Dr. Bilgay Duman/ ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü
20 Ekim 2024'te Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yapılan parlamento seçimleri, bölgenin siyasi dinamiklerini kökten etkileyen bir dizi gelişmeye sahne oldu. Seçim, başta KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ve KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) olmak üzere IKBY'nin en büyük siyasi aktörlerinin gelecekteki konumlarını belirlerken, iç ve dış politikada birçok dengeyi yeniden şekillendirdi. Seçimin arka planındaki güç mücadelesi, dış aktörlerin etkisi, koalisyon ihtimalleri ve bölgeye dair gelecek beklentileri dikkate alındığında, seçim sonuçlarının bölge siyaseti için uzun vadeli sonuçlar doğuracağı açıkça görülüyor.
Seçim öncesi siyasi dengeler ve gerilimler
2024 seçimleri öncesinde IKBY'deki siyasi atmosfer oldukça gergindi. Seçimler aslında 2022 yılında yapılması gerekirken, KDP ve KYB arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle iki yılda 4 kez ertelendi. En büyük anlaşmazlık, azınlıklara ayrılan sandalyeler, IKBY'ye bağlı Yüksek Seçim Komiserliği'nin durumu ve seçim bölgelerinin nasıl oluşturulacağı ile ilgiliydi. 111 kişilik IKBY parlamentosunda 5 Türkmen, 5 Hristiyan ve 1 Ermeni olmak üzere 11 sandalye kota olarak ayrılmıştı. KDP, bu sandalyelerin kendi güçlü olduğu bölgelerde dağıtılmasını talep ederken, KYB bu durumu kendi aleyhine bir haksızlık olarak nitelendiriyordu. Zira kota sandalyeleri Türkmen, Hristiyan ve Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Erbil ve Duhok için kullanılıyor, buralardan hakim güç olan KDP böylece kota avantajı ile hükümet pazarlıklarına oturuyordu. Nitekim kota sandalyelerine genel olarak bugüne kadar KDP'ye yakın kişiler seçiliyordu. Ancak KYB'nin itirazı ve Irak Federal Yüksek Mahkemesi'nin IKBY'deki sürece müdahil olmasıyla, önce IKBY'deki kota sandalyeleri kaldırılarak IKBY Parlamentosu 100 sandalyeye düşürüldü, sonra Türkmen ve Hristiyanların itirazlarını dikkate alarak 100 sandalyenin 5'i;, 2'si Türkmen, 2'si Hristiyan ve 1'i Ermenilere olmak üzere kota sandalyesi olarak tahsis edildi. Türkmenler ve Hristiyanlara Erbil ve Süleymaniye'de 1'er kota sandalyesi verilirken, Ermeniler için de Duhok'ta 1 kota sandalyesi ayrıldı. Bu durum IKBY içinde Bağdat'ın nüfuzunu artıran bir etken olarak değerlendirildi ve IKBY'de yeni bir denklem ve parlamento aritmetiği oluşturdu.
KDP liderliği, Mesrur Barzani'nin başbakanlığı döneminde merkezileşme ve kontrolü artırma stratejisi izledi. Bununla birlikte, Mesrur Barzani'nin yönetim tarzı, hem iç politikada hem de uluslararası arenada bazı eleştirilere maruz kaldı. Barzani, seçim kampanyasında istikrar ve ekonomik kalkınma vaatleriyle ön plana çıkmaya çalışsa da, halk arasında güven kaybı yaşadığına dair işaretler de vardı. Diğer yandan, seçim öncesi süreçte KYB'nin efsanevi lideri Celal Talabani'nin hayatını kaybetmesinin ardından parti içerisinde yaşanan liderlik mücadelesinde ipleri eline alan ve gücünü konsolide eden KYB lideri Bafel Talabani, KDP'nin bu gücüne karşı sert bir söylem benimsedi ve KYB'nin iktidarı yeniden dengelemek istediğini vurguladı. Talabani'nin "Biz bu işi bitireceğiz" sloganı, KYB'nin KDP'yi IKBY yönetiminden uzaklaştırma ya da etkisini zayıflatma çabasını sembolize ediyordu. Buna rağmen KYB'den ayrılan Ali Hama Salih, Lahur Şeyh Cengi (Talabani) gibi isimlerin yeni siyasi hareketlerle seçimlere katılması, KYB'nin nasıl bir performans göstereceği konusunda merakları üzerine çekiyordu. Öte yandan KYB'nin ana aktör olduğu Süleymaniye'de Yeni Nesil gibi etkili bir muhalefet hareketinin doğmuş olması ve bu hareketin farklı sosyal ve siyasal kesimlerden ilgi görmesi, KYB açısından önemli bir zorluk ortaya çıkarmıştı.
