Doç. Dr. Zeynep Arkan/ Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi
Türkiye Maarif Vakfı tarafından her yıl gerçekleştirilen ve eğitim alanında marka olma yolunda hızla ilerleyen İstanbul Eğitim Zirveleri'nin 4.'sü 6-7 Aralık 2024 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Farklı ülkelerden, dillerden ve kültürlerden akademisyen, politika yapıcıları, öğretmen, öğrenci, okul yöneticileri, aktivistleri ve eğitim alanının pek çok paydaşını bir araya getiren Zirve'nin önemli hedefleri bulunmaktadır.
Bunlar arasında en önemlisi, her yıl ele alınan farklı temalar çerçevesinde toplumlarda farkındalık oluşturmaktır. Eğitimde meydana gelen değişimler, sorunlar, eşitsizlikler ve kaliteli eğitime erişim gibi konularda toplumların dikkatini çekmek; bu sorunlara farklı perspektifler ve çözüm önerileri sunarak çözüm sürecine katkıda bulunmak temel amaçlardan biridir. Öte yandan, eğitim alanındaki yenilikleri, gelişmeleri ve teknolojik ilerlemeleri, başarılı uygulamaları ve güncel bilgileri paylaşarak katılımcıların vizyonlarını genişletmek de Zirve'nin önemli hedeflerindendir.
İstanbul Eğitim Zirveleri'nin dikkat çeken bir diğer amacı ise eğitim politikalarının geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bununla birlikte, eğitimin birçok paydaşını bir araya getirerek iş birliğini artırmak, yeni çalışmalar, araştırmalar ve projeler için fırsatlar oluşturmak da Zirve'nin hedefleri arasında yer almaktadır.
Bu hedefler doğrultusunda, "Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eğitim" temasıyla düzenlenen Zirve'nin açılış konuşmasını Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün gerçekleştirdi. Akgün, Zirve'lerin küresel ölçekte etki oluşturacak pratik çözümler geliştirme amacıyla hayata geçirildiğini vurguladı. Özellikle çocuklar ve savunmasız gruplara yönelik şiddet ve adaletsizlikleri kınayan Akgün, eğitimin empati, anlayış ve barış için umut oluşturma gücüne sahip olduğunu ifade etti.
Çevrimiçi gerçekleştirilen programa video mesajıyla katılan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin ise konuşmasında, eğitimin toplumsal adalet ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmadaki dönüştürücü gücüne dikkat çekti. Tekin, Zirve'nin bu hedeflere ulaşmak için önemli bir perspektif sunacağını, eşitlik ve adalet temelli eğitim anlayışını güçlendireceğini ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında kararlı bir duruş sergileyeceğine olan inancını dile getirdi.
Bunun yanı sıra, Türkiye Maarif Vakfı'nın küresel eğitim politikalarına yerel değerleri merkeze alarak yön veren önemli bir kurum olduğunu belirten Tekin, Vakıf'ın medeniyetler arası köprüler kurarak, adalet ve hikmet temelli bir medeniyet tasavvurunun şekillenmesine katkı sağladığını vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin zengin medeniyet mirasını kullanarak eğitimi yalnızca bir kalkınma aracı değil, adil ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında liderlik rolü üstlenen bir alan olarak gördüğünü ifade etti. Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin, bu vizyonun gerçekleştirilmesi yolunda atılan önemli adımlardan biri olduğunu da sözlerine ekledi.
Açış konuşmasına mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; bu yılki Zirvenin, dünya genelindeki eğitim eşitsizliklerini ve sosyal adalet gibi önemli konuları tartışarak başarılı sonuçlar doğuracağına inandığını belirtti. Türkiye'nin, 338 bin uluslararası öğrenciyle yükseköğretimde dünya sıralamasının ilk 10'u arasında yer aldığını vurguladı. Türkiye Maarif Vakfı'nın, 55 ülkede 50 binden fazla öğrenciye hizmet veren 446 okul, üniversite ve eğitim merkeziyle, yerel müfredatla birlikte uluslararası eğitim yöntemlerini başarıyla uyguladığını ifade etti. Vakfın, erdemli insan yetiştirme ve toplumlar arası iletişimi güçlendirme hedeflerini desteklediklerini belirterek, dünya genelinde fedakarca hizmet veren vakıf mensuplarına teşekkür etti.
