MERVE YILMAZ ORUÇ
Portekiz’in Guimaraes kentinde düzenlenen Down Sendromlular Dünya Judo Şampiyonası’ndan Türk takımı başarı ile döndü. 2 altın 1 gümüş madalya kazanan sporcular Portekiz’de bayrağımızı dalgalandırdılar. Ülkemize büyük bir gurur yaşatan sporcular kendileri gibi özel olan çocuklara da örnek olurken imkân verildiğinde neler başarabileceklerini de herkese gösterdiler. Şampiyonada T23 kategorisi erkekler 81 kiloda Talha Ahmet Erdem, altın madalya kazandı. Milli sporcu, finalde ev sahibi ülkeden Corte Diogo’yu 4-2 yenerek, Türkiye’ye bu alanda ilk dünya şampiyonluğunu getirdi. Organizasyonda mücadele eden diğer milli sporcu Mehmet Can Topal ise T21 kategorisi finalinde Portekizli Maia Hugo’ya 2-1 yenildi ve gümüş madalyada kaldı. Portekiz’in Guimaraes kentindeki şampiyonada T21 kategorisi erkekler 81 kiloda Türk sporcu Doğukan Coşar da finalde Portekizli rakibini 3-1 mağlup ederek dünya şampiyonluğuna ulaştı. Sporcuların şimdiki hedefi ise Down Sendromlu Sporcuların Olimpiyat Oyunları kabul edilen ve 31 Mart- 7 Nisan 2020 tarihlerinde Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da gerçekleşecek Trisome Games 2020’den başarı ile dönmek. 42 ülkeden 1500 down sendorumlu sporcu ve antrenörün katılacağı Olimpiyat oyunları için şimdiden çalışmalara başlayan özel sporcular, büyük bir azim ile formaları için mücadele edeceklerini söylüyorlar.
Talha Ahmet Erdem, Mehmet Can Topal ve Doğukan Coşar ile Portekiz’deki başarılarını konuştuk. Güler yüzleri ve samimi sohbetleri ile etraflarına güzel bir enerji saçıyorlar. Milli takım formasını taşıyor olmaktan çok mutlu olduklarını söyleyen sporculara “Rakibinizi nasıl yendiniz” diye soruyorum. Talha heyecanla “Gömdüm onları kendi sahalarına” şeklinde cevap veriyor.
İstiklal Marşımız okunurken ağlayacaktım
“Tüm dünya benden bahsediyor şimdi. Bu çok gurur verici.” diyen Talha, üç yıldır judo yapıyor. Daha önce de yüzme, basketbol ve futbol ile ilgilenmiş. Liseyi bitirdikten sonra bir cafede çalışmaya başlayan Talha, aynı zamanda gitar çalıyor ve şarkı sözü yazıyor. Savunma sanatı olduğu için Judo’yu tercih ettiğini söyleyen Talha, şampiyona ve hazırlık süreci ile ilgili şunları aktardı: “Ailem ve arkadaşlarım çok destek oldu. Gültekin hocamız çalıştırdı bizi. Antrenmalar haliyle zor geçiyor, yoruluyorum ama vazgeçmiyorum. Ben başarılı olunca ailem de çok mutlu oldu. Benimle gurur duyuyorlar. Şampiyonada rakibim Portekiz idi. Maça çıktığımda çok heyecanlanmadım ve onu yendim. Birinci olunca İstiklal Marşımız söylendi ve bayrağımız dalgalandı. O an ağlayacaktım. Türkiye’ye döndüğümüzde ailelerimiz bizi coşku ile karşıladı. Birol Aydın Federasyon başkanımız da bizi karşılamaya geldi. Bundan sonraki amacım Trisome oyunlarında başarılı olmak.”
Mehmet Can Topal da şampiyonada ikinci oldu. Biraz buruk ama inançlı. “Maça çıkarken biraz heyecanlandım. İkinci oldum ama olsun. Antrenmanlar dışında evde de sürekli çalışıyorum. Bundan sonraki hedefim ise birinci olmak.” diyen Mehmet’in atletizm dalında da dereceleri var. Şarkı söylemeyi çok seven Mehmet aynı zamanda gitar çalıyor.
