Güney Kore'nin sıkıyönetim krizi nasıl aşılacak?

Yurtdışına çıkış yasadığı bulunan Devlet Başkanı Yoon'un, Güney Kore halkından özür dilemesi ve azil önergesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından iktidar bloku, Yoon'u dış ilişkiler de dahil olmak üzere devlet işlerinden uzaklaştırmayı planlıyor.

10 Aralık 2024 Salı 12:17
Açık Görüş Haberleri

Abdülaziz Yaşar/ Yazar



Güney Korelilerin çoğu 3 Aralık akşamı uyumaya hazırlanırken, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol sürpriz bir şekilde Güney Kore'de 1979'dan bu yana ilk kez acil sıkıyönetim ilan etti. Devlet Başkanı televizyonda yaptığı konuşmada "Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı" amaçladığını söyledi. Bu açıklama ve sıkıyönetim ilanı, sabah 4.30 sularında kaldırılana kadar başta başkent Seul olmak üzere Güney Kore'de 6 saatlik bir kargaşaya neden oldu. Sıkıyönetim ilanı ancak parlamentonun ağır baskısı, hemen ardından patlak veren halk gösterileri ve Güney Kore Ordusunun tam destek vermemesi nedeniyle kaldırılabildi.

Başkan Yoon'u bu radikal adımı atmaya iten ne idi?

Sıkıyönetim bildirisi halkı ve diğer pek çok siyasi aktörü hazırlıksız yakaladı. Öncelikle, "Sıkıyönetim ilanı Güney Kore siyasetinde neden bu kadar büyük bir skandal olarak görülüyor?" sorusunun cevabına odaklanalım.

Sıkıyönetim en son 1979 yılında ilan edildiğinde ülke otoriter bir siyasi zümre tarafından yönetiliyordu. Ayrıca 1979 yılı, 76 yaşındaki genç cumhuriyetin en krizli yıllarından biriydi. O sene 17 yıl boyunca orduda görev yapan Park Chung-hee Güney Kore'yi askeri bir diktatör olarak yönetmiş, General Park o yıl suikasta uğramış ve suikastten birkaç hafta sonra Park'ın öldürülmesini planladığı iddia edilen kişilere karşı askeri bir darbe gerçekleşmişti.

1987 Haziran'da başlayan geniş çaplı demokrasi yanlısı protestoların doğurduğu zincirleme gelişmelerle birlikte Güney Kore demokratik bir yönetim yapısına başarılı bir şekilde geçti. Demokrasinin 25 yıldan fazla süredir hakim olduğu bir toplumda sıkıyönetminin, savaş ve benzeri büyük bir kriz olmamasına rağmen ilan edilmesi, Güney Koreli toplumun geniş kesimleri tarafından 'toplumsal sorunları' giderme değil, 'siyasal hayatı' kurtarma amaçlı bir girişim olarak görülüyor.

Başkan Yoon'un önlemi, kendisi için kişisel ve siyasi çalkantıların yaşandığı bir dönemde geldi. Yolsuzluk skandalları kendisini ve ailesini sarstı; muhalefetteki Kore Demokratik Parti, iktidar partisinin protestolarına rağmen 2025 bütçe tasarısında büyük kesintiler yapılmasında ısrar etti; Yoon'un toplumsal onay oranları 20'lerde seyrediyor - özellikle bu yıl Nisan ayında yapılan ve iktidardaki muhafazakar partinin çoğunluğu ana muhalefetteki demokrat partiye kaptırdığı parlamento seçimlerinden kısa bir süre önce düştü. Dahası, Yoon kuzey komşusuna karşı sert bir dış politika izliyor ve özellikle Kuzey Kore'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki cepheye 10.000'den fazla asker konuşlandırmasının ardından Ukrayna'yı sadece mali değil askeri teçhizatla da destekleme konusunda daha proaktif olmak istiyor. Güney Kore dünyanın en büyük 10 silah ihracatçısı ülkesinden biri ve bu sektördeki yatırımlarını yoğunlaştarak uluslararası arenada daha güçlü bir konuma sahip olmak istiyor. Bu siyasi projeksiyonuna rağmen Başkan Yoon, Rusya'nın Güney Koreli şirketlere ambargo uygulayabileceği düşüncesiyle tüm muhalefet partilerinin sert muhalefetiyle karşılaştı. İki komşu arasındaki ticaret hacmi 2022 yılında 19,1 milyar dolardı.

