Kar tatiline sevinmeyen çocuklar

Hasan Çağatay Elma, o farklı bir öğretmen. Benimsediği eğitim metoduyla hem özgüven sahibi bireyler yetiştiriyor hem de çocuklara okulu sevdiriyor. Müzik, dans ve eğlence dolu bu sınıftaki öğrencilerin kar tatili gibi bir dertleri de yok.  

2 Mart 2019 Cumartesi 07:00
Cumartesi Haberleri

ALİ DEMİRTAŞ



Hasan Çağatay Elma, kendi deyimiyle o absürt bir öğretmen. Öğrencilerle derslerini oldukça farklı bir formatta işliyor. Çeşitli konseptler ve oyunlar hazırlıyor, bu oyunların içine bilgileri işliyor. Onlarla birlikte şarkılar, türküler söylüyor, danslar ediyor. Dahası bunları video ile kayıt altına alarak sosyal medyada paylaşıyor. Öğretmenliğe başladığından beri yani dokuz yıldır derslerinde bu aktiviteleri yapıyor. Yaptığı bu faaliyetlerden sosyal medya aracılığıyla yeni haberimiz oldu. Hemen kendisiyle sınıfında bir araya geldik ve konuştuk. 

29 yaşında olan Hasan Çağatay Elma aslen Sivaslı, üç yıldır da İstanbul’da şu anki öğrencilerine öğretmenlik yapıyor. Polis bir baba ve hemşire bir annenin oğlu olan Hasan Öğretmen, bu etkinliklerdeki amacını şöyle özetliyor: “Müfredat ve ders kitaplarında birçok oyunlu etkinlik var. Biz bunun gelişmiş halini yapıyoruz. Ortada sadece eğlence yok; eğlenirken öğrenmek var. Gelenekselci tabuları yıkarak etkinlik temelli yeni nesil eğitim sistemi oluşturmak istiyorum. Çalışmalarım çocuğa okulu sevdirmeye yönelik. İnsanların farklı şeylere ilgisi ve potansiyeli var. Ben öğrencilerimde bunun şimdiden açığa çıkması için uğraşıyorum. Bir öğrenci Fen ve Teknoloji ya da Matematik alanında üstün başarılar gösteremeyebilir, ama müzik veya diğer bir alanda çok yeteneklidir. Önemli olan bunu ortaya çıkarmak ve yönlendirmek. Çocuğun içindeki yeteneği ortaya çıkarıp, özgüvenini artırmayı amaçlıyorum. Amacım özgüven sahibi bireyler yetiştirmek. Bunun temelinde de okulu sevmek ve okulda vakit geçirmek yatıyor. Aynı zamanda bunu yaymak ve öğretmenler arasında çoğalmasını sağlamak için çabalıyorum.” Çocukların her geçen gün kendilerini ifade edebilme yetilerinin geliştiğini gördüğünü söyleyen Elma, bu durumun da doğrudan derslerine yansıdığını söylüyor. Aynı zamanda okulun halk oyunları öğretmenliğini de yapan Hasan Öğretmen, bu enerjisini sorduğumda ise “Böyle mutlu oluyorum, ben böyle bir öğretmenim.” diyor.  

VELİLER VE OKUL DESTEKLİYOR 

Hasan Öğretmen çoğu velinin şikayetinin çocuğunun okula gelmek istememesi olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bizim amacımız bunu aşmaktı. Bunu kendi sınıfımda aştığımı düşünüyorum ve yayılması için elimden geleni yapmak istiyorum.” Tuhaf ama gerçek; bu sınıfta öğrenciler kar tatili beklemiyor. Tabii ki kar yağsın, istiyorlar; oyun oynamak da. Ama tatil kaygısı gütmüyorlar asla. Çocukların ailesi ise sınıfın bu halinden çok memnun. Sosyal medya paylaşımları için hem de velilerden yazılı izin alınmış. Hasan Öğretmen, konuyla ilgili internette dolaşan bilgi kirliliğinden yakınıyor: “Öğrenciyi hukuka aykırı ve rencide edici biçimde sosyal medyada paylaşmak yasaktır. Ama biz böyle bir şey yapmıyoruz. Eğer bir veli izin vermiyorsa saygı duyarsınız ve yayınlamazsınız. Çocukların yaptığı eğlenceli anları yayınlamakta bir sakınca görmüyorum ki hukuk da görmüyor. Çünkü güzel şeyler yapıyoruz ve çocuklar bu durumdan ilerde en fazla gurur duyar. Yaptığımız şeylerde bir reklam kaygısı yok. Eğlence amaçlı paylaşıyoruz ve yaptığımız etkinlikler aslında eğitim öğretim müfredatında olan etkinlikler. Bağlı bulunduğumuz kurum da bizi destekliyor. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı’ndan yetkililer benimle iletişime geçti. Daire Başkanlığından özel tebrik aldım. Kendi sosyal medya platformlarında bile videolarımızı paylaştılar.” 

GELENEKSEL EĞİTİME KARŞI KISA FİLM 

Hasan öğretmenin bir de hayali var. Kendisinden dinleyelim: “Yedi bölgede tabularını aşmış ve kendini kanıtlamış yedi öğretmenle iletişim içerisindeyim. Bu öğretmenlerle birlikte ‘Eğitimde reform’ adı altında gelenekselci eğitim sisteminin aşıldığını gösteren bir kısa film hazırlamak istiyorum. Bunun için yaklaşık bir yıldır hazırlanıyoruz. Sene sonuna hazır olacak inşallah. Bunu yedi öğretmenle ortak yapacağız. Herkes kendi bölgesinde okulda veya okul dışında öğrencilerle birlikte yaptığı etkinlikleri aynı zamanda yöre halkı ile olan iletişimlerini görsel kayda alacak. Fotoğraf veya video olarak bu kayıtları bana gönderecekler. Kısa filmimiz bu görüntülerden oluşacak. Yapacağımız kısa film bir kamu spotu niteliği taşıyacak.” 

Akif Can başka bir sınıfta olmasına rağmen sık sık bu sınıfı ziyarat ediyor.