Açış konuşmalarının ardından başlayan üst düzey oturumunda Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Vesna Janevska, Liberya Eğitim Bakanı Dr. Jarso Maley Jallah ve Endonezya İlköğretim ve Ortaöğretim Bakanı Prof. Dr. Abdul Mu'ti, M. Ed. yer aldı. Bakan Janevska, eğitimin toplumsal gelişim ve eşitlik için en önemli araç olduğunu, Kuzey Makedonya'nın eğitim sisteminde kaliteyi artırmak, fırsat eşitliği sağlamak ve kapsayıcı bir anlayış oluşturmak amacıyla reformlar gerçekleştirdiğini belirtti. Janevska, bireysel başarıların ulusal ilerlemenin bir parçası olduğunu ve eğitimdeki başarıların yalnızca ulusal kalkınmaya değil, küresel düzeyde de katkı sağladığını vurguladı. Ayrıca, öğretmenlerin desteklenmesi, dezavantajlı öğrenciler için özel imkanlar sunulması ve uluslararası işbirliklerinin bu süreçte önemli rol oynadığını ifade etti.
Bakan Abdul Mu'ti ise Endonezya'nın vizyonunun, herkes için kaliteli eğitim sağlamak ve her çocuğa eşit fırsatlar sunmak olduğunu belirtti. Eğitimde yalnızca akademik başarı değil, karakter gelişiminin de öncelikli olduğunu vurgulayan Mu'ti, öğretmen kalitesinin artırılması, kırsal bölgelerde okul altyapısının güçlendirilmesi ve mesleki eğitim programlarının geliştirilmesinin temel öncelikler arasında olduğunu ifade etti. Endonezya, dilsel ve kültürel mirasını korurken küresel bağlantıları güçlendirmeyi hedeflemektedir. Eğitim Bakanı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın işbirliği gerektirdiğini belirterek, küresel toplumu daha adil ve eşit bir toplum için harekete geçmeye çağırdı.
Adil bir toplum için...
Liberya Eğitim Bakanı Dr. Jarso Maley Jallah ise eğitimde eşitliğin, adil bir toplum için temel şart olduğunu vurguladı. Yoksulluk, cinsiyet ayrımcılığı ve çatışmaların eğitime erişimi engellediğini ifade eden Jallah, çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadele için çevresel eğitimin müfredata entegre edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, dijital altyapıya yatırım, öğretmenlerin güçlendirilmesi ve uluslararası işbirliği gibi adımların eğitimde eşitlik için hayati önemde olduğu vurgulandı.
Zirvenin öne çıkan konuşmacılarından Princeton Üniversitesi'nden Prof. Dr. Richard A. Falk, eğitimin küresel zorluklarla başa çıkmak için dönüştürücü bir güç olduğunu ifade etti. Falk, mevcut eğitim sistemlerinin ulusal odaklı yapısını eleştirerek, iklim değişikliği, nükleer tehditler ve toplumsal eşitsizlik gibi sorunlara daha bütünsel bir yaklaşım gerektiğini savundu. Gazze'deki durumu soykırım olarak nitelendiren Falk, bu tür felaketlerin eğitimde ele alınması gerektiğini ve gençlerin bu sorunlarla mücadele için bilinçlendirilmesinin önemini vurguladı.
University College London'dan Prof. Dr. Mutlu Çukurova ise yapay zekanın eğitimdeki potansiyeline ve sınırlarına değindi. Çukurova, yapay zekanın adalet, eşitlik ve sürdürülebilirlik gibi sorunları çözmede yardımcı olabileceğini, ancak insani duygular ve etik muhakemenin yerini alamayacağını belirtti. Yapay zekanın, insani değerleri merkeze alarak sorumlu bir şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı ve entegrasyon sürecinde etik sorunlar, algoritmik önyargılar ve eşitsizliklerin göz önünde bulundurulmasının önemine dikkat çekti.
