Yerel seçimlerde ittifakların etkisi ne olur?
ABONE OL

Bahçeli’nin, 15 Temmuz gecesi duruşu, darbeci ve işgalcilere karşı yaptığı çağrı, 7 Ağustos 2016’daki Yenikapı Mitingi’ndeki konuşması, 16 Nisan ve 24 Haziran seçimleri öncesi yapmış olduğu çağrı ile Cumhur İttifakı’nın kuruluş adımını atmış olması; AK Parti ve MHP arasındaki ittifakın uzun süre devam edeceği izlenimi veriyordu.  İttifaklar devam edecek mi etmeyecek mi tartışmalarının olduğu bir süreçte yapmış olduğu “24 Haziran’da elde etmiş olduğumuz kazanımların, önümüzdeki yılın 31 Mart’ında heba olmasını istemiyor, beklemiyor, dilemiyor ve arzu etmiyoruz.’’ açıklaması da açık bir şekilde bu tartışmaları bitirecek gibi görünüyor. Haddi zatında bir ittifak kararı çıkmasa bile AK Parti ve MHP tabanında güçlü olan belediye başkan adaylarına yönelik bir oy paslaşması olmasını bekliyor ve her fırsatta ifade ediyordum. Oluşacak resmi bir ittifak bir sinerji doğuracaktır. Bunun sonucunda da özellikle doğru adayların belirlenmesiyle, iki partinin oy oranını alt alta koyup toplamaktan daha büyük bir etki gücüne ulaşılacaktır. Zira yerel seçimlerde en büyük kamuoyu ittifakı, parti tercihine bakmaksızın toplumda bir karşılığı olan ve daha iyi hizmet edeceği düşünülen aday üzerinde olacaktır ki bunun sandık sonuçlarında, partilerin ittifakından daha etkili olması mümkündür. Bunun en somut ve güncel örneği, 2009 seçimlerinde Şanlıurfa’da Ahmet Eşref Fakıbaba ile gerçekleşmiştir ki siyasi gündemi takip eden herkes tarafından hala hatırlanır. 2004 seçimlerinde AK Parti, Şanlıurfa il genel meclisinde yüzde 56,5 oy alırken belediye başkanlığında Ahmet Eşref Fakıbaba ile yüzde 61 oy oranıyla belediye başkanlığını kazandı. Ancak, 2009 yılına gelindiğinde Şanlıurfa milletvekillerinin Fakıbaba’nın değiştirilmesi yönünde kanaat belirtmeleri üzerine AK Parti başka bir ismi aday göstermişti. Fakıbaba da aday gösterilmemesi üzerine bağımsız olarak seçime girdi ve

AK Parti’nin en güçlü olduğu illerden biri olan Şanlıurfa’da AK Parti adayının yüzde 39’luk oy oranına karşı, yüzde 44,4 ile belediye başkanlığını kazandı. İl genel meclisi seçimlerinde ise AK Parti yine birinci olup yüzde 47 oy almıştı. Şanlıurfa’nın büyükşehir olduğu 2014 seçimlerinde büyükşehir belediye başkanlığına AK Parti adayı Şanlıurfa valisi Celalettin Güvenç yüzde 61 oy oranı ile seçilmişti. Fakıbaba, daha sonra tekrar AK Parti’ye geçerek milletvekili oldu. Bir süre de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak görev yaptı. Şanlıurfa örneğinde de görülebileceği gibi başarılı belediye başkanı, partisi aday yapmasa da bağımsız aday da olsa seçimi kazanabiliyor. Seçmen il genel meclisinde farklı, belediye başkanlığında farklı oy kullanabiliyor.

Adı konmamış ittifaklar

Bazen de adı konulmamış ittifaklar olabiliyor. Buna en iyi örnek de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleridir ki 2004 yılında AK Parti’den aday olduğunda, MHP seçmeninin bir kısmı CHP adayına karşı Melih Gökçek’i desteklemiştir. 2004 seçimlerinde MHP il genel meclisinde yüzde 10,8  AK Parti yüzde 49,3 oy almış, belediye başkanlığı seçimlerinde ise AK Parti yüzde 55,1, MHP ise yüzde 4,6 oy almıştır. Buradaki farklardan da açıkça görüleceği üzere; MHP’nin oyunun yüzde 6,2’si AK Parti adayı Melih Gökçek’e gitmiştir. Ankara’da 2014 yılına gelindiğinde ise adı konulmamış ittifak, Melih Gökçek aleyhine işlemiştir; bir önceki dönem, 2009 seçimlerinde MHP’den aday olarak yüzde 27 oy alan Mansur Yavaş, Melih Gökçek karşıtları açısından yeni bir adres olmuştu. (2014 seçimleri, FETÖ’nün 17-25 Aralık operasyonlarından hemen sonra olması sebebiyle biraz da genel seçim havasında geçmişti.) Mansur Yavaş CHP adayı olarak yüzde 43,8 oy almasına rağmen il genel meclisinde CHP yüzde 31,5 oy almıştı.