Umutlarla dolu gelen başkan

Yoon'un mesleği onun başkanlık koltuğuna seçilmesindeki ana etkenlerden biridir. Kendisi devlet savcısı görevinde 2017 yılında, dönemin devlet başkanı Park Geun-hye'nin görevi kötüye kullanmaktan yargılanmasında başrol oynadı. Başkanlık makamı için aday olmadan, Yoon Güney Kore Başsavcısı olarak, yargıdaki en üst savcılık makamına sahipti.

Güney Kore siyasetinde yolsuzluktan dolayı hapishaneye giren devlet başkanlarının oranı yüzde 66'dır. Son altı devlet başkanının dördü yargılanıp, makamını kaybedip, mahkemeye girmişti. Bu bakımdan, başkanı yargılayan bir başsavcının devlet başkanlık makamına gelmesi, Güney Koreliler tarafından büyük ümitlerle karşılanmıştı.

Yoon'un masasında toplumdaki düşük doğum oranı (kadın başına ortalama 0,6 çocukla dünyadaki en düşük doğum oranı), nüfusun yaşlanması (ortalama 45 yaş), hala dünyadaki en yüksek oranlar arasında yer alan intihar vakaları, giderek pahalılaşan yaşam koşulları, kuzey komşusuyla daha güvenli bir bölge politikası ve Doğu Asya'da artan siyasi gerilimler de dahil olmak üzere birçok sosyal, ekonomik ve uluslararası konu var.

Güney Kore'nin gündeminden düşmeyen Kuzey

1948'de Güney Kore'nin kurulmasından ve 1953'te Kore Savaşı'nın bitmesiyle adanın resmen bölünmesinden bu yana, Güney Koreli ilk kuşak, acı veren yoksulluğa ve sürekli Kuzey Kore saldırı tehditlerine maruz kaldı. Komünizm karşıtı posterler çizdiler ve bazıları yıllarca süren 16 sıkıyönetim durumu yaşadılar. Bu tarih, dünya görüşlerini renklendirerek siyah-beyaz bir 'Biz' ve 'Onlar' ikilemi, 'iyi' ve 'kötü' yaklaşımını hakim kıldı.

Soğuk Savaş sırasında her iki kardeş ülke arasındaki ilişkiler son derece düşmanca kaldı. Her iki ülke de Vietnam Savaşı sırasında, karşı cepheler için asker gönderdi. Hatta dönemin Kuzey Kore diktatörü Kim İl Sung savaş uçakları pilotlarına "Vietnam semaları kendi semalarıymış gibi savaşmalarını" tembih etti.

Güney Kore'nin Demokrat Partili Devlet Başkanı Kim Dae-jung, "Günışığı Politikası" adlı dış politika yaklaşımını başlattı. Bu süreçteki ilk büyük kırılma olan bu politika, Kore'nin nihai olarak yeniden birleşmesinin bir başlangıcı olarak kısa vadeli uzlaşma arayışıyla barışçıl işbirliğini vurguluyordu. Uygulandığı on yıl boyunca iki ülke arasındaki siyasi temaslar arttı, yüksek profilli birçok iş girişimi başlatıldı ve ayrı düşen aile üyelerinin kısa süreli buluşmaları kolaylaştırıldı. Kim Dae-jung 2000 yılında Günışığı Politikası girişimi vesilesiyle Nobel Barış Ödülü'nü aldı. Ancak 2008 yılında muhafazakâr partili bir başkan döneminde bu devlet politikasından yüz çevrildi ve sonrasında resmi olarak iptal edildi.