Özel sektörle dengeli ilişki
İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Hakan Karataş'ın moderatörlüğünü yaptığı ve "Devlet ve Eğitim Arasındaki İlişkileri Yeniden Düşünmek" başlıklı birinci panele Lesotho Krallığı'ndan Eski Eğitim ve Öğretim Bakanı Dr. Mamphono Khaketla, Prof. Dr. Fatos Tarifa (Tiran New York Üniversitesi) ve Dr. Amita Chudgar'ın (Michigan Eyalet Üniversitesi) katıldı. Panelde, devletin eğitimi şekillendiren rolünün; finansman, politika ve yerel uygulamalar arasında denge kurmaya dayandığı vurgulandı. Eğitimde eşitlik, kalite ve erişim sorunlarının çözümü için merkezi ve yerel işbirliğinin yanı sıra özel sektörle dengeli bir ilişki kurulmasının kritik öneme sahip olduğu belirtildi.
Ayrıca, eğitimin bireysel bir mesele mi yoksa devletin bir sorumluluğu mu olduğu sorusu, siyasi ve eğitim felsefesi tarihi bağlamında ele alındı. Bu kapsamda, Platon'un Devlet eserinde zorunlu eğitimi savunmasından, Rousseau, John Dewey ve John Stuart Mill gibi düşünürlerin devletin eğitimdeki rolüne dair görüşlerine uzanan tarihsel bir analiz yapıldı. Eğitim, tarihsel olarak ulus inşa etme, toplumsal istikrar sağlama ve ekonomik kalkınma hedefleriyle şekillenmiş bir kamu meselesi olarak değerlendirildi.Devletin eğitimdeki rolü ve kapsamının, tarihsel, politik ve toplumsal bağlamlara göre değiştiği ve müfredat ile pedagojik denetim konusunda farklı yaklaşımların bulunduğuna dikkat çekildi.
Son olarak, Lesotho'daki eğitim sisteminin, devlet, kiliseler ve özel sektör arasındaki karmaşık ilişkiyle şekillendiği; okulların büyük kısmının kiliselere ait olduğu, devletin finansman, öğretmen maaşları ve ücretsiz eğitim sağlama gibi görevler üstlendiği, ancak bu durumun yönetimsel zorluklar ve eşitsizlikleri beraberinde getirdiği ifade edildi.
İkinci panelin moderatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi'nden Macit Ayhan Melekoğlu yaptı. "Sosyal Adalet ve Eğitim" başlıklı panele; Prof. Dr. Kerry John Kennedy (Hong Kong Eğitim Üniversitesi) Dr. Fella Lahmar (Open University, İngiltere) ve Dr. Robert Jenkins (Harvard Üniversitesi) katıldı. Panel kapsamında; Asya'daki kültürel değerler ve yerel koşullar doğrultusunda, çeşitlilik, eşitlik ve katılım'ın (DEI) daha farklı şekillerde ve genellikle daha örtük olarak uygulandığını, bu nedenle bu yaklaşımların Batı'dan farklı bir şekilde ele alınması gerektiği vurgulandı. Panelde, Batı'daki formal yapıların aksine, Asya'daki üniversitelerin "adalet ve eşitlik" anlayışını daha az yapısal, daha çok kültürel temellere dayandırdığı belirtildi. Ayrıca, eğitim sistemlerinin sosyal adaletin sağlanmasındaki kritik rolüne dikkat çekildi. Eğitimin, çocukların temel haklarına ve fırsatlara eşit erişim sağlamada güçlü bir araç olduğu ifade edilirken, sosyoekonomik durum, coğrafya ve cinsiyet gibi engeller nedeniyle bu eşitliğin dünya genelinde sağlanamadığı vurgulandı. Kaynak ve kalite eşitsizliklerinin, özellikle düşük gelirli ülkelerde sosyal adaleti engellediği, bu nedenle eğitime daha fazla kaynak ayrılması gerektiği ifade edildi.
