Engin Özekinci/ Araþtýrmacý, Yazar
Ortadoðu, tarih boyunca nice medeniyetlere ev sahipliði yapmýþ kadim bir coðrafya...
Yüzyýllarca Ýslam'ýn sancaðý altýnda huzurla ve güvenle yönetilen bu topraklar, ne yazýk ki tarihin birçok döneminde eþi benzeri görülmemiþ savaþlara, mücadelelere sahne olmuþtur.
Maalesef bugün de ayný kaderle yüzleþiyor.
Belki "Ortadoðu" kavramý bu coðrafyanýn baðrýndan çýkmadý ama bu kavramla beraber bölgenin kaderi deðiþti; kan, gözyaþý ve zulüm bu coðrafyayla özdeþleþti.
Bugün bölgenin neresine bakarsak bakalým göreceðimiz þey çatýþmalar, istikrarsýzlýklar ve savaþlar olacaktýr.
Ýþte Siyonist iþgale maruz kalan Filistin... Ýþte Lübnan...
Terör devleti Ýsrail, 15 Mayýs 1948'den bu yana tam 76 yýldýr en iyi bildiði þeyi yapýyor, inandýðý dinde emredilenin aksine gözü dönmüþçesine ölüm yaðdýrýyor.
O tarihte Filistinlilerin nüfusu Yahudilerin tam üç katý olmasýna raðmen Filistin, adil olmayan bir þekilde Ýsrail'in lehine taksim edildi. Tabii bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara þah olsa...
Siyonist Ýsrail'in kurulmasýyla Ýslam coðrafyasýnda, bütün dünyada; fitne ve fesadýn ayyuka çýktýðý yeni bir dönem baþlamýþtýr.
Ýsrail'in tarihi Filistin topraklarýnda baðýmsýzlýðýný ilan etmesi, Filistinli kardeþlerimiz için 76 yýldýr devam eden felaketler silsilesinin yani Nekbe'nin baþlangýcý olmuþtur.
Nekbe'den, büyük felaketten bu yana iþgaline devam eden Ýsrail, bugün 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarýnýn yüzde 85'ini gasp etmiþ durumda.
Ve yine o tarihten itibaren Ýsrail, yüz binlerce Filistinliyi evinden, yurdundan etti. Dünya genelinde Filistinli mültecilerin sayýsý neredeyse 6 milyona ulaþtý. Yerleþim bölgelerinin isimleri deðiþtirildi, Filistinlilerin kültürel kimlikleri ortadan kaldýrýldý.
Ýsrail bugün de katliama, soykýrýma, zulümlerin en büyüðünü yapmaya devam ediyor. Ýnsani yardýmlarý engelliyor. Okullarý, hastaneleri, ibadethaneleri bombalýyor, yerle yeksan ediyor. Maalesef bebekleri, kadýnlarý, yaþlýlarý, masum sivilleri öldürdükleri için neþelenen, dans eden vahþi varlýklarla, savaþ makineleriyle karþý karþýyayýz.
Filistin Kasabý Netenyahu ve çetesi; 2. Nekbe Dönemi diye tarif edeceðimiz 7 Ekim'den bu yana 1 yýlda, tüm insanlýðýn gözleri önünde 50 binden fazla insaný katletti, katletmeye de devam ediyor.
Ne acýdýr ki; Filistin'deki çocuklar doðduðundan beri ne yazý ne de kýþý görüyor. O masum yavrular, gözlerini açtýklarýnda zalimin bombasýný, tankýný görüyor... Kapattýklarýnda ise kan, gözyaþý ve zulmü görüyor...
Maalesef Filistinlilerin kaderi on yýllar boyunca hep böyle olmuþtur.
Filistinli bir babanýn, "Oðlumun cesedini bulamadýk. Onlara, oðlum Ali'nin altý yaþýnda olduðunu söyledim. Bana 18 kilo ceset parçasý içeren bir poþet verdiler. Bu ceset parçalarýný gömüyorum ama onlarýn içinde Ali'ye ait parçalar var mý, bilmiyorum." sözleri aslýnda Filistin'de yaþanan bu acý dramý hepimizin gözleri önüne seriyor.
Þayet bir baba þehit edilmiþ evladýný bir torba içerisinde taþýyorsa ve tüm dünya bu katliama sessiz kalýyorsa yeryüzünün hiçbir yerinde adaletten, merhametten, vicdandan, insanlýktan bahsedemeyiz.