MHP ise büyükşehir belediye başkanlığında yüzde 7,8 oy alırken il genel meclisinde yüzde 16,9 oy almıştı. Bu oranlar da resmi bir mutabakat olmasa da bir önceki seçimde MHP adayı olan Mansur Yavaş’ın MHP’den oy aldığını gösteriyor. Ama tabanda oluşan bu ittifaka rağmen seçimi Mansur Yavaş yerine AK Parti adayı Melih Gökçek yüzde 44,8 ile (1 puanlık farkla) kazanmıştı.

Parti aidiyeti

Buna benzer örnekler artırılabilir. Aydın’da 2009 yılında AK Parti, MHP ve CHP’nin birbirine yakın oyları varken, CHP adayı Özlem Çerçioğlu az bir farkla (binde 6) aradan sıyrılarak seçimi kazandı ve bir sonraki seçimde oy oranını yüzde 35 yaparak devam etti. AK Parti ile MHP arasında 2019 yerel seçimlerine yönelik ittifak devam ettiği takdirde, Cumhur İttifakı tarafından rahatlıkla alınacak illerden birisi de Aydın olacaktır. İttifak sonucu, el değiştirebilecek illeri şimdiden hesaplamak yerine öncelikle adayların kim olacağına bakmak gerekir.

Ankara ve Şanlıurfa için adayların olumlu ve olumsuz etkilerinin yanı sıra il genel meclisi ve belediye başkanlığı seçimlerindeki sonuçlara değindik. Yerel seçimlerde adayların belirleyici olduğuna dair birçok örnek verebiliriz. Ancak, 17-25 Aralık Darbe Girişimi sonrası yapılan 30 Mart 2014 seçimleri bir genel seçim havasında geçti ve adaylar kadar parti de önemli oldu. Hatta Türkiye’ye ve Türk demokrasisine karşı yapılan hamleyi gören muhalefet partilerinden bir kısım seçmen bile AK Parti adaylarına oy verdi.

Şimdi gelin seçmen oy verirken adaya göre mi partiye göre mi karar veriyor ona bakalım; Optimar Araştırma tarafından 30 Ağustos-1 Eylül 2018 tarihleri arasında İstatistikî Bölge Birimleri Sınıflandırması (IBBS) 2 düzeyinde 1.787 kişi ile yüz yüze yapılmış olan Türkiye’nin Nabzı araştırmasında seçmenlerin yerel seçimlerle ilgili oy verme davranışları ele alınmıştır. ‘’Yerel seçimlerde oyunuzu hangi kriterlere göre vereceksiniz?’’ sorusuna verilen cevaplarda “Desteklediğim partinin adayına göre veririm.” diyenlerin oranı yüzde 49,5, “Kendi partimden olmasa bile beğendiğim bir adaya oy veririm.” diyenlerin oranı ise yüzde 40,6, bu konuda fikir beyan etmeyenlerin oranı ise yüzde 9,9’dur. “Desteklediğim partinin adayına göre oy veririm.” diyenlerin oranı AK Partili seçmenler içerisinde yüzde 61,5, CHP’de yüzde 56,5, HDP’de yüzde 32,6, İyi Parti’de yüzde 42,2, MHP’de yüzde 44,8, SP’de ise yüzde 19’dur.

“Kendi partimden olmasa da beğendiğim bir adaya oy veririm” biçiminde yanıt verenlerin 24 Haziran 2018 seçimlerinde oy kullandığı partiye göre dağılımına bakacak olursak da yüzde 33,2’si AK Parti’ye,  yüzde 39,9’u CHP’ye, yüzde 58,6’sı HDP’ye, yüzde 53,1’i İyi Parti’ye, yüzde 48,3’ü MHP’ye, yüzde 52,4’ü ise Saadet Partisi’ne oy vermiştir.

Buradaki parti tercihlerine baktığımız zaman, en büyük parti aidiyetinin yüzde 61,5 ile AK Parti’de olduğunu görüyoruz.  CHP yüzde 56,5 ile ikinci sırada, MHP ise yüzde 44,8 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu sonuçlardan çıkarılacak sonuç ise; AK Parti aidiyet açısından oldukça yüksek bir oy oranına sahip olmakla birlikte, AK Parti seçmeninin bile yüzde 33,2’si yani üçte biri, başka bir partinin adayını daha çok beğeniyorsa oyunu o partinin adayına verebiliyor.