Son olarak, Gazze'deki eğitim sisteminin yok edilmesi örneği üzerinden küresel eğitim sıralamalarının etik sorumlulukları göz ardı ederek adaletsizlikleri pekiştirdiği eleştirildi. Özellikle Gazze'deki eğitim sisteminin yok edilmesi ve buna rağmen İsrail'in Technion Üniversitesi gibi kurumlarının global sıralamalarda övgü alması, bu çelişkinin açık bir örneği olarak verildi. Eğitim sistemlerinin bir yandan özgürleşme ve eşitlik aracı olurken, diğer yandan ayrımcılığı ve kolonizasyonu sürdürebileceğine dikkat çekildi. Bu bağlamda, daha adil ve etik bir küresel eğitim sistemi için dekolonyal eğitim politikaları, yerel müfredatlar ve etik sorumluluğu önceliklendiren küresel işbirliklerinin gerekliliği vurgulandı.
Moderatörlüğünü Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hayati Akyol'un yaptığı ve Prof. Dr. Takaharu Tezuka (Tokyo City Üniversitesi), Dr. Sabba Quidwai (yazar-eğitimci) ve Dr. Claire Alkouatli'nin (Güney Avustralya Üniversitesi) katıldığı üçüncü panel "Yeni ve Sürdürülebilir Okul Kültürü" başlığını taşımaktadır. Panelde; öğretmen-öğrenci ilişkisinin eğitimdeki sürdürülebilirliğin temelini oluşturduğu ifade edildi. Eğitimcinin öğrencilerin gelişimini teşvik etme rolünün, öğrencilerin "insanî boyutlarını anlamak", "belirli hedeflere" yönlendirmek ve "sevgi" ile "iyi örnek" olma gibi unsurlar etrafında şekillendiği, bu ilişkinin, hem eğitmen hem de öğrenci için sürekli bir gelişim süreci gerektirdiği vurgulandı.
Eğitimde yenilik ve sürdürülebilirlik için yapay zeka gibi araçların daha etkili kullanımına dair örnekler sunuldu. "Tasarım odaklı düşünme (design thinking)" yönteminin, empati kültürü oluşturarak öğrencilerin yenilikçi düşünce ve potansiyellerini geliştirmede nasıl kullanılabileceği vurgulandı. Eğitimcilerin de bu tür yöntemlerle güçlendirilerek, yaratıcı ve etik sorumluluk taşıyan bir eğitim ortamı oluşturmaları gerektiği ifade edildi.
Buna ek olarak, özellikle yapay zeka çağında, eğitim anlayışını daha açık, özgün ve kapsayıcı hale getirmek için bir "yeniden düşünme" önerildi. Aynı zamanda doğa, toplum ve bilgelik ile daha derin bağlar kurulmasının önemi vurgulanarak, bu vizyonun geleneksel, rekabetçi ve katı yaklaşımlarla çeliştiğine dikkat çekildi.
Katılımcı öğretim
Zirve'de Türkiye Maarif Vakfı'ndan okul yöneticilerinin katıldığı "okul yöneticileri" oturumu da gerçekleştirildi. "Okulları Eşitliğe Yönlendirmek" başlığını taşıyan oturumu Khaldiya Mustafa (ABD) yönetti; Lidra Meidani (Arnavutluk), Naoufel Nechi (Tunus) Dr. Zerfishan Adnan (Pakistan) ve Dr. Nsaghah Samuel Siben'in (Kamerun) katıldı. Panelde, okul müdürlerinin "eşitlikçi" ve "kapsayıcı" bir eğitim ortamı oluşturma sorumluluğunun, okul başarısı için kritik olduğu vurgulandı. Müdürlerin, öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında güçlü işbirliği kurarak, modern öğretim tekniklerini desteklemeleri ve çeşitliliği kabul ederek her öğrenciye eşit fırsatlar sunmaları gerektiği ifade edildi.
