'Ağaçları tanırsanız seversiniz'

Lafa gelince herkes doğa sevgisi konusunda birbiriyle yarışıyor. Ancak çoğumuzun bildiği ağaç ve çiçek sayısı üçü, beşi geçmez. Bu yabancılaşmayı fark eden bir orman mühendisi aynı adla açtığı Twitter hesabında insanlarla ağaçlar arasında dostluk kurulmasını sağlarken ülkemizde yapılan ağaçlandırma çalışmaları hakkında da eğlenceli paylaşımlar yapıyor.  

26 Ocak 2019 Cumartesi 07:00
Cumartesi Haberleri

MERVE YILMAZ ORUÇ



Resmi rakamlara bakıldığında son yıllarda ülkemizdeki ormanlık alanlar 1,5 milyon hektar artmış. Son istatistiklere göre Türkiye’nin yüzde 28.6’sı yeşil alan. Ancak büyükşehirlerde yaşayan biz faniler bu gelişmenin çok da farkında değiliz. Süleyman Özyurt, Twitter’da @ormanmühendisi adresinden yaptığı paylaşımlarla toplumu bu güzel gelişmelerden haberdar ediyor. Yanından geçtiği, evinin, işyerinin komşusu olan ağaçları tanımayanlara da sessiz dostlarını tanıtıyor. 

Twiter’da @Ormanmuhendisi hesabından yaptığınız paylaşımlar çok dikkat çekti. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz? 

Kayseri’de bir parkta çay içiyordum. Yan masadaki iki amcanın konuşmalarına kulak misafiri oldum. Amcalardan biri diğerine “Adını bilmiyorum ama her gün şu ağacın gölgesinde oturmak beni çok rahatlatıyor.” dedi. Altında oturdukları ağaç da at kestanesiydi. Bu durum bana aynı ortamı paylaştığımız ağaçları tanımadan bir yabancı gibi yaşadığımızı gösterdi. O anda bu hesabı kurma fikri hâsıl oldu. Fakat nasıl olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Hesabı 2015 yılında açtım. 2017 yılında aktif olarak kullanmaya başladım. Ağaçları bitkileri tanırsak onlara yeni anlamlar yükler onları daha çok severiz. Zeytin yağının anne sütü kadar faydalı olduğunu bilsek, hiçbir zeytin ağacına dokunmayız. Ceviz ağacının salgıladığı sülfür gazının ozon tabakasının onarılması üzerindeki etkisini bilsek ceviz ağacına gözümüz gibi bakarız. 

Topraktan uzaklaşınca çiçek ve ağaçları da tanımaz olduk galiba...  

Bu konu ile ilgili yüzlerce mesaj alıyorum. İşe giderken yol üzerinde sürekli gördüğü ama adını bilmediği bir ağaç ile ilgili bir paylaşım gördüğünde insanlar ‘Ben bunu bilmiyordum meğer her gün onunla karşılaşmışız’  diyorlar. O ağacı tanıdıktan sonra daha farklı bir gözle baktıklarını söylüyorlar. Ağaçları tanıdıktan sonra onları koruma içgüdüsü gelişiyor. 

Kendinizi şanslı hissediyor musunuz?  

Bir takipçim, “sizi çok kıskanıyorum” demişti. “Neden” diye sorduğumda, “Yeşile dokunuyorsunuz, yeşil ile iç içesiniz” demişti. Yeşil alanlar; temiz hava sağlar, kaliteli bir yaşam olanağı sunar, stresi azaltır, problem çözme yeteneğini geliştirir ve ağacın bol olduğu yerlerde kalp krizi oranı düşüktür. Yaptığım iş gereği böyle bir ortamda çalışmam elbette çok büyük bir avantaj.  

Yeşil alan ve ağaç miktarı ile ilgili olarak ne durumdayız? 

Resmi rakamlara göre son yıllarda ülkemizde orman alanları 1,5 milyon hektar artmış durumda. Orman alanımız ülke yüzölçümünün yüzde 28,6’sını oluşturuyor. Ağaçlandırma seferberliği kapsamında inanılmaz derecede ağaçlandırma yapılmakta. Bizzat yaptığım çalışmalar da var. Burada nasıl fidan yetiştirilir dediğimiz yerlerde çok güzel ağaçlandırma çalışmaları yapılmış ve yapılmaya devam ediyor. “Burayı ağaçlandırarak bu hale getirdik dersek” insanlar bunun öncesini merak eder. Bu yüzden Twitter hesabımdan ağaçlandırma yapılan bölgelerin geçmiş ve şimdiki fotoğraflarını paylaşıyorum. Hiçbir zaman olumsuz düşünmemek lazım. Fakat kırsalda çalışıldığı için bunu herkes göremiyor. Bunları göstermek için @ormanmühendisi hesabını açmayı gerekli gördüm. 

İklim değişikliği doğayı ve yeşil alanları nasıl etkiliyor? 