Seçim sonuçları ve parlamentodaki dağılım
Seçim sonuçlarına göre, KDP 39 sandalye kazanarak birinci sırada yer alırken, KYB 23 sandalye ile ikinci oldu. Genç seçmenler arasında popülaritesini artıran Yeni Nesil Hareketi ise 15 sandalye kazandı ve üçüncü büyük parti olarak mecliste kendine yer buldu. Ancak partilerin aldıkları oylara bakıldığında KDP'nin en yakın rakibi KYB'nin oyunun neredeyse iki katı kadar (800 binden fazla) oy alması, Yeni Nesil Hareketi'nin ise KYB'nin aldığı oyun dörtte üçüne yakın bir oy (yaklaşık 300 bin) alması dikkat çekici oldu. İslami hareketlerden Müslüman Kardeşler hareketine yakın Kürdistan İslami Birliği 7 sandalye kazanmasına rağmen hareketin en güçlü olduğu yerlerden biri olan Duhok'ta ciddi bir oy kaybı yaşadı. Etkisinin az olduğu Erbil'de ise oyunu yükselterek milletvekili çıkarması IKBY siyasetinde önemli bir değişimin işareti olarak görüldü. Gorran (Değişim) Hareketi gibi bir zamanların en güçlü muhalefet partisi ise yalnızca 1 sandalye kazanarak siyasi etkisini büyük ölçüde yitirdi.
Seçim sonuçları, mecliste çok parçalı bir yapı ortaya çıkarırken, koalisyon görüşmelerinin zorlu geçeceğini işaret etmektedir. KDP'nin toplamda 39 sandalye kazanarak en büyük blok olmasına rağmen, meclis çoğunluğunu sağlayabilmesi için en az 12 sandalyeye daha ihtiyacı var. Bu noktada KDP tek başına hükümeti kuramayacağı için bu kez kota sandalyeleri de yeterli olmayacak. Daha da ötesinde 5 kota sandalyesinden ikisinin KYB'ye yakın isimlerden seçilmesi ve hatta İran'a yakın Şii milis gruplarla ilişkili olması, KDP açısından kotadan seçilen milletvekillerinden hükümet kurma konusunda bütüncül bir destek almasını zorlaştıracak. KYB, Yeni Nesil Hareketi, Kürdistan İslami Birliği gibi partilerle yapılacak ittifaklar bu açıdan kritik önemde. Hatta KYB'den kopan Ali Hama Salih'in Halwest Hareketi ve Lahur Talabani'nin Halk Cephesi, işbirliği yapılabilecek gruplar olarak ön plana çıkıyor. Ancak KYB'nin aldığı oy ve kazandığı sandalye sayısı ile dışarıda bırakılması zor. KYB'nin bir ittifaka girmesi durumunda ise Halvest Hareketi ve Halk Cephesi'ni kabul etmesi de zor görünüyor. Yeni Nesil Hareketi ve Kürdistan İslami Birliği şimdiden oluşacak bir hükümete dahil olmayacağını ilan etmiş durumda. 3 sandalye kazanan Kürdistan Adalet Cemaati (Komal) ise parlamento oturumlarına bile katılmayacağını açıkladı. Bu durumda hükümet kurulması için KDP ve KYB arasında sıkı pazarlıkların yaşanacağını öngörmek zor değil.
Mevcut sonuçlara göre, KDP ve KYB toplamda 62 sandalye ile mecliste çoğunluğu sağlamak için en olası ittifak adayları. Ancak geçmişteki ortaklıkları, farklı çıkarlar ve stratejik öncelikleri nedeniyle bu iki partinin zorlu bir ilişkileri var. KDP, Erbil ve Duhok gibi bölgelerde güçlü bir tabana sahipken; KYB, Süleymaniye ve Halepçe gibi bölgelerde hâkim. Bu coğrafi ayrım, IKBY'nin yönetim yapısında ikiye bölünmüş bir sistem ortaya çıkarmış durumda ve bu durumun son birkaç yılda daha da derinleşmesi koalisyon görüşmelerinde zorluklara neden olabilir.