CHP seçmeninin ise yüzde 56’lık bir kısmı kendi partisinin adayına oy verme eğiliminde olsa da, yüzde 40’ının beğendiği başka bir partinin adayına oy verme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Yerel seçimlerde oy kullanma davranışlarına baktığımızda iktidar partisi AK Parti’de daha yüksek olmakla birlikte nispeten muhalefet cenahının en büyük partisi olan CHP’de de bir parti aidiyeti mevcuttur. Diğer partilerin seçmenleri ise partilerinin kazanma şansının olmadığı seçimlerde ya kendine yakın bir partinin adayına ya da kendine yakın bulduğu adaya oy verme yönünde davranış sergilemektedir.

CHP ve İyi Parti’den şu an yerel seçimlerde ittifak konusunda bir resmi açıklama olmamış, hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Onlar ittifak kursunlar, biz ittifakı milletle kuracağız” diye açıklama yapmıştır. Diğer taraftan CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı ve eski Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun da “İki seçimin dinamikleri farklıdır, buna dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum, ama önemli oy kaymaları söz konusu. 24 Haziran sonuçlarına göre eğer AK Parti-MHP ittifakı gerçekleşirse, CHP’nin Burdur, Eskişehir, Giresun, Hatay, Sinop, Yalova, Zonguldak ve Tekirdağ’da kaybetme riski büyük. Ama bir de İyi Parti faktörü var. İyi Parti ile ittifak yapıldığı takdirde, bazı iller CHP’de kalabilir. Burdur, Tekirdağ, Giresun ve Eskişehir’de İyi Parti ile ittifak CHP’yi kurtarabilir. Hakeza Antalya’da, İzmir’de, İstanbul ve Ankara’da İyi Parti desteği CHP için anlamlı olabilir” şeklinde açıklama yapmıştı.

Aday mı, parti mi?

Sonuç olarak; partiler ister ittifak kursunlar ister kurmasınlar, parti tabanları bir şekilde 24 Haziran 2018’de ittifak kurdukları partilerden hangisinin adayı daha güçlü görünüyorsa oy tercihlerini o yönde kullanacaklardır. Yapılacak ittifaklarla kazançlı çıkanlar daha çok küçük partiler olup, büyük partiler yapılan bu ittifaklarla belli yerlerde güçlerini perçinleseler de düşük nüfuslu yerlerde küçük ortaklarının adayını desteklemek zorunda kalacaklardır. Dolayısı ile bazı iller ve ilçelerdeki iddialarından vazgeçeceklerdir. AK Parti ve MHP açısından bakacak olursak; Ankara’daki MHP desteği, AK Parti için hayati önemi haiz olacaktır. Ancak, bu ittifak resmi olmaz ise de MHP tabanınca da benimsenecek bir aday ile sandık daha rahatlıkla kazanılabilir. Adana ve Mersin gibi MHP’nin büyükşehir belediye başkanlığını kazandığı illerde AK Parti, CHP ve MHP arasındaki oy farkları çok yüksek değil, benzer şekilde 2009 yılında Aydın’da yine bu yakın oy oranları nedeniyle, binde 6’lık küçük bir farkla kazanan CHP adayı Özlem Çerçioğlu’na 2014 seçimlerinde MHP tabanından da bir miktar oy desteği olmuştu.

Hatay’da AK Parti eski belediye başkanının CHP’den aday olması ve AK Parti’nin eski bakan Sadullah Ergin’i aday olarak göstermesine rağmen, Ergin’in halkla bütünleşemeyen tavrından dolayı AK Parti seçmeninin bir kısmının CHP adayına oy vermesi, MHP tabanında da belli ölçüde bu yönde oy kayması yaşanması sonucu CHP tarafından kazanılmış bir yer idi. İttifak olduğu takdirde –tabanların kabulleneceği bir aday belirlemek şartıyla- Aydın ve Hatay kesin olmakla birlikte, Tekirdağ, Eskişehir, Burdur gibi illerin Cumhur İttifakı tarafından kazanılma şansı oluşabilir. Buna mukabil, Antalya gibi, İyi Parti’nin de belli ölçüde oya sahip olduğu yerlerde Millet İttifakı için kazanma potansiyelinin bulunduğu yerler mevcuttur. Partiler arasında ittifak olup olmayacağı kısa bir süre sonra netleşecek, ama yerel seçimlerde aday faktörü de ittifak olup olmaması kadar önemli bir husus olarak karşımızda duruyor. Partiler aday belirlerken, ittifak halinde oldukları parti tabanı tarafından da kabul görecek aday belirlemek zorunluluğu ile karşı karşıya.

[email protected]