2017 yılında yeni seçilen Başkan Moon Jae-in, Günışığı Politikasının devam edeceğini ilan etti. Moon yeni bir ton belirledi. 2018 Seul için özel bir yıldı. Güney Kore, Kuzey Kore sınırına sadece 200 km uzaklıktaki kuzeydoğu bölgesi Pyeongchang'da Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapıyordu. Kuzey Kore lideri Olimpiyatlara katılmaya karar verdi ve bu vesileyle Seul - Pyongyang telefon hattı iki yıl kapalı kaldıktan sonra yeniden açıldı. Kış Olimpiyatları'nda Kuzey ve Güney Kore açılış töreninde birlikte yürüdü ve birleşik bir kadın buz hokeyi takımı sahaya çıktı.

Aynı yıl Moon ve Kim arasında Güney Kore'nin Ortak Güvenlik Bölgesi'nde bir zirve gerçekleşti. Kore Savaşı'ndan bu yana ilk kez bir Kuzey Kore lideri Güney Kore topraklarına girmiş oldu. Zirve, her iki ülkenin de Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan tamamen arındırılması için çalışma sözü vermesiyle sona erdi.

Güney Kore ve Kuzey Kore, 2018 Asya Oyunları'ndaki bazı etkinliklerde "Kore" olarak yarıştı. Ağustos 2018'de Kuzey Kore'deki Kumgang Dağı'nda, Kore Savaşı'ndan bu yana 65 yılı aşkın bir süredir bölünmüş olan ailelerin yeniden bir araya gelmeleri gerçekleşti. Moon, Arirang Festivali'nde 150.000 seyirciye hitap ederek Kuzey Kore halkına konuşma yapan ilk Güney Kore lideri oldu.

Kuzey Kore, Seul ve Vaşington arasında daha derin bir mesafe olmasını bekliyordu. Her iki tarafın ortak askeri operasyonları ve kuzeyden yapılan füze denemeleri iki komşu arasındaki soğuk savaşı geri getirdi. Kuzey'de kötüleşen ekonomik koşullar ilişkileri daha da kötüleştirdi ve yeni başkan Yoon 2020'de Günışığı Politikası Dönemi'nin sona ereceğini ilan etti.

Yoon'un siyasi hayatı bitecek mi?

4 Aralık 2024 sabahı, sıkıyönetimin sona ermesinin ardından, Yoon'un Genelkurmay Başkanı Jeong Jin-seok, Savunma Bakanı Kim Yong-hyun ve başkanlık sekreteri de dahil olmak üzere çok sayıda personeli derhal istifa etti.

Öncesinde, çeşitli üniversitelerden 3.000'den fazla profesör ve araştırmacı Yoon'un istifasını isteyen bir bildiri imzaladı. Geçtiğimiz günlerde Güney Koreli lidere sıkıyönetim soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla ceza davası açıldı ve ülkeden ülkeden ayrılması yasaklandı. Demokrat Parti, başkanın görevden alınması için başvuruda bulundu ancak gerekli oyun 2/3'ünü alamadı. İktidardaki Muhafazakâr Parti, Yoon'un "düzenli bir şekilde istifa etmesi" çağrısında bulunarak bu yolun ülke için daha istikrarlı ve düzenli bir geçiş sağlayacağını savunuyor.

Yoon'un 7 Aralık günü devlet işlerini iktidar partisinin yönetmesine izin vereceğini açıklaması, Güney Kore halkından özür dilemesi ve azil önergesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından iktidar bloku, Yoon'u dış ilişkiler de dahil olmak üzere devlet işlerinden uzaklaştırmayı planlıyor.

İktidardaki muhafazakar parti, sürecin zamanla yumuşayacağını umarken, ana muhalefetteki Demokrat Parti'nin toplumsal bir tepki dalgası yakalamasını da engellemek istiyor. Sıkıyönetim ilanından bu yana her gün binlerce kişi cumhurbaşkanının görevden alınması için protesto gösterisi düzenliyor.

Ana muhalefet partisi lideri Lee Jae-myung, parlamentodaki koltuğunu ve dolayısıyla başkanlık adaylığını kaybetmesine yol açabilecek bir yolsuzluk davasında yargılandığı için iktidar partisi de ortak bir çözüm bulma konusunda oldukça isteksiz.

Her şeye rağmen Güney Koreliler demokrasilerini savunduklarını ve kargaşa dönemlerinde istikrarı geri getirdiklerini sık sık kanıtladılar. Bunu şimdi bir kez daha kanıtlayacaklar.