Bölgesel ve uluslararası etkiler
IKBY seçimleri, yalnızca bölge içi dengeleri değil, aynı zamanda Bağdat ve komşu ülkelerle ilişkileri de doğrudan etkiliyor. Irak merkezi hükümeti, IKBY içindeki siyasi bölünmeleri kendi lehine kullanma stratejisini sürdürmektedir. Özellikle Bağdat, KYB ile yakınlaşarak KDP'nin Irak'taki merkezi otoriteye karşı olan duruşunu zayıflatmaya çalışıyor. Bu çerçevede Irak Federal Mahkemesi'nin azınlık sandalyelerine yönelik kısıtlamalar getirmesi ve bölgedeki seçimleri denetlemesi, Bağdat'ın IKBY üzerindeki kontrolünü artırma amacını gösteriyor.
Türkiye ise terörle mücadelede PKK'nın IKBY içindeki etkinliğini azaltmak için Bağdat ile olduğu kadar KDP ile yakın işbirliği içerisinde. PKK'nın Süleymaniye gibi KYB kontrolündeki bölgelerde güçlenmesi, Türkiye'nin güvenlik kaygılarının başında geliyor. Türkiye, IKBY'de KDP'ye destek vererek PKK'nın bölgedeki nüfuzunu kırmaya çalışırken, İran ise KYB ve PKK ile daha yakın ilişkiler geliştirerek Türkiye'ye karşı bir denge unsuru oluşturuyor. Bu durum, IKBY içindeki gerilimlerin yalnızca iç politikadan kaynaklanmadığını, bölgesel güçler arasındaki rekabetin etkili olduğunu gösteriyor.
ABD ve diğer Batılı ülkeler ise IKBY'de istikrarlı bir sürecin ve bölgenin gelişiminin devam etmesi, özellikle İran'ın etkisinin sınırlanması yönünde bir pozisyon alıyor. Seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesi, uluslararası toplum için önemli bir diğer konu. IKBY'deki iki ana parti olan KDP ve KYB'nin medya, güvenlik güçleri ve devlet kurumları üzerindeki etkisi nedeniyle tam anlamıyla adil bir seçim süreci oluşturulması ise zor. ABD, hem KDP ile stratejik işbirliğini sürdürmeye çalışırken, hem de KYB ile yeni bir diyalog süreci geliştirme peşinde.
Stratejik ittifaka dönüş mü?
20 Ekim 2024 seçimleri öncesindeki gelişmeler IKBY'deki siyasi bölünmeleri dış müdahaleleri beraberinde getirmişti. Bu süreç Kürt siyasetinin yönünü etkileyen önemli bir dönemeç oldu. Bununla birlikte, KDP ve KYB arasındaki tarihsel gerilimler ve farklı dış politika tercihleri düşündürücü. Kurulacak denge, güç paylaşımının nasıl olacağı ve sürdürülebilirliği konusunda etkili olacak.
Seçim sonuçları, IKBY'nin yönetiminde zorlu bir koalisyon pazarlığını işaret ediyor. KDP ve KYB'nin yeniden bir koalisyon kurarak yönetimde güç paylaşımına gitmesi bekleniyor. Bu noktada seçim sonuçları itibariyle bölgede yeni bir dengenin ortaya çıkacağını öngörmek mümkün. KDP ve KYB'nin bütün ayrılıkları bırakarak 2004'te aralarında imzaladıkları yönetim paylaşımını öngören "Stratejik İttifak" benzeri bir yapıya dönmelerinin, IKBY'nin şimdiye kadarki kazanımlarını korumasının en iyi yolu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yeni süreç, bölgenin iç ve dış politikadaki konumunu yeniden tanımlama potansiyelini taşıyor. İleriye dönük olarak KDP ve KYB'nin kurabileceği koalisyon yapısı, IKBY'nin Bağdat ve komşu ülkelerle olan ilişkilerini şekillendirecek. Bu gelişmeler, bölgenin istikrarı ve IKBY'nin geleceği açısından belirleyici olacak. Seçim sonuçları, bölgenin istikrarı açısından olumlu bir tablo sunsa da, bu durumun devamlılığı için geniş tabanlı ve güçlü bir yönetim oluşturulması gerekliliğini ortaya koyuyor.