Bu yüzden Ýsrail'in bölgede yaptýðý katliamlardan, soykýrýmlardan hareketle herkesin þunu çok iyi bilmesi gerekiyor:
Bölgede Filistin sorunu deðil, Ýsrail sorunu vardýr. Ýsrail sorunu diyorum. Çünkü Ýsrail, Ortadoðu coðrafyasý için kanserli bir urdur. Ve bu ur; bölgeye kan, gözyaþý ve yýkýmdan baþka hiçbir þey getirmemiþtir.
Artýk Ýsrail sorunu bölgesel bir mesele olmaktan çýkmýþ, sadece Ortadoðu'da deðil, dünyada çözülmesi gereken bir mesele haline gelmiþtir.
Ýþte Ýsrail'in vaadedilmiþ topraklar hezeyaný bunun en somut örneðidir. Ýsrail, içerisinde Anadolu'nun, Türkiye'nin de yer aldýðý geniþ bir coðrafyada Büyük Ýsrail'i kurmak istiyor. Hedefleri, hesaplarý net. Filistin ve Lübnan'ýn ardýndan gözünü Türkiye'ye dikeceðini görmemek için kör olmak lazým.
Bu yüzden Filistin; Anadolu'nun, Türkiye'nin ileri karakoludur, ileri cephesidir. Filistinliler de bu cephede Türkiye'ye gelecek her türlü tehdide karþý mücadele eden yiðitlerdir, kahramanlardýr.
Tabii bir baþka mesele de þu: Ýslam coðrafyasý ne zaman birbiriyle uðraþsa, birbiri üzerinden hesaplar yapsa; Ýsrail bölgede iþgalini geniþletiyor ve toprak kazanýyor.
Bu yüzden özellikle bölge ülkeleri amasýz, fakatsýz, kayýtsýz, þartsýz Ýsrail'in zulmüne karþý birlik olmalýdýr.
Çünkü þunu hepimiz net bir þekilde biliyoruz. Filistin meselesi sadece Filistin halkýnýn deðil, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yý bünyesinde barýndýrmasý itibariyle, Ýslam dünyasýnýn ortak meselesi ve davasýdýr.
Bölgedeki her bir ülke için tehdit olan Ýsrail, bugün sadece Lübnan'la kalmayacak, hedefine ulaþana kadar, Arz-ý Mev'ud'un kapsamýna giren yerleri iþgal etmeye, katliam yapmaya devam edecek.
Ýsrail'le iþ tutan, zulmüne sessiz kalan ve perde arkasýnda silah veren Batý dünyasý da elbette bir gün bu saldýrgan tutumun muhatabý olacaktýr.
Çünkü Ýsrail'in yakacaðý ateþ, sadece bölge ülkelerini deðil dünyanýn her tarafýný saracak. Ve bu savaþtan hiç kimse ama hiç kimse karlý çýkamayacak.
Batý dünyasý, uluslararasý toplum; Filistin konusunda maalesef kötü bir imtihan veriyor.
O küçük bedenler kendilerinden büyük bombalarýn altýnda can verirken, þehit olurken tüm dünya insan haklarý tiyatrosunu oynamaya devam ediyor. Oysa yüreðinde en ufak bir merhamet kýrýntýsý dahi olan hiç kimse bu zulme rýza gösteremez.
Ama vicdansýzlýðý meþrulaþtýrmaya çalýþýyorlar. Filistin'de ölen masum sivilleri yok sayýyorlar. Soykýrým, katliam namýna yaðdýrýlan bombalarý görmezden geliyorlar. Henüz yaþýný bile doldurmamýþ bebeklerin ölüm çýðlýklarýna kulaklarýný týkýyorlar.
Þunu da merak ediyorum. Acaba, "Burada ölenler Filistinli ve Müslüman" diyenler Hristiyanlar öldürüldüðünde de ayný sessizliklerini korumaya devam edecekler mi?
Ne yazýk ki uluslararasý kuruluþlar bugün iflas etmiþ, zalimlere zulmünü durdurmasý için yalvaran kurumlara dönüþmüþtür.
Ýþte bu tablo týpký Bosna Savaþý'nda olduðu gibi Batý'nýn bir utanç vesikasý olarak tarihine geçecek ve her zaman da öyle hatýrlanacaktýr...