Doğukan Coşar ise spor hayatına judo ile başlamış ve iki yıldır judo yapıyor. Ailesinin kendisine çok destek olduğunu söyleyen Doğukan, “Şampiyonada İtalyan sporcu ile yarıştım ve yendim onu. Maçta heyecanlandım ama birinci olunca çok sevindim. Ailem de mutlu oldu. Döndüğümde bana sarıldılar, çok ağladık.” şeklinde konuşuyor. Doğukan da Mehmet gibi gitar çalıyor ve lise düzeyinde eğitimine devam ediyor.
Normal sporculardan daha disiplinliler
Judo Milli Takımı’nda şu an üç sporcu var. Judo branş olarak federasyona yeni eklenmiş. Bu yüzden henüz ulusal yarış yok. Sporcuların Kağıt Spor bünyesinde ciddi bir antrenman ve hazırlık süreci geçirdiğini belirten Milli Takım Antrenörü Hüseyin Dağdelen, “Haftanın beş günü antrenman oluyor. En başlarda ayak uydurmakta biraz sıkıntı çektiler ama zamanla alıştılar. Artık çok disiplinli çalışıyorlar. Asla bıkmıyorlar, azimliler. Şampiyondan başarı ile döndüler. Şimdi olimpiyatlara hazırlanıyorlar. Judo takımımızı genişleteceğiz. Bu üç sporcu başarıları diğer özel çocukları da teşvik edecek. Onlara psikolojik anlamda da destek olmaya çalışıyoruz. Ailelerinden uzakta sürekli seyahat ediyorlar. Kendi öz bakım becerilerini de geliştirdiler bu sayede.” şeklinde konuştu.
Türkiye Özel Sporcular Federasyonu Başkanı Birol Aydın: Madalyaları ile anılıyorlar
Türkiye Özel Sporcular Federasyonu altında otizmli, down sendromlu ve mental sporcular var. Bünyesinde 14 dalda spor branşı mevcut. ‘Her engellinin yapabileceği bir spor vardır’ sloganı ile yola çıktıklarını belirten Federasyon Başkanı Birol Aydın, “Down sendorumlular toplumun gülen yüzü. O kadar saf ve temizler ki. Dünyada iki insan insana güzel sarılır. Biri annemiz biri de bu çocuklar. Misyonumuz kapalı kapılar ardında olan engellileri gün ışına çıkarmak. 81 ilde teşkilatımız var. Amacımız bütün illerdeki çocuklara dokunmak ve onları spor faaliyetlerine yöneltmek. Burada sporcular, onlara fırsat verildiğinde neler yapabileceklerini gösterdiler. İlk kez katıldığımız judo branşında 2 altın ve 1 gümüş madalya kazandılar. O madalyalar çocukların, ailelerinin hayatını değiştiriyor. ‘Benim çocuğum bir şey yapamaz’ diye üzülen anneler şimdi çocukların madalyaları ile gururlanıyor. Yıllar önce TV’yi açtığınızda engelliler ile ilgili kötü haberler görürdük. Şimdi ise onların başarısını görüyoruz. 2012’de Federasyon başkanı olduğumda 60 tane spor kulübü vardı. Bugün ise 560 spor kulübü ve 30 bine yakın sporcu var. Federasyonda herkes gönüllülük yasasına göre çalışıyor. Kaynağımızı Gençlik ve Spor Bakanlığından alıyoruz. Ama sponsorluklara ihtiyacımız var.” şeklinde konuşuyor. “Gazeteciler bize soruyor son yıllarda engelli sayısı arttı mı diye. Hayır artmadı. Bugün devletin verdiği imkan ve Cumhurbaşkanının bu çocuklara sarılması ile dışarı çıktılar. Önceden evde saklanıyorlardı. Şimdi okula giden var, spor yapan var. Engelleri aşmaları konusunda spor çok önemli bir alan. Spor ile toplumla kaynaşıyorlar ve özgüvenleri yerine geliyor. 2002 yılından beri özel çocuklar ile yanyanayım. Önceden kaymakamlar bizi kabul etmezdi. Bu çocuklara yanaşmazlardı.” diyen Aydın, Türkiye’nin engelliler konusunda Avrupa’nın çok önünde olduğunu belirtiyor. Artık özel milli sporcularında Beden Eğitimi Yüksek Okulu’na alındığını belirten Güven, “Antrenörlük okuyacaklar. Önceden kabul etmiyorlardı. Bu da değişti şimdi. Yedi tane çocuğumuz BESSO okuyor ve rol model oluyorlar. Talha da okuyacak inşallah.” diyor.