Bahar Erdoğan
Gölge oyunu yani nam-ı diğer ‘Karagöz ile Hacivat’ Anadolu topraklarındaki 500’üncü yılını kutluyor. Bugün geleneksel sanatın vücut bulduğu perdenin arkasında ise ilklerin kadını var. Gölge oyunu ustası Merve İlken, kendi dalının ilk kadın ve en genç sanatçısı olarak biliniyor. Ahilik sistemi içinde yetişen sanatçı, aynı zamanda Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını taşıyor.
Karagöz ve Hacivat ile ilgilenmeye ne zaman başladınız?
Bir ‘hayali’nin (ustanın) oyun kurgulamasına ya da deriden tasvirler yapmasına bire bir şahit olan, işin mutfak kısmını gören bir çocuktum. Fakat Karagöz Hacivat ile bir sanat olarak tanışmam 10 sene önce oldu. Ustam Suat Veral’in aynı zamanda yeğeni olmam bu sanatın bana hediye ettiği ayrıcalıktır. Geleneksel Türk gölge oyunu sanatımızın temelini oluşturan iki ana unsur vardır. Bunlardan biri tasvir yapmak diğeri ise oyun oynatmak. Ustamın izinden gittim. Yine ustamın desteğiyle Kültür Bakanlığı’na müracaat ederek Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını aldım.
Ustanızdan öğrendiğiniz en büyük şey nedir?
Günümüzde ahiliğin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar var. Usta-çırak ilişkisini bilmek, öğrettiklerinden feyz almak çok önemli. Ne olursa olsun bir işin en alt kademesinden başlamak ve öğrenerek temeli sağlam oluşturmak, o işin sizi çok ileriye taşıyacağı anlamına geliyor. Tabii ki bu aşamada iyi bir ustanızın olması da çok önemli. Çünkü sağlam ağaç güzel meyve verir.
Ahilik geleneğine göre siz de birilerini yetiştirmeyi ister misiniz?
Geleneksel Türk gölge oyunu sanatımızda ahilik geleneğini en uzun yaşayan ve dördüncü kuşak olarak devam ettiren sanatçı olarak biri ya da birilerini yetiştirmeyi istiyorum. Çünkü ahilik sistemindeki çırağa böyle bir sorumluluk yükler. Çırak olarak Şevval Veral’i yetiştiriyorum.
Siz hem ilk kadın hem de en genç Karagöz ve Hacivat ustasısınız. Bu zor sınavı nasıl geçtiniz?
Ben çok şükür ki bu sorumluluğun bilincinde olan gelenek ve göreneklerini nesiller boyu aktarmayı başaran Anadolu kadınlarının torunuyum. Geleneksel Türk gölge oyunu sanatı gibi bir değerde kadın sanatçı olmak beni ayrıca mutlu ediyor.
Karagöz ve Hacivat figürünü ele aldığınızda farklı bir yorum getirebildiniz mi?
Geleneksel Türk gölge oyunumuz öyle bir sanat ki her nesle ayak uydurabilecek kadar değişikliğe açık. Fakat bir o kadar da değiştirilemez yanları var. Gölge oyunundaki Karagöz ve Hacivat gibi belli başlı ana karakterleri değiştiremezsiniz. Sadece oyuna yeni görevler, karakterler ekleyebilirsiniz.
Bu sanatın geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu sanatın geleceği çok parlak. İnanıyorum ki gençler Karagöz sanatına daha anlamlı gözlerle bakacak. Yurt içi ve yurt dışında yaptığımız tüm programlarda görüyoruz ki çocuklar Karagöz ile bambaşka bir bağ kuruyor. Özellikle yurt dışındaki yabancı çocuklar ve gençler Karagöz’ü tanıdıklarında kopmak istemiyorlar. Evrenselliğin yakalandığı bu kadim sanatta birlik ve barış mesajıyla geleceğin en sevilen karakteri Karagöz ile Hacivat olacak.
Ahilik geleneğini dördüncü kuşak devam ettiren bir sanatçı olarak bu meslekte en önemli kısmın usta-çırak ilişkisi olduğunu söyleyebilirim.
Her şey Yavuz Sultan Selim’in gölge oyunu sanatçısına rastlamasıyla başladı…
Gölge oyunu Anadolu topraklarında nasıl çıktı?
Bu konuda farklı rivayetler var. Fakat yazılı kayıtlara bakarsak Mısır’dan Anadolu’ya geçti diyebiliriz. 1517’de Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim bir gölge oyunu sanatçısına rastlar. Oğlunun da bu sanatı görmesini ister ve sanatçıyı saraya getirir. O tarihten itibaren yeni ‘hayali’ler (usta) yetişir. Hayaliler hem tasvirde hem de oyunların konularında büyük değişikliklere giderek günümüzde bilinen Karagöz Hacivat’ı tasarlamışlar. Biz de bu gölge oyununun Anadolu topraklarına girişinin ve bugünkü halini alışının 500’üncü yıldönümüne özel sanatımızın dününü, bugününü ve geleceğini anlatan bir sergi açtık. Sergide baştan sona ustam Suat Veral’a ait deri üzerine el emeği ile yapılan özel çalışmalar var. Ayrıca Guinness’e aday büyük tasvirleri de sergiliyoruz.