Bu kapsamda, kapsayıcılığın sürekli bir süreç olarak benimsenmesi gerektiği, doğru okul kültürü, esnek öğretim yöntemleri ve öğretmenlerin mesleki gelişimiyle daha kapsayıcı bir eğitim ortamı oluşturulabileceği belirtildi. Ayrıca, "katılımcı öğretim ve öğrenme yöntemlerinin" öğrencilerin aktif katılımını teşvik ettiği, onların deneyimlerinden öğrenmelerini sağladığı ve böylece eğitimde "eşitlik" ile "öğrenci katılımının" ön plana çıkarılabileceği ifade edildi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Zirve'nin en çok ilgi çeken oturumu "Genç Oturumu" olmuştur. Farklı okullardan öğrencilere yer verilen oturumu Boğaziçi Üniversitesi'nden Dr. Dr. Hasan Umut yönetti ve Dr. Zeynep Elif Bilgili (Harvard Tıp Fakültesi, ABD), Yılmaz Acar (Chicago Üniversitesi, ABD), Ahmed Elkahlout (Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi) ve Bejda Torbani (Samsun Üniversitesi) konuşmacı olarak katıldı. Oturumda, eğitimde eşitliğin yalnızca eşit materyal sağlamakla sınırlı olmadığı, her öğrencinin başarıya ulaşması için fırsat ve kaynak sunmanın da önemli olduğu vurgulandı. Gençlerin değişim için izin beklemedikleri, mevcut araçlarla geleceği inşa ettikleri, asıl görevin onlara hayatta kalmaktan öte gelişim için gereken olanakları sağlamak olduğu belirtildi.
Eğitimin bireyleri ve toplulukları dönüştürme gücüne sahip olduğu ifade edilerek, gençlerin toplumsal adalet için mücadeleye devam etmesi gerektiği dile getirildi. Gazze gibi bölgelerdeki savaş ve adaletsizliklerin tüm dünyanın ortak sorumluluğu olduğu hatırlatılarak, eğitimde eşitliğin önemi bir kez daha vurgulandı. Ayrıca, kararların yalnızca mevcut değil, gelecek nesillerin yaşam haklarını da gözetmesi gerektiği, nesiller arası adalet için uzun vadeli düşünmenin önemi ifade edildi. Genç oturumunda bir lise öğrencisinin görüşlerine yer verilmesi, oturumun gençlerin sesiyle şekillenerek geleceğin mimarlarını merkezine aldığını gözler önüne serdi.
Son olarak, eğitimin yalnızca bireysel başarıyı değil, topluma hizmet, adalet ve dayanışmayı teşvik eden bireyler yetiştirmeyi hedeflemesi gerektiği, kültürel anlayış ve empatinin değerinin altı çizildi.
4. İstanbul Eğitim Zirvesi Düzenleme Komitesi Başkanı olarak yaptığım konuşmada ben de eğitimin sadece bireysel güçlenme değil, toplumsal dönüşüm için de güçlü bir araç olduğunu vurguladım. Eğitimle toplumsal eşitsizliklerin giderilmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması ve sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesi gerektiği üzerinde durduğum bir başka konuydu. Çünkü Zirve, bu değerlerin küresel çapta yayılmasına katkı sağlamak amacıyla önemli bir platform sunuyor. Eğitim, dönüştürücü gücüyle, ayrılıkları kapatma, yaraları sarma ve diyalogla birlikte yaşama kültürünü geliştirme potansiyeline sahip...
"Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek" teması çerçevesinde gerçekleşen 4. İstanbul Eğitim Zirvesi, dünya genelinden eğitim liderlerini ve paydaşları bir araya getirdi. İki gün boyunca eğitimin, yalnızca bireylerin potansiyelini artırmakla kalmayıp, daha adil ve sürdürülebilir bir toplum inşa etmekteki rolü tartışıldı.
Zirve boyunca, eğitimde fırsat eşitliği, teknolojinin eğitime entegrasyonu, küresel işbirlikleri ve etik sorumluluklar gibi ana temalar öne çıktı. Ayrıca, gençlerin eğitimdeki dönüşüm sürecindeki kritik rolü ve insani değerlerin korunmasının önemi vurgulandı. Eğitim, toplumsal adalet ve sürdürülebilir kalkınma için temel bir güç olarak ele alındı; bu bağlamda Gazze'deki durum bir kez daha gündeme getirildi.
Zirve, bilgi paylaşımı ve işbirliği fırsatlarının yanı sıra, eğitimde yenilikçi yöntemlerin sosyal adaletin güçlendirilmesine nasıl katkı sağladığını gösterdi. Etkinlik, daha adil ve eşit bir toplum için atılacak adımlar konusunda ilham verici bir platform sunarak, eğitimin geleceği şekillendireceği inancını güçlendirdi.