''Ülke içinde muhalif, uluslararası arenada Ortodoks!''
ABONE OL

Başta bilim sosyolojisi ve felsefesi olmak üzere toplumsal teorinin farklı alanlarında yazdığı makale ve eserlerle ondokuzuncu yüzyıldan günümüze Türk düşüncesinde etkili olmuş pozitivist anlayışın hegemonik statüsünü sarsan Hüsamettin Arslan, toplumca iki yüz-üç yüzyıldır içinde bulunduğumuz krizin bilhassa epistemolojik yanlarının diğer yanlara nazaran öncelikli sayılabileceğini savlamıştı. Özellikle 1980 sonrası Türk düşüncesinin serencamında yer edinen konulardaki çalışmalarının kendine özgü, sıra dışı nitelikleriyle ufuk açıcı olduğu bildiğimiz Arslan'ın Türkiye'de yazılmış ilk bilim sosyolojisi doktorası olan Epistemik Cemaat adlı eseri onun konvansiyonalist (gelenekçi-uzlaşımsalcı) düşüncesinin epistemolojik temellerini göstermesi bakımından ilgiye değerdir. Bu eserinde "evrensel bilgi"nin reddedildiğine şahit oluruz sözgelimi. Bu bilgiyi üreten bilim dahi olsa o tarihsel-toplumsal boyutları içinde ele alınmalıdır. Çünkü bilim adamı da bir toplumda ve bir tarihte o bilgiyi üretmiştir. Soyutlanmış değildir. Sosyolojisi bu sebeple yapılabilir, yapılmalıdır da.

Bir konuşmasında Türkiye'de Marksist, Weberist ya da Durkheimcı gibi "modern" geleneklerin olmadığını, çünkü onların toplumsal arka planı bulunmadığını savlayan Arslan, Müslümanlık ile İttihatçı geleneğin toplumsal anlamda en başat iki gelenek olduğunu öne sürmüştü. Aynı yazıda 12 Eylül'le beraber "halk"ın gündeme gelmeye başladığını belirten Arslan, aynı tarihlerde "aydınlar arasında bunalım edebiyatları"nın başladığına da işaret ediyor. Başka bir yazısında Türkiye'de entelektüel hayatın yoksul olduğunu, çünkü entelektüel ve akademisyenlerin genelde tek bir toplumsal kaynaktan geldiklerini söyleyen Arslan, ülkedeki entelektüel hayatın monopolist yapısını vurgulayarak modern epistemik cemaatin ana hatlarını belirliyor: "Ülkemizdeki entelektüel statükonun aktörleri, kendi toplumlarının mirası olan entelektüel statükoya, epistemik merkez adına karşı çıkarlar; onlar kendi toplumlarının marjinalleri, İngilizce, Almanca konuşan statükonun sözcüleridirler. Ülke içinde muhalif, uluslararası arenada ortodoksturlar. İçerde isyan, dışarda boyun eğme."

Entelektüel hiyerarşi

Yayınevi, yazar ve kitap etrafında şekillenen entelektüel hiyerarşide de toplumsal hiyerarşide olduğu gibi bir bölümleme yapmanın gerekli olduğunu ifade eden Arslan, bu hiyerarşide de bir burjuva, orta sınıf ve proleteryanın ayırt edilebileceğini öne sürüyor. Bu entelektüel sınıfsal yapıyı belirleyenin soyutluk derecesi olduğunu belirten Arslan kendi kurduğu yayınevi olan Paradigma Yayınevi'nin bu entelektüel hiyerarşide nerede yer aldığını belirleme sorusuna cevap vermek için yayımlanan kitaplara ve bu kitapların okuyucularına bakmanın elzem olduğunu belirterek Paradigma'dan yayınlanan ve yayınlanması yazı yazıldığı sıralar gündemde olan (bu kitapların birçoğu yayınlandı) kitapları sıralıyor: "Paradigma'nın yayımladığı kitapların tamamına bakıldığında, Kıta Avrupası geleneğine mensup filozof ve düşünürlerin kitaplarına ağırlık verdiği söylenebilir."

Asım Öz'ün hazırladığı Hüsamettin Arslan Kitabı adlı eserde Meçhul Metinler başlığını taşıyan ilk bölümde Arslan'ın seminer, konferans, sempozyum, televizyon programlarında yaptığı konuşmalar ile çeşitli dergilerde yayınlanmış makalelerden bir seçme yer alıyor. Hatıraları, dostluk ve düşünceleri içeren ikinci bölüme ise birçok yazı yer alıyor. Bu bölümde Aytekin Yılmaz'dan Yasin Aktay'a, Bengü Güngörmez Akosman'dan Halime Kökce'ye, Asım Öz'den Metin Önal Mengüşoğlu'na birçok ismin kaleme aldığı yazılar yer alıyor. Bu yazılarda Hüsamettin Arslan üzerine çeşitli düşünceler ve kavramlar, dostluklar ve hatıralar sunuluyor.

Hüsamettin Arslan Kitabı

haz. Asım Öz

Zeytinburnu Belediyesi, 2024

"Akıllandıkça aptallaşma"nın dersleri

"Ferdydurke", "Trans-Atlantik" ve "Pornografi" kitaplarının yazarı ve Leh edebiyatının ünlü ve aykırı ismi Witold Gombrowicz, Kant'tan Hegel'e, Schopenhauer'dan Kierkegaard'a, Sartre'dan Heidegger ve Marx'a, varoluşçuluktan Marksizm'e varıncaya dek felsefe tarihine ilişkin değinilerde bulunuyor. Yapısalcılıkla ilgili dersini hazırlarken Ekim 1966 tarihli Günlük'üne yazdığı "zamanımızın en temel sorununu formüle etmem gerek[...]akıllandıkça aptallaşmak" alaycı cümlesiyle dikkat çekiyor. Felsefe Dersleri onun bir anlamda bu filozoflara ilişkin verdiği derslerin bir toplamı.

Altı Saat On Beş Dakikada Felsefe Dersleri

Witold Gombrowicz

çev. Orçun Tükay

YKY, 2024

Modern bir mitin oluşumu: Lübnan

Modern Lübnan fikri nasıl mümkün oldu? Bu fikri mümkün kılan söylemsel geleneği nasıl çözümlemeli? Mehmet Fahri Danış, Antik Yunan'dan itibaren Batı'nın Fenikelileri ya da Lübnanlıları algılayış ve temsil etme biçimleri üzerinde durarak bunun 19. yüzyıl Şarkiyatçılığı içerisinde belirli yönde bir düşünce pratiğini ürettiğini iddia ediyor. Lamartine, Nerval, Flaubert gibi Şark seyyahlarının eserlerinden Ernest Renan'ın Mission de Phénicie'sine ve Victor Bérard'ın Les Phéniciens et l'Odyssée'sine dek Fransız yazınında Lübnan'ı Fenike'ye eşleştiren söylem biçiminin izini sürüyor.

Fenike Miti ve Fenikecilik

Mehmet Fahri Danış

VKB, 2024

  • Murat Güzel
  • açık görüş
  • kitap