İklim durup dururken değişmez. Doğaya ve ağaçlara zarar verirseniz iklim olumsuz yönde değişime uğrar. Ormanlar iklimi olumlu yönde değiştiren tek ekolojik birim ve ekosistem. Varlığı arttıkça çevresine zarar vermeyen tek şey orman. Ormanların olmadığı bir yerde iklim dengesinden bahsetmek mümkün değil. Yazı yaz gibi kışı kış gibi yaşayamayız. Doğaya verilen zararlar küresel ısınmayla birlikte iklimler üzerinde olumsuz etki yaratıyor. İklim değişikliğini dengede tutmak için yeni ormanlık alanların kurulması gerekiyor. Ormanlar; canlı yaşamı için elzem olan toprak hava, su, ışık ve sıcaklık gibi çevresel faktörleri dengeleyen en önemli varlıklar. Bir hektar çam ormanı yılda 30 ton, bir hektar kayın ağacı ormanı 16 ton oksijen üretir. Havamız çeşitli şekillerde kirleniyor. Peki bu kirliliği temizleyecek, ormanların haricinde başka bir mekanizma var mı? 

Geri dönüşüm konusunda çok ciddi adımlar atılıyor. Ormanlar açısından nasıl bir önemi var geri dönüşümün?  

1 ton kâğıt atığın geri dönüşümü ile 16 adet yetişmiş çam ağacının kesilmesi önlenir. Bu da 32 kişiye oksijen sağladığımız anlamı taşır. Kâğıtların geri dönüşümle kazanılması halinde hava ve su kirliliği azaltıldığı gibi su kullanımı da büyük oranda düşürülmüş olur. Doğada kolay kolay yok olmayan plastik malzemeyi de kullanmak zorunda kalmayız. Kâğıt israfından kaçınıp, kullanmadığımız kâğıtları da geri dönüşümden tekrar kullanırsak ormanlara ve tabi geleceğimize büyük katkı sağlamış oluruz. 

Peki bize düşen görevler neler? 

İnsanımız ezelden beri doğa dostu olmuş. Ormana ve ağaçlara karşı hep bir sevgi beslemiş. Bu halen böyle. Fakat doğaya nasıl katkı sunabilirim noktasında ne yapacağını çoğu insan bilmez. O yüzden fidan dikim etkinliklerine katılmaları büyük önem arz ediyor. İmkânları varsa özel ağaçlandırma yapıp hem çevre yeşillendirir hem de gelir elde edebilirler. Özel ağaçlandırma yapmak isteyenlere yüzde 25 ila yüzde 65 oranlarında devletimiz hibe desteği veriyor. Yeter ki insanımız buna kafa yorsun vakit ayırsın. 

Ülke genelinde dikilen fidanlar nereden geliyor? 

Ülkemizde 100’ün üzerinde fidanlık bulunuyor. Bu fidanlıklarda 688 bitki türünden, yıllık yaklaşık 320 milyon fidan üretiliyor. 2018 yılında bildiğim kadarıyla 258 milyon fidan toprakla buluşturuldu. 

Orman işletme müdürlükleri okullarla birlikte neler yapıyor? 

Okulların talep etmesi durumunda; Ağaçlandırma Seferberliği ve Okullar Hayat Bulsun projesi kapsamında ücretsiz fidan tahsis ediliyor. Ağaç dikimi konusunda da orman mühendisleri eğitim ve bilgilendirme yapıyorlar. 

Isparta Uluborlu, 1987 Fotoğraf: Necati Cengiz 

Isparta Uluborlu, 2018 Fotoğraf: Necati Cengiz

"Yeşil alanlar; temiz hava sağlar, stresi azaltır, problem çözme yeteneğini geliştirir ve ağacın bol olduğu yerlerde kalp krizi oranı düşüktür."

HASTALIKLARLA MÜCADELEDE İYİ DURUMDAYIZ 

Ağaçlarda son yıllarda görülen hastalıklar neler ve bu sorun neden kaynaklanıyor? 

Ağaçlar da insanlar gibi hastalanabilir. Bazen toplu bir salgınla da karşılaşılabilir fakat bu hastalıklarla mücadelede iyi bir noktadayız. Ormanlarımız, ağaçlarımız genel anlamda sağlıklı. Böcek zararı çok fazla ormanlarımızda. Kimyasal mücadele değil de biyolojik mücadele yaparak ormanlarımıza zarar verilmiyor. Örneğin; çam ağaçlarına zarar veren çam kese böceğine karşı Calosoma Sycophanta diye bir böcek bırakıyoruz. Calosoma, çam kese böceğini yiyerek dengeyi sağlıyor. 

AĞAÇLANDIRMA YAPARKEN DOĞAYI TAKLİT EDERİZ 

Bir orman nasıl var olur? Ormanlık alanlarımızı nasıl koruyabiliriz?   

İki türlü orman vardır; doğal ve yapay ormanlar. Ağaçlandırma yaptığımızda doğayı taklit ederiz. Bir yerde daha önce hangi ağaçlar varsa onları tespit edip orman kurarız. Ezelden beri meşelerin olduğu bir yere çam ormanı kurmuyoruz. Çam ormanı kurarsak biyolojik kirlilik yaratmış oluruz. İsmi yapay olsa da ağaçlandırmalarla kurulan ormanlar bir süre sonra doğal ormana dönüşür. Kendi ekosistemini kurar. 2018 yılında ülkemizde 2165 adet yangın çıktı. Yangın çıktığı anda müdahale süremiz dünya sıralamasında üst sıralarda. Bazı ülkeler yangına müdahale konusunda ülkemizden eğitim talep ediyor. Ormanların her tarafına yapılan yangın kuleleri ve ısı algılayıcılarla ormanlar yangınlara karşı korunuyor.