Deniz Ýstikbal/ SETA, Araþtýrmacý
Genel seçimler sonrasý ekonomi yönetiminde deðiþim meydana geldi. Mehmet Þimþek ve Cevdet Yýlmaz beylerin Türk ekonomisinin baþýna getirilmesi rasyonel ekonomi politikalarýna dönüþü hýzlandýrdý. Merkez Bankasý ve diðer ekonomi kurumlarýnda yapýlan atama ve deðiþikliklerle yeni ekonomi yönetimi direksiyonun baþýna geçti. Temmuz ve Aðustos aylarýnda atýlan adýmlarýn senenin sonuna kadar devam etmesi, 2024'ün ortalarýndan itibaren rasyonel ekonomi politikalarýnýn çýktýlarýný daha görünür hale getirecektir. Enflasyonla mücadele için atýlan adýmlarýn baþýnda faiz artýþlarý, kredi daralmasý ve taksitlendirme imkanlarýnýn kýsýtlanmasý gelirken kamunun gelir kaynaklarý çeþitlendirilmeye çalýþýlýyor. Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasýnda ise yeni reform süreci bulunuyor.
Küresel krizler silsilesi
Tedarik, enerji ve gýda krizleri küresel ekonomiyi son iki yýldýr etkisi altýna aldý. Enflasyon olarak görünür hale gelen krizler alt ve orta gelir gruplarýnýn yaþam standartlarýný ciddi anlamda etkiledi. Ukrayna Savaþýnýn yol açtýðý çatýþma ve yaptýrýmlar ise süreci daha kaotik hale getirdi. Küresel gýda enflasyonunu yüzde 65'ler seviyesine taþýyan Ukrayna Savaþý enerji fiyatlarýný petrol krizleri þiddetine taþýdý. Avrupa'ya doðru ivmelenen mülteciler kaotik þartlarý daha kötü konuma taþýdý. Türkiye'nin maruz kaldýðý salgýn, enerji, gýda ve mülteci krizleri de küresel þartlardan baðýmsýz olarak okunmamalý. Türkiye, salgýnýn baþlarýndan itibaren krizleri fýrsata çevirmek için çabaladý. Üretim, istihdam ve ihracat merkezli olarak yenilenen ekonomi politikalarý Türkiye'yi küresel krizlerin etkilerinden koruma amaçlýydý. Ancak enflasyonist baskýnýn hem küresel hem de ulusal düzeyde oluþturduðu baský Türkiye'yi farklý önlemlere teþvik etti. Yeni ekonomi yönetimi böyle kritik bir dönemde göreve geldi. Görev deðiþikliklerinin tamamlanmasýyla enflasyon ile mücadele odak noktasýna konularak rasyonel politikalar iþlevsel hale getirildi. Küresel krizlerin hýzla geride býrakýlmasý için iþleme alýnan rasyonel ekonomi politikalarýnýn gelecek iki yýllýk süreçte baþarýya ulaþmasý beklenebilir.
Rasyonel ekonomi politikalarý
Rasyonel ekonomi politikalarý enflasyonu temele alan ve dengeli büyümeyi amaçlayan politikalar bütünü olarak tanýmlanabilir. Daha öngörülebilir, sürdürülebilir ve uluslararasý finansal yapýyla uyumu artýrmak için iþleme alýnan politikalar parasal sýkýlaþma ile baþladý. Merkez Bankasý politika faizini ekonomik büyümeyi sarsmayacak þekilde artýrýrken diðer finansal kurumlar talebi düþürmek için önlemler aldý. Haftalýk para istatistiklerine yansýmaya baþlayan parasal sýkýlaþma kredi, kredi kartlarý ve diðer harcama türlerinde düþüþ eðilimine iþaret ediyor. Enflasyonla mücadelede arz yönlü politikalarýn yaný sýra iþleme alýnan talep taraflý önlemler orta ve uzun vadede fiyat istikrarýný saðlayacaktýr. Merkez Bankasýnýn açýkladýðý sene sonu yüzde 58, 2024'te yüzde 33 ve 2025'te yüzde 15'lik enflasyon tahminleri orta vadeli bir tercihte bulunulduðunu gösteriyor. Cevdet Yýlmaz'ýn 2026'da tek haneye düþmüþ enflasyona vurgu yapmasý da para ve maliye politikalarýnýn uyum içerisinde götürüleceðine iþaret ediyor.
Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasýnýn Orta Vadeli Program (OVP) ile daha ayrýntýlý olarak ortaya çýkmasý beklenebilir. On Ýkinci Kalkýnma Planýyla koordinasyon halinde hazýrlanan OVP gelecek üç yýllýk süreçte kamu kaynaklarýnýn nasýl iþlevsel hale getirileceðine odaklanýyor. Rasyonel ekonomi politikalarýnýn bir yansýmasý olarak birçok kuruluþ tarafýndan takip edilecek olan OVP devlet kurumlarýnda verimliliði artýrmayý hedefliyor. Kamu harcamalarýný daha þeffaf hale getirmek için yapýlacak her hamle enflasyon ile mücadelede karar alýcýlarýn elini daha fazla güçlendirecektir.
