgi çekici bir konu olmuþtur. Zira Ýslam ve haliyle dindarlýk aslýnda o çokça dillendirilen "Cumhuriyet'in kurucu deðerleri"nin olmazsa olmazýdýr. Kuruluþundan ancak 14 yýl sonra laikliðin anayasa dahil edilmesi hasebiyle, laisizm ve sekülerlik de dindarlýk-Müslümanlýk kavramlarý kadar ilgi çekmiþtir.
Tek parti döneminden baþlayarak devam eden sekter laisizme raðmen arzu edilen toplumsal deðiþim tam anlamýyla gerçekleþmedi. Baskýlanan Müslüman ahali Demokrat Parti ile beraber bir rahatlama dönemi yaþamýþtýr. En azýndan ezan tekrar aslýna uygun bir þekilde okunmaya baþlamýþtýr.
Askeri müdahaleler ve bürokrasi eliyle tek parti zihniyeti devam ettirilse de merhum Erbakan liderliðinde Milli Selamet Partisi ile beraber Müslümanlarýn talepleri meclis kürsüsünde dile getirilmiþ, Özal ile birlikte kýsmi bir rahatlama yaþanmýþ, Refah ve nihayetinde AK Parti ile merkeze yerleþerek bu talepler karþýlýk bulmuþtur.
Dindarlýk görünür hale geldi
Tüm bu süreçte medyanýn ve akademinin favori konularýndan biri olan "Türkiye sekülerleþiyor mu?" veya "Türkiye dindarlaþýyor mu?" tartýþmalarý devam edegelmiþtir. AK Parti iktidarlarý boyunca bu tartýþmalar hiç gündemden düþmedi.
"Türkiye dindarlaþýyor mu?" tartýþmalarýnýn bu süreçte alevlenmesinin sebebi aslýnda dindarlýðýn görünür hale gelmesindendi. Zira önceki dönemlerde kamusal alanda -buna medya ve akademi de dahil- dindarlarýn görünür olmasýna müsaade edilmediði gibi istihdam oraný da oldukça düþüktü. Refah Partisi ile baþlayýp AK Parti ile süren bu süreçte dindar-Müslüman vatandaþlar ile seküler-laisist vatandaþlar arasý eþitlik saðlandý denebilir. Bundan AK Parti hükümetlerinin insanlarý dindarlaþmaya zorladýðý anlamý da çýkmaz. Ýnanan insanlar artýk üzerlerindeki baskýnýn kalktýðýný hissettikleri için ne iseler o þekilde kendilerini göstermektedirler.
Bir zamanlar "Ýslam'ýn kýlýcý" olarak bilinen Türkiye'de "Aman Allah'ým! Yoksa Türkiye dindarlaþýyor mu?" telaþýnda yapýlan tartýþmalarýn garipliði bir yana bu kadar popüler bir tartýþma konusu elbette sýk sýk araþtýrma þirketlerinin de konusu oluyor.
Bu konu ile ilgili son çalýþma, GENAR Araþtýrma Eðitim ve Danýþmanlýk tarafýndan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý (DÝB) için yapýlan "Türkiye'de Din ve Diyanet Algýsý" raporu. 3 Mayýs'ta kamuoyuna açýklanan araþtýrma, Türkiye genelinde 27 ilde 18 yaþ ve üzeri 2 bin 500 kiþi ile görüþülerek yapýldý.
Araþtýrmada "dindar deðilim" ve "hiç dindar deðilim" diyenlerin oraný yüzde 15 olarak belirlenirken, "dindarým" ve "çok dindarým" diyenlerin oraný yüzde 60'tan yüksek bir sonuç çýkmýþ. Raporda kiþisel sorunlara çözüm arayýþýnda dua ve ibadet yüzde 29.9 ile en yüksek oraný oluþturuyor. Buna türbe ve dini mekan ziyaretleri de eklendiðinde bu oran yüzde 33.1'e ulaþýyor. Sorunlarýn aile ile paylaþýlmasý yüzde 19,5.
Diðer taraftan son günlerde gündemde olan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ile ilgili veriler de dikkat çekicidir. Araþtýrmada Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn hizmetlerini "çok yeterli" ve "yeterli" bulanlarýn toplamý yüzde 47'dir. "Yetersiz" ve "çok yetersiz" bulanlarýn toplamý ise yüzde 26.8'dir. 5 üzerinden yeterli bulanlarýn ortalamasý 3.25'tir. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn kamuoyu imajýnýn "olumlu" olduðunu düþünenlerin ortalamasý 5 üzerinden yüzde 3.29'dur.
Gençler deist oluyor meselesi...
Ankara Enstitüsü ve Ýstanbul Araþtýrmalar Merkezi'nin Kasým 2023'te açýkladýðý "Türkiye'de dindarlýk algýsý" raporu da GENAR'ýn raporundaki bulgulara paralel sonuçlar paylaþmýþtý.
Bin 358 kiþi ile telefonda rastgele yapýlan "Türkiye'de dindarlýk algýsý" araþtýrmasýnda toplumun yüzde 92.3'ü kendini Müslüman olarak tanýmlamýþtýr. Deist olduðunu belirtenler yüzde 3.2, ateist olduðunu ifade edenler ise yüzde 2.7'dir. Katýlýmcýlar arasýnda kendisini dindar olarak tanýmlayanlarýn orasý ise yüzde 70'tir. Yine bu araþtýrmada toplumun yüzde 93'ü bir sýkýntýsý olduðunda dua ederek Allah'tan yardým istediðini ifade etmiþtir.
Bu araþtýrma son dönemde moda olan "Gençler dinden uzaklaþýyor" tezini de çürütüyor. Araþtýrmada 18-24 yaþ arasý bireylerde kendini Müslüman olarak tanýmlayanlarýn oraný yüzde 91.2 iken deist olduðunu belirtenler yüzde 1.2, atesit olduðunu söyleyenler 3.7 ve agnostiklerin oraný ise 1.4 olarak belirlenmiþ. 25-34 yaþ arasý bireylerde ise Müslüman olduðunu belirtenlerin oraný yüzde 93.2, kendini deist olarak görenlerin oraný yüzde 2, ateist olduðunu ifade edenler yüzde 2.2 ve agnostiklerin oraný da 1.7 olarak verilmiþ.
Uluslararasý Ýslam Düþünce Enstitüsü tarafýndan Türkiye genelinde 35 ilde 18 yaþ ve üzeri bin 942 kiþi ile görüþülerek hazýrlanan ve Mart 2023'te yayýmlanan "Sayýlarla Türkiye'de Ýnanç ve Dindarlýk" raporu da benzer sonuçlar paylaþmýþtý.
Raporda toplumun yüzde 94'ü Allah inancýna sahip olduðunu, yalnýzca yüzde 6'sý Allah inancýna sahip olmadýðýný ifade etmektedir. Katýlýmcýlarýn yüzde 80'i kendini Müslüman kimliðine en yakýn hissettiðini belirtirken, uzak hissettiðini belirten katýlýmcý oraný ise yüzde 9'dur. Raporda toplumun yaklaþýk olarak yüzde 70'i ya mütedeyyinlik seviyesinde ya da ana akým olarak tanýmlanan seviyede dindardýr.
Bu üç araþtýrmanýn verilerine baktýðýmýzda, toplumun yüzde 90'ýndan fazlasýnýn kendini Müslüman olarak tanýmladýðýný, toplumun yüzde 70'inin ise kendini "dindar" olarak tanýmladýðýný görmekteyiz. Bu son derece önemli bir veridir. Bu 'bilimsel veriler' ortada iken medya ve akademi dünyasýnýn "toplum sekülerleþiyor", "gençler dinden uzaklaþýyor" gibi konularý gündem yapmasý sanki güdümlü bir gündemi sahiplendikleri izlenimi vermektedir. Bu güdümlü gündemi sahiplenenlere baktýðýmýzda aslýnda bir temenninin yansýmalarýný görüyoruz diyebiliriz.