Orta Vadeli Program (2024-2026)
Orta Vadeli Program (2024-2026) küresel ekonomik görünüm, Türkiye'nin makro ekonomik profili ve diðer alanlarda kamu politikalarýný yansýtmaktadýr. Ekonomik büyüme, istihdam, fiyat istikrarý, ödemeler dengesi, finansal istikrar ve kamu maliyesi gibi alanlarý kapsayan makro politikalar merkezi yönetim bütçesinin hazýrlanma sürecini kapsamaktadýr. Ýlke, hedef ve gösterge niteliðinde olan temel ekonomik büyüklükler gelecek üç yýla iliþkin temel beklentileri yansýtmaktadýr. Eylül ayýnda açýklanacak olan OVP'nin temel odak noktalarý arasýnda fiyat ve finansal istikrar, verginin tabana yayýlmasý, doðrudan vergilerin artýrýlmasý ve verimliliðin tüm kamu kurumlarýnda iþlevsel hale getirilmesi bulunmaktadýr. Dördüncü sanayi devriminin eþiðine gelen dünya ekonomisinde Türkiye'nin benimseyeceði politikalar bütünü yeni bir döneme iþaret ediyor.
Türkiye'nin ekonomik olarak geçireceði dönüþüm milli gelirin 2028'de 1,5 trilyon dolara ulaþmasýný ve kiþi baþý gelirin 17 bin dolar seviyesine eriþmesini hedefliyor. IMF'nin 2028'de Türkiye ekonomisini 1,33 trilyon dolar olarak tahmin etmesine kýyasla yeni ekonomi yönetimi çýtayý bir üst seviyeye taþýyor. Ancak enflasyon ile mücadelenin OVP'de temel hedef olarak yer alacak olmasý fiyat ve finansal istikrara ayrýca önem verileceðine iþaret ediyor. Türkiye'nin 2022-2023 döneminde tecrübe ettiði fiyat artýþlarýnýn son bulmasý ve teknoloji merkezli deðiþime hazýrlanmanýn temelleri atýlýyor. 2002'de 1,22 milyar dolar AR-GE harcamasý yapan bir ülke olan Türkiye, 2023'te 14,71 milyar dolar AR-GE harcamasý yapýyor. 2002-2023 arasýnda toplam 151 milyar dolarý aþan AR-GE harcamalarý bugün TOGG, ÝHA, SÝHA, T.C. Anadolu ve Altay Tanký olarak karþýmýza çýkýyor. OVP'de yer alacak olan politika ve tercihlerin teknolojik dönüþümden baðýmsýz olmadýðýný söylemek yanlýþ olmayacaktýr.
Uluslararasý kuruluþlarýn Türkiye tahminleri
Türkiye hakkýndaki ekonomik tahminleri birçok kuruluþ yapmaktadýr. IMF ise tahminleri en çok dikkate alýnan kurumlar arasýnda bulunmaktadýr. IMF'e göre 2023'te Türkiye ekonomisi tarihte ilk defa 1 trilyon dolarlýk ekonomi kulübüne dahil oldu. Küresel ekonomide 19 devletin dahil olduðu 1 trilyon dolarlýk kulüp devletlerin dünya siyasetinde yeri ve önemini de yansýtýyor. 2023-2028 yýllarý arasýnda IMF'in Türkiye tahminlerine yakýndan bakýldýðýnda ülkenin ekonomik büyümesinin sürmesi ve enflasyonun tek haneli rakamlara yaklaþmasý bekleniyor. 2028'de Türkiye milli gelirinin 1,33 trilyon dolara ulaþmasýný bekleyen IMF'nin tahminlerini rasyonel ekonomi politikalarýna dönüþle birlikte yukarý yönlü olarak yenilemesi beklenebilir. OECD 2060'ta Türkiye ekonomisi hakkýnda bir tahmini yeni açýkladý. 2030'da satýn alma gücü açýsýndan Türkiye'nin en büyük 9. ekonomi olmasý beklediðini ve 2060'ta beþinci sýraya yükselebileceðini açýkladý. 2040-2050 arasý döneme de deðinen OECD Türkiye'nin hýzla ilk beþ büyük ekonomi arasýna yükselebileceðine dikkat çekiyor. 2023-2026 döneminde enflasyonun tek haneye düþtüðü, cari açýðýn azaldýðý ve ihracat-ithalat dengesinin saðlandýðý bir ortamda tahminlerin ihtimal dahilinde olduðunu söylemek mümkün.
Ýhracat, istihdam ve üretim merkezli iþleme alýnan politikalarýn bir sonucu olarak son üç senede gerçekleþen 6 milyondan fazla artan istihdamýn ve 2020-2023 arasýnda 169 milyar dolardan 265 milyar dolara çýkan ihracatýn yansýmalarý ilerleyen yýllarda daha fazla görünecektir. Türkiye'nin 2020-2023 döneminde artan hizmet ihracatý da 25 milyar dolardan 120 milyar dolara geldi. Yaklaþýk 400 milyar dolara yaklaþan üretim kapasitesi Türkiye'nin makro görünümünde iyileþmeye iþaret ediyor. Ancak cari açýk ve enflasyonun vatandaþýn gündeminden çýkarýlmasý gerekiyor. Rasyonel ekonomi politikalarý da burada devreye giriyor. Özellikle uluslararasý kuruluþlarýnda vurgu yaptýðý Türkiye'deki ekonomik dönüþüm bunu saðlayabilecek potansiyele sahip. Mehmet Þimþek, Cevdet Yýlmaz ve Merkez Bankasý Baþkaný Gaye hanýmýn uyum içerisinde çalýþmasý da sürece katký saðlayabilecek en önemli